Katıldığım bir seminerde, değerli bir eğitmen bizlerle anılarını paylaşıyordu. Beni özellikle etkileyen bir tanesini aklımda kaldığı kadarıyla aktarıyorum.
Bir Japon firması Türk firmasıyla birleşir ve Japon yöneticiler buradaki kültüre alışmak için bir dizi eğitimden geçerler. Bunların bir tanesinde Japon ve Türkler aynı masada otururken eğitmen Japonlara şöyle bir soru sorar:
“Diyelim ki sizler Japon bayanlarsınız ve bir arkadaşınıza yosun çayı içip sohbet etmeye gitmişsiniz. Çocuklar içerideki odada kendi başlarına oynuyorlar. Derken içeriden bir bir şangırtı geliyor, kesin bir kaç bardak kırıldı. Ev sahibi hızlıca çocukların oynadığı odaya gidiyor”.
Eğitimci Japonlara döner ve evin hanımı odaya girince çocuklara ilk olarak ne sorar der.
Japonlar bir ağızdan “Neden oldu bu?” diye cevaplar.
Aynı soru Türklere gelir, ev hanımı ne sorardı der eğitimci.
Seminerdeki herkes ne soracağını biliyordu, sen de biliyorsun diye tahmin ediyorum:
“Kim yaptı bunu?”
Amacım Japon kültürünü övmek değil, fakat bundan 60 küsür yıl önce atom bombasıyla yerle bir edilen bir ülkeden çıkan küçük bir otomobil firmasının bugün dünyanın en karlı, en kaliteli ve en büyük otomotiv devi olan Toyota’ya dönüşmesinin altında yatan temel felsefelerden birisi bu.
Suçluyu bulmak kolaydır, o kadar kolaydır ki suçlu yoksa bile bir tane yaratıveririz.
Benim kişisel tecrübem, suçlu aranır ve bulunur. Fakat bu, problemin çözümüne katkı sağlamaz. Öyle olsaydı, hapisanelerdeki insanların sayısı artmaz azalırdı.
Nedeni bulmak ise o kadar kolay değildir. Yoktan da yaratamazsınız. Ama bir kez bulup ortadan kaldırınca sorunu çözmüş oluruz.
Bir Japon firması Türk firmasıyla birleşir ve Japon yöneticiler buradaki kültüre alışmak için bir dizi eğitimden geçerler. Bunların bir tanesinde Japon ve Türkler aynı masada otururken eğitmen Japonlara şöyle bir soru sorar:
“Diyelim ki sizler Japon bayanlarsınız ve bir arkadaşınıza yosun çayı içip sohbet etmeye gitmişsiniz. Çocuklar içerideki odada kendi başlarına oynuyorlar. Derken içeriden bir bir şangırtı geliyor, kesin bir kaç bardak kırıldı. Ev sahibi hızlıca çocukların oynadığı odaya gidiyor”.
Eğitimci Japonlara döner ve evin hanımı odaya girince çocuklara ilk olarak ne sorar der.
Japonlar bir ağızdan “Neden oldu bu?” diye cevaplar.
Aynı soru Türklere gelir, ev hanımı ne sorardı der eğitimci.
Seminerdeki herkes ne soracağını biliyordu, sen de biliyorsun diye tahmin ediyorum:
“Kim yaptı bunu?”
Amacım Japon kültürünü övmek değil, fakat bundan 60 küsür yıl önce atom bombasıyla yerle bir edilen bir ülkeden çıkan küçük bir otomobil firmasının bugün dünyanın en karlı, en kaliteli ve en büyük otomotiv devi olan Toyota’ya dönüşmesinin altında yatan temel felsefelerden birisi bu.
Suçluyu bulmak kolaydır, o kadar kolaydır ki suçlu yoksa bile bir tane yaratıveririz.
Benim kişisel tecrübem, suçlu aranır ve bulunur. Fakat bu, problemin çözümüne katkı sağlamaz. Öyle olsaydı, hapisanelerdeki insanların sayısı artmaz azalırdı.
Nedeni bulmak ise o kadar kolay değildir. Yoktan da yaratamazsınız. Ama bir kez bulup ortadan kaldırınca sorunu çözmüş oluruz.
Yorum