Duyuru

Collapse
No announcement yet.

Baba baskısı ve berbat olan hayatım..

Collapse
X
  • Filtrele
  • Zaman
  • Göster
Clear All
new posts

  • Baba baskısı ve berbat olan hayatım..

    Merhaba arkadaşlar. 34 yaşında erkeğim. İçinden çıkamadığım bir labirentte gibiyim. Ya da bir çemberin içinde kendimi kovalıyorum, kendim de beni. Bir türlü çıkış yolu bulamadım. Yaşadığım şeyleri kısaca anlatmaya çalışıcam. Çocukluk yıllarımla başlayayım. Benim hayatımın kabusu babamdır. Uzun uzun yazmayacağım. Madde madde yazıyorum.

    -Dövme
    -Sevmeme
    -İlgisizlik
    -Başkalarının çocuklarını benden üstün görmesi
    -Sürekli bağırması, şefkat göstermemesi
    -Arkadaşlarımla oyun oynamama izin vermemesi sokağa salmaması (köyde büyüdüm)

    Ortaokul ve lise yıllarımda

    -Arkadaş edinmeme izin vermemesi
    -Arkadaşlarımın ve onların babalarının yanında beni aşağılaması
    -Okuyup çalışmadığım için beni masraf kapısı olarak görmesi
    -Konuşturmaması, sürekli susta durdurması, sadece onun dediklerini onaylatması
    -Giyimime, saçıma, heveslerime kısaca mutlu olacağım herşeye karışması
    -Tatlı sözle nasihat yerine sürekli hakareti seçmesi
    -Aşağılaması ve sürekli emsallerimle kıyaslaması
    -Özgüven kazandıracak hiç bir davranışta bulunmaması ve kişiliğimi daha da ezmesi
    -Dövmesi

    Üniversite yıllarımda

    -Okul için harcadığı paraları sürekli yüzüme vurması
    -Beni masraf kapısı olarak görmesi
    -Giyimime kuşamıma saçıma sakalıma karışması
    -İsteklerimi ve heveslerimi hiçe sayması
    -Hakaret etmesi, başkalarının yanında aşağılaması
    -Emsallerimle kıyaslaması
    -İnsanların yanında beni aşağılaması

    Yukarıda saydığım maddeler içinde bir sürü olay var. Ve bu olaylar bende telafisi olmayan yaralar açtı. Mesela ortaokula giderken saçımı ortadan ayırıyorum diye bayram sabahı sofrada bana yumruk atmıştı. İlkokula başladığım gün beni okulda bırakacağında yalnız kalmaktan korkup dizlerine sarılmıştım. Beni alıp eve götürüp bir güzel tokatlamıştı. Onu öğretmene mahcup etmişim. Sürekli ezerek döverek susturarak büyüttü. Yaptığı baskı hayatımın tüm alanına yansıdı. Öğretmen ayağa kaldırdığında bildiğim şeyi söyleyemezdim. Sürekli ezilen, duygu ve düşünceleri gelişmeyen bir insanın özgüveni de oluşmuyor. Çalışma hayatına gireli yıllar oldu, daha iki yıl öncesine kadar toplantılarda fikirlerimi söyleyemezdim. Baba korkusu, okulda öğretmen korkusuna, askerde komutan korkusuna, iş yerinde müdür korkusuna dönüştü. Ortamlarda hep sessiz kaldım. Hep en gerideki adam oldum. En son çağırılacak kişi oldum. Kalabalık yerlerden kaçar oldum. İnsanlar arasına çıkmaktan çekinir oldum. Arkadaş ortamı içindeki en pasif kişi oldum. Gönlümce bişey yapamadım, yaşayamadım. Hayatıma kimseyi alamadım. Hep yalnızlık çektim. Hep çekindim, hep utandım. İçime kapandım. Üniversite yıllarında da dini bir camianın içine girdim. İçime zaten kapanmışken daha da kapandım. Yıllarca o camianın da baskısını yaşadım. Kız arkadaşım olmadı. Zamanla kendimi kötü hissettim ve neredeyse cinsel tercih değiştirme noktasına geldim. Ailemin beni baskı altında büyütmesi beni içinde bulunduğum camianın baskısına da açık hale getirdi. Ona abi buna hoca derken her türlü ödünü verdim. Resmen onların hayatlarını yaşadım. Aşık olmak sevmek onlara göre ayıptı günahtı. Buna bile karışıyorlardı. Dedim ya onların hayatını yaşadım kendimi unuttum. Kendime geldiğimde ise yaşım 32 olmuştu. son iki yıldır biraz kendime yönelmeye başladım. Bazılarını hayatımdan çıkardım ama hala çevremdeler. Tayin olamıyorum. Şehir değiştiremiyorum. Evlenmek istiyorum ama kimseyi sevemiyorum. İçimde aşamadığım bir öfke var. Beni ezen, beni hiçe sayan, bana saygı göstermeyen herkese karşı içimde bitmez bir kin var. Bu kin içimdeyken kimseye sevgi besleyemiyorum. Ailemden ayrı şehirde yaşıyor olmama rağmen içimde beni tutan bişeyler var. Halen daha rahat hareket edemiyorum. Ortamlara giremiyorum. Arkadaşlık kurmakta zorlanıyorum. Sürekli düşünceliyim. Neden konuşmuyorsun dediklerinde insanlara izahat yapamıyorum. Bir yandan inançlı biri olarak yaşamak istiyorum ama bir yandan da hiç mutlu olamıyorum. Evlilikten korkuyorum. Daha önce platonik aşklar yaşadım onlar da bende çok yara açtı. Şimdi sevemiyorum. Üniversite yıllarından beri bende bişey oluştu. Kalabalık ortamlarda veya karşımda benden konumca yada yaşça yüksek biri varsa konuşurken gözlerine bakamıyorum, çay yada su içemiyorum, başım titriyor hakim olamıyorum, geriliyorum. Yaptığım şeylerde hep suç varmış gibi hissettim yıllarca. Öyle hissettirildim. Bazen durup dururken ağlamak istiyorum. Bazen işe giderken otobüste bile ağlamaklı oluyorum. Evlenmek istiyorum ama düğün yapmaya korkuyorum. İnsanların karşısına çıkmaya korkuyorum. Yaşadıklarım aklıma geldikçe daha da karamsarlaşıyorum. Bunalıyorum ağlamaklı oluyorum. Bazen ağlıyorum. İçimde fırtınalar kopuyor. Düşündükçe içim kabarıyor taşıyor sanki. Bana "aşk yok sevgi yok" diyenler şimdi evlendi aşkım canım cicim diyor eşine. Ama ben hala onların bende bıraktığı izleri silmekle meşgulüm. Napıcam ben. Nasıl aşıcam bunu. Hep böylemi gidecek? Bu aralar yine kötüleştim.

  • #2
    Malesef kardeş. İnançlı biri olmasam belki kendimi öldürmüştüm şimdiye kadar. Öyle kötü dönemler yaşadım ki, namaz kılıyorum namazda bile aklıma intihar etmek geliyordu. Bu dünyada bunlar için hesap soracak bir mekanizma yok. Ama ahirette herkes yaptığının karşılığını muhakkak görecek. Psikoloğa gitmek bana fayda sağlar mı bilmiyorum. Memlekete gittiğimde adamın yüzüne bakamıyorum. Bakışları içime işliyor. Her an bir şey söyleyecek korkusu var. Dışarıdaki insanlara çok iyi. İnsanlar senin baban pamuk gibi adam diyorlar. Ama evin içini kimse bilmiyor. Kardeşlerim de aynı sıkıntıları çektiler malesef. 34 yıllık hayatımda geriye dönüp baktığımda babamla bir tane bile hatırlanacak güzel anım yok. Ama elimden bir şey gelmiyor. Allah sıkıntı yaşayan herkesin yardımcısı olsun ne diyeyim.

    Yorum


    • #3
      hemen psikiyatrist ve psikolog tedavisi görmeye başlamalısın. özelikle psikoterapi görmelisin bence ilaçtan çok seni birşeyler anlatmaya içini dökmeye ihtiyacın var. öncelikle şu üstündeki baskıyı atmaya çalışmaya başla koca adamsın artık kimsenin sennin hayatını yönetmeye hakkı yok seninde kimseye boyun eymeye sen bir bireysin ve kendi hayatını şekillendirme hakkına sahipsin ve sana ailende dahil olmak üzere kimse karışamaz. babandan dolayı kendini ağaşılık kompleksine sokmuşsun ve insanların sanki hizmet karı gibi olmuş onları kendinden üsütn görmeye başlamışsın insan kendi ölçütünü kendi belirler. ARTIK KENDİ HAYATInI YAŞAMAYA BAŞLA !! zaten herşeyin düzeleceğine inanıyorum kendi hayatını yaşamay ve üsütndeki baskıyı attıkça istedğin herşeyi yaparsın istedği kişiyle de evlenirsin işide yaparsın .

      Yorum


      • #4
        Benim de okurken içime sıkıntılar girdi. Babanda sanırım psikolojik bir rahatsızlık vardı. Annen hiç mi engel olmadı bütün bunlar olurken? Belki de o da cahildi korktu karışamadı. Yazık olmuş çocukluğun çok kötü geçmiş.

        Şimdi artık mümkün olduğunda terapi görerek yardım alarak bu durumu aşmaya bak. Evlilik konusunda acele etme. 35 ten sonra da evlenirsin. Önce kendi içinde huzuru bulmaya bak. Yoksa geçirdiğin bu kötü çocukluğun etkileri eşine yansır ve sonu kötü biter. Günahsız bir kızın başını yakma. Evlenme demiyorum ama önce terapi görerek bu travmayı atlatman gerek.
        Şuna inanmak lazımdır ki, Dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir (Mustafa Kemal Atatürk)

        Yorum


        • #5
          ahh be abicim yazdıklarını okurken kendimi gördüm biliyon mu ?
          benimde çocukluğum iyi geçmedi senin ki kadar olmasada bende babamdan şiddet gördüm. ama diğer arkadaşların dediği gibi bence en kısa zamanda bir uzmana git...

          Yorum


          • #6
            Yorumlarınız için teşekkür ederim arkadaşlar. Ailemdeki en büyük en baskın kişi o olduğu için kimsenin müdahele edecek durumu yoktu. Benim kadar olmasa da aynı şeyi amcalarım da yaşadı. Bende artık bir uzmana gitmem gerektiğine inanıyorum. En kısa zamanda gidicem inşallah.

            Yorum


            • #7
              Dostum seni hiç birimizin anlayabileceğini sanmıyorum. ancak, "anlıyoruz" deriz ama anlayamayız, zira çok zor şeyler yaşamışsın ama açıkca söylemem gerek, bu kadar baskı ve kötü muameleye rağmen hala çok iyi durumdasın, işlerin bilincindesin ve bunu başarmanı sağlayan tek şeyin Allah'a olan inancın olduğunu düşünüyorum. Zira bir terapistimle bu konuda konuşmuştuk ve bi şey söylemişti bana "İslam dini biz psikologların yükünü çok hafifletiyor"

              Sana söyleceğim şey bir psikoloğa gitmen. psikoterapi sana çok iyi gelecektir. içinde tuttuklarını aynı burada anlattığın gibi psikoloğada anlat ve sor "sizce bir psikiyatr görmemin bana faydası olacakmıdır" diye. Sonuçta biz uzman değiliz senin psikiyatra ihtiyacın olup olmadığını anlayamayız ama tecrübelerime dayanarak söyleyebileceğim şey senin psikiyatrdan çok psikoloğa ihtiyacın olduğu. ama içinin rahat etmesi için psikoloğa derdini anlattıktan sonra, ona, psikiyatra da görünmenin sana bi faydası olup olmayacağı konusunda fikrini sorabilirsin.

              Allah'tan acil şifalar dilerim dostum.
              Last edited by iyimser; 04-04-2014, 12:25 PM.

              Yorum


              • #8
                Orjinal yazı sahibi: Keep Your Distance View Post
                Dostum seni hiç birimizin anlayabileceğini sanmıyorum. ancak, "anlıyoruz" deriz ama anlayamayız, zira çok zor şeyler yaşamışsın ama açıkca söylemem gerek, bu kadar baskı ve kötü muameleye rağmen hala çok iyi durumdasın, işlerin bilincindesin ve bunu başarmanı sağlayan tek şeyin Allah'a olan inancın olduğunu düşünüyorum. Zira bir terapistimle bu konuda konuşmuştuk ve bi şey söylemişti bana "İslam dini biz psikologların yükünü çok hafifletiyor"

                Sana söyleceğim şey bir psikoloğa gitmen. psikoterapi sana çok iyi gelecektir. içinde tuttuklarını aynı burada anlattığın gibi psikoloğada anlat ve sor "sizce bir psikiyatr görmemin bana faydası olacakmıdır" diye. Sonuçta biz uzman değiliz senin psikiyatra ihtiyacın olup olmadığını anlayamayız ama tecrübelerime dayanarak söyleyebileceğim şey senin psikiyatrdan çok psikoloğa ihtiyacın olduğu. ama içinin rahat etmesi için psikoloğa derdini anlattıktan sonra, ona, psikiyatra da görünmenin sana bi faydası olup olmayacağı konusunda fikrini sorabilirsin.

                Allah'tan acil şifalar dilerim dostum.


                Teşekkür ederim. Burada anlatmamın bile faydası oldu. Yıllardır içimde tuttuğum şeyleri dışarı vurmuş olmam beni biraz rahatlattı. Bugün daha iyiyim. Tavsiyelerinizi dikkate alacağım. Allah derdi olan herkese yardım etsin.

                Yorum


                • #9
                  bu tutuma sahip ebeveynlerin kendi anne-babaları tarafından sevgisiz, ilgisiz ve şiddet ile büyüdüklerine inanıyorum. bu yazılanlar bir insanın sadece çocukluğunu değil, tüm hayatını etkileyecek çok ciddi travmalar. hayatın her döneminde, her alanında karşınıza çıkacak negatif sonuçlar. babası tarafından değersiz görülen, reddedilen, sevgisiz bırakılan, psikolojik ve ya fiziksel şiddet gören çocuklar yetişkin oldukları dönemde ya tamamen soyutlanmış, izole olmuş, pasif ve içe kapanık bi yapı oluştururlar. ve ya tam tersi, taşkın, rahatsız edici, zarar vermekten çekinmeyen bir yapı oluştururlar.
                  çocukluktaki bu travmalar okb olmanın en büyük sebeplerindendir. öncelikle farkındalık çok önemli. henüz geç değil sizin için. bu durumu kontrol altına alabilirsiniz. babanızı suçlamak, ona karşı öfke duymak sizin pozitif bir sonuç elde etmenizi sağlamaz. çok zor biliyorum, affedici olmak, bunca yaşanmış kötü hikayeyi silebilmek, hiç hatırlamamak imkansız. şöyle düşünmek gerek belki, o çok sevgisiz büyüdü. sevginin, şefkatin ne olduğunu bilmeden tanımadan evlendi. çocuğunu sevmesi, benimsemesi gerektiği bilinci hiç oluşmadı. çevresindeki en yakınları ondan o denli korktular ki, nasıl davranması gerektiği konusunda fikirlerini bile beyan edemediler. bu tür (muhtemelen kendi içinde çok ciddi çatışmalar yaşayan) zor karakterler aile içinde herkes için ciddi bir stres kaynağıdır. sevgisiz büyümüş bir adamın sevgi gösterme olasılığı düşüktür ve bu yüzden siz tamamen olanları geçmişte bırakıp hayata karşı nasıl sağlam bir duruşa sahip olabilirim, kendimi insanların içinde utanıp sıkılmadan doğru bir şekilde nasıl ifade edebilirim (kendimi nasıl ortaya koyabilirim), ruhumdaki tüm bu negatifliği nasıl pozitife çevirebilirim kısmını düşünün. sevebileceğiniz birini bulun, ille de evlenmeliyim diye kendinizi şartlandırmayın. önce sevgiyi, aşkı yaşamak için fırsat verin kendinize. zamanı geldiğini düşündüğünüzde evliliğe adım atmış olun. toplumun baskıları ve beklentileri doğrultusunda değil, kendi istek ve beklentileriniz doğrultusunda yaşamaya başlayın öncelikle. bir uzmana ihtiyaç duyuyorum diyorsanız mutlaka gidin. sorularınızı, yönlendirilmek istediğiniz konuları not alarak gidin seanslara. doktorlara soru sormazsanız cevap alamazsınız, hem bazıları da fazla derine inmeyi tercih etmiyorlar bazen.

                  Yorum


                  • #10
                    İnan bunların hepsi geçer sadece duygu patlaması yaşıyorsun. Yapman gereken başarılı birisi olmak için mücadele et. İşinde başarılı ol. Baban ne yapmışsa geçmişte unutmaya çalış unutamıyorsan bile geçmiş tozdur üfle gitsin. Evlenip yuva kur ve sana yapılanları sen çocuklarına yapma. Mutlu ol mutlu kal. Bunlar çoğu insanın başına gelmiş şeyler güçlüsün inançlısın. Geçmişle yaşanmaz.

                    Yorum


                    • #11
                      ne çektiğini anlıyorum.çeken bilir

                      Yorum


                      • #12
                        annem babam ailem beni çok sevıyo ve maddi manevi asla yanlız bırakmıyo ama gene dipteyim nedenini anlayamıyorum kafayı yiyecem

                        Yorum


                        • #13
                          Merhaba arkadaşlar. Cevap yazan tavsiyede bulunan destek veren herkese teşekkür ederim. Bu durumun etkisine girmemek ve kendimi rahat hissedebilmek için baydır girmedim buraya. Bazı akrabalarım babamla konuşmuşlar. Durumun biraz farkına varmış olacak ki eskisi gibi davranmıyor. Ama ben yine tabi onunla göz göze gelemiyorum. Onun karşısındayken üzerimdeki tedirginlik ve huzursuzluk devam ediyor.

                          Malesef bu yaşadığım süreç sağlığımı da sonunda olumsuz etkiledi. Çarpıntı şikayetiyle doktora gittim. Kalbimde ritim bozukluğu oluşmuş. Şuan ilaç kullanıyorum. Çok şükür yapısal bir sorun çıkmadı. Doktor psikolojik olabileceğini söyledi ve ritim düzenleyici bir hap verdi onu kullanıyorum. Birkaç aydır kullanıyorum ilacı ve çarpıntılarımda azalma var.

                          Yakınlarda bir karar aldım. Ve beni olumsuz etkileyen baskı yapan çevremdeki herkesi hayatımdan çıkardım. Zaten onlarla pek görüşmüyordum ama Facebook'ta filan paylaşımlarını profillerini görmek bile beni olumsuz etkiliyordu. Hepsini sildim. Bu biraz beni rahatlattı. Ne iş ortamında ne de normal çevrede artık kimseden çekinmiyorum. Şuan düzene sokamadığım tek şey özel hayatım. Hayatıma sevebileceğim biri girdiğinde eminim daha iyi olacağım. Eski yaşantımdan kalan etkiler yüzünden bu konuda henüz rahat ve cesur davranamıyorum. Yaş ilerledikçe zaten seçicilik artıyor ve alternatifler de azalıyor. Biraz sıkıntılı bir süreç olacak ama aşmaya çalışıyorum. Spora filan başladım. Bundan sonrasını kendim için yaşamaya çalışacağım. Kendi doğrularımı kendi kararlarımı yaşamak için çaba sarfedeceğim. Yine de zaman zaman bunalıma düştüğüm oluyor. Eskisine göre daha az ama yine de bazen çok can sıkıyor. Belki bir psikiyatriste gidip ilaç kullanmak iyi gelebilir ama aynı anda hem kalp hemde başka bir ilaç kullanmak istemediğim için şimdilik gitmiyorum.

                          Eskiden yolda yürürken bile rahat değildim. Her gün gittiğim lokantada sadece yemeğimi yer kimseyle tek kelime konuşmaz çıkar giderdim. Yemek yerken bile zorlanırdım o ortamda. Ama şimdi garsonlarla konuşuyorum, ustayla konuşuyorum, mahalledeki bakkalla, alışveriş yaptığım büfeyle vs. artık insanlarla konuşuyorum. Bu bile benim için güzel bir gelişme. Konuşurken evlilik konusunu açmazlarsa sorun yok. Evlilik konusu açılınca çabucak moralim çöküyor. Çünkü bu yaşta evlenememiş olmak dahası hayatımda birinin olmaması kendimi çok ezik hissetmeme neden oluyor. Bu da işte olmuyor bir türlü. Şansmıdır nasipmidir nedir bilemedim ama bana sevebileceğim biri denk gelmiyor. Uğraşıyorum bakalım.

                          İlerde Allah nasip eder de evlenip çoluk çocuğa karışırsanız ya da zaten çocuğunuz varsa kesinlikle çocuklarınızdan şefkati sevgiyi merhameti ve dostluğu eksik etmeyin. Bunun tersi olduğunda çocukta öz güven gelişmiyor ve hayatını başkalarının etkisinde yaşamak zorunda kalıyor. Bu da hiç iyi sonuçlar doğurmuyor.

                          Bu hayatta cesur olmak lazımmış. Bunu çok sonradan öğrenebildim. Kendinizi kimseye bağımlı hissetmeyin. Size baskı yapan sizi huzursuz eden arkadaşınız varsa hemen bugün hayatınızdan çıkarın. İnsan kendini kimseye ezdirmemeli. Ben face sayfamdan işyerimdeki müdürleri bile sildim. Herkese ederi kadar değer vermeli. Gerektiği kadar samimiyet gerektiği kadar muhabbet. Herkes sizin hayatınıza saygı göstermesi gerektiğini bilmeli. Eğer benim yaptığım gibi yıllarca kapıyı aralık bırakırsanız o kapıdan elini kolunu sallayan giriyor ve sizin hayatınızı kendi hayatıymış gibi davranıyor. Buna izin verilmemeli. İnşallah hepimiz özlediğimiz mutlu günlere kavuşuruz. Ama unutmayalım ki bu bizim elimizde olan bir şey. Hayat bizim hayatımız ve ipleri bizim elimizde olmalı. Sağlıcakla kalın.

                          Yorum

                          İşleniyor...
                          X