Duyuru

Collapse
No announcement yet.

Feminizm Gereklimi Yoksa Sacmalıkmı?

Collapse
This topic is closed.
X
X
  • Filtrele
  • Zaman
  • Göster
Clear All
new posts

  • Feminizm Gereklimi Yoksa Sacmalıkmı?

    Ewet Arkadaslar Feminizm Hakkında Bilgilenmemiz Lazım. Gereklimi Yoksa Lüzumsuz İşkencemi?

    Neden Kızlar Yada Kadınlar Kız Kıza Yada Kadın Kadına Birliktelik kurmak istiyor...

    Bizim gibi Filinta Modeli Erkekler Duruken?

    Cevaplarınızı Bekliyorum.....
    0
    a:4:{i:424;a:5:{s:12:"polloptionid";i:424;s:6:"nodeid";s:6:"522055";s:5:"title";s:8:"Gereksiz";s:5:"votes";i:0;s:6:"voters";a:0:{}}i:425;a:5:{s:12:"polloptionid";i:425;s:6:"nodeid";s:6:"522055";s:5:"title";s:7:"Gerekli";s:5:"votes";i:0;s:6:"voters";a:0:{}}i:426;a:5:{s:12:"polloptionid";i:426;s:6:"nodeid";s:6:"522055";s:5:"title";s:25:"Ben Bilmem Beyim Bilir...";s:5:"votes";i:0;s:6:"voters";a:0:{}}i:427;a:5:{s:12:"polloptionid";i:427;s:6:"nodeid";s:6:"522055";s:5:"title";s:22:"Yalandan Kim Ölmüş!!!!";s:5:"votes";i:0;s:6:"voters";a:0:{}}}
    0%
    0
    Doğru Olan Gerçek Yanlışlarda Gizlidir

  • #2
    Re: Feminizm Gereklimi Yoksa Sacmalıkmı?

    Orjinal yazı sahibi: ShizoFreNi
    Ewet Arkadaslar Feminizm Hakkında Bilgilenmemiz Lazım. Gereklimi Yoksa Lüzumsuz İşkencemi?

    Neden Kızlar Yada Kadınlar Kız Kıza Yada Kadın Kadına İlişki Kurmak İstiyor

    Bizim gibi Filinta Modeli Erkekler Duruken?

    Cevaplarınızı Bekliyorum.....
    Feminizm kız kıza ilişki kurmak demek değildir. Burda bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmuş insan modeli sezdim

    Yorum


    • #3
      feminizm ve lezbiyenlik aynı şey değil. burda hangisi hakkında soru soruluyo ona göre cevaplayalım :?:

      Yorum


      • #4
        bence feminiz de lezbiyenlikte saçmalıktan ibarettir
        feministler mutsuz kadınlardır
        lezbiyenlerde cinsel yönden mutsuzdur


        kendilerini acayip yollara atıyolar
        lezbiyenmiş yeni farketmiş yok yaaaaaaa bak seeeen

        Yorum


        • #5
          Orjinal yazı sahibi: zzelanda
          feminizm ve lezbiyenlik aynı şey değil. burda hangisi hakkında soru soruluyo ona göre cevaplayalım :?:
          Bu Konu Hakkında bilgim oladığı için Yardım Alıyorum 8)

          Hürmetlerle....
          Doğru Olan Gerçek Yanlışlarda Gizlidir

          Yorum


          • #6
            Orjinal yazı sahibi: pesimist
            bence feminiz de lezbiyenlikte saçmalıktan ibarettir
            feministler mutsuz kadınlardır
            lezbiyenlerde cinsel yönden mutsuzdur


            kendilerini acayip yollara atıyolar
            lezbiyenmiş yeni farketmiş yok yaaaaaaa bak seeeen
            Pesimist kanka

            Katılıyorum Sana

            Biz N Güne Duruyoz... :twisted: :twisted: :twisted:

            Hürmetlerle Saygı Sevgi Karıştı...
            Doğru Olan Gerçek Yanlışlarda Gizlidir

            Yorum


            • #7
              İkiside çok saçma.Zamanında erkekler tarafından aşağılanmış veya erkekeere nefret etmesine neden olan bir takım olaylar yaşamış,kendini üstün varlıklarmış gibi gösteren mutsuz,özgüveni olmayan,başkalarına birşeyler kanıtlamaya çalışan kadınların işi hepsi.
              Halbuki kardeş kardeş yaşamak varken ne bu erkek düşmanlığı.Kadınlarda eşit erkeklerde,hiç birinin birbirine üstünlüğü yok.Birinde güç var diğerinde en güçlü erkeği bile dize getirebilecek duygusallık.Daha ne istiolar ki
              kardeş privacy<br />

              Yorum


              • #8
                Orjinal yazı sahibi: privacy_for_woman
                İkiside çok saçma.Zamanında erkekler tarafından aşağılanmış veya erkekeere nefret etmesine neden olan bir takım olaylar yaşamış,kendini üstün varlıklarmış gibi gösteren mutsuz,özgüveni olmayan,başkalarına birşeyler kanıtlamaya çalışan kadınların işi hepsi.
                Halbuki kardeş kardeş yaşamak varken ne bu erkek düşmanlığı.Kadınlarda eşit erkeklerde,hiç birinin birbirine üstünlüğü yok.Birinde güç var diğerinde en güçlü erkeği bile dize getirebilecek duygusallık.Daha ne istiolar ki
                Sana Katılıyorum Bu Konuda

                privacy_for_woman

                Sonuna Kadar Arkandayım ....

                Saygılar Sevgiler + Hürmetlerle...
                Doğru Olan Gerçek Yanlışlarda Gizlidir

                Yorum


                • #9
                  feminizmi yanliş bilen beyinler okusun
                  Feminizm her şeyden önce erkek düşmanlığı değildir ve feministler kadın-erkek eşitliğinden erkek yaparsa kadın da yapmalıdır düşüncesini çıkarmazlar.

                  Peki, nedir feminizm? Yüzyılı aşan bir tarihi olduğu için feminizmin tabii ki farklı ekollerden çeşitli tanımları var ama en çok kullanılan haliyle feminizm; toplum içersinde kadınların konumunun erkeklere kıyasla eşit olmadığını kabul ederek, kadınlar açısından dezavantajlı olan bu durumu, fırsatlardan daha eşit yararlanabilmek için kadınların lehine değiştirme çabasıdır.

                  Erkekler genelde bu tanımdan sonra şu şekilde bir çıkış yapabiliyor:
                  Kadınlar bizim toplumumuzda eşit olmaz olur mu canım, ben karıma eşit davranıyorum. Bizim ülkemizde kadın erkek ayrımı yoktur, hatta bizim ülkemiz kadına seçme ve seçilme hakkını veren dünyadaki ilk ülkeler arasındadır.

                  Peki, mecliste 526 erkek arasında kaç kadın var? Dahası nüfusun yarısının kadın olduğu bir ülkede 3216 belediye başkanı erkek, 19 tanesi kadınsa 35 milyon kadının temsilinde bir problem yok mu demektir? Ayrıca, erkekler bu eşit olmayan temsil durumunda kadın sorunlarını ve ihtiyaçlarını kendi problemleri gibi mahallelerde, belediyelerde veya mecliste dile getirmeye çalıştıklarını iddia da edemezler, çünkü çoğu insan, özellikle de kadınlar buna inanmaz.

                  Kadınlar feminist hareketle bugün geldikleri noktaya çok ağır bedeller ödeyerek ulaştılar ve feminizm kavram olarak hala var olabiliyorsa bu; toplum içinde kadın-erkek arası eşitsiz ilişkilerin devam ettiği kadar, kadınların da bunu değiştirme çabasının sürdüğünü gösterir. Geçtiğimiz yıl Türk Ceza Kanununda kadın haklarıyla ilgili maddelerde yapılan değişikliklerin feminist avukatlar sayesinde gerçekleştirilmiş olması ve bugünlerde Birleşmiş Milletler Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) üzerine Türkiyedeki sivil toplum örgütleriyle beraber New Yorkta sunulan rapor Türkiyedeki kadın hareketine verilecek son örneklerden sadece birkaç tanesi olabilir.

                  O halde feminizmin derdini doğru anlatmak, ve bilmeyenler veya yanlış bilenleri düzeltmek için yeniden söylenmelidir ki; feminizmin karşı durduğu erkekler değildir, feminizmin karşı durduğu ve değiştirmeye çalıştığı kadınları baskı altında tutmaya çalışan erkek egemen sistem ya da ataerkil sistemdir. Kadınlar toplum içinde çoğu zaman isteyerek seçtikleri için değil, sadece kadın oldukları için kendilerinden doğal olarak yapılması beklenen alışkanlıkları ve de sorumlulukları genellikle sorgulamadan kabul etmek durumundadır. Feminizm bütün bu (ataerkil) beklentilerin tarihsel süreç içinde yerleştiğini, yani doğal olmadığını ve değişebilecek birikimler olduğunu açıklar.

                  Genelde doğal kabuller olarak kemikleşmiş ataerkil davranışlar hem ev içi gibi özel alanlarda hem de sokak, market, işyeri gibi kamusal alanlarda kadınları sürekli bir kontrole tabi tutar. Kadın her daim namusunu kollamak, kolladığına çevresine göstermek, gerekirse kanıtlamak ve de bunları günlük yaşantısı içinde sürekli tekrar etmek durumundadır. Eve giriş-çıkış saatleri, sürekli görüştüğü insanların cinsiyeti, oturuş şekli-edebi, eşi ve çocuklarına karşı gerçekleştirdiği sorumluluklar sürekli teste tabi tutulur. Kadın üzerindeki bu kontrol sadece erkekler değil, bu erkek egemen yapıyı içine sindirmiş, içselleştirmiş ve bu eşitsiz sistemin bir parçası haline gelmiş kadınlar tarafından da yapılmaktadır. Yani ataerkil sistemi devam ettiren sadece erkekler olmadığı gibi, acıdır ki, kadınlar da bu sürece dahil olabilir. Örneğin kadınlar akraba ağırlamaları, kocaya hizmet ve annelik sorumluluklarını kendisinden beklendiği gibi kuramazsa, destek görmek yerine, ailenin diğer kadınları tarafından toparlanması veya daha iyi bir ev kadını olması için uyarı alabilir. İşte bu, ataerkilliğin tehlikeli bir biçimde kadınlar tarafından da içselleştirilmesidir.

                  Öte yandan son yıllardaki erkek yazarlar, daha da net göstermiştir ki ataerkil sistem sadece kadını değil, farklı biçimlerde erkeği de ezmektedir. Kadının yanında veya toplulukta ağlayamayan (ya da kesinlikle ağlamaması gereken) erkekler, ev içi disiplini bozmamak için çocuğuyla karısı gibi yakın diyalog kuramamakta, sürekli baskın ve de yalnız olmaya zorlanmaktadır. Eve ekmek getirmek, aile adına yanılmaksızın doğru kararlar vermek, kötü durumlarda yıkılmamak ve aile namusunu korumak erkeğin omuzlarına doğuştan yüklenmiş sorumluklar arasındadır. Öyle ki, cinsel ilişkinin başarısı tek taraflı bir misyon olarak erkeğe yüklenirken iktidarsız gibi bireysel güveni yerle bir eden kavramlar erkek egemen yapının başarısızlığa tahammülü olmadığını gösterir. Bu düşüncenin kadını cinsel ilişkide tamamen isimsiz ve de etkisiz bıraktığı ise hemen fark edilmeyecek kadar normal gözüküyor.

                  Erkeği farklı biçimlerde etkilese de ataerkil sistemin kadınlar için daha çok baskı alanı oluşturduğu göz ardı edilemez bir gerçek. Alışılagelen ezberleri yıkmak lazım; erkek fedakarlık göstermezse yuvayı sadece dişi kuş mutlu veya sağlıklı yapamaz. Yuvayı sadece dişi kuş yapar demek bile erkeğin aileyi bir arada tutmak için kadın kadar çaba göster(e)meyeceğini baştan kabul etmektir.

                  Feminizmin göstermeye çalıştığı kadın erkek arasındaki iş bölümünün, toplum ve aile içinde eşit dağılmadığıdır. Özel alan [evin içi] politiktir sözü bu anlamda feministler için çok şey ifade eder. Baskılardan uzak, kadın erkek eşitliğinin daha çok gerçek olduğu bir toplumda yaşamak arzu ediliyorsa, bu sadece kadınları eğiterek veya kalkındırarak değil erkekleri de bu değişim sürecine dahil ederek mümkün olabilir.

                  Tüm bu bahsedilen sebeplerden ötürü feminizm erkekleri sevmeye engel değildir. Bununla birlikte erkeklerden cinsiyetleri sayesinde toplumda kendiliğinden sahip oldukları avantajlı konumu, kadınlara karşı baskı aracı olarak kullanmamalarını talep etmek ve eşitsiz oluşan ilişkileri erkeklerle birlikte dönüştürmeye çalışmak, bu sevgiyi daha da güçlendirecektir.
                  Ağlarsa anam ağlar gerisi playback yapar ...

                  Yorum


                  • #10
                    konuya katılma ve fikir beyan etme hevesim yüzünd

                    Ben sesiz mavi arkadaşımın yazısını yarıya kadar okudum birazda sıkıldım okurken açıkcası ..
                    ama belirgin kadın davranışları gözümün önüne geldi bu yazıyı okurken ve kafamda herzamanki gibi çelişkler başladı .
                    Sorular:
                    kadın -kadın arkadaş olabilirmi ?
                    kadınlar kadınlarımı daha çok kıskanır yoksa erkeklerimi ?

                    Belli noktalardan yola cıkarak kendi kafamda çözdüğüm feminist kavramı nı açıklamak istiyorum (ama önce buranın bir psikoloji sitesi olduğunu unutmadan )

                    Öncelikle doğanın kadının üstüne yüklediği türümüzün devamını idame etirme görevini unutmayalım .ki bana kalırsa feminizim denen hareket tamamı ile bunun üstüne kurulu bir psikolojik açık .
                    ideolojisi ceşitliliğ her ne olursa olsun diyede hatta kesin bir yargım bile söz konusu .

                    Kadının hormonel dengesi biyolojisi hayatındaki tüm faktörler kesinlikle doğanın kadının üstüne yüklediği bu yüce göreve göre düzenlenmiştir .
                    buda kadının zaman ve fiziki güç olarak tamamı ile alehine sonuçlanan bir dezavantajdır . Ama bana sorucak olursanız kadının erkekten düşünsel olarak bir üstünlüğü yada eksikliği varmıdır ? bence yoktur işte feminizim düğümü burda çözülüyor .
                    fiziksel gücü ve zekası ile uygarlığı kurup yaratan erkeğin yanında bu fiziksel güç ve hegomonyası tarafından ezilmiş kadın kişiliğin geliştirdiği sistem içinde yer alma mücadelesinin ta kendisinden ibaret bir zıt düşünce biçimidir . ama malesef ki organize olması yada bu akımın ilerlemesi yukarda sorduğum soruların cevaplarından dolayı imkansızdır .

                    feminizim aslında her kadının sahip olduğu bir felsefedir , ataerkil gibi görünen ailelerin çoğu aslında arka planda bulunan kadın tarafından yönetilir . Ama önceden de söylediğim gibi bunun dünyayı kasıp kavuran bir organizasyon haline gelmesi imkansızdır.
                    Kadın doğası gereği kıskançtır.
                    Kadın doğası gereği erkek kadar fiziksel güce sahip değildir buda onun düşüncede de güvensiz olduğu anlamına getirilebilir .
                    ispat olarak hukuksal düzenin bulunmadığı çağlarda liderlik görevi erkekler tarafından sürdürülmüştür. örnk: imparatorlar ,kralar gibi .
                    ama bu çağda hukuksal düzeünden dolayı fiziksel güce gereksinim duyulmadığı halde yine uluslar arası şirketler imparatorluklarının liderleri yine çoğunlukla erkek tir .
                    ama yalış anlamayın bu demek olmuyor ki kadınlar iş yaşantısında yada sosyel yaşamda erkeklere kıyasla başarısızdır.

                    kafamdakileri kafamın karışıklığı ve konuya fikir beyan etme hevesim yüzünden fazla derliyemedim kusura bakmayın

                    herkeze ve tüm kadınlara saygılarımla .
                    Dağhan G
                    Dağhan

                    Yorum


                    • #11
                      Kadın fiziksel yapısı ve duygusallığı dolayısıyla korunma içgüdüsüne sahiptir.Erkeğin baskın çıkmasını bir şekilde kadın ister yani.Dünyanın pek çok yerinde kadının zayıflığını kullanan erkekler vardır.fakat feminizm bu bağlamda abartılmış ve ataerkil sisteme karşı çıkan bir kurum halini almıştır.Ataerkil sistemde kadına saygı vardır,el kalkmaz,korunur,annele re,eşlere de modern denilen kesimde olmadığı kadar hürmet ve sevgi vardır.ataerkilliğin esas felsefesi budur.eski türklerde de bu şekilde uygulanmıştır.her konu da kadının fikri sorulmuştur.Kendi bencillikleri yüzünden bu sistemi kendilerine göre uygulayan erkekler varsa onlarla savaşılmalıdır.Fakat kadının mutfağa girmemesi,yetiştirilme tarzı açısından tam olarak bir erdem değildir.evlilik ve çocuk konusundada bir baskı kurulmamalıdır asla.eğitimine dikkat edilmelidir.çünkü çocuğu kadın yetiştirir ve eğitimli olması gerekir.Araştırmalar göstermiştir ki,okumuş,üniversite mezunu kesimde şiddet ve kadına dayak daha sık yaşanmaktadır.Manevi duyguları kuvvetlendirmek,daha fazla özgürleşelim çabalarından daha iyidir bence.feminist,özgür kadınlar nekadar özgürlerse,birokadar yalnız ve mutsuzlar,bunu ezbere değil gözlemlerle söylüyorum.

                      Yorum


                      • #12
                        Orjinal yazı sahibi: nilayaya
                        Kadın fiziksel yapısı ve duygusallığı dolayısıyla korunma içgüdüsüne sahiptir.Erkeğin baskın çıkmasını bir şekilde kadın ister yani.Dünyanın pek çok yerinde kadının zayıflığını kullanan erkekler vardır.fakat feminizm bu bağlamda abartılmış ve ataerkil sisteme karşı çıkan bir kurum halini almıştır.Ataerkil sistemde kadına saygı vardır,el kalkmaz,korunur,annele re,eşlere de modern denilen kesimde olmadığı kadar hürmet ve sevgi vardır.ataerkilliğin esas felsefesi budur.eski türklerde de bu şekilde uygulanmıştır.her konu da kadının fikri sorulmuştur.Kendi bencillikleri yüzünden bu sistemi kendilerine göre uygulayan erkekler varsa onlarla savaşılmalıdır.Fakat kadının mutfağa girmemesi,yetiştirilme tarzı açısından tam olarak bir erdem değildir.evlilik ve çocuk konusundada bir baskı kurulmamalıdır asla.eğitimine dikkat edilmelidir.çünkü çocuğu kadın yetiştirir ve eğitimli olması gerekir.Araştırmalar göstermiştir ki,okumuş,üniversite mezunu kesimde şiddet ve kadına dayak daha sık yaşanmaktadır.Manevi duyguları kuvvetlendirmek,daha fazla özgürleşelim çabalarından daha iyidir bence.feminist,özgür kadınlar nekadar özgürlerse,birokadar yalnız ve mutsuzlar,bunu ezbere değil gözlemlerle söylüyorum.
                        Bu fikirleri ne gibi gozlemlere dayanarak yazdiginizi bilmiyorum. Cocugu kadin yetistirir savi da sacmaliktan ibarettir, erkeklerin dayatmasidir. Cocugu kadin dogurur, ama yetistirmek zorunda degildir. "Kadinlara fikirini sormak" da aciz bir dusuncedir.... "cocuga fikrini sormak" gibi geliyor kulaga...... yani bu bir lutuf mudur sizce erkekler tarafindan kadinciklara sunulan????? Kadinlar cocuk yetistirecekleri icin mi egitimli olmalidirlar?????? Dayak bir cesit "sindirme" politikasi ve asagilik kompleksinin disa vurumudur erkek tarafindan, ve sahip oldugu tek guc olan fiziksel gucunu kullanir kontrol edebilmek icin, cunku aslinda silik, ezik, ve zavallidir, acinacak haldedir.... acizliktir dayak.... egitimle ilgisi yoktur; egitim bir insanin komplekslerini ve acizligini silmez, sadece meslek verir. O yuzden tabii ki egitimli kesimde de rastlanir dayaga. Ancak arastirmalar her zaman neyi ne kadar yansitir, bu da tartisilir.... bence egitimli kesim dayak olaylarini disa vuruyor ve haberimiz oluyor, oysa egitimsiz kesim bunu yapamiyor ve aile icinde kaliyor.... bu da dogal olarak arastirmalara yansimiyor. Bu aciklama bana cok daha mantikli geliyor. Aynen bosanma oranlarinin artmasinin evliliklerin artik daha mutsuz oldugunu gostermedigi gibi..... eskiden evlilik ne kadar mutsuz olursa olsun bosanilmazdi, simdi ise bosaniliyor..... bu kadar basit.... Feminist kadinlarin mutlu ya da mutsuz olduklarini nasil bir norm ile kiyasladiniz? "Ben bilmem, beyim bilir" mantigi ile hareket edip de kendini mutlu kabul eden kadinlarla mi? Evet, bu durumda kendini ve hayatini sorgulamak cesaret ister..... feminist kadin da bunu yapar. Siz bunu "mutsuzluk" diye yorumlayabilirsiniz, ben bunu "mutluluk ve farkindalik" diye yorumlarim. "Feminist kadinin yalniz oldugunu" iddia etmissiniz; feminist kadin yalniz degildir, istedigi "erkek" degildir cunku "insan" ister..... "erkek" olan erkeklerle yalnizdir, "insan" olan erkeklerle yalniz asla degildir.

                        Yorum


                        • #13
                          Burada olma amacımız farklı fikirleri paylaşmak.Benim asıl anlatmak istediğim feminizmin suyu çıkarılıpta,eşitlik kavramını da aşıp,kadınlar daha üstündür olayına girilmeye başlanması.bir kadın kendi hakkını savunmaktan acizse eğer zaten bir erkek olsa da,olmasa da acizdir.Bazı kadınlar da aciz görünüp,parmaklarında oynatan cinstenler.feminizm kıvamında bana göre çok yanlış bir düşünce değil,ama bence abartılmış durumda ve bazı kesimlerince insanlığı tek cinse indirgeyip,mümkünse erkekleri haritadan silme olayına girme çalışmaları var.ayrıca çocuğu kadın yetiştirir dediğim cümlemi de açıklamak istiyorum;çocuk normal bir ailede tabiki her iki taraftan da etkilenir,ama 9 ay karnında taşıyıp,dünyaya ilk geldiği andan itibaren çocuğun anneyle olan bağı çok daha kuvvetlidir.annelik içgüdüsü,babalık içgüdüsünden daha kuvvetlidir.bu bağlamda çocuğun anneden daha kolay etkilenebileceğini düşünüyorum ben kendi adıma.

                          Yorum


                          • #14
                            Orjinal yazı sahibi: nilayaya
                            annelik içgüdüsü,babalık içgüdüsünden daha kuvvetlidir.bu bağlamda çocuğun anneden daha kolay etkilenebileceğini düşünüyorum ben kendi adıma.
                            Bu iddianızı destekleyecek bilimsel bir veri ya da yazı var mı elinizde uzmanların açıklamaları doğrultusunda.
                            Çok ağır bi söz çünkü annelik içgüdüsünün babalık içgüdüsünden çok daha kuvvetli olduğu.
                            Eminim böyle demek istemediniz. Anneliği ve babalığı karşılaştırmak değildi bence asıl amacınız. Anneliğin ne olduğunu anlatmak istediniz sadece.

                            Yorum


                            • #15
                              Orjinal yazı sahibi: nilayaya
                              Burada olma amacımız farklı fikirleri paylaşmak.Benim asıl anlatmak istediğim feminizmin suyu çıkarılıpta,eşitlik kavramını da aşıp,kadınlar daha üstündür olayına girilmeye başlanması.bir kadın kendi hakkını savunmaktan acizse eğer zaten bir erkek olsa da,olmasa da acizdir.Bazı kadınlar da aciz görünüp,parmaklarında oynatan cinstenler.feminizm kıvamında bana göre çok yanlış bir düşünce değil,ama bence abartılmış durumda ve bazı kesimlerince insanlığı tek cinse indirgeyip,mümkünse erkekleri haritadan silme olayına girme çalışmaları var.ayrıca çocuğu kadın yetiştirir dediğim cümlemi de açıklamak istiyorum;çocuk normal bir ailede tabiki her iki taraftan da etkilenir,ama 9 ay karnında taşıyıp,dünyaya ilk geldiği andan itibaren çocuğun anneyle olan bağı çok daha kuvvetlidir.annelik içgüdüsü,babalık içgüdüsünden daha kuvvetlidir.bu bağlamda çocuğun anneden daha kolay etkilenebileceğini düşünüyorum ben kendi adıma.
                              Feminizm etkiye tepkidir.

                              Cocuk bir ailede anne ve babadan etkilenir, bu dogru ama sart degil. Dogumdan once, ozellikle hamileligin en baslarinda cocuk aslinda genetik olarak da daha cok anneden etkilenir; %50-%50 degildir olay sanilanin aksine. Ancak dogumdan sonra, annelik icgudusel de olsa, babalik sonradan ogrenilen bir his de olsa artik bu durum annenin uzerine yikilamaz. Annenin bakmasi beklenemez. Annenin calisip, babanin cocuk bakmasi dogal karsilanincaya kadar da bu esitlik toplumda saglanmayacaktir. Ev kadinlari sayisi kadar ev erkekleri olmadikca, feminizm tabii ki gerekli bir olgudur, etki oldugu icin de tepki olacaktir feminizm, ve de etkiye bagli olarak da bu tepki gerekirse agresiflesecektir.

                              Yorum

                              İşleniyor...
                              X