Bekâret Nasıl Algılanmalı?
Bekâret, evlilikte güveni sağlayan önemli bir bağdır. Cinsellik, özel bir ilişkidir ve özel olanla paylaşılmalıdır.
Her iki cins için de cinsellik yaşanacak kişi, eşidir. İnsan, anne babasıyla dahi paylaşamadığı bu istisnaî münasebeti ancak eşiyle paylaşmalı ve ona sadık kalarak devam ettirmelidir. İdeal olanın bu olduğunu ve cinselliği bu hassasiyete uyarak yaşamak isteyen insanlara saygı duymayı bilmek gerekiyor.
Cinsellik konusunda herkes ideal ölçüyü tutturamayabilir; ama insandan beklenen, genel kurallara uymak konusunda çaba harcamasıdır.
Bu tıpkı idam cezası verilen mahkûmun durumuna benzer. Mahkûma idam cezası verilir ya da müebbet hapis verilir, ama mahkemeye çıktığı zaman ceza hafifletilir. O ceza onun caydırıcılığıdır.
Bekâret aynı zamanda cinselliğin sosyal yönüyle alâkalı bir durumdur. Son yıllarda bilhassa halk arasında şöyle bir söylenti dolaşmaktadır:
"Artık erkekler, evlenecekleri kızda bekâret şartı aramıyorlar."
Ancak bu konudaki çalışmalar bu söylentiyi doğrular nitelikte değildir.
Üniversite öğrencileri arasında yapılan araştırmalar da, genç erkeklerin, evlenmeden önce karşı cinsle istedikleri gibi yaşadıkları, fakat evlenecekleri zaman, kimsenin elinin dahi değmediği bekâr bir karşı cins istedikleri ortaya çıkmıştır.
Evlilik Dışı İlişkiler
Evrimsel psikoloji, erkeğin genetik olarak poligamik, kadının ise monogamik olduğunu söyler.
Bu farklılığın sebebi, kadının doğurganlığı ile erkeğin doğurtabilme özelliğinin ayrı olmasıdır.
Erkek bir ilişkide milyonlarca sperm bırakabilirken, kadının hayatı boyunca 400 tane yumurtası vardır. Bu anlamda kadının üretkenliği sınırlıdır.
Erkeğin daha çok çocuk sahibi olmakla ilgili genetik yatkınlığı vardır.
İnsanlık tarihinin ilk dönemlerinde çok çocuk sahibi olmak, önemli ve gerekliydi.
Ama bugüne gelindikçe çok eşlilik, yerini tek eşliliğe bıraktı
İnsan, tekdüzelik ve monotonluktan hoşlanmayan bir yapıya sahiptir.
Organizma geliştikçe çoğulculuk ve çeşitliliğe yönelir. Bu sebeple de durağanlık hissedilen şeyde usanç meydana gelir.
Bu konuda sıkça söylenen bir söz vardır: "Değişmeyen tek şey, değişimdir." Bilhassa erkekte baskın olan çoğulculuk arayışı eşi tarafından karşılanmazsa, aldatmalar yaşanabilir.
İnsanların fantezilerini süsleyen, gençlerin duvarlarını renklendiren, "dünyanın en güzel kadını" diyebileceğiniz kadın tipleri vardır.
Fakat onunla evli olan erkek, karısını aldatır ve başka bir arayışa girer... Bu da göstermektedir ki, aldatılmanın sebebi, güzellik ya da çirkinlik değildir. Monotonlaşan ilişkiyi tamir edemeyen, hareketliliği sağlayamayan erkek ya da kadın, ilkel bir davranış sergileyerek başka insanlarla beraber olmaya başlar.
Ancak çiftler karşılıklı çabayla sıkıcılığa son vererek, evlilikteki cinsel yaşamı heyecanlı hâle getirebilirler.
Yüksek nitelikli evliliklerde çok ilişkiye gerek kalmaz ve eşiyle kaliteli birliktelik yaşayan erkek, başka insanlara yönelmez.
Bu noktada kadının estetik, süs ve sanata olan düşkünlüğü ile bu husustaki gayretleri, erkeğin bıkkınlığını da önlemiş olur.
Bir erkeğin veya kadının eşinden başka biriyle cinsel ilişki yaşaması, nitelik düşüklüğüdür.
Böyle durumlarda insan ya kendini doyumsuz hisseder ya da beklentisi çok yüksek olduğu için gerçekçi değildir.
Gayrimeşru ilişkiler, ihtiyaçların tatmin edilememesi sonucunda ortaya çıkmaktadır. İlişkilerin en kuvvetlisi olan evliliğin temel problemi, cinsel aldatmalar yani aile sadakatine uymayan ilişkilerdir.
Aldatan kişi, ihanetini örtmek için devamlı yalan söyler.
O yalanı düzeltmek için bir başka yalan söylenir ve zincirleme şekilde giden yalanları aldatılan taraf fark ettiğinde güven zayıflar.
Kaçınılmaz bir gerçektir ki, çok ilişkili evlilikler genellikle boşanmayla sonuçlanır.
Kişisel Not : Hayat senin . Doğruları ve yanlışları ile istediğini yapmakta serbestsin. Karar senin. Bize ne . Evleneceğin kız düşünsün ...
Bekâret, evlilikte güveni sağlayan önemli bir bağdır. Cinsellik, özel bir ilişkidir ve özel olanla paylaşılmalıdır.
Her iki cins için de cinsellik yaşanacak kişi, eşidir. İnsan, anne babasıyla dahi paylaşamadığı bu istisnaî münasebeti ancak eşiyle paylaşmalı ve ona sadık kalarak devam ettirmelidir. İdeal olanın bu olduğunu ve cinselliği bu hassasiyete uyarak yaşamak isteyen insanlara saygı duymayı bilmek gerekiyor.
Cinsellik konusunda herkes ideal ölçüyü tutturamayabilir; ama insandan beklenen, genel kurallara uymak konusunda çaba harcamasıdır.
Bu tıpkı idam cezası verilen mahkûmun durumuna benzer. Mahkûma idam cezası verilir ya da müebbet hapis verilir, ama mahkemeye çıktığı zaman ceza hafifletilir. O ceza onun caydırıcılığıdır.
Bekâret aynı zamanda cinselliğin sosyal yönüyle alâkalı bir durumdur. Son yıllarda bilhassa halk arasında şöyle bir söylenti dolaşmaktadır:
"Artık erkekler, evlenecekleri kızda bekâret şartı aramıyorlar."
Ancak bu konudaki çalışmalar bu söylentiyi doğrular nitelikte değildir.
Üniversite öğrencileri arasında yapılan araştırmalar da, genç erkeklerin, evlenmeden önce karşı cinsle istedikleri gibi yaşadıkları, fakat evlenecekleri zaman, kimsenin elinin dahi değmediği bekâr bir karşı cins istedikleri ortaya çıkmıştır.
Evlilik Dışı İlişkiler
Evrimsel psikoloji, erkeğin genetik olarak poligamik, kadının ise monogamik olduğunu söyler.
Bu farklılığın sebebi, kadının doğurganlığı ile erkeğin doğurtabilme özelliğinin ayrı olmasıdır.
Erkek bir ilişkide milyonlarca sperm bırakabilirken, kadının hayatı boyunca 400 tane yumurtası vardır. Bu anlamda kadının üretkenliği sınırlıdır.
Erkeğin daha çok çocuk sahibi olmakla ilgili genetik yatkınlığı vardır.
İnsanlık tarihinin ilk dönemlerinde çok çocuk sahibi olmak, önemli ve gerekliydi.
Ama bugüne gelindikçe çok eşlilik, yerini tek eşliliğe bıraktı
İnsan, tekdüzelik ve monotonluktan hoşlanmayan bir yapıya sahiptir.
Organizma geliştikçe çoğulculuk ve çeşitliliğe yönelir. Bu sebeple de durağanlık hissedilen şeyde usanç meydana gelir.
Bu konuda sıkça söylenen bir söz vardır: "Değişmeyen tek şey, değişimdir." Bilhassa erkekte baskın olan çoğulculuk arayışı eşi tarafından karşılanmazsa, aldatmalar yaşanabilir.
İnsanların fantezilerini süsleyen, gençlerin duvarlarını renklendiren, "dünyanın en güzel kadını" diyebileceğiniz kadın tipleri vardır.
Fakat onunla evli olan erkek, karısını aldatır ve başka bir arayışa girer... Bu da göstermektedir ki, aldatılmanın sebebi, güzellik ya da çirkinlik değildir. Monotonlaşan ilişkiyi tamir edemeyen, hareketliliği sağlayamayan erkek ya da kadın, ilkel bir davranış sergileyerek başka insanlarla beraber olmaya başlar.
Ancak çiftler karşılıklı çabayla sıkıcılığa son vererek, evlilikteki cinsel yaşamı heyecanlı hâle getirebilirler.
Yüksek nitelikli evliliklerde çok ilişkiye gerek kalmaz ve eşiyle kaliteli birliktelik yaşayan erkek, başka insanlara yönelmez.
Bu noktada kadının estetik, süs ve sanata olan düşkünlüğü ile bu husustaki gayretleri, erkeğin bıkkınlığını da önlemiş olur.
Bir erkeğin veya kadının eşinden başka biriyle cinsel ilişki yaşaması, nitelik düşüklüğüdür.
Böyle durumlarda insan ya kendini doyumsuz hisseder ya da beklentisi çok yüksek olduğu için gerçekçi değildir.
Gayrimeşru ilişkiler, ihtiyaçların tatmin edilememesi sonucunda ortaya çıkmaktadır. İlişkilerin en kuvvetlisi olan evliliğin temel problemi, cinsel aldatmalar yani aile sadakatine uymayan ilişkilerdir.
Aldatan kişi, ihanetini örtmek için devamlı yalan söyler.
O yalanı düzeltmek için bir başka yalan söylenir ve zincirleme şekilde giden yalanları aldatılan taraf fark ettiğinde güven zayıflar.
Kaçınılmaz bir gerçektir ki, çok ilişkili evlilikler genellikle boşanmayla sonuçlanır.
Kişisel Not : Hayat senin . Doğruları ve yanlışları ile istediğini yapmakta serbestsin. Karar senin. Bize ne . Evleneceğin kız düşünsün ...
Yorum