Duyuru

Collapse
No announcement yet.

Dalga Geçilmekten ve Tartışmaya Girmekten Korkmak

Collapse
X
  • Filtrele
  • Zaman
  • Göster
Clear All
new posts

  • Dalga Geçilmekten ve Tartışmaya Girmekten Korkmak

    Ben arkadaşlarımla vs. konuşurken bu olmuyor ama internette bazı tanımadığım insanların olduğu yerde bir yorum yapınca ''Ya benle dalga geçerseler?'' diye korkuyorum. Nedenini bilmiyorum ama kalbim hızla atmaya başlıyor. 2 tane sırrım var buraya bile yazamadığım. 2'si de insanlar tarafından ırkçılık gibi şeyler yüzünden sevilmeyen şeyler. Belki bu yüzdendir bilmiyorum. Bu sırlarımla dalga geçilmekten de korkuyorum sanırım. Aileme bile söylemiyorum tekini. İçime atıyorum işte. Sürekli bu özelliklerimden utanıyorum insanların benden soğup belkide arkadaşlarımı kaybedeceğim diye. İnsanların benim hakkımda ne düşündüklerini aşırı takıyorum sanırım. Yine de bu korkumu yenemiyorum.

  • #2
    Hinyyy,

    Benim ilkokul birdeki müzik derslerimden şu saniyeye kadar sahip olduğum duygu. Ve gerçek düşüncemi sorarlarsa anne karnında kalan acı dolu anlardan daha beter unutmalardan kaynaklanıyor, ilkokul birden itibaren değil. Örneğin siteye yazdığım şeyleri yazmayı tamamlamadan geri siliyorum; gerçeği bilmemeleri pahasına, muhtemelen de. Elim bile titriyor idi ilkokuldayken. Hipnozun bir çeşidiyle uğraşıyorum denilebilir. Şu an hemen hemen tüm hareketlerini tepkisel olarak kaydettiğim veya uyguladığım ebeveynlerimi, hatırlamak zor olsa gerek. Hatırlıyorum ki ebevenlerimin arasına alınmamak çok kötü.

    Herkesin yavrusu şeker de... bizimki "ucube" mi? Kusura bakmayın anne-baba, sosyal sapıklıklarınız zihnimi ele geçiremeyecek, şu ana kadar geçirdi ki kurtulan her birey mantıklı düşünür; insan temelde "iyidir". Benim sapıkça olarak görünen hareketlerimden birkaçı: Annem kedilere acıyınca, sonradan hatırlayıp analiz ettiğim ve bu şekilde hatırlayabildiğim kafamın içine bu kadar çok işlemiş "negatif tarafta" olma duygusu. Lakin tersinde olmam gerektiği durumlarda da -iradem elimden alınmışçasına ve ben bunu farketmemişçesine ki öyleler- tam tersini yapmaya, babam olmaya çalışıyorum; iki aklı elinden alınmış sapık için birilerinin ağzını burnunu sinirden sapıklıkları için dökmek zorunda mıyım? Ben sinir olmak zorunda mıyım?

    Diğeri, eşcinsellik ve anormal seksüel ilişki isteğim. Dördüncü işimi de bıraktığım gün adamın biri beni yolda aldı, tesadüfe bak çok konuştuk. Dedi ki madem anormal seksüel ilişki istemiyorsun (benim tabirimle, onun değil ve şimdi göreceğiniz gibi olamaz), geyler var. Ben de anormal seksüel ilişkiyi istiyordum ancak ya fark etmeden eşime zarar verirsem? Yine aynı şeyi yaptım ve âdeta günahlarımı hatırladım; bu ya isteyerek ya da zorla kıyamet günü gelmişçesine köşeye sıkışarak tezahür edecek idi elbet. Kendimi böyle bir seksüel ilişkiye soktum biraz da para vererek, sünnet anımdaki ses kayıtlarını, karşı taraftaki duyguları olabildiğince hatırladım, acıya gelince, o kadar şiddetli fiziksel acı vardı ki penis kalksın diye sadece genital tüylenme bölgesini uyuşturmuş. Bombay veya deepheat merhem misali... Acı nerede, kan orada; penisin kalkmasını sağlayan da "içine dolan kandır". Lokal anestezi pek çok yıl önce bulunmuş veya bulunmamış olsun, hatırlanılmayan her durum bir sapıklıktır.

    Psikosomatik hastalıkların pençesinde olanlardan ve özellikle takayasu arteridinin şiddetinin aslında, hatırlamamaya, "unutmak istiyorum"la doğru orantılı olduğunu görebilirsiniz. Hani Kuran'da "O gün geldiklerinde elleri ayakları aleyhlerine şahitlik ederler" der ya. Reenkarnasyona da inanıyorum. Ama açıklayamıyorum çünkü deli ilan edileceğim. Yaniii... diğerleriyle aynı yoldan çıkmışlığın müridi kabul edileceğim, daha da aşağı... İster inanın ister inanmayın nasıl ki anne karnına düşmüş, düşünemeyen bir hayvan zigot, kulakları olmayan bir zigot, ses kaydı için "biyolojik ritm" atan hiç birşeyi olmayan, annesinin kulağı sağır olmasına rağmen sesi kaydeden "zigot" var. İlk düşüncelerimde insanlar bir aydan önce cinsel ilişkiye tekrar giremez var. Ve bunu ancak bir aptala söylersem yardım etmiş olurum, büyüklük taslayanlara değil. Lakin Kuran'da iki aydan önce tekrar yaklaşılmaz yazıyordu. Kadınlarımıza değer vermemiz ne kadar da az veya sapıkça çünkü zamanında erkek iken tam olarak bunun tersi sapıklardı. Yumurta yumurtlamaz iken cinsel ilişkiden haz aldığını iddia ediyorlar ve "evet" haz alınır ama ölmeden önceki son cinsel ilişkiniz olduğunu bilseydiniz, boşluğu siz tamamlayın; sözüm ona çok dinci dedelerim ve anneannelerim... Gençliklerinde ne kadar da çok fesat çıkardılar, torunlarına kadar yansıdı; Tanrı varsa, namazınız kabul olacak mı sanıyorlar? Garip bir şekilde, evet.

    Deneyi siz de yapabilirsiniz: Hipnozla telkin almış birine deri galvonometresi ile ölçün. Ki adama "Şimdi vereceğim acıyı hissetmeyeceksin deyin", birşey kullanarak hafif bir yara verin. Çok büyük birşey yaparsanız, daha önceki hipnotik derecedeki yarı-anestetik diye tabir edebileceğim anlardan kaynaklı duyu kayıtlarına eşit olduğu için beyin hücreleri çalışabilir. Ya da ikisini de denediğimizi farzedelim; bir bilinçsizlik anına kaza ara eşitlersek ikinci seçenekte olduğu gibi, o ana göre itaat eder birey, birinci seçenekte de olduğu gibi sadece beyin yorulmasına ve şu o an da şu ana kadar yaşadığı beyin yorulmalarına eşit olduğu için itaat eder veriye. Hangi acı daha çok uyarılmışsa. Sonuç, beyin yorulmasıyla eşitlemede, kişi analiz yapmasının dışında bilinçsizlik anlarından kaynaklanan sapıklıkları çokça yapmışsa "zihni elinden alınır" ancak yapmamışsa ve de hipnotik komutlara sahip olmadığı için yapmayacak kadar temiz ise, 95'li yıllarda trenin altında kolunu bacağını kaybedip de algılarının çoğunu hatırlayabilen kız gibi de zihni kendine ait, hipnotize edilemez olur.

    Anlatacak hikâye çok; açıklanamayan konulardan yola çıkmıştım. Bunun neyini anlatabilirsiniz arkadaşlar?
    :RpS_laugh: Olmayan bir kulağın duyan bir kulaktan daha iyi kaydetmesine rağmen "kaçık" denirsiniz. Peki insanlar neden şirk koşarak diğerlerini yoldan çıkarırlar? Zamanın da dinlerine laf söylenmesi onlar için duygusal acı dolu hipnotik telkin demek idi. Ya da tuhaf bir şekilde hep dinini savunurlar hem de laf sokarlar, deliliğin her iki tarafını da yapmaya çalışırlar! Genel bir örnek, çocuk çok dayak yer, baba olunca da eşine ve çocuğuna dayak atar ama hâlbuki âşık olarak evlenmişti. Sözüm ona çok dinciden çok, farksız...

    Bunun neyini açıklayabilirsiniz arkadaşlar, insanın yalnız kalması demektir günümüzdeki sosyal sapıklık normlarımıza göre, adamı "kaçık" ilan ederler. Söyleme Hiny, yaptıklarının cezasını gözleri kafalarının üstünde, daha kendilerini analiz etmekten aciz olarak çekmeyi yeğliyorlar. Çok can yakan sünneti oğullarına ve kızlarına "ahlaki" olarak hipnotize veya daha modern olarak empoze etmeleriyle, çocuk başına iki çocuk olduğunu varsayarsak, bir dedemizin hayatı boyunca birilerinin ruhsal seviyesini artırıp artırmadığına bakarsak, karısı, çocukları ve torunları ve torunlarının torunlarına kadar gidersek, kendisiyle birlikte "-18" insanlık ilahi puana sahip olduğunu görürüz. Sanki soydaşları ölecek dersek tabii... Öleceklerse de öğrettikleri yüzünden!

    Hem korku hem de mantıklılık bir arada olabilir, Hiny; başka stratejiler bul.

    Yorum


    • #3
      Dalga geçsinler bırak, sen de geç. Dalga geçilmesinde korktuğunu bildikleri sürece, senle dalga geçmekten haz alırlar. diledikleri malzemeyi insanlara verme. Tedirgin olma, ipleme. Diledikleri kadar dalga geçsinler. Özlük haklarını da ihlal ettirip saf olma elbette. Canın yanınca patla. Kusursuz olamazsın. Tıpkı senle dalga geçen dallamaların kusursuz olamadıkları gibi.

      Yorum


      • #4
        Tabiki buraya bile yazmadığım şeyler var ama buraya açtığım konularda yazdıklaırımı asla ama asla başkalarına söylemedim. Ama insanlarıda kırmak istemiyorum. Sonra neden ben böyle yaptım diyip duruyorum.Beynimin içinde kocaman bir savaş var gibi sürekli korku içindeyim.

        Yorum

        İşleniyor...
        X