Duyuru

Collapse
No announcement yet.

biz böyle mi öleceğiz?

Collapse
X
  • Filtrele
  • Zaman
  • Göster
Clear All
new posts

  • #31
    hepimiz bir şekilde bir yerlerde

    Kinder o kadar dolu yazmışsın ki, içim bir garip oldu

    Herkes, bir şekilde yaşamıyor mu? Hangimizin karşı tarafta olduğuna kim karar verecek? Dışardan herkes mutlu, düzgün, başarılı değil mi? Sonra pskiyatri hastanesinde sıra beklerken gördüğüm onca insanla sokakta karşılaşsam düşünmem bile hasta olduklarını...

    Yavaş yavaş geçsek karşı tarafa, içimizden gelenleri düşünmeden söylesek... Aklımıza esenleri yapsak biraz... İstediğimiz gibi düşündüğümüz gibi bir ırmağın akması gibi aksak bizde... Dursak yeniden başlasak...

    Biz de yaşıyoruz inan, farklı da olsak... Biz de değerliyiz herkes kadar...
    "Geceleri karanlık diye Günü suçlama, kötülükler var diye hayata kan kusma" :: just be -----

    Yorum


    • #32
      bence en iyi ilaç ilaç kullanmamaktır ve bişeylerle meşkul olmaktır bu meşkul olucagımız şeyde internet olmamalı

      Yorum


      • #33
        Orjinal yazı sahibi: kinder
        dışarıdan geliyorum. yaklaşık bir saat filan önce çocukluğum geçtiği mahalleye gittim. çocukken bizimkilerle gittiğimiz o parkta biraz dolaştım. müzik dinleyerek tabii. eski günleri hatırlamaya çalıştım. hatırladım. tekrar o günlerdeki gibi hissettim en depresif şarkıları dinlerken. boş çimenlere bakıp mutlu oldum, farklı hissettim. boş bir masaya oturdum. karşımda üç tane arkadaş hayal ettim. gerçek arkadaş. onlarla bir şeyler konuştuğumuzu, gerçek arkadaşlar gibi birşeylerden bahsettiğimizi, bir arada olduğumuzu hayal ettim. eve gittiğimde kötü hiçbir şey düşünmeyeceğimi hayal ettim. yaşadım. yarının kötü bir anlamı olmadığını. boş bir masaya oturdum, öylece etrafımı izledim. sonra kalktım yürüdüm, güneş ışıklarını etrafa vururken. çok çok farklı hissettim. eski günlerdeki gibi. her şarkının sonuna doğru da depresyonu düşündüm. bu hastalığı. hayattan, arkadaşlarımdan, ailemden kopuşumu gördüm. hem mutluluğu hem gidişini. depresyon o anları benden almadan, ya da şarkının sonu gelmeden herşeyi kendimin bitirmesini düşündüm. geçti tabii. bu başlığı açtığımda "biz" ibaresini kullanmıştım. yine biz diyorum. biz, biz yaşamıyoruz arkadaşlar. eğer hayatla ölüm arasında ince bir çizgi varsa inanın biz karşı taraftayız. anılarımın, hayallerimin yanında mutluyum. hayatla değil. hayatı özlüyorum. ama onunla mutlu değilim. büyük ihtimalle birazdan uyurum. güneş batınca herşeyin bitmesini istemiyorum. mutlu uyuyup bir de böyle uyanmak istiyorum. olursa tabii. ama siz şunu bilin yeter. biz çizginin diğer tarafındayız. hep birşeylerin eksikliğini hissettim dört yıldır. ama öncesini hatırlayamadığım için hiç bu kadar farklı şeyler yaşadığımızı düşünmemiştim. biz böyle mi öleceğiz diye bir soru sormama hiç gerek yok. şey. biz yaşamıyoruz ki. en azından ben.

        güneş batmadan gideyim ben. herkese iyi akşamlar. uyuyacağım.
        biz yaşıyoruz.iyi de olsa kötü de olsa hissederek.bir çok sağlıklı insanın farkedemediklerini farkederek.bir köşeye çekilip dünyayı izlemek sandığın kadar kötü değil.çünkü dünya sandığın kadar güzel bir yer değil.çok şey kaçırdığımı düşünmüyorum kendi adıma..ben dünyada ki insanların lisanını konuşmak istemiyorum.o riyanın o çarkın içinde olmak istemiyorum.kendi oluşturduğum dünyamda kendi ellerimle özenle seçtiğim insanlarla kendi dilimi konuşuyorum..bazen dibe vuruyorum bazen huzur doluyorum..ben hepsini farkederek yaşıyorum ve bu bağlamda diğerlerinin aslında çok şey kaçırdığını düşünüyorum.dünya dışarda ki çoğunluğun oluşturduğu bir hayat değil..dünya benim içimde yaşattıığım hayat.ben yaşıyorum ve diğerlerinin yaşadığı dünyaya hiç özenmeyerek..bende senin yaptığını çok sık yaparım.eski mahalleme gidip dolanırım oralarda.çocukluğumu arkadaşlarımla yaptıklarımı izliyorum..evet güzel günlerdi ama hiçbirinin farkında değildim ben

        Yorum


        • #34
          Re: biz böyle mi öleceğiz?

          Orjinal yazı sahibi: kinder
          ben dört yıldır depresyon hastasıyım. buradaki bir çok insan gibi.
          hep nelerden şikayetçi olduğumuzu yazıyoruz. şu şöyle, şunu yapamıyorum, bu düzelmiyor...
          ben artık önüme bakmak istiyorum. depresyona inat hayatı kucaklamak istiyorum. ama nasıl? nasıl, nasıl, nasıl?
          birçoğumuz hastanelerden bağımsız özel doktorlara gidemiyor. özel hastanelerde fiyatlar baya düştü. fakat fiyatlar düşünce de randevu almak zorlaştı, doktorlar yorulmaya başladı. hem iyi bir doktor bulmak kolay mı? doktorlardan ümidi kestim, en iyisine uzun aralıklarla gözüküp ilaç istemek dışında birşey beklemiyorum onlardan.
          ee doktorlardan ümidi kestik tamam. ya peki biz nasıl iyileşeceğiz? ilaçla deyip de güldürmeyin. biz nasıl iyileşeceğiz arkadaşlar?
          soyut şeylerden bahsetmiyorum. somut olarak ne yapmalıyız?
          hiç düşünmedim yarını. düşünmek istemedim. öğrenciyim, sizlerde çalışan. kimse işi gücünü bırakıp sakin kafayla insanlardan uzak bu hastalık üzerine düşünemiyor. zaman sıkıntımız da var, hemde gittikçe daralan...
          ama bugün yarını düşünmek istiyorum. sizde düşünün. ben hüzünlü bir şarkıda, mutlu olduğum hayaller kurarken intiharla mı öleceğim? benim sonum böyle mi olacak?
          somut olarak ne yapabiliriz? ölüme mahkum aids hastası mıyız? kimse bana neden bu karamsarsın diye sormasın. ben sadece dört yıldır böyleyim. on yıl ya on yıl. on yıldır hasta olan insanlar var. geçtim. her üç saniyede biri intihar ediyor dünyada.
          örnek veriyorum öğle saatlerinde huzurlu olmak için ne yapabiliriz diye bir başlık açtım? dört beş saat geçti. olmuyor arkadaşlar olmuyor. tedavi sürecine dahil olmadıkça herşey boşa gidiyor.
          iyileşmek istiyorum. ben iyileşmeyeceksem ne yapayım okulu, ne yapayım bunca eziyeti. artık herşey anlamsız geliyor. insanlardan soğuyorum, derslerden, herşeyden. bu yıl biraz daha iyi gibiydim. ama olmadı, düzelmedi. ve şimdi iki yıl önce nasılsam öyle olmak üzereyim. panik ataklar, her saniye aklımın içinde dolaşan hayatı zehir eden; nereden geldiğini bilmediğim düşünceler. başa sarıyor işte. peki ben ne yapabiliyorum. hiç. kocaman bir hiç.

          arkadaşlar,
          biz böyle mi öleceğiz?

          Hayır arkadaşım,Allahın izniyle böyle ölmeyeceksin...Bu sıkıntıyı veren elbette Allahtır,Allahtan gelene sabretmek gerek.Ama sabrın yanında eli kolu bağlı durmak değildir çözüm.

          Allah, kainatı yaratırken,insanlardan da önce, dertleri sıkıntıları yaratmış ama dertlerden önce de devalarını yaratmış...Bağdatta bile olsa gidip bulacaksın derdinin devası her neyse, ilim misali, aramayana bulmak nasip olmaz.

          Bak ne güzel demişsin,hayatı kucaklamak istiyorum diye...Sana teminat veriyorm, bu kadar şiddetle iyileşmeyi arzulayan bir depresyon hastasının iyileşme umudu inan çok daha fazladır.

          Mavi yeşilin dediği gibi, depresyon belki de en hasarlı olanlarından biri ama tedavisi en makul derecede olumlu sonuçlar veren bir hastalık türü...

          Ve,depresyon geçirdiğinin farkına varamadan, yıllar yılı bu eziyeti çeken insanların varlığını düşünürsek, senin muzdarip olduğun durumdan haberdar olman , mutluluk verici...Neden mi?

          Çünkü sen iyileşeceksin,doğru tedaviye cevap vermen ölçüsünde hızlanacak iyileşmen...Hatta sen bile inanamayacaksın bu hıza...

          Nasıl iyileşeceğiz diyorsun...

          Depresyonun tedavi şekillerini sıralayım sana;

          EKT (elektro konvlsif tedavi)yani elektroşok tedavisi
          Anti depresan İlaç Kullanımı
          Psikoterapi
          Manyetik Enerji Tedavisi
          Fototerapi yani ışık tedavisi
          Pilli Uyarım Yöntemi

          vesaire vesaire...

          EKT her hastaya uygulanmaz,şiddetli depresyon vakalarında ve psikozlu depresyon vakalarında uygulanır.Panik atak mani gibi rahatsızlıklarda da güzel neticeler veren bir uygulama.Yalnız şnu da eklemek istiyorum,EKT sonrası ilaç tedavisi devam eder,aksi takdirde depresyonun nüksetme olasılığı artar.

          Anti depresan ilaç kullanımını zaten yakınen tanıyan insalarsınız.Diğer okuyc arkadaşlar için biraz değinmek gerekirse, antidepresan ilaçlar;
          :idea: İnsanda suni bir mutluluk hissi oluşturmaz,aksine bozulan beyin kimyasını onararak,beynin eski işlevini kazandırır.

          :idea: Bağımlılık yapmaz,uyuşturucu asla değildir.

          :idea: Hasta kafasına göre başlayamayacğı gibi kafasına göre de asla ve asla bırakamaz,ilaç tedavisinin kontrolü doktorun gözetimindedir ve en az 6 ay tedaviye devam edilir..

          Fototerapi yani diğer ismiyle ışık tedavisi: Genel geçer bir kanı var ki, daha çok ışık alan ülkelerde yaşayan insanların ruh sağlığı daha iyi ve daha güzel...Mesela hava açıkken kendimizi daha enerjik ve mutlu pozitif hissederiz,hava kapalıyken de tam aksine...İşte fototerapi,özel bir ışıklandırma yöntemiyle sürdürülen bir tedavi yöntemi..

          Manyetik Uyarım Tedavisi
          de EKT ye benzer bir uygulama yalnız EKTdan ayıran yönü,bu tedavi şeklinde özel cihazlarla elektrik akımı manyetik enerjiye çevrilir ve 8 şeklindeki bir mıknatıs ile sol şakağa uygulanır.EKT ye göre daha hafif,mesela hastaneye yatırılma gibi bir durum yoktr,anestezi yoktur,unutma kaybı yoktr hatta zihin üzerinde olumlu bir gelişmeyi bile tetikleyebilir sevgili kinder.

          Psikoterapiyi özellikle sona bıraktım.Psikoterapi benim nazarımda depresyon tedavisinde en sağlıklı ve en faydalı yöntem neden mi?

          Senin için biraz daha açayım arkadaşım.

          Ruh sağlığını tehdit eden depresyonun iki ana faktör üzerinde şekillendiğini ana dilimiz gibi biliyoruz.
          1.si Biyolojik faktörler ki,bozulan beyin kimyasından dolayı depresyon baş gösteriyor.
          2.si psikolojik faktörler...
          Sayabileceğimiz bir sürü psikolojik faktör elbette var ama ben,özellikle psikoterapi ile ilişkilendirmek adına ,psikolojik faktörlerin içinde yer alan,kişilk özelliklerine değinmek isterim.

          Sevgili kinder,bazı kişilik özellikleri vardır ki bunlar resmen depresyonu çağırır.Mesela;

          Aşırı sorumluluk duygusuna sahip kişiler..

          Depresyon sanıldığı gibi zayıf kişilerin değil, aksine, altını çizerek belirtmek isterim ki,aşırı sorumlluk duygsu taşıyan, aile ve arkadaş çevresinde herkesin yardımına koşmaya çalışan,her yükün altına giren,her bıçağın altına baş uzatan girenlerin hastalığıdır.Böyle kişilikteki insanlar maalesef ki daha fazla yatkındırlar depresyona..

          Titiz ve Mükemmeliyetçi insanlar..
          Aşırı titiz ve mükemmelliyetçi insanlar kendilerine yüksek hedefler koyar,bunlara ulaşamayınca dahayal kırıklığına uğrarlar.Çok ayrıntıcı ve ince düşüncelidirler.Aynı tutum çevrelerinden de beklerler ve bulamadıklarında da haksızlığa mahruz kaldıkları hissine kapılırlar..

          Kendinden ve başkalarından çok şey bekleyen insanlar..
          Duygusal ihtiyacı fazla olan kişiler daha kolay depresyona girerler.Mesela bz bayanlar Aramızdan bazılarının öylesine aşırı sevgi beklentisi vardır ki ,karşısındaki beyfendi yeterince sevse bile tatminsizdirler...Sonucunda da duygsal br travma ve depresyon kaçınılmaz elbette...

          Kimseyi incitmemeye,herkesi hoşnt etmeye ,daima iyiliksever olmaya çalışan insanlar...
          Böyle kişiler de maalesef depresyona daha meyilliler sevgili kinder..Ama şunu belirtmem de fayda görüyorum ki, iyilikseverlik değil,iyilikseverliği ''haksızlığa itiraz edememe'' boyutuna taşıyanlar depresyon riski taşırlar..

          Bağımlılık,Onaylanma ihtiyacı olanlar...

          İnsana bağımlılık..Onay takdir bekleme..Yalnız başına karar verememe...Katılmadığı fikre bile karşı çıkamama...Bu nitelikteki bireylerde de bu sorun var...

          Diğerlerini açıklama gereği dymadan sıralamak istiyorm;

          Utangaçlık,Çekingenlik,İçine kapanıklık..

          Narsisizm

          şüphecilik ,insanlara güvensizlik

          onuruna aşırı düşkün olma

          hep ya da hiç şeklinde düşünme

          aşırı genellemecilik

          küçümseme ya da büyütme

          kişiselliştirme

          seçici odaklanma

          keyfi çıkarsamalar...


          Toplarsak,bu özellikleki insanlar maalesef depresyona daha meyilliler.

          İşte şimdi psikoterapiyle kişilik özellikleri arasındaki bağıntıyı kurarsak;

          Psikoterapi; konşma yoluyla,depresyona yatkınlık meydana getiren yanlış düşüncelerin ve kişilik özelliklerinin tespit edilmesinde ve düzeltilmesinde etkilidir.

          Depresyona yol açan kişilik özellikleri psikoterapi yöntemiyle açığa çıkarılarak bireye alternatif düşünce yöntemleri öğretilir.

          Yani senin ısrarla vurguladığın; '' Bana olumlu düşün,pozitif bak,demeyin'' sözünü kesinlikle onaylıyorum.

          Bu sebeple,beyni zehirleyen düşüncelerden kurtulan birey depresyondan da kurtulacaktır hatta depresyona zemin hazırlayan kişilik yapısı düzeldiği için psikoterapi ile sağlanan iyileşme büyük ölçüde kalıcıdr.

          Sonuç itibariyle:

          Sevgili kinder;

          Depresyon hakkında bugüne kadar ne öğrendiysem harmanlayıp yazmaya çalıştım uzanmadan...Yazım uzunluğndan dolayı bıktırdı ise sizden affınızı arz ederim....içinden bir cüme bile size ışık tutacaksa,bunu büyük mtluluk varsayarım...

          Ve şuna kesinlikle teminat veriyorum ve yürekten söylüyorum ki, iyi olacaksınız ve bu şekilde ölmeyeceksiniz Allahın izniyle...Yeter ki sabredin ve doğru tedavi yöntemlerini ısrarla uyglayın..



          Allah yar ve yardımcınız olsun...
          Olmadığın insan olarak sevilmektense, olduğun insan olarak nefret edilmek iyidir.

          Yorum


          • #35
            Biz böylemi öleceğiz?

            Sevgili Kinder,

            İntihar etme riski haricinde depresyon ölümcül bir hastalık değildir. Başka bir neden olmadanda gençler için ömür boyu depresyonu yaşadıktan sonra ölmek ise çok uzak bir ihtimaldir. Sadece yaşam süremizin depresyondaki yıllarını istediğimiz şekilde sağlıklı bir insanın yaşadığı tarzda hayattan zevk alarak yaşamamızı engellleyen bir hastalıktır. Dört yılınızı bu durumda geçirmiş olmanızın verdiği umutsuzluk tabii olarak bu hastalığınıza karşı isyan edişinizi ve bu başlığı açmanıza bir nedendir.

            Sizdeki bu hastalığın 4 yıldır ve bazılarımızda çok daha uzun sürmesinin (bildiğiniz gibi bende 8 yıldır aralıklarla devam edişinin) mutlaka çoklu nedenleri vardır. Ana problem bu nedenleri bulacak doktorların ülkemizde azınlıkta oluşu ve çoğunluktakilerin ise sadece antidepressan yazmakta yetinmeleridir. Bendeki nedeniyse yaşım dolayısıyle tavsiye edilen maximum dozu kullanamıyışım ve Hipertansiyonum olması nedeniyle birçok antidepressanı deneyemem nedeniyledir.

            Mamafi tüm antidepressanları denemiş olabilseydimde, antidepressanların depresyon hastalarını iyileştirme oranı 70%’i geçmemektedir. Yani her 100 hastanın 30’unda antidepressanlar işe yaramamaktadırlar. Bu hastalardaki depresyona ilaç tedavisine dirençli depresyon denilmektedir.

            Bazı klinik araştırma raporları depresyon için üretilmemiş olmasına rağmen, antidepressan yanı sıra diğer ilaçları ilave ederek tedaviye dirençli (geriye kalmış 30 hastanın) çoğunda (yaklaşık 20 sinde) iyileşme sağladıklarını bildirmektedirler. Bakınız Link1’deki bir yazıma.

            Tüm depresyon hastalarında olduğu gibi, geriye kalan 10 hastada ise EKT (Elektro şok tedavisi) katiye yakın ve yaklaşık 7-10 seans uygulama sonrası ki bunun için yaklaşık 20 gün hastanede kalınması gerekmektedir iyi sonuçlar vermektedir. 20 gün sonrası depresyonu ortadan kalmış olarak hastaneden taburcu edilme şansları çoktur. Ancak hastalığın kısa sürede nüksünü önlemek üzere hastanın ilaç kullanımını devam ettirmesi gerekmektedir.

            Diyeceğim şudurki depresyonun tedavisi, ve hatta EKT ile 20 gün gibi kısa sürede tedavisi mümkündür. Yeterki tüm bu tedavilerin hakkıyla uygulanmasına engel olacak kalp veya Hipertansiyon vb hastalığımız bulunmasın ve çok yaşlı olmayalım, ve bunların tümünü uygulayabilecek bir doktorla tanışma şansımız olsun.

            İyileşme umudunuzu kaybetmeksizin yaşamınızı devam ettirmenizi dilerim. U34

            Link1: http://psikoloji.gen.tr/modules.php?...wtopic&t=33208
            Çaresizseniz Çare sizsiniz. U34

            Yorum


            • #36
              yaklaşık iki saat sonra doktora gideceğim arkadaşlar. size doktorun söylediklerini de aktarabilmek için iki gündür başlığa bir şey yazmıyorum. terapi umarım olumlu geçer benim adıma. gelir gelmez sizinle paylaşırım.

              Yorum


              • #37
                biraz uzun oldu. hepsini okumak istemeyen arkadaşlarımın son paragrafı okumaları yeterli, ilgilenen arkadaşlarıma orada teşekkür ediyorum. gerçekten teşekkürler ilgilendiğiniz için. arkadaşlığınız için..

                bugün doktora gittim. on aydır gitmiyormuşum, biraz kızdı o yüzden. ilk defa doktora gitmeden anlatacağım şeyleri düşündüm, dersime çalıştım. odaya girdiğimde yavaş yavaş anlatım. şöyle oluyor dedim, böyle şeyler var dedim, anlattım işte dinledi o da. motivasyon, odaklanamama filan dedim. tembelsin dedi, kızdı. yapabilirim dedim, sen hep öyle diyorsun, göster dedi, ben korktum. tedaviyle ilgili birkaç bir şey anlattım, pek umursamadı. bir ay sonra yine bekliyorum dedi. ilaç verdi iki tane. pek memnun ayrılmadım. o da haklıdır belki..

                doktorlar, terapiler, insanlar, sorumluluklar, özlediğimiz şeyler, nefesini hissedebildiğimiz; görebildiğimiz fakat bir türlü dokunamadığımız mutluluk..yorulduğumu hissettim. sonra yine eski zamanları hatırladım. hani size de olmuştur mutlaka. bu hastalığın olmadığı zamanlar yaşadığımız şeyler..arkadaşlıklar, hayatın kendisi..çok güzelmiş. çok güzel günlermiş. özlüyorum. o zamanlarda olduğu gibi yataktan kalkmayı, arkadaşlarımı, ailemi, yapmaktan hoşlandığım şeyleri, düşünmemeyi çok özlüyorum. diğerlerinin yaşadıklarına bakın bir de bizimkine. çocukluğumu o kadar özlüyorum ki. bir yerlerde bir köşede hala oyunlar oynadığına eminim. çocukluğum bir yerlerde hala çocuk. bense artık ne onunlayım, ne de büyüyebilmiş biri. hiç ne kadar uzaklaştığınızı farkettiniz mi? sırf canınız acımasın diye kendinizi nasıl koruduğunuzu. en ufak bir şeyde nasıl yıkıldığınızı. ne kadar özlediğinizi hiç farkettiğiniz oldu mu..

                olmuyor arkadaşlar. bu hastalıkla başedemeyeceğimi artık anladım. neleri özlediğimi, beni neyin deli edeceğini o kadar iyi biliyor ki. bugün mutluydum diyelim. diğer zamanlar, mesela dün canımı çok da acıtmayacak bir şey bakın bugün acıtıyor. neden, mutluyum çünkü. bütün enerjimi emiyor. hiçbir şey yapmak istemiyorum. sorumluluklarımla başedemiyorum. artık vazgeçmek istiyorum her şeyden. her şey beni bıraksın, hatta an gelsin, bende çocukluğumu artık rahat bırakayım diyorum. insanın düşüncelerini kontrol edememesi kadar iğrenç bir şey yok. yapacak bir şey de yok. n'aparsan yap tek bir kıvılcıma bakıyor moralinin altüst olması. o kıvılcımı ateşlemek o kadar kolay ki onun için. deneyin görün anlattırmayın işte.

                bir de şey var tabii..insanlar..arkadaşlarım olsun o kadar isterdim ki. arkadaşlarımla bir şeyler yapmayı o kadar özledim ki. ha şimdide var hiç yok mu diye sormayın. arkadaşlarım var. hani hepimizde olan arkadaşlardan. selam verirsin, komik bir şey söylersin o güler. paylaşmazsın çok fazla. samimi değilsindir. yanında sebepsiz yere güzel hissetmezsin. sıcak bir şeyler eksiktir. ha ama vardır arkadaşın. arkadaş!! sadece o da değil. ailem içinde üzülüyorum. eğer ben olmasam daha mutlu olacaklardı. onlar için bir hayalkırıklığıyım. benim yüzümden tam bir aile değiller. isterdim, onlar içinde güzel bir şeyler yapabilmeyi isterdim. yalnızlık bu işte. paylaşabileceğiniz, yanında durabileceğiniz kimse yok. kimse. lafla anlatılacak şey değil. dışarıdan bakıldığında anlaşılacak bir şey değil. kimseye kızamıyorum. ya beni doktorum anlamıyor. bu hastalığın ne demek olduğunu bilen, bunun uğruna sekiz yıl okuyan insan beni anlamıyor. yap diyor, soruyor mu hiç nasıl yapabilirsin diye? şöyle yapsak mı diyor mu? o da haklıdır. diğer herkes haklıdır. bir tek aynadaki arkadaşımız kalır bize. ondan da uzağızdır. onunla da arkadaş değilizdir artık. kendime bazen çok üzülüyorum..

                zamana bıraktım. artık düşünecek gücüm yok. eriyip tükeniyorum düşündükçe. çıkar bir yol aramaktan da kendimi korumaktan da bıktım. hiçbir şeyi beceremiyorum. neye elimi atsam mahvoluyor. mutlu olamıyorum, edemiyorum. ben niye yaşıyorum sorusu hayata karşılık geliyorsa ben bütünlemeden de ümitsizim.

                yazdığınız güzel her şey için teşekkür ederim. hayatınızda daha hiç önce görmediğiniz insanlar için gelip burada yazılar yazıyorsunuz. tavsiyeleriniz oluyor. güzel insanlarsınız, gerçekten. bir şeyleri hakeden insanlar. umarım bir gün bir yerde sizi her zamankinden daha iyi bir hayat bekliyor olur. daha fazla mutlu olursunuz umarım. bu hastalığın olmadığı bir hayatı hepimiz hakediyoruz. hakediyoruz değil mi..umarım o hayata daha erken kavuşursunuz. arkadaşlar artık cevap yazmasanız da olur. ben düşünmekten vazgeçtim. bu başlığa daha fazla bir şey yazmamın da anlamı yok. bildiğiniz şeyler, bildiğim şeyler..herkese iyi akşamlar.

                Yorum

                İşleniyor...
                X