Merhaba Arkadaşlar
Başlığa sosyal fobi yazdım ancak daha hastalığımın ne olduğunu bile bilmiyorum. Şu an tek diyebileceğim, aşırı derecede mutsuzum, ne yaparsam yapayım sürekli yalnız kalmak istiyorum.
Yaklaşık olarak 15-16 yıldır gereğinden fazla utangaç, sessiz sakin, hakkını savunamayacak kadar "ezik"(bu tabirden nefret ediyorum) birisi olarak yaşıyorum. Dünya benim gibi yaşayanlar için oldukça zor ve çekilmez bir yer. Kafamı yere eğerek yolda yürümek, insanlardan mümkün olduğunca kaçmak, insanların gözlerine bakamamak, geçmişteki kötü anıların sürekli gözümün önüne gelmesi benim bütün gün uğraştığım şeyler.
25 yaşındayım, mühendisim, iyi kötü bir işte çalışıyorum, evde tek başıma kalıyorum, yani kendi ayaklarımın üstünde durabiliyorum. Ama hayattan zerre kadar zevk almıyorum. O kadar mutsuzum ki sürekli içimden kendimi yere bırakıp ağlamak geliyor. İnsanlarla konuşmak, evden dışarıya çıkmak hiç içimden gelmiyor.
İlkokuldan beri ailemden ayrıyım. Bizim köyde doğru düzgün okul yoktu. Okumak için fedakarlık yapmam gerekiyordu. 2 sene başka bir ailenin yanında kaldım. Daha sonra 10 sene de yurtta kaldım. Bazı insanlar yalnız kaldıkça, herşeyle direk kendisi mücadele ettikçe daha da güçleniyor ama bende tam tersi oldu. Ben ilkokuldayken şu okulun popüler çocuklarından biriydim, hani şu hem derslerde başarılı hem de arkadaş çevresi geniş olan çocuklardan. O halden bu acınacak hale nasıl geldim, aklım almıyor.
Herşeyden önce, tescilli şekilde çirkinim. Tescilli şekilde diyorum çünkü birçok kez hiç tanımadığım insanların alay etmesine maruz kaldım. Örnek vermek gerekirse, bir keresinde iki sevgili yanımdan geçerken, adam yanındaki kız arkadaşına "şunun tipine bak" dedi. Bu cümleye çok sinirlenmiştim tam dönüp cevap verecekken, kızın şu cümlesi beni yıktı: "öyle deme yazık". Bunu duyduktan sonra öylece kaldım. Bu olaydan sonra 1 hafta intihar etsem mi diye çok düşündüm. Yanlış anlamayın, benim derdim yakışıklı olmak filan değil. İnsanoğlunun estetik anlayışı yerin dibine batsın! Benim tek dileğim, kendimle barışık olmak. Aynaya yanlışlıkla bakınca içimde bir burkulma olmasın istiyorum.
Tabi benim gibi bir adamın kız arkadaşı olması düşünülemez ki hiç olmadı da zaten. Görücü usülü evlenmek asla istemiyorum. Bu yüzden eğer iyileşemezsem, büyük olasılıkla evlenemiyeceğim. Çevrenizdeki insanlar, akrabalar, arkadaşlar evlenmeye başlayınca ortada bir yanlış var demeye başlıyorsunuz.
İş hayatı benim için tam bir işkence. Zam, terfi ve hatta izin istemek benim için imkansıza yakın şeyler. Masabaşı işim olduğu için, şu an insani ilişkilere gerek yok. Ama ileride illa ki daha sosyal olmam gerekecek. Ama nasıl yapcağımı hiç bilmiyorum. Benden 2-3 yaş küçük çalışanlar bu kadar rahatken, müdürlerle şakalaşırken, ben kendi köşemde hiç kimsenin dikkatini çekmemek için pusuyorum. Eğer tedavi olmazsam bütün ömrüm böyle geçecek sanırım.
Bu hastalığı kendim tedavi etmeye çok uğraştım. Tek başıma tatille de gittim, hiç tanımadığım insanların olduğu kulüplere de katıldım ama olmadı bir türlü. Her defasında kendime "ne işim var benim burda, kendimi komik duruma düşürdüm" dedim. Kısacası kendi kendimi tedavi filan edemedim. Ve şu son zamanlarda bir başka tehlike daha ortaya çıktı: Alkolizm. 1-2 aydır evde sürekli alkol alıyorum. Alkol alınca daha rahat hissediyorum, daha az düşünüyorum, daha az utanıyorum. Ama tabi bu yol, yol değil; bunun da farkındayım.
Herneyse 1-2 yıldır bu kararı almak için cesaret topluyordum ve en sonunda başardım: Artık bu hastalıktan profesyonel yardım alarak kurtulmak istyorum! Ancak ne yapacağımı tam olarak bilemiyorum. Bunun için Ankara'da bana tavsiye edebileceğiniz herhangi bir psikolog var mı? Yardımcı olursanız sevinirim. Teşekkürler.
Başlığa sosyal fobi yazdım ancak daha hastalığımın ne olduğunu bile bilmiyorum. Şu an tek diyebileceğim, aşırı derecede mutsuzum, ne yaparsam yapayım sürekli yalnız kalmak istiyorum.
Yaklaşık olarak 15-16 yıldır gereğinden fazla utangaç, sessiz sakin, hakkını savunamayacak kadar "ezik"(bu tabirden nefret ediyorum) birisi olarak yaşıyorum. Dünya benim gibi yaşayanlar için oldukça zor ve çekilmez bir yer. Kafamı yere eğerek yolda yürümek, insanlardan mümkün olduğunca kaçmak, insanların gözlerine bakamamak, geçmişteki kötü anıların sürekli gözümün önüne gelmesi benim bütün gün uğraştığım şeyler.
25 yaşındayım, mühendisim, iyi kötü bir işte çalışıyorum, evde tek başıma kalıyorum, yani kendi ayaklarımın üstünde durabiliyorum. Ama hayattan zerre kadar zevk almıyorum. O kadar mutsuzum ki sürekli içimden kendimi yere bırakıp ağlamak geliyor. İnsanlarla konuşmak, evden dışarıya çıkmak hiç içimden gelmiyor.
İlkokuldan beri ailemden ayrıyım. Bizim köyde doğru düzgün okul yoktu. Okumak için fedakarlık yapmam gerekiyordu. 2 sene başka bir ailenin yanında kaldım. Daha sonra 10 sene de yurtta kaldım. Bazı insanlar yalnız kaldıkça, herşeyle direk kendisi mücadele ettikçe daha da güçleniyor ama bende tam tersi oldu. Ben ilkokuldayken şu okulun popüler çocuklarından biriydim, hani şu hem derslerde başarılı hem de arkadaş çevresi geniş olan çocuklardan. O halden bu acınacak hale nasıl geldim, aklım almıyor.
Herşeyden önce, tescilli şekilde çirkinim. Tescilli şekilde diyorum çünkü birçok kez hiç tanımadığım insanların alay etmesine maruz kaldım. Örnek vermek gerekirse, bir keresinde iki sevgili yanımdan geçerken, adam yanındaki kız arkadaşına "şunun tipine bak" dedi. Bu cümleye çok sinirlenmiştim tam dönüp cevap verecekken, kızın şu cümlesi beni yıktı: "öyle deme yazık". Bunu duyduktan sonra öylece kaldım. Bu olaydan sonra 1 hafta intihar etsem mi diye çok düşündüm. Yanlış anlamayın, benim derdim yakışıklı olmak filan değil. İnsanoğlunun estetik anlayışı yerin dibine batsın! Benim tek dileğim, kendimle barışık olmak. Aynaya yanlışlıkla bakınca içimde bir burkulma olmasın istiyorum.
Tabi benim gibi bir adamın kız arkadaşı olması düşünülemez ki hiç olmadı da zaten. Görücü usülü evlenmek asla istemiyorum. Bu yüzden eğer iyileşemezsem, büyük olasılıkla evlenemiyeceğim. Çevrenizdeki insanlar, akrabalar, arkadaşlar evlenmeye başlayınca ortada bir yanlış var demeye başlıyorsunuz.
İş hayatı benim için tam bir işkence. Zam, terfi ve hatta izin istemek benim için imkansıza yakın şeyler. Masabaşı işim olduğu için, şu an insani ilişkilere gerek yok. Ama ileride illa ki daha sosyal olmam gerekecek. Ama nasıl yapcağımı hiç bilmiyorum. Benden 2-3 yaş küçük çalışanlar bu kadar rahatken, müdürlerle şakalaşırken, ben kendi köşemde hiç kimsenin dikkatini çekmemek için pusuyorum. Eğer tedavi olmazsam bütün ömrüm böyle geçecek sanırım.
Bu hastalığı kendim tedavi etmeye çok uğraştım. Tek başıma tatille de gittim, hiç tanımadığım insanların olduğu kulüplere de katıldım ama olmadı bir türlü. Her defasında kendime "ne işim var benim burda, kendimi komik duruma düşürdüm" dedim. Kısacası kendi kendimi tedavi filan edemedim. Ve şu son zamanlarda bir başka tehlike daha ortaya çıktı: Alkolizm. 1-2 aydır evde sürekli alkol alıyorum. Alkol alınca daha rahat hissediyorum, daha az düşünüyorum, daha az utanıyorum. Ama tabi bu yol, yol değil; bunun da farkındayım.
Herneyse 1-2 yıldır bu kararı almak için cesaret topluyordum ve en sonunda başardım: Artık bu hastalıktan profesyonel yardım alarak kurtulmak istyorum! Ancak ne yapacağımı tam olarak bilemiyorum. Bunun için Ankara'da bana tavsiye edebileceğiniz herhangi bir psikolog var mı? Yardımcı olursanız sevinirim. Teşekkürler.
Yorum