arkadaslar soru açık. hiç ucaga binmedim. sosyal fobi için doktora gitmiştim. 4-5 yıldır sosyal fobi ile ugrasıyorum. su an son 4-5 aydır ılac almıyorum. arada cok heyecan gerektırecek durumlarda dideral içiyorum.. genel olarak kızarma ve terleme problemlerım var. ucak ılk kalkerken sıkıntı oluyomus sonra alısıyormussun. olaki binersem napcam ben ? binmeden önce dideral içmelimiyim ? korkum milletin içinde kızarmak terlemek degıl. onu gectim de o stres den kalbıme bişiy olmaz dımı :S kalp ritim bozuklugu var ama hayatımı hıc etkılemıyor. yanı agrım sızım yok. doktor her 100 kısıden bırınde olur dedı. buyutulecek bısıy yok. aranızda sosyal fobılı olup da ucaga binen var mı ? bi akıl verin lütfenn ya..... her tatil de her seyahatte olakı ucaga bınersem korkusu var..
Duyuru
Collapse
No announcement yet.
uçak korkusu ??
Collapse
X
-
Bence sizde ritm bozukluğu yok. Tamamen anksiyete bozukluğundan kaynaklı bir durum diye düşünüyorum. Yanlış anlamayın bunu, doğrudan sizi eleştirmiyorum: panik atağı olup kalbinin ritmlerininden şüphelenen bir çok arkadaşımız var. Ben de o dönemi yaşadım. Kalp doktoruna gidiyorsunuz, Türkiye'de insan hayatı çok önemsenmediğinden ilk konulan teşhis ritm bozukluğu oluyor.
Ben gece yatarken kalbimin durduğunu hissederdim. Öldüm, öleceğim diye panikle fırlardım, sonra kalbim "güm! güm!" diye hızlı bir şekilde atmaya başlayınca "bu gece de kurtardık, çok şükür" derdim. Ama sonradan şunu keşfettim. Kalbimin durduğunu zannettiğimde ya da çarpıntı mı var diye merak ettiğimde, kolumdan nabzımı ölçtüm. Sonuç ise gayet normaldi. Beni kandıran anksiyete bozukluğunun piri Panik Atak idi.
Dideral konusunda da şunu söylemeden edemeyeceğim: Dideral beta-blocker olarak geçer. Yani kalbiniz en büyük düşmanı. Bunun yerine doktorunuzla görüşüp düzenli bir ilaç tedavisine başlayabilir, yarım kaldığınız yerden devam edebilirsiniz. İlaçları bırakmak zorunda da değilsiniz. Bir şey iyi geliyorsa ona devam etmek gerekir diye düşünüyorum. Sonuçta buradaki ilaç kullanan arkadaşlar "müptela ya da bağımlı" değil. İçtiğimiz ilaçlar da amfetamin değil. İlaçları bırakayım, iyileştim, artık kurtuldum gibi takıntılardan ve "psikiyatrik rahatsızlığı" olan bir insanın toplumca söylenen "ezik, eksik, deli" (ne bileyim siz de türetebilirsiniz) gibi kavramlardan kurtulmak bence Türk toplumu için şart.
Bir kişinin nasıl ki diyabetik bir bozukluğu olur, bizim de bu şekilde bir rahatsızlığımız var. Bırakın etrafınızdakiler rahatsız olsun, siz değil.
-
Abi uçak otobüs gibi bişey. Korkup kaygılanacak bişey yok. Kalkış esnasında ve iniş sırasında için ürperir o kadar Bu luna parklardaki gondollardan inerken yüreğinin seyirmesi gibi yanii. Bir de yüksekte kulağın tıkanır , atarsın ağzına bir naneli şeker o da çözülür. Zaten indiğini bindiğini anlamayacaksın bile.. İş ki hava alanına gidiş geliş sorunu esas eziyet budur..!!........
Yorum
-
Orjinal yazı sahibi: louis View PostBence sizde ritm bozukluğu yok. Tamamen anksiyete bozukluğundan kaynaklı bir durum diye düşünüyorum. Yanlış anlamayın bunu, doğrudan sizi eleştirmiyorum: panik atağı olup kalbinin ritmlerininden şüphelenen bir çok arkadaşımız var. Ben de o dönemi yaşadım. Kalp doktoruna gidiyorsunuz, Türkiye'de insan hayatı çok önemsenmediğinden ilk konulan teşhis ritm bozukluğu oluyor.
Ben gece yatarken kalbimin durduğunu hissederdim. Öldüm, öleceğim diye panikle fırlardım, sonra kalbim "güm! güm!" diye hızlı bir şekilde atmaya başlayınca "bu gece de kurtardık, çok şükür" derdim. Ama sonradan şunu keşfettim. Kalbimin durduğunu zannettiğimde ya da çarpıntı mı var diye merak ettiğimde, kolumdan nabzımı ölçtüm. Sonuç ise gayet normaldi. Beni kandıran anksiyete bozukluğunun piri Panik Atak idi.
Dideral konusunda da şunu söylemeden edemeyeceğim: Dideral beta-blocker olarak geçer. Yani kalbiniz en büyük düşmanı. Bunun yerine doktorunuzla görüşüp düzenli bir ilaç tedavisine başlayabilir, yarım kaldığınız yerden devam edebilirsiniz. İlaçları bırakmak zorunda da değilsiniz. Bir şey iyi geliyorsa ona devam etmek gerekir diye düşünüyorum. Sonuçta buradaki ilaç kullanan arkadaşlar "müptela ya da bağımlı" değil. İçtiğimiz ilaçlar da amfetamin değil. İlaçları bırakayım, iyileştim, artık kurtuldum gibi takıntılardan ve "psikiyatrik rahatsızlığı" olan bir insanın toplumca söylenen "ezik, eksik, deli" (ne bileyim siz de türetebilirsiniz) gibi kavramlardan kurtulmak bence Türk toplumu için şart.
Bir kişinin nasıl ki diyabetik bir bozukluğu olur, bizim de bu şekilde bir rahatsızlığımız var. Bırakın etrafınızdakiler rahatsız olsun, siz değil.
bide sunu söyliyim: kucukken ortao kulda bı kez gondola bindim. daha dogrusu bınemedım. bıraz hızlandı hemen indim.. kalbım cıkacak gıbı oldu.. yukseklık korkum yok. ama ucak kalkarken gondola binmiş gibi olursun diyolar.. ucakta kacacak delık te yok. kaptan musait bi yerde indir desen o da olmaz wc nerde bulup nasıl gitcem vs vs.. o ilk kalkıs ta sıkıntı oluyomus zaten.. bütün gücü motora verip yukselıyor ya.. ilk 2-3 dakka bi anda 400 500 km hıza ulasınca yuksek ses vs. isde herseyin bi ilki var. yurt dısına gıtmeyı cok ıstıyorum elımde de ımkanım var. bı cok ulkede ayle dostumuz var ama ılk adımı atmam lazım. sıkıntım kalbımden yana.. bi kalp doktoruna gitmekte fayda var o zaman binmeden once degıl mı
Yorum
-
Size full check-up lazım bence Bir de şu husus var:
Kemal Sunal'ı bilirsiniz. Uçak korkusu vardı kendisinde. Ölmeden önce uçağa bindi. İndikten sonra kalp krizi geçirip diye vefat etti diye hatırlıyorum.
Böyle bir ihtimali de göz önünde bulundurup binmemek en iyi çözüm gibi gözüküyor.
Yorum
-
abicim isde sorun da orda. ben ufakken bı kez bındım gondola bintım yuregım agzıma gelecek gibi oldu hemen indim. adama ısaret ettım ındırdım.. o zamanlar 12 13 yasımda ıdım. şımdı 25 yasımdayım.. belkı o zamanlar korkmasam utune gıtsem bıraz daha dayansam o gondolda asabılırdım.. o kalkıstakı ürpertici nasıl asabılırız. ya da binmeden once ucak kalkısını yasatacak neler var? o ucak kalkısını gercek hayatta nasıl hıssedebılırım ? aklına bişiy gelıyomu gondol dısında
Yorum
-
Orjinal yazı sahibi: MoRbİd View PostAbi uçak otobüs gibi bişey. Korkup kaygılanacak bişey yok. Kalkış esnasında ve iniş sırasında için ürperir o kadar Bu luna parklardaki gondollardan inerken yüreğinin seyirmesi gibi yanii. Bir de yüksekte kulağın tıkanır , atarsın ağzına bir naneli şeker o da çözülür. Zaten indiğini bindiğini anlamayacaksın bile.. İş ki hava alanına gidiş geliş sorunu esas eziyet budur..!!
Yorum
-
Orjinal yazı sahibi: Bülbül View PostBende hiç uçağa binmedim.Birde yükseklik korkum var,binmeye cesaret edebilir miyim hiç bilmiyorum Umarım uçağa biner ve uçak korkunda geçer.
Yorum
-
Orjinal yazı sahibi: louis View PostSize full check-up lazım bence Bir de şu husus var:
Kemal Sunal'ı bilirsiniz. Uçak korkusu vardı kendisinde. Ölmeden önce uçağa bindi. İndikten sonra kalp krizi geçirip diye vefat etti diye hatırlıyorum.
Böyle bir ihtimali de göz önünde bulundurup binmemek en iyi çözüm gibi gözüküyor.
ama bide su var aibicim. insanın kaderi önceden yazılıdır. ne zaman nerde ölecegımız bellı degıl mı ? bi saat sonrası bile süpheli mesela ? biz tedbirimizi alıyoruz ama bazı seylerden de kacınamayız sanırım..
Yorum
-
Uçak ilk önce pistin başına kadar yavaş şekilde gidiyor. Sonra hızlanıyor, hızlanıyor ve göğüs başta olmak üzere ayaklardan kafaya kadar hafif bir basınç hissediliyor. Bu sırada kalkış başlamış oluyor.
Yükseldikçe altınızdaki boşluğu hissediyorsunuz, uçağın alt kısmına sürtünen havanın titreşimini. O anda panikleme olasılığı mevcut. Çünkü boşlukta gibi oluyor, oturduğunuz koltuk sanki emanet gibi bir his veriyor. Aynı şekilde yükselme aşamasında kulaklarda tıkanma ve göğüste basınç hissediliyor.
Uçak belirli bir yüksekliğe ulaştıktan sonra bu bahsettiklerim bir nebze geçiyor. Sonra alışıyorsunuz.
İnme aşamasında ise, hani arabayla bir engebeden hızlı geçersiniz de mideniz bir aşağı bir yukarı olur, içinizde bir boşluk hissedersiniz, evet tam bu şekilde yavaş yavaş benzeri bir his sarar vücudu.
Başarılı bir inişte hafif bir sarsıntı hissedersiniz, lastiklerin çıkarttığı sesi duyarsınız.
Hepsi bu kadar.
Ek olarak bir de türbülans kavramı var. Umarım denk gelmezsiniz.
Yorum
-
Orjinal yazı sahibi: louis View PostUçak ilk önce pistin başına kadar yavaş şekilde gidiyor. Sonra hızlanıyor, hızlanıyor ve göğüs başta olmak üzere ayaklardan kafaya kadar hafif bir basınç hissediliyor. Bu sırada kalkış başlamış oluyor.
Yükseldikçe altınızdaki boşluğu hissediyorsunuz, uçağın alt kısmına sürtünen havanın titreşimini. O anda panikleme olasılığı mevcut. Çünkü boşlukta gibi oluyor, oturduğunuz koltuk sanki emanet gibi bir his veriyor. Aynı şekilde yükselme aşamasında kulaklarda tıkanma ve göğüste basınç hissediliyor.
Uçak belirli bir yüksekliğe ulaştıktan sonra bu bahsettiklerim bir nebze geçiyor. Sonra alışıyorsunuz.
İnme aşamasında ise, hani arabayla bir engebeden hızlı geçersiniz de mideniz bir aşağı bir yukarı olur, içinizde bir boşluk hissedersiniz, evet tam bu şekilde yavaş yavaş benzeri bir his sarar vücudu.
Başarılı bir inişte hafif bir sarsıntı hissedersiniz, lastiklerin çıkarttığı sesi duyarsınız.
Hepsi bu kadar.
Ek olarak bir de türbülans kavramı var. Umarım denk gelmezsiniz.
anlattıgına göre aslında cok heyecan verici. kesınlıkle denenmesi gereken bisey. böyle ilginç ve heyecan verici seyler hosuma gidiyo ama isde bizim gibiler böyle kısıtlıyo kendını... aslında o boslugu hıssederken yuzde 70 80 korku duyuyordur bnce.. yıl olmus 2014 hala bnm gibi binmeyenler var ucaga ama kesınlıkle bınılmelı. tıkanmadan korkmuyorum bi sakız atarım agzıma derın nefes alıp verme ve agzı sureklı acık tutma azaltır gibime gelıyor.. önemlı olan goguste hıssedilen basnc. bunu ucaga binmeden nasıl hıssedebilirim ? bi fikrin varmı ?
inme asamasına gelınce de kalkısı atlatan ınısı haylı haylı atlatır gıbıme gelıyor.. dedıgım gibi ellerımle gogsume destek versem azalır mı bilmıyorum ki..
trübilasn ı da cok duydum.. umarım denk gelmeyız. bindik de türübilans kaldı aylem gecen yaz ilk kez ucaga bındılar. annem fazla bişiy hissetmemıs ama babam heycanlanmıs bıraz. ılk kalkısta dudajkarı morarmıs. hostes kolonya fln getırmıs sonra alısınca morarma gecmıs..
bide bu anlattıkların kac sanıyede oluyo ? kalkıs tam olarak kac dakıka suruyor ? dayanırım gibime gelıyor.. o kadar da korkak dayanıksız bi insan olamam.
Yorum
-
Orjinal yazı sahibi: louis View PostFull check-up her hastaneye göre değişiklik gösteriyor. Özetle vücudun iç ve dış işleyişindeki hemen hemen bütün organ ve uzuvlar, kandaki değerler, hormonlar, boşaltım sistemi ve beynin işleyişi de dahil olmak üzere kontrol yapılması diyebiliriz.
Yorum
-
Basınçı azaltmak için yapabileceğiniz bir şey malesef yok. Burundan nefes alıp, ağızdan nefes vermek işe yarıyor. Basıncı azaltmasa da rahatlamak açısında iyi geliyor.
Ellerinizi kesinlikle göğsünüze koymamanızı tavsiye ederim. Koltuklar oldukça rahat zaten, o anın keyfini çıkartın derim
Sakız, şeker vb. şeyler tavsiye etmiyorum. Korkup paniklerseniz yutma ihtimali var. O yüzden rahat olun, yukarıda bahsettiğim nefes alma yöntemini abartmadan ve sakince yaptığınızda bir sorun olmaz.
Kalkışın kaç dakika sürdüğü inanın aklımda yer etmemiş, ama çok fazla değil. İşin kötü tarafı yolculuk uzun olursa, çok sıkıcı oluyor. Hele bir de cam kenarı değilse.
Yorum
Yorum