bildiğiniz gibi bir açıdan bakıldığında iki tür doktor vardır: katı bir gerçekçilik anlayışını benimseyerek bir hasta hakkındaki acı durumu doğrudan kendisine söyleyen bir karakter ya da hasta ile ilgili gerçeği yumuşatıp ona bir umut payı bırakarak ifade etmeyi tercih eden bir başka karakter...
kaynağı salt fizyolojik olan durumlarda ortaya çıkan hastalıklarda sanıyorum çoğumuz ikinci tür doktoru duygusal nedenlerden ötürü kabul ederiz. Fakat sorun sosyal fobi gibi psikolojik bir sürecin ürünü ise sanıyorum birinci türün yaklaşımı daha yerinde olacaktır.
yüzyıllar boyunca insana dair ne değişti diye sorulduğunda verilebilecek tek bir cevap vardır: hiçbirşey!
giydiğimiz kıyafetler değişti, yediğimiz yemekler, içtiğimiz içecekler, kullandığımız alet ve ekipmanlar, bilim ve teknolojideki kümülatif bilgi miktar ve yoğunluğu, kaynağı biz olan "düşünen ve sosyal" yaratıklar tarafından sürekli değiştirilip geliştirilmekte iken yaşayan bizler namına içeride değişen hiçbirşey yoktur. tüm bu görsel modernliğinin altında aynı hırslar ve içgüdülere sahip fakat kendi içindekileri modern sosyalite çevçeresinde gizlemeyi her geçen gün daha da iyi başarabilen bir insan vardır.
doğduğu andan itibaren kendisi dışındakilerle kurduğu iletişimin sayısı ve yoğunluğu arttıkça, kişi kendisini korumak adına oluşturduğu içgüdüsel savunma mekanizmasını geliştirmeye başlar ki bu oluş kişinin çevresi ile yaşadığı içsel gerilimin doğal bir tezahürü iken, ilkel ben ile dışa sunulan ben arasındaki çatışmanın derecesi "psikolojik" sorunları ortayı çıkarır. örülmüş savunma duvarının inceltilmesi çeşitli şekillerde mümkün olabiliyor, sert sözlü ya da bedensel kavgalar, kişinin kendini savunması veya hipnoz yöntemleri bunlardan bazılarıdır. bu gibi durumlarda kişi ilkel yanı ile bir farkındalık oluşturur ki bu durum uygun ve sağlıklı biyolojik yaşam teminatının güvencesi gibidir.
söylediklerim ışığında denilebilir ki, sosyal fobiniz varsa:
1- kendinizi dışarıya karşı savunma şiddetinizi azaltmalısınız, öyle ki bu azaltmanın derecesi sizin içsel ihtiyaçlarınız ölçüsünde olacaktır. örneğin; dışarı çıkıp bir yerde birşeyler içmek istiyorsanız bunu hemen yapmalısınız
2- insanların sizinle görsel temasta bulunup bulunmadıklarını istediğinizde kontrol edin ki aslında sizinle ilgilenmediklerini anlayabilesiniz
3- dışarıda yapmaya kalkıştığınız bir işi yarım bırakmayın, ya hiç başlamayın ya da sonunu getirin
4- kendinizi bazen değersiz görüyorsanız bundan korkmayın ki dışarıya karşı daha az temkinli olabilesiniz, bu daha açık davranış sergilemenizi sağlayabilir, mütevazi olun!
5- sizinle sosyal bir ortamda yaptığınız hareketlerden ötürü dalga geçildiğini hayal edip ne hissettiğinizi ve neden öyle hissettiğinizi iyi bir şekilde sorgulayın
6- kendinizi herhangi bir özellikten dolayı beğenmeseniz bile etik olduğu sürece kendinizi sergilemenin yapabileceğiniz en iyi şey olduğunu unutmayın
7- imrendiğiniz bir kişiyi örnek alabilirsiniz fakat asla taklit etmeyin ve kendi doğanızla çatışmaya girmeyin
8- sonuç vermediğini düşündüğünüz hareketleri devamlı tekrarlayın ki siz alışamasanız bile çevrenizin size alıştığını hisseder(aslında bu kendi hareketinize alışmanızdır!) ve ilgi çekici olduğunuz hissinden yavaş yavaş kurtulmaya başlayabilirsiniz
bu yazdıklarımın geçerli olup olmadığını ancak deneyerek anlayabilirsiniz...
kaynağı salt fizyolojik olan durumlarda ortaya çıkan hastalıklarda sanıyorum çoğumuz ikinci tür doktoru duygusal nedenlerden ötürü kabul ederiz. Fakat sorun sosyal fobi gibi psikolojik bir sürecin ürünü ise sanıyorum birinci türün yaklaşımı daha yerinde olacaktır.
yüzyıllar boyunca insana dair ne değişti diye sorulduğunda verilebilecek tek bir cevap vardır: hiçbirşey!
giydiğimiz kıyafetler değişti, yediğimiz yemekler, içtiğimiz içecekler, kullandığımız alet ve ekipmanlar, bilim ve teknolojideki kümülatif bilgi miktar ve yoğunluğu, kaynağı biz olan "düşünen ve sosyal" yaratıklar tarafından sürekli değiştirilip geliştirilmekte iken yaşayan bizler namına içeride değişen hiçbirşey yoktur. tüm bu görsel modernliğinin altında aynı hırslar ve içgüdülere sahip fakat kendi içindekileri modern sosyalite çevçeresinde gizlemeyi her geçen gün daha da iyi başarabilen bir insan vardır.
doğduğu andan itibaren kendisi dışındakilerle kurduğu iletişimin sayısı ve yoğunluğu arttıkça, kişi kendisini korumak adına oluşturduğu içgüdüsel savunma mekanizmasını geliştirmeye başlar ki bu oluş kişinin çevresi ile yaşadığı içsel gerilimin doğal bir tezahürü iken, ilkel ben ile dışa sunulan ben arasındaki çatışmanın derecesi "psikolojik" sorunları ortayı çıkarır. örülmüş savunma duvarının inceltilmesi çeşitli şekillerde mümkün olabiliyor, sert sözlü ya da bedensel kavgalar, kişinin kendini savunması veya hipnoz yöntemleri bunlardan bazılarıdır. bu gibi durumlarda kişi ilkel yanı ile bir farkındalık oluşturur ki bu durum uygun ve sağlıklı biyolojik yaşam teminatının güvencesi gibidir.
söylediklerim ışığında denilebilir ki, sosyal fobiniz varsa:
1- kendinizi dışarıya karşı savunma şiddetinizi azaltmalısınız, öyle ki bu azaltmanın derecesi sizin içsel ihtiyaçlarınız ölçüsünde olacaktır. örneğin; dışarı çıkıp bir yerde birşeyler içmek istiyorsanız bunu hemen yapmalısınız
2- insanların sizinle görsel temasta bulunup bulunmadıklarını istediğinizde kontrol edin ki aslında sizinle ilgilenmediklerini anlayabilesiniz
3- dışarıda yapmaya kalkıştığınız bir işi yarım bırakmayın, ya hiç başlamayın ya da sonunu getirin
4- kendinizi bazen değersiz görüyorsanız bundan korkmayın ki dışarıya karşı daha az temkinli olabilesiniz, bu daha açık davranış sergilemenizi sağlayabilir, mütevazi olun!
5- sizinle sosyal bir ortamda yaptığınız hareketlerden ötürü dalga geçildiğini hayal edip ne hissettiğinizi ve neden öyle hissettiğinizi iyi bir şekilde sorgulayın
6- kendinizi herhangi bir özellikten dolayı beğenmeseniz bile etik olduğu sürece kendinizi sergilemenin yapabileceğiniz en iyi şey olduğunu unutmayın
7- imrendiğiniz bir kişiyi örnek alabilirsiniz fakat asla taklit etmeyin ve kendi doğanızla çatışmaya girmeyin
8- sonuç vermediğini düşündüğünüz hareketleri devamlı tekrarlayın ki siz alışamasanız bile çevrenizin size alıştığını hisseder(aslında bu kendi hareketinize alışmanızdır!) ve ilgi çekici olduğunuz hissinden yavaş yavaş kurtulmaya başlayabilirsiniz
bu yazdıklarımın geçerli olup olmadığını ancak deneyerek anlayabilirsiniz...
Yorum