Duyuru

Collapse
No announcement yet.

Aileye nefret

Collapse
X
  • Filtrele
  • Zaman
  • Göster
Clear All
new posts

  • Aileye nefret

    En sonunda açıkça söyleyebiliyorum, onları sevmiyorum. Bir sevgi var belki ama çok altlarda. Öfke ona baskın olduğu için ortaya çıkamıyor.
    Bunu ifade etmek bile zor. Çünkü aile kutsal denilen, ailenin dokunulmazlığı olan bir toplumda yaşıyoruz.

    İnsanların olumsuz şeyler yaşasa bile ailesini sevmeye devam etmesini anlayamıyorum. Bende bu anlayış yok sanırım, aile nolursa olsun devam eder mantığını algılayamıyorum. Benim için, bir arkadaşın kırmışsa seni, nasıl ilişkini istediğin zaman bitirebiliyorsan, aile de öyle olmalı. Öbür türlüsü mahkumiyet gibi geliyor. Çünkü ben istemedim dünyaya gelmeyi. Bu bir bahane olamaz bana göre. Muhtaçken(o yaşlarda) mecburen bakıp, sonra bunun başa kakılması da son derece garip geliyor. Aile, bir borç ilişkisi midir? Ben anlayamıyorum. Ben istemedim ki.

    Öfkemin sebebi bir yığın şeyin birikimi ve özellikle geçmiş. Bazılarını yazmaya çalıştım:

    Psikolojik olarak rahatsızlanınca ve intihar girişiminde bulununca, sülaleye, akrabalara bu söylenmedi. Hem de 2 kez oldu, 2. sinde 1 hafta hastanede kaldım. Tüm bu süreçler 10-15 yıl kadar. Hepsi gizlendi. Ve ben tiyatro oynadım bunca sene. Şimdi 28 yaşındayım ve artık oynamak istemiyorum.

    Akrabalar onlar için hep daha önemli. Akraba dediklerimle yakın değiliz. Evcilik oynuyoruz. Gitmece gelmece pasta kek yemece. Ama özel sorunlar asla konuşulmaz. Kırgınlıklarla yüzleşilmez. Bu akrabalar çocukluğumdan beri arayıp benle ilgilenmiş değiller, benimle doğrudan muhattap olmuş değiller. Beni soracaksa babamı arar mesela, ben gelmişim 28 yaşına düşün. Bana göre bu "ben insan yerine konmuyorum", "ben özne değilim" anlamına geliyor. Buna karşılık benim onları aramam ilgilenmem falan beklenir. Tamam uzakta oldukları için çok gündemde değil bu konu ama suçluluk yüklüyorlar. Duygu sömürüsüyle. Ben laf edince, akrabalar haklı. Ama kimse onları sorgulamaz. Aile büyüklerinin dokunulmazlığı var.

    Hep suçlu benim. Sorunlarımın özellikle. Sen hastasın, senin beyin kimyan şöyle, abartıyorsun, sen hassasın. Ortaokulda senelerce sınıfta hakarete aşağılanmaya uğradım. Ama ben hassasım. Ben takıyorum. Ben unutmuyorum. Ben ben ben. Sorarlar; katilin hiç mi suçu yok?

    Anne baba arasında sevgi yok, o da ayrı tiyatro. Güvenlik için sürdürülen bir ilişki. Ne sevgi sözcüğü duydum, ne paylaşım. Ama imajı çok güzel var. Çoğu aile öyle demeyin, zaten sorunlarımızın temeli buradan gelmiyor mu? Bu sevgisizliği görerek büyüyorsun, illa boşanma şiddet olması gerekmez. Onlar bize örnek çünkü.

    Babam sessiz otoritedir. Bu anlatması zor birşey. Yani birinden korkuyorum dediğnizde, insanlar şiddet bekliyor ama korku başka türlü de yaratılır. Yıllar boyu ses tonu beden diliyle de çok güzel yaratılıyor. Korktuğun birşeyi nasıl seversin? Ben sevemiyorum. Artık sevgiye dayalı bir temas kurmadığı için, iletişim bozukluğu olduğu için de sevemiyorum. Nasıl seveyim? Beni bazı konularda engellediği hükmetmek istediği gelişimimi engellemeye çalıştığı için öfkeliyim. Nasıl seveyim? Sevemiyorum. Kabul etmiyorum aslında, mesele bu. Fark bu. Başkaları ailelerini bu yanlışlarla kabul ediyor. Ben edemedim işte. Baba özür dilemez yaptığı hiçbir şey için. Aile içinde olur der. Aile içinde her bok oluyormuş, özür dilenmezmiş. Kalbini istediğin kadar kır yani hakkın var. Babanın daha çok hakkı var. Duygusal konularda asla konuşulmaz. Diyelim ki aralarında sıkıntı oldu, kazara annem üzülüyor vs. diyeyim, geri püskürtülürüm sert bir şekilde. Kapalı yani yol. İletişim geliyor ve tıkanıyor. Ben miyim şimdi bunun suçlusu? Bunu ben mi yarattım?

  • #2
    mesele şu ki ana baba ve akrabalar ile arkadaşlık zordur. zoraki ilişkidir.
    en yakın arkadaşlarımız çoğu zaman akrabamız olmayanlardır.
    yani ana baba ve akrabalardan fazla bir şey beklememek gerekir.
    psikiyatrik sorunu olan kişileri en iyi diğer psikiyatrik sorunu olan kişiler anlar.
    yaşamayan bilemez gibi bir durum. bu durumda psikiyatrik sorunu olan başka kişiler ile arkadaşlık kurmak faydalı olabilir.

    Yorum


    • #3
      ah ah seni öyle iyi anlıyorum ki. dilimizi bile ailede öğreniyoruz, anne baba sorumluluklarının farkına varmazsa zaten insanı onlar yalnızlaştırıyorlar.
      yalnız bende akraba olayı çok farklı fiziki olarak bile herkesten bize yakınlardı ama cocukluğum döneminde hiç konuşmazdık hep miras sorunları vardı. babaannemle amcam bile babamın kendileriyle olan bütün ilişkisini kesmek için uğraşıyordu.diğer akrabalar da malüm. zaten babamda insanlıktan nasibini almamış birisi, benim için zor olan kardeşimin doğumu ve annemin hayattaki yapa yalnız mücadelesinden dolayı bir süre babaannemlerde kalmak zorunda olmamdı. ben resmen babamın onlarla olan ilişkinin kopmasını engelleyen bir tehdittim onlara göre. amcamın beni kovduğu zamanlar bile oldu.ben daha cocukken neler çektim neler hissettim kimse bilemez. kimseye de bahsetmedim. çocuk dediğin hep hoplasa zıplasa yorulmaz, ben orada beni istemeyen insanların yanında büzüşüp kalmaktan yoruldum. hayat anlamını yitirdi. zavallı ben.

      Yorum


      • #4
        Orjinal yazı sahibi: buhurizade View Post
        mesele şu ki ana baba ve akrabalar ile arkadaşlık zordur. zoraki ilişkidir.
        en yakın arkadaşlarımız çoğu zaman akrabamız olmayanlardır.
        yani ana baba ve akrabalardan fazla bir şey beklememek gerekir.
        psikiyatrik sorunu olan kişileri en iyi diğer psikiyatrik sorunu olan kişiler anlar.
        yaşamayan bilemez gibi bir durum. bu durumda psikiyatrik sorunu olan başka kişiler ile arkadaşlık kurmak faydalı olabilir.
        evet beklentiyi azaltmak gerekiyor bu bir sıkıntı gerçekten. dediğin gibi anlayamayabilir, belki hiç anlamayacak. yapacak birşey yok o zaman.

        Yorum


        • #5
          Teşekkürler yanıtlarınız için. Ben fazla umursuyorum bu konuyu gerçekten.

          Bir de şunu farkettim. Aslında sorunun temelinde benim hala çocukluktan gelen bazı davranış biçimlerini aşamamam da var. Yani ben hala kişiliğimi tam ortaya koyamıyorum. Ve sanırım öfkemi arttıran şey de biraz bu. Yani atıyorum bir yere gidilecek hep beraber, aile ziyareti vs. Ben gelmiyorum diyemiyorum, bir gerginlik korku oluşuyor. Şimdi düşündüm desem ne olur. En fazla olacak olan ayıp mayıp lafları klasik, belki birkaç gün surat. Ama ben aşırı büyütüyorum kafamda meseleyi. Benim kendim aşmam gerekiyor bazı şeyleri. Oto sansür uyguluyorum, veya birşeyleri yapmak zorundaymışım sanki başka şansım yokmuş gibi hissediyorum. Ama aslında var, sadece ben o noktada kendimi ortaya koyamadığımı anladım.

          Yorum


          • #6
            Belli bir yaştan sonra aileyle anlşmak zor , çok fazla beklentin olmasın ailenden beklentini çok yükseltmişssin anlaşılan, kurabiliyosan kendi hayatını kurmaya çalış bence..
            3 kuruşluk insana 5 kuruşluk değer verirsen 2 kuruşa seni satar.

            When you lose small mind, you free your life..

            Yorum


            • #7
              benimde ailemle aram çoğu zaman iyi değil.
              ama nefret edecek kadar değil bend ebugüne kadar çok olumsuz şeyler yaşadım halada yaşıyorum ama elden bişey gelmiyor ne yaparsın hala çekiyoruz. ha eğer maddi gücün varsa evini barkını herşeyini ayırırsın olur biter...

              Yorum


              • #8
                benimde sevdiğim bir ailem yok..bitti..hepsinin tükettim özverinin de sevginin de..bu filmin sonunun böyle olcağını hiç tahmin etmedim..


                sevmek de bir ihtiyaç..dünyaya geldiğin yer ailen olucan önce orada tanıyosun bunu...

                kendi hayatını kur..anne baba ,anne babadır..onları terketme ama kendinden başkasına ihtiyacın yok..

                Yorum

                İşleniyor...
                X