İntihar davranışı herhangi bir psikiyatrik hastalığı olmayıp yaşam olayları karşısında kriz yaşayan bireylerden, ağır ruhsal hastalığı olan bireylere kadar geniş bir yelpazede karşımıza çıkabilen bir görüngüdür.
Bir hastalık değil semptomdur, en sık ortaya çıktığı hastalık depresyon olmakla birlikte; şizofreni ,Bipolar alkol-madde kötüye kullanımı, kişilik bozuklukları ve anksiyete bozuklukları gibi çok farklı klinik tabloya eşlik edebilir.
İntihar davranışının ortaya çıkmasında rol oynayan faktörler çok geniş olduğu ve bu faktörler arsında bir çok çalışma ile gösterilmiştir.İntiharın ortaya çıkmasında çoğu zaman çok sayıda risk faktörü bir arada rol oynayabilir diye düşünüyorum, bu faktörler birbirlerini etkiler, birinin varlığı diğerinin etkisini güçlendirebilir ya da zayıflatabilir.
İntiharın sadece bireysel olarak değil toplumsal anlamda da ölümcül bir hastalık olduğunu düşünüyorum,
umutsuzluk, öyle ya da böyle ölümün habercisidir,İnsan bir anda intihara karar verebilir,ama her durumda insan militan bir mücadeleyle ve umutla direnmelidir,birey olmak kuşkusuz önemlidir, bir ağaç gibi tek ve hür olmaktır,
Çözüm bireyliğimizi yitirmeden toplumsallaşmaktadır , bir orman gibi kardeşçesine dayanışmaktadır diye düşünüyorum,
Nedenleri , sonuçları ve önlenebilirliği açısından çok boyutlu bir biçimde ele alınması gereken intihar olgusu, tarihsel, psikolojik, sosyolojik, kültürel, felsefi, dinsel ve ekonomik varoluşsal boyutlarıyla ayrıntılı olarak incelenmeyi hak etmektedir.
İntihar davranışı üzerinde kalıtsal ya da ailesel etkenlerin rolü olduğunu düşünüyorum, intihar girişiminde bulunanların aileleri geriye dönük olarak incelendiğinde de intihar davranışının artmış olduğunu görüyoruz, özellikle başta depresyon olmak üzere bipolar (duygu durum bozukluğu) tanısı ile tedavi görmekte olan insanlar intihar açısından büyük risk taşımaktadır.
Sonuç olarak yaptığım derin araştırmalar ve incelemelerden sonra açıkça şunu söyleyebilirim ki:
İNTİHAR ETMEK SUÇ DEĞİLDİR, hastalıktır......
Bir hastalık değil semptomdur, en sık ortaya çıktığı hastalık depresyon olmakla birlikte; şizofreni ,Bipolar alkol-madde kötüye kullanımı, kişilik bozuklukları ve anksiyete bozuklukları gibi çok farklı klinik tabloya eşlik edebilir.
İntihar davranışının ortaya çıkmasında rol oynayan faktörler çok geniş olduğu ve bu faktörler arsında bir çok çalışma ile gösterilmiştir.İntiharın ortaya çıkmasında çoğu zaman çok sayıda risk faktörü bir arada rol oynayabilir diye düşünüyorum, bu faktörler birbirlerini etkiler, birinin varlığı diğerinin etkisini güçlendirebilir ya da zayıflatabilir.
İntiharın sadece bireysel olarak değil toplumsal anlamda da ölümcül bir hastalık olduğunu düşünüyorum,
umutsuzluk, öyle ya da böyle ölümün habercisidir,İnsan bir anda intihara karar verebilir,ama her durumda insan militan bir mücadeleyle ve umutla direnmelidir,birey olmak kuşkusuz önemlidir, bir ağaç gibi tek ve hür olmaktır,
Çözüm bireyliğimizi yitirmeden toplumsallaşmaktadır , bir orman gibi kardeşçesine dayanışmaktadır diye düşünüyorum,
Nedenleri , sonuçları ve önlenebilirliği açısından çok boyutlu bir biçimde ele alınması gereken intihar olgusu, tarihsel, psikolojik, sosyolojik, kültürel, felsefi, dinsel ve ekonomik varoluşsal boyutlarıyla ayrıntılı olarak incelenmeyi hak etmektedir.
İntihar davranışı üzerinde kalıtsal ya da ailesel etkenlerin rolü olduğunu düşünüyorum, intihar girişiminde bulunanların aileleri geriye dönük olarak incelendiğinde de intihar davranışının artmış olduğunu görüyoruz, özellikle başta depresyon olmak üzere bipolar (duygu durum bozukluğu) tanısı ile tedavi görmekte olan insanlar intihar açısından büyük risk taşımaktadır.
Sonuç olarak yaptığım derin araştırmalar ve incelemelerden sonra açıkça şunu söyleyebilirim ki:
İNTİHAR ETMEK SUÇ DEĞİLDİR, hastalıktır......
Yorum