Gece sizi dinliyor...
Temiz bir yaz gecesi...
Hususi bir radyo istasyonunda bir arkadaşımla Dj'lik yapıyoruz. Sevinçlerini, üzüntülerini paylaşmak isteyen insanlar radyomuzun kapısını çalıyor. Bazısı ise bir insan sesi duymak için. Yalnızca yalnızlığını yırtmak için bağlanıyor radyoya...
Bizse sabaha kadar süren programlarda koşturuyoruz. Şehir insanlarını tanıyoruz. Her meşrepten insanla muhatap oluyoruz. Fakirler,zenginler,kapitalistler,emperyalistler,yo bazlar,kemalistler,kemaalistler,sufiler,dindarlar, dinciler,agnostikler,kafası karışıklar, kafası dumanlılar, kafası milyonlar,ateistler,nihlistler,dumankeşler,demlile r...
Temiz bir haziran gecesi. Biri bağlanıyor hatta. Bir Mecnun edası seziyorum sesinde...
-Alo!
-Gece sizi dinliyor...
-Meraba nasılsın?
-İyiyim galiba.Sen?
-İyiyim galiba. Ya da kötüyüm ne fark eder ki?
-Fark etmez mi? Bahsetsene biraz...Hayatın nasıl?
-Bilmiyorum. Şu an seni niye aradım onu da bilmiyorum. Yalnızca, yalnızca iyi değilim..
-Mantıklı şeyler söylemene gerek yok. Konuş içinden geldiği gibi. Rahatla.
-Hufff..(Sesinde bir burukluk seziyorum)Birini seviyorum.
-...
-Fakat sevdiğimden emin değilim. Sürekli acı çekiyorum. Sevdiğimden emin değilim. Fakat sevmediğimi iddia edemem.
-Peki o senin onu sevdiğini biliyor mu?
-Evet biliyor galiba. Ama çok garip davranıyor bana. Sanki bir pislikmişim gibi.
-Nasıl mesela?
-Ya bilmiyorum işte. En kötüsü onunla hiç konuşmuşluğum yok. Gel gör ki 6. hissim galebe oluyor ve düşüncelerle doluyorum.
-Ne tür düşünceler? Sevdiğin kız hakkında mı? Yoksa on...
-Sanki beni seviyor. Fakat bir şeylerden dolayı karşılık veremiyor. Ve biraz sanki sadist biri. Benim acı çekmem ona haz veriyor.
-Onunla daha önce hiç konuşmamıştın galiba. Bunları hep 6. hissin mi söylüyor.
-Ne fark eder ki? Biliyorum işte. Biz biz birbirimiz için yaratılmışız. Bunu da biliyor. Fakat kaderinden kaçıyor işte.
-Onunla hiç konuşmayı denedin mi?
-Yapamam ki! Yüzüne bakmakta zorlanıyorum.
Yaralarım kanamaya başlıyor..
-Bence onu karşına alıp adam akıllı hislerini anlatmalısın. Başka bi...
-Hufff. Bilmiyorum. Bazen konuşmak midemi bulandırıyor. Bazen hiç yaratılmasaydım diyorum.
-Hey sakin ol lütfen. Bence senin tek ihtiyacın olan biraz açılmak. Çevrende arkadaşların var mı? Seni anlayabilecek?
Sürekli bir şeyleri içine attığından eminim. Yalnızlık onu dolduruyor...
-Hayır yok. Üff!! bilmiyorum. Hiç aramamalıydım belkide. Şu an kendimi çok kötü hissediyorum.
-Lütfen sakin ol. Biraz konuşmaya ihtiyacın var hepsi bu! Kendine acı çektirmeyi bırak. Sevgilinin bundan haz duymadığına eminim.
-Alo! Alo!!
-Kapattı Arda!
Lanet olsun.
-Keşke sana gerçekten yardımcı olabilseydim!..
Fakat dediklerimi lütfen unutma.
Temiz bir yaz gecesi...
Hususi bir radyo istasyonunda bir arkadaşımla Dj'lik yapıyoruz. Sevinçlerini, üzüntülerini paylaşmak isteyen insanlar radyomuzun kapısını çalıyor. Bazısı ise bir insan sesi duymak için. Yalnızca yalnızlığını yırtmak için bağlanıyor radyoya...
Bizse sabaha kadar süren programlarda koşturuyoruz. Şehir insanlarını tanıyoruz. Her meşrepten insanla muhatap oluyoruz. Fakirler,zenginler,kapitalistler,emperyalistler,yo bazlar,kemalistler,kemaalistler,sufiler,dindarlar, dinciler,agnostikler,kafası karışıklar, kafası dumanlılar, kafası milyonlar,ateistler,nihlistler,dumankeşler,demlile r...
Temiz bir haziran gecesi. Biri bağlanıyor hatta. Bir Mecnun edası seziyorum sesinde...
-Alo!
-Gece sizi dinliyor...
-Meraba nasılsın?
-İyiyim galiba.Sen?
-İyiyim galiba. Ya da kötüyüm ne fark eder ki?
-Fark etmez mi? Bahsetsene biraz...Hayatın nasıl?
-Bilmiyorum. Şu an seni niye aradım onu da bilmiyorum. Yalnızca, yalnızca iyi değilim..
-Mantıklı şeyler söylemene gerek yok. Konuş içinden geldiği gibi. Rahatla.
-Hufff..(Sesinde bir burukluk seziyorum)Birini seviyorum.
-...
-Fakat sevdiğimden emin değilim. Sürekli acı çekiyorum. Sevdiğimden emin değilim. Fakat sevmediğimi iddia edemem.
-Peki o senin onu sevdiğini biliyor mu?
-Evet biliyor galiba. Ama çok garip davranıyor bana. Sanki bir pislikmişim gibi.
-Nasıl mesela?
-Ya bilmiyorum işte. En kötüsü onunla hiç konuşmuşluğum yok. Gel gör ki 6. hissim galebe oluyor ve düşüncelerle doluyorum.
-Ne tür düşünceler? Sevdiğin kız hakkında mı? Yoksa on...
-Sanki beni seviyor. Fakat bir şeylerden dolayı karşılık veremiyor. Ve biraz sanki sadist biri. Benim acı çekmem ona haz veriyor.
-Onunla daha önce hiç konuşmamıştın galiba. Bunları hep 6. hissin mi söylüyor.
-Ne fark eder ki? Biliyorum işte. Biz biz birbirimiz için yaratılmışız. Bunu da biliyor. Fakat kaderinden kaçıyor işte.
-Onunla hiç konuşmayı denedin mi?
-Yapamam ki! Yüzüne bakmakta zorlanıyorum.
Yaralarım kanamaya başlıyor..
-Bence onu karşına alıp adam akıllı hislerini anlatmalısın. Başka bi...
-Hufff. Bilmiyorum. Bazen konuşmak midemi bulandırıyor. Bazen hiç yaratılmasaydım diyorum.
-Hey sakin ol lütfen. Bence senin tek ihtiyacın olan biraz açılmak. Çevrende arkadaşların var mı? Seni anlayabilecek?
Sürekli bir şeyleri içine attığından eminim. Yalnızlık onu dolduruyor...
-Hayır yok. Üff!! bilmiyorum. Hiç aramamalıydım belkide. Şu an kendimi çok kötü hissediyorum.
-Lütfen sakin ol. Biraz konuşmaya ihtiyacın var hepsi bu! Kendine acı çektirmeyi bırak. Sevgilinin bundan haz duymadığına eminim.
-Alo! Alo!!
-Kapattı Arda!
Lanet olsun.
-Keşke sana gerçekten yardımcı olabilseydim!..
