Sitedeki ilk mesajım ve ilk açtığım konunun kendim için bu kadar umut verici hissettiren duygularla yazabileceğimi ummazdım.
İnce eleyip sık dokuyan,detaylarda boğulan,sürekli mantıksal çıkarımlar yapıp,reel dünyada mantığımızla değil zaptedemediğimiz yanlış duygularımızla varolan biz sosyal fobililer
Terliyorum,kızarıyorum hatta kendine vazifeymiş gibi "Noldu ya,kıpkırmızı oldun? " cümlesini kullananlara içimden ağız dolusu sövüyorum.Evet ben de farkındayım.Bütün bu fiziksel belirtilerin,içimde yaşadığım duygusal tsunaminin, yalnızca içimde kalması hiçbir fiziksel belirtiye dönüşmemesi düşünülemez.Hatun durumları da "sıfır" normal olarak Ama ne yapıyım böyleyim işte ben de.Güneş battıktan sonra, kulaklığındaki "Seni Her Gördüğümde" şarkısı eşliğinde deniz kenarında volta atan, belki de kimilerinin "artise bak,göya ıssız adam tripleriyle kız düşürücek" dediği,ama aslında az biraz alımlı bir kızla konuşmaya çalışırken eli kolu dolanan bi tipim işte. Ne kadar kaçmaya çalıştıysam,sosyal fobi o kadar yanıma yaklaştı ve beni ellerine aldı.Devlet hastanesine gittim.Psikoloji bölümü bana 5-6 ay sonrasına randevu verdi Özel psikologa gittim,bir seansa yüz lira aldı,hiç de bir şey yapmadı haa,ben konuştum o dinledi sadece göya teşhis koymuşmuş.Sosyal ankisiyete bozukluğu var sen de seanslara devam edeceğiz dedi.Yapma yaa!! dedim helal olsun büyük doktorsun şıp diye nasıl da koydun teşhisi.Anlayacağınız doktordan da yıldım.Dedim ilaç kullanayım bari.Birkaç ilaç kullandım,yaa nasıl ama gözlerimi açamıyorum zombi gibi geziyorum bütün gün o haldeyken zaten istesemde sosyal kaygı yaşayamam,sosyal kaygı yaşayacak duygularımı harekete geçirecek kadar enerjim yoktu zaten.Olmayan cinsel hayatıma etkileri de cabası Dedim aga yok bu da olmayacak. "Zaten varolmadığım hayatı,algılayamamak için içiyorum" dedim vurdum alkole.Hayat çok güzel her şey eskisi gibi.Laf atıyorlar bana,üzerimden espri yapıyorlar hiiiiçç umrumda değil,istediğim gibi davranıyorum, gülüyorum , rahatım , nasıl böyle bir güzellik gelmiş,nur gelmiş yüzüme Birinci,ikinci,üçüncü,dördüncü gün derken, sabah kalktım canım nasıl alkol istiyor. Dedim ne oluyo,hayatımda karşılaşmadığım bir durum,resmen alkolik gibi hissediyorum kendimi.Dedim yok bunun çaresi bu da değil.Yağmurdan kaçarken doluya tutulacağız. Tam da bu dönemde bir film izledim.Aslında eski bir filmmiş ama ben geç keşfettim. "Akıl Oyunları" muhteşem bir beyni ve sayısal zekası olan bir matematik dahisinin , beyni fazla zorlaması neticesinde şizofreni yaşamasını ve olmayan kişileri varmış gibi görmesini anlatıyor kabaca.Sonunda ise her şeyi yapmasına rağmen başa çıkamıyor bu rahatsızlığıyla ve bununla yaşamayı öğreniyor.O kişileri yine görüyor ama umursamadığı için onlarda umursamıyor (filmi izlemeyi düşünenler varsa tavsiye ederim,özellikle sosyal fobiye olumlu ya da farklı bir pencereden bakabilme konusunda çok yardımcı oldu bana,bu arada filmi özetledim kusura bakmayın). Artık kabullendiğim bir rahatsızlığım var.Yine terliyorum yine kızarıyorum "amaaannn" deyip geçiyorum.Bu saçma sapan şey için kendimi feda edemem isyan ettiğim değersizleştiğini düşündüğüm dünyaya.Elbette halen kurtulabilmiş değilim ancak ben onu ne kadar umursamazsam o da beni o kadar umursamıyor.
İlk mesajımı baya bir abarttım galiba, hepinize geçmiş olsun diyor, haddim olmayarak kendinizle barışın diyorum . . .
İnce eleyip sık dokuyan,detaylarda boğulan,sürekli mantıksal çıkarımlar yapıp,reel dünyada mantığımızla değil zaptedemediğimiz yanlış duygularımızla varolan biz sosyal fobililer
Terliyorum,kızarıyorum hatta kendine vazifeymiş gibi "Noldu ya,kıpkırmızı oldun? " cümlesini kullananlara içimden ağız dolusu sövüyorum.Evet ben de farkındayım.Bütün bu fiziksel belirtilerin,içimde yaşadığım duygusal tsunaminin, yalnızca içimde kalması hiçbir fiziksel belirtiye dönüşmemesi düşünülemez.Hatun durumları da "sıfır" normal olarak Ama ne yapıyım böyleyim işte ben de.Güneş battıktan sonra, kulaklığındaki "Seni Her Gördüğümde" şarkısı eşliğinde deniz kenarında volta atan, belki de kimilerinin "artise bak,göya ıssız adam tripleriyle kız düşürücek" dediği,ama aslında az biraz alımlı bir kızla konuşmaya çalışırken eli kolu dolanan bi tipim işte. Ne kadar kaçmaya çalıştıysam,sosyal fobi o kadar yanıma yaklaştı ve beni ellerine aldı.Devlet hastanesine gittim.Psikoloji bölümü bana 5-6 ay sonrasına randevu verdi Özel psikologa gittim,bir seansa yüz lira aldı,hiç de bir şey yapmadı haa,ben konuştum o dinledi sadece göya teşhis koymuşmuş.Sosyal ankisiyete bozukluğu var sen de seanslara devam edeceğiz dedi.Yapma yaa!! dedim helal olsun büyük doktorsun şıp diye nasıl da koydun teşhisi.Anlayacağınız doktordan da yıldım.Dedim ilaç kullanayım bari.Birkaç ilaç kullandım,yaa nasıl ama gözlerimi açamıyorum zombi gibi geziyorum bütün gün o haldeyken zaten istesemde sosyal kaygı yaşayamam,sosyal kaygı yaşayacak duygularımı harekete geçirecek kadar enerjim yoktu zaten.Olmayan cinsel hayatıma etkileri de cabası Dedim aga yok bu da olmayacak. "Zaten varolmadığım hayatı,algılayamamak için içiyorum" dedim vurdum alkole.Hayat çok güzel her şey eskisi gibi.Laf atıyorlar bana,üzerimden espri yapıyorlar hiiiiçç umrumda değil,istediğim gibi davranıyorum, gülüyorum , rahatım , nasıl böyle bir güzellik gelmiş,nur gelmiş yüzüme Birinci,ikinci,üçüncü,dördüncü gün derken, sabah kalktım canım nasıl alkol istiyor. Dedim ne oluyo,hayatımda karşılaşmadığım bir durum,resmen alkolik gibi hissediyorum kendimi.Dedim yok bunun çaresi bu da değil.Yağmurdan kaçarken doluya tutulacağız. Tam da bu dönemde bir film izledim.Aslında eski bir filmmiş ama ben geç keşfettim. "Akıl Oyunları" muhteşem bir beyni ve sayısal zekası olan bir matematik dahisinin , beyni fazla zorlaması neticesinde şizofreni yaşamasını ve olmayan kişileri varmış gibi görmesini anlatıyor kabaca.Sonunda ise her şeyi yapmasına rağmen başa çıkamıyor bu rahatsızlığıyla ve bununla yaşamayı öğreniyor.O kişileri yine görüyor ama umursamadığı için onlarda umursamıyor (filmi izlemeyi düşünenler varsa tavsiye ederim,özellikle sosyal fobiye olumlu ya da farklı bir pencereden bakabilme konusunda çok yardımcı oldu bana,bu arada filmi özetledim kusura bakmayın). Artık kabullendiğim bir rahatsızlığım var.Yine terliyorum yine kızarıyorum "amaaannn" deyip geçiyorum.Bu saçma sapan şey için kendimi feda edemem isyan ettiğim değersizleştiğini düşündüğüm dünyaya.Elbette halen kurtulabilmiş değilim ancak ben onu ne kadar umursamazsam o da beni o kadar umursamıyor.
İlk mesajımı baya bir abarttım galiba, hepinize geçmiş olsun diyor, haddim olmayarak kendinizle barışın diyorum . . .
Yorum