Evet eşimi biraz sizlere anlatmak istiyorum.
Evlilik benim için oldukça önemli ve dikkatli karar verilmesi gerekn bir konu idi, özelliklede 1-2 ayda tanıdığın biri ile asla evlenilmemeli, o kişiyi daha uzun süreler tanımak gerekirdi.
Bende öyle yaptım ve ortalama 1.5 sene sevgili kaldık, ortalama 1 sene de nişanlı etti 2.5 sene, sonunda da evlendik.
Evlenmemize 1 hafta kala bir akşam konuşmak için aradığımda, annemler ile dizi izliyorum şimdi konuşamam sonra konuşalım deyipte, evleneceği insanı bir diziye tercih etmesi her ne kadar olumsuz olsada pekte bu konuyu büyütmemiştim, bu başıma geleceklerin ilkiydi.
Evlendikten sonra ANNEM, eşim için çok buyuk bir sorun olmaya başladı;
- annen ne biçim yemek yiyor, miğdem bulandı,
- annen in saçı yere düşmüş,
- annen lambayı açık unutmuş,
- annen yok tabağını koymuş,
- ayyy annen mi istanbul lu ??,
Tabii anneme yaptığı hakaretler ve daha nice olaylar var.
Şöyle yapmış böyle yapmış evet annem, kısaca istemiyordu, sonra annem ile birlikte yaşayamayacağını ve aynı evden ayrılmasını istediğini söyledi.
Annem ise; kulağı bile zor duyan, pek kendi odasından çıkmayan, odasında çayını içen, televizyonunu izleyen, bana bugun şu yemeği yapın şöle yapın böyle yapın kesinlikle demeyen bir insan. Kısacası kendi halinde 70 yaşlarında bir kadın.
Ben kendisi ile evlenmeden hatta ve hatta nişanlanmadan önce annemin olduğunu, anneminde eğer evlenirsek birlikte yaşayacağımızı özellikle söylemiştim kendisine.
Kendiside tabiki ne demek, başımızda bir büyük olması bile iyi olur güzel olur, hep beraber yaşarız şeklinde yanıtlamıştı.
Ama aynı evin içerisinde annemin yaptığı herşey gözüne batıyor, abartıyor, büyütüyor. Hatta bu Cinsel yaşamımızı bile etkiliyor, yahu kardeşim, insan evlenince daha güzel bir cinsel yaşamı olması gerekirken bizimki daha da kötü oldu, genellikle cinsellik istemeyen yada çok az isteyen bir kadın.
Dahası hayatta en çok istediği şey bir bebek olmasa belkide hiç bir cinsel yaşam olmayacaktı. Zaten insanın hayatta en çok istediği şeyler olmaz mış ya o hesap ...
Dahası ise genelde bir gelin geldiği zaman, genellikle kocasının ailesine ayak uydurur, gelenekleri neyse görenekleri neyse onlarra uyması gerekir ken, eşim tam tersi ni yapmaya çalışıp, yapamayınca da üzülen, ağlayan, sızlayan bir insandı.
Evlilik boyunca aslında hiç kavga etmedik denebilir, fakat güzel bir evlilik de olmadı, örneğin geleyim işin detaylarına;
- bir gün kendisine şirinler in yeni filmi yapılmış vizyona 10- 20 güne kadar giriyormuş bak mutlaka bu filme birlikte gidip izleyelim, mutlaka seninle bereberce izlemek istiyorum demiştim. Sonrasında sinemaya erkek kardeşi ile birlikte gidip, bu filmi izlediğini öğreniyorum.
Eşimle evli olduğum sürecede şunu gördüm kendisinde; ailesine çok önem veren ama sadece kendi ailesine ve annesine babasına bahımlı bir kişi, onlar olmadan mutlu olamayan, onlardan çok fazla uzak kalamayan bir insan.
- bir günse hadi birlikte sahile gidip yürüyelşim biraz dediğimde, ayakkabım buna uygun değil, kum kaçar, bilmem ne olur, yorgunum, şöyleyim böyleyim, yanıtlarını aldım.
İşte evlilik hayatımızda da böyleydi kısaca.
Üstte anlattığım film sadece bir örnek kocası eşi ile güzel zaman geçirmek istiyor ama eşi kocası yerine ailesi ile güzel zaman geçirmeyi tercih ediyor.
Şimdi elbetteki psikoloji konusunda tecrübeli arkadaşlar vardır, sizlerden yorum bekliyorum sizce eşimin bir psikolojik sorunu mu var ? Bu sorun aşılabilir mi ? Özellikle annem ilgili olan kısmı konusunda ne yapılabilir ?
Evlilik benim için oldukça önemli ve dikkatli karar verilmesi gerekn bir konu idi, özelliklede 1-2 ayda tanıdığın biri ile asla evlenilmemeli, o kişiyi daha uzun süreler tanımak gerekirdi.
Bende öyle yaptım ve ortalama 1.5 sene sevgili kaldık, ortalama 1 sene de nişanlı etti 2.5 sene, sonunda da evlendik.
Evlenmemize 1 hafta kala bir akşam konuşmak için aradığımda, annemler ile dizi izliyorum şimdi konuşamam sonra konuşalım deyipte, evleneceği insanı bir diziye tercih etmesi her ne kadar olumsuz olsada pekte bu konuyu büyütmemiştim, bu başıma geleceklerin ilkiydi.
Evlendikten sonra ANNEM, eşim için çok buyuk bir sorun olmaya başladı;
- annen ne biçim yemek yiyor, miğdem bulandı,
- annen in saçı yere düşmüş,
- annen lambayı açık unutmuş,
- annen yok tabağını koymuş,
- ayyy annen mi istanbul lu ??,
Tabii anneme yaptığı hakaretler ve daha nice olaylar var.
Şöyle yapmış böyle yapmış evet annem, kısaca istemiyordu, sonra annem ile birlikte yaşayamayacağını ve aynı evden ayrılmasını istediğini söyledi.
Annem ise; kulağı bile zor duyan, pek kendi odasından çıkmayan, odasında çayını içen, televizyonunu izleyen, bana bugun şu yemeği yapın şöle yapın böyle yapın kesinlikle demeyen bir insan. Kısacası kendi halinde 70 yaşlarında bir kadın.
Ben kendisi ile evlenmeden hatta ve hatta nişanlanmadan önce annemin olduğunu, anneminde eğer evlenirsek birlikte yaşayacağımızı özellikle söylemiştim kendisine.
Kendiside tabiki ne demek, başımızda bir büyük olması bile iyi olur güzel olur, hep beraber yaşarız şeklinde yanıtlamıştı.
Ama aynı evin içerisinde annemin yaptığı herşey gözüne batıyor, abartıyor, büyütüyor. Hatta bu Cinsel yaşamımızı bile etkiliyor, yahu kardeşim, insan evlenince daha güzel bir cinsel yaşamı olması gerekirken bizimki daha da kötü oldu, genellikle cinsellik istemeyen yada çok az isteyen bir kadın.
Dahası hayatta en çok istediği şey bir bebek olmasa belkide hiç bir cinsel yaşam olmayacaktı. Zaten insanın hayatta en çok istediği şeyler olmaz mış ya o hesap ...
Dahası ise genelde bir gelin geldiği zaman, genellikle kocasının ailesine ayak uydurur, gelenekleri neyse görenekleri neyse onlarra uyması gerekir ken, eşim tam tersi ni yapmaya çalışıp, yapamayınca da üzülen, ağlayan, sızlayan bir insandı.
Evlilik boyunca aslında hiç kavga etmedik denebilir, fakat güzel bir evlilik de olmadı, örneğin geleyim işin detaylarına;
- bir gün kendisine şirinler in yeni filmi yapılmış vizyona 10- 20 güne kadar giriyormuş bak mutlaka bu filme birlikte gidip izleyelim, mutlaka seninle bereberce izlemek istiyorum demiştim. Sonrasında sinemaya erkek kardeşi ile birlikte gidip, bu filmi izlediğini öğreniyorum.
Eşimle evli olduğum sürecede şunu gördüm kendisinde; ailesine çok önem veren ama sadece kendi ailesine ve annesine babasına bahımlı bir kişi, onlar olmadan mutlu olamayan, onlardan çok fazla uzak kalamayan bir insan.
- bir günse hadi birlikte sahile gidip yürüyelşim biraz dediğimde, ayakkabım buna uygun değil, kum kaçar, bilmem ne olur, yorgunum, şöyleyim böyleyim, yanıtlarını aldım.
İşte evlilik hayatımızda da böyleydi kısaca.
Üstte anlattığım film sadece bir örnek kocası eşi ile güzel zaman geçirmek istiyor ama eşi kocası yerine ailesi ile güzel zaman geçirmeyi tercih ediyor.
Şimdi elbetteki psikoloji konusunda tecrübeli arkadaşlar vardır, sizlerden yorum bekliyorum sizce eşimin bir psikolojik sorunu mu var ? Bu sorun aşılabilir mi ? Özellikle annem ilgili olan kısmı konusunda ne yapılabilir ?
Yorum