Duyuru

Collapse
No announcement yet.

Bizi depresyona sürükliyen nedir?

Collapse
X
  • Filtrele
  • Zaman
  • Göster
Clear All
new posts

  • Bizi depresyona sürükliyen nedir?

    "İyi veya kötü olan hiçbirşey yoktur fakat düşünce onu öyle yapar."

    William Shakespeare
    Çaresizseniz Çare sizsiniz. U34

  • #2
    hayat....

    boş hayal kurmak...

    Yorum


    • #3
      isteğim hayatı yaşayamamak ,üzerimdeki sorumluluklar olabilir.insan önce kendiyle barışık olmalı ,yaşadığı hayatı kabullenmeli :x

      Yorum


      • #4
        Bilgisayarları düşünün fabrikadan çıkarken hepsi standart bir program ve ayara sahip, sonra kullanıldıkları amaca uygun programlar yüklenerek değişik amaçlara hizmet ediyor. insanlarda öyle değilmi doğarken şartlar aynı ama sonrasında,ait olduğu dünyaya göre şekil alıyor(sosyo ekonomik,kültürel şartlar,gelenek görenek örf adet vs.) yani bilgisayara biz istediğimiz programı yükleme şansına sahibiz. Hiçbirşey şansa bağlı değil tercih, seçim bize ait, neyi tercih ediyorsak onu yaşıyoruz,Tabi bazen bilgisayar arıza yapabiliyor.Tabi gayet doğal tamir edilebilir, format atılabilir, eğer biz istersek her şey olur istemezsek hiçbirşey olmaz.
        Altımıza uzay mekiği verilmiş biz uzaya gitmek yerine köşe başına çekmiş içine karpuz doldurmuş uzay mekiği ile karpuz satmaya çalışıyoruz. bu bizim yetersizliğimiz . Elimizde insan gibi mükemmel bir makina var ama biz nasıl kullanılacağını bilmiyoruz,yalnış şifre girdiğimiz için koda geçiyoruz. şifreyi kırsın diyede doktordan medet umuyoruz.

        Yorum


        • #5
          Önce sen u34 :arrow:

          Yorum


          • #6
            yazımı tekrar okursanız parantez içerisinde ne anlattığımı görebilirsiniz,

            Yorum


            • #7
              Olayları ve dünyayı yorumlama tarzımız ana etkenlerden biri depresyonda. Ara ara depresif duygular geçiriyorum son günlerde.

              Yorum


              • #8
                slm..

                Merhaba,hepinize iyiakşamlar diliyorum.Benimde ençok mağdur olduğum konu depresyon;daha doğrusu panik atak sonucu zaman içerisinde oluşan depresyon desem doğru olur...

                Ben depresyonu veya panik atağın veyada birçok psikolojik hastalıkların birazda insanların doğuştan yetişkin olma dönemlerine(özellikle ergenlik dönemleri..)kadar geçen yaşantılarındaki olayların,dolayısıyle karakterlerini belirleme dönemlerindeki bu zaman sürecindeki olayların birikimi,birazda doğuştan kişinin butür psikolojik hastalıklara olan kişilik yatkınlığı olarak düşünüyorum.

                Kendimizin ve vücudumuzun tam gelişme dönemlerinde karşılaştığımız içe kapanıklılık,olumsuz örnekler,kötü tecrübeler,aşırı ilgi,ilgisizlik,horlanma vs..çoğaltabileceğimiz durumlar sonucu bilinç altımızda yerleşmiş bir hastalık tetikleyicisi bir virüs gibi görüyorum.

                Yazdıklarım lütfen yanlış anlaşılmasın bu yazdıklarım tamamen benim kendi düşüncelerim,sizlerlede paylaşmak istedim.Sonuçta butip hastalıklarla panikatak ve depresyonla olanca gücümle savaşıyorum,pekçok çeşitlerinide yaşadım ve yaşıyorumda..

                Hepinize çok ihtiyacımız olan sağlık ve mutluluk dolu huzurlu günler dilerim.

                Yorum


                • #9
                  Depresyonun nedenleri
                  Kişiyi depresyona sürükleyen nedir? Neden, yaşam insanın gözüne çekilmez bir yük gibi görünmeye başlar? Çoğu zaman, kişinin başından bazı olumsuz olaylar geçmiştir. Bir yakınının ölümü, ağır bir hastalık, evlilikle ilgili sorunlar, ayrılık, işsizlik gibi bir çok neden saptanabilir. Ancak bunların varlığı soruyu tam olarak yanıtlamıyor. Çünkü, bir çok kişi bu tür sorunlarla karşılaşırken, yalnızca bazıları depresyon geçiriyor? Dolayısıyla, bazı kişilerde depresyona bir yatkınlık söz konusu.

                  Bugünkü bilgimize göre, depresyondaki en önemli yatkınlık etkeni kalıtım. Yapılan araştırmalar, depresyon geçiren kişilerin akrabalarında da depresyonun sık görüldüğünü gösteriyor.

                  Öte yandan, depresyona yatkın kişilerde bazı kişilik özellikleri dikkat çekiyor. Kimseyi incitmemeye, herkesi hoşnut etmeye çalışıyorlar. Bunlar genellikle aşırı duyarlı, titiz, sorumluluk duygusu yüksek kişiler. Sürekli mükemmeli arıyor, ulaştıkları başarıları yetersiz görüyorlar. Onurlarına fazla düşkünler. Öfkelerini genellikle belli etmiyor, sıkıntılarını içlerine atıyorlar.

                  Ayrıca, depresyon ilaçlara ya da bedensel hastalıklara bağlı olarak da ortaya çıkabiliyor. Tansiyon ilaçları, tüberküloz tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar ve steroidler söz konusu ilaçlar arasında sayılabilir. Beyin kanamaları ve beyindeki damar tıkanıklıklarından sonra da sıklıkla depresyon ortaya çıkıyor. Depresyona yol açabilen diğer hastalıklar kanser, şeker hastalığı, kalp hastalıkları, ağır kansızlık ve tiroid bezi hastalıkları. Böbrek yetmezliği nedeniyle diyalize giren hastalarda da depresyon sık görülüyor.

                  Cinsiyete özgü farklar

                  Yapılan araştırmalar kadınların depresyon konusunda erkeklere göre daha açık sözlü olduklarını gösteriyor. Kadınlar genellikle duygularını kolay açığa vuruyor, yaşadıkları sıkıntıyı dile getirip yardım talebinde bulunuyorlar. Erkeklerse, 'erkek adam ağlamaz' deyişini haklı çıkaracak şekilde davranıyor, depresif duygularını ve umutsuzluklarını gizlemeye, güçlü erkek imajından taviz vermemeye çalışıyorlar.

                  Beyinde neler oluyor

                  Depresyon, hangi nedene bağlı olursa olsun bir beyin hastalığı. Depresyon geçirmekte olan kişiler üzerinde yapılan incelemeler, bu kişilerin beyinlerinde depresyon sırasında bazı değişiklikler olduğunu gösteriyor. En sık rastlanan bulgu, sinir hücreleri arasındaki iletişimi sağlayan kavşaklardaki tıkanıklık. Geçişten sorumlu maddelerin üretimindeki ya da karşı tarafa iletilmesindeki bir bozukluğun depresyona yol açabileceği ileri sürülüyor.

                  Depresyonun Mantığı
                  Depresyondaki olumsuz düşünceler, hatalı ve tek yanlı işleyen bir mantık sisteminin ürünü. Bu mantık sisteminin bir tarafından ne verirseniz verin, diğer taraftan mutlaka karamsar ve umut kırıcı yorumlar çıkıyor. Umuda çıkan tüm yollar özenle kapatılmış. Söz konusu sistem altı temel mantık hatasına dayanıyor.

                  1. Keyfi çıkarsamalar: Yeterince kanıt olmamasına karşın, yaşanan olaylar ve içinde bulunulan koşullar hakkında olumsuz sonuçlar çıkarılır. Örneğin, sınava hazırlanmakta olan bir kişi, ortada bir neden yokken, başarılı olamayacağı kararına varabilir. Ya da, depresyona giren bir işadamı, iflasının kaçınılmaz olduğu inancına saplanabilir.

                  2. Seçici odaklanma: İçinde bulunulan durum ya da yaşanan deneyimlerin kötü yanları üzerinde odaklanılır. Dolayısıyla, günboyunca bir çok olumlu ve olumsuz olaylarla karşılaşan kişi, akşam olduğunda yalnızca yaşadığı olumsuzlukları anımsar ve berbat bir gün geçirdiği kararına varır.

                  3. Kişiselleştirme: Kişi, kendisiyle ilgili olmayan ya da çok az ilgili olan olayları üzerine alınır. Örneğin, yolda karşılaştığı ve muhtemelen onu görmemiş olan bir arkadaşının selam vermemesini, 'Mutlaka onu kıracak bir şeyler yapmış olmalıyım' biçiminde yorumlayabilir.

                  4. Aşırı genelleme: Tek bir olaydan genel sonuçlar çıkarılır. Kişi, otobüs zamanında gelmediği için, hiç bir işinin yolunda gitmediği yargısına varabilir. Ya da arkadaşı zamanında telefon etmediği için, artık hiç kimsenin onunla ilgilenmek istemediği sonucunu çıkarabilir.

                  5. Ya hep ya hiç biçiminde düşünme: Her türlü olay 'ya hep ya hiç' kuralına göre değerlendirilir. Mükemmel olmayan her şeyin berbat olduğu yargısına varılır. Kişi, yalnızca siyah beyazdan oluşan, diğer tonları olmayan bir yargılama sistemine sahiptir.

                  6. Küçümseme veya büyütme: Kişi başarılı olduğu işleri küçümserken, hatalarını abartır



                  Alıntıdır.
                  Olmadığın insan olarak sevilmektense, olduğun insan olarak nefret edilmek iyidir.

                  Yorum


                  • #10
                    özlen ermaid, arkadaş sizin fikirlerinizi sormuş yoksa bunu google yazıp bir milyon cevap bulabilirdi.her konuya kopyala yapıştır yapman görüntü kirliliğinden başka bişey yapmıyor. üstelik bu işin eğitimini alıyorsun öylese o aldığın müstesna eğitiminden edindiğin engin bilgiden 2 kelimeyi milletten esirgeme diyorum

                    şimdi ilk okul talebesi gibi şikayete koşar :lol:

                    Yorum


                    • #11
                      slm

                      deni depresyona iten şey sevdiğim kız ve okul hayatım...

                      Yorum


                      • #12
                        Orjinal yazı sahibi: sev_beni
                        özlen ermaid, arkadaş sizin fikirlerinizi sormuş yoksa bunu google yazıp bir milyon cevap bulabilirdi.her konuya kopyala yapıştır yapman görüntü kirliliğinden başka bişey yapmıyor. üstelik bu işin eğitimini alıyorsun öylese o aldığın müstesna eğitiminden edindiğin engin bilgiden 2 kelimeyi milletten esirgeme diyorum

                        şimdi ilk okul talebesi gibi şikayete koşar :lol:

                        özlen ermaid değil ozle_m_ermaid bu senin fikrin bence,az önce yaptığım alıntı,ne yazık ki ; senin birçok yerde ve birçok konuda yaptığın laubali cümle kırıntılarından daha derli toplu durduğu kesin.

                        En azından fazlasıyla ayrıntılı bilgiye sahip olmadığım konularda ille de laf olsun ; maksat yorum yazmak olsun diye abuk subuk cümleler kurmuyorum,konuyla alakasız şeyler yazmıyorum,ve başkalarının seçimlerinle ve düşünceleriyle dalga geçip kendime eğlence çıkarmıyorum.Bilgi sahibi olmadığım konularda,kelime girip ilk önğme çıkan metni copy paste yapmıyorum,okuyorum ve eğer sorun teşkil etmeyeceğine,bilgi verici niteliğe sahip olduğuna inanıyorsam alıntı yapmaktan da gocunmuyorum.

                        Eğitimime iyi kafayı taktın ama maalesef ıskalıyorsun.Esirgeme konusunda söyleyebileceğim şu ki,buraya eğlence olsun diye kesinlikle girmiyorum,henüz yenisin,diğer çoğu arkadaşımız neyi esirgeyip neyi esirgemediğimi zamanla gördüler ve şuan bunu sana ıspatlamak zorunda değilim + böyle bir çabam da yok.

                        Sen , kişiye yönelik yorumlar yerine konuya yönelik yorumlara yor bence o güzel beynini.
                        Olmadığın insan olarak sevilmektense, olduğun insan olarak nefret edilmek iyidir.

                        Yorum


                        • #13
                          Kendime çok sordum bu soruyu, ben o kadar çabalıyorum, en kötü olaydan bile iyi olanı buluyorum,(sitedeki bazı karamsar yorumlarıma bakmayın, cidden çok iyimser bir insanım) fakat sen neden böylesin diye. Cevap ise çok net"İNSANLAR".
                          Hayat Dediğin, Allah İçin Değilse; Ne Çıkar Kainat Önünde Eğilse!...

                          Yorum


                          • #14
                            Orjinal yazı sahibi: bonnie
                            Orjinal yazı sahibi: margit
                            yazımı tekrar okursanız parantez içerisinde ne anlattığımı görebilirsiniz,
                            yazınıza cevap yazdım zaten. yazınızda doğduktan sonra benim dediğim gibi dünya aile şartlar vs 'ye göre şekil aldığımızı söyleyip ardından yani bilgisayara istediğimiz programı yükleme şansına sahibiz demişsiniz. ikisi arasında büyük çelişki var. hem şartlara göre şekil alıp hem de seçme şansına sahip olamayız. ardından şans değil bütün tercih bize ait diyorsunuz. oysa ailemizi tercih etme gibi bir lüksümüz yok. anlatmak istediğiniz şeyi yazınızda bence toparlayamamışsın o yüzden yanlış anlam çıkıyor.

                            "insanlarda öyle değilmi doğarken şartlar aynı ama sonrasında,ait olduğu dünyaya göre şekil alıyor(sosyo ekonomik,kültürel şartlar,gelenek görenek örf adet vs.) yani bilgisayara biz istediğimiz programı yükleme şansına sahibiz. Hiçbirşey şansa bağlı değil tercih, seçim bize ait, neyi tercih ediyorsak onu yaşıyoruz,"
                            arkadaşım anlayacağını anlamışsın zaten. anlamadıysan bundan nasıl bir anlam çıkarttın o zaman,senin kapasitene göremi yazıcam

                            Yorum


                            • #15
                              Orjinal yazı sahibi: bonnie
                              Orjinal yazı sahibi: margit
                              Bilgisayarları düşünün fabrikadan çıkarken hepsi standart bir program ve ayara sahip, sonra kullanıldıkları amaca uygun programlar yüklenerek değişik amaçlara hizmet ediyor. insanlarda öyle değilmi doğarken şartlar aynı ama sonrasında,ait olduğu dünyaya göre şekil alıyor(sosyo ekonomik,kültürel şartlar,gelenek görenek örf adet vs.) yani bilgisayara biz istediğimiz programı yükleme şansına sahibiz. Hiçbirşey şansa bağlı değil tercih, seçim bize ait, neyi tercih ediyorsak onu yaşıyoruz,Tabi bazen bilgisayar arıza yapabiliyor.Tabi gayet doğal tamir edilebilir, format atılabilir, eğer biz istersek her şey olur istemezsek hiçbirşey olmaz.
                              Altımıza uzay mekiği verilmiş biz uzaya gitmek yerine köşe başına çekmiş içine karpuz doldurmuş uzay mekiği ile karpuz satmaya çalışıyoruz. bu bizim yetersizliğimiz . Elimizde insan gibi mükemmel bir makina var ama biz nasıl kullanılacağını bilmiyoruz,yalnış şifre girdiğimiz için koda geçiyoruz. şifreyi kırsın diyede doktordan medet umuyoruz.

                              bilgisayara istediğimiz bilgiyi yükleme şansına biz mi sahibiz yoksa ailemiz mi? bir daha düşün bence. ben varoş bir mahallede, 6 çocuklu bir ailede doğsaydım, şu an böyle düşünebilirmiydim? benim tercihlerim ne olurdu? okulumu bitirebilir miydim? yoksa maddi sıkıntılar yüzünden erken yaşta çalışmaya mı başlardım? belki de 17 yaşında evlendirilirdim. öyle programa istenilen şey istenilen zamanda yüklenmiyor işte.

                              bonnine ne deyimki güldürdün beni :lol: :lol: :lol: :lol: :lol: :lol:

                              varoş bi mahallede 6 çocuklu bir ailede doğdum :lol:
                              ve şuan çok güzel düşünüyorum babam şofördü evet zengin değildik ama zor şartlardada olsa babam hep arkamdaydı okumam için elinden geleni yaptı hiç bi zaman kız çocugu okumaz diyenleri duymadı bile
                              ha evet erken evlendım ünıversıte 2. sınıfta 19 yaşında ama bu benım kararımdı
                              üstelik sevdiğim adamla karşı çıkmadılar sadece bitirde evlen dediler ama yıne o da benım hatamdı

                              onun için konu dışında bi yorum ama
                              varoşları bu kadar küçümse derim umarım yanlış anlamışımdır demek istediğini

                              Yorum

                              İşleniyor...
                              X