Kişinin yaşamını etkileyen ve çözümlenemediği zaman süregiden çatışmalar, endişeler, üzerinde düşünülen konular o kişinin temel sorunlarını oluşturur.
Bizim için önemli olan temel sorunları hemen göremeyiz. İç çocuğumuzla yaptığımız oturumlar ilerledikçe iç dünyamızı anlamamıza daha bir yardımcı olur. Yavaş yavaş sorunlarımızın ne olduğunu anlar ve iç çocuğumuzla onlar hakkında konuşmaya başlarız.
Kötü alışkanlıkları, korkuları bırakıp daha özgür, daha bilinçli olma yoluna girdiğimiz zaman yaşamımızın olumsuz yönlerini olumluya dönüştürmeye başlarız. İçimizdeki çocuğun sağlıksız yönlerini deşmek bize acı verecektir, ne var ki bu acının yanı sıra yaşamın gerçek enerji kaynağına ulaşmış olacağız. İç çocuğumuzun sözlerine iyi kulak vererek; onun sesini iyi dinler ve ilişkimizi ona göre ayarlarsak mutlaka sağlıklı bir dönüşüme ulaşırız.
Öze ulaşma aşamasına yaklaşınca bireyin manevi yaşamı zenginleşmeye başlar; yaşamı kendi dar kişisel çerçevesi içinde görmekten kurtulur, daha geniş boyutlarda yaşamla ilişki kurar. Manevi yaşamı gelişmiş kişinin önemli özelliklerinden biri içindeki gözlemci özün gelişmiş olmasıdır. Gözlemci özün gelişimine paralel olarak olumsuz duygulara dönüşme sürecine girer. Özle ilişki kurulunca, olumsuz duyguların dışarıdan gelen kaynakları anında görülür ve bu nedenle kolayca etkisinden kurtulunur.
İç çocuğumuzu arayış uzun süreli bir yolculuktur. Elma ağacını diktikten bir hafta sonra o ağaçtan elma toplamayı beklerseniz, kendinizi hayal kırıklığına baştan mahkum etmiş olursunuz. Biyolojik gelişmelerde olduğu gibi, psikoloji alanındaki gelişmelerde yavaş adımlarla ilerler. Yıllar boyunca süren bir hastalığı bir anda iyi etmeyi beklemeyin. İç çocuğunuza inanarak her gün iç çocuğunuzla buluşmaya devam edin.
alıntıdır(Doğan CÜCELOĞLU)
içinizdeki çocukla tanıştınız mı??
onun neler istediği konusunda ki fikriniz nedir??
Benim içimdeki çocuk sadece riyasız ve olduğu gibi sevilmek istiyor :P
Bizim için önemli olan temel sorunları hemen göremeyiz. İç çocuğumuzla yaptığımız oturumlar ilerledikçe iç dünyamızı anlamamıza daha bir yardımcı olur. Yavaş yavaş sorunlarımızın ne olduğunu anlar ve iç çocuğumuzla onlar hakkında konuşmaya başlarız.
Kötü alışkanlıkları, korkuları bırakıp daha özgür, daha bilinçli olma yoluna girdiğimiz zaman yaşamımızın olumsuz yönlerini olumluya dönüştürmeye başlarız. İçimizdeki çocuğun sağlıksız yönlerini deşmek bize acı verecektir, ne var ki bu acının yanı sıra yaşamın gerçek enerji kaynağına ulaşmış olacağız. İç çocuğumuzun sözlerine iyi kulak vererek; onun sesini iyi dinler ve ilişkimizi ona göre ayarlarsak mutlaka sağlıklı bir dönüşüme ulaşırız.
Öze ulaşma aşamasına yaklaşınca bireyin manevi yaşamı zenginleşmeye başlar; yaşamı kendi dar kişisel çerçevesi içinde görmekten kurtulur, daha geniş boyutlarda yaşamla ilişki kurar. Manevi yaşamı gelişmiş kişinin önemli özelliklerinden biri içindeki gözlemci özün gelişmiş olmasıdır. Gözlemci özün gelişimine paralel olarak olumsuz duygulara dönüşme sürecine girer. Özle ilişki kurulunca, olumsuz duyguların dışarıdan gelen kaynakları anında görülür ve bu nedenle kolayca etkisinden kurtulunur.
İç çocuğumuzu arayış uzun süreli bir yolculuktur. Elma ağacını diktikten bir hafta sonra o ağaçtan elma toplamayı beklerseniz, kendinizi hayal kırıklığına baştan mahkum etmiş olursunuz. Biyolojik gelişmelerde olduğu gibi, psikoloji alanındaki gelişmelerde yavaş adımlarla ilerler. Yıllar boyunca süren bir hastalığı bir anda iyi etmeyi beklemeyin. İç çocuğunuza inanarak her gün iç çocuğunuzla buluşmaya devam edin.
alıntıdır(Doğan CÜCELOĞLU)
içinizdeki çocukla tanıştınız mı??
onun neler istediği konusunda ki fikriniz nedir??
Benim içimdeki çocuk sadece riyasız ve olduğu gibi sevilmek istiyor :P
Yorum