Duyuru

Collapse
No announcement yet.

İnançlar, İlaçlar ve İyileşme

Collapse
X
  • Filtrele
  • Zaman
  • Göster
Clear All
new posts

  • İnançlar, İlaçlar ve İyileşme

    İnançlar, İlaçlar ve İyileşme

    Günümüzde çoğu insan, iyileşmek için ilaçlara bağımlı durumdadır. Peki gerçekte de bu böyle mi? Yani bir sağlık problemini aşmamızı sağlayan şey; aslında ilaçların etkisi midir yoksa o ilacın bizi iyileştireceğine inanmamız mıdır?

    Aslında inançlar, ilaçların vücuttaki etkisini bile alt etme kapasitesine sahiptir. Çoğu kimseler ilaçların tedavi edici olduğuna inanıyor olsa bile, yeni gelişen psiko-nöroimmünoloji biliminde (yani zihin - vücut ilişkileri) pek çok kişinin ilaçlara karşı kuşkular taşıdığı, yavaş yavaş ortaya çıkmaktadır.

    Hastalıkla, o hastalığın tedavisi konusundaki inançlarımız, tedavi kadar hatta belki tedaviden bile güçlü bir rol oynamaktadır. Harvard Üniversitesinden Henry Beecher'ın yaptığı geniş çaplı araştırmaların kesinlikle gösterdiğine göre, biz sonucu ne kadar ilacın etkisine bağlasak da, aslında farkı yaratan hastanın inancıdır.

    Bunun bir örneği, yüz tıp öğrencisinin katılmasıyla yapılan bir deneyde iki yeni ilacın değerlendirilmesiydi. İlaçlardan biri onlara süper-uyarıcı olarak tanıtılmıştı ve kırmızı kapsül içinde bir tozdu. Diğerinin de süper-sakinleştirici olduğu söylenmişti ve o da mavi kapsül içindeydi. Fakat öğrencilerin haberi olmaksızın, kapsüllerdeki ilaçlar değiştirilmişti. Kırmızıya barbitürat, maviye amfetamin konmuştu.

    Bu ilaçlar öğrencilere verildiğinde, öğrencilerin yarısının fiziksel tepkileri kendi bekledikleri doğrultuda oldu. Yani o kimyasal maddenin vücutlarında yaratması beklenin tam tersi oldu. Bu öğrencilere verilen plasebo değildi. Gerçek ilaç verilmişti onlara ama inançları, ilacın vücutlarındaki etkisini alt etmişti. Doktor Beecer'ın daha sonra söylediği bir söz çok ilginçtir; "İlacın yararı yalnız kendi kimyasal özelliklerinin doğrudan sonucu olmayıp, hastanın o ilacın yararına ve etkinliğine inancının da doğrudan sonucudur."

    Bu deneyde gerçekleşen şey nedir? Deneklerin yarısına sana uyarıcı veriyoruz,yarısına da sakinleştirici veriyoruz diyorlar ve ilaçları değiştiriyorlar. Bundan sonra çok çok ilginç bir şey meydana geliyor. Kandırılan deneklerin yarısı verildiği söylenen ilacın etkilerini hissediyor, yani hepsi verilen ilacın etkisini hissetmiyor.

    Normalde şöyle olmasını bekleriz: sakinleştirici ilacı alanlar sakinleşme etkisi hissetsin, uyarıcı ilacı alanlar uyarılma etkisi hissetsin. Hiç de böyle olmadığını görüyoruz. Buradan tek bir sonuç çıkıyor: ilaçların bedenimizde yaptığı etki, ilacın bedenimizde yapacağını düşündüğümüz hatta inandığımız etkiye bağlıdır. Belki de bu deneklere hiç bir ilaç özelliği taşımayan bir kapsül toz seker verilseydi de, hemen hemen aynı sonuçlar elde edilecekti.

    Durup düşün biraz...Seni iyileştiren şey; gerçekten de ilaç mıdır yoksa içindeki sınırsız muhteşem güç müdür? Bugüne kadar sana bir çok şey öğretildi ve sen kuzu kuzu bunların hepsini kabul ettin tıpkı benim gibi ve diğerleri gibi. Artık bunları sorgulama zamanı sence de gelmedi mi? İlaç içmeden iyileşemezsin dediler inandın, ateş yakar dediler inandın. Peki ya bunlar, sadece bunları sana söyleyen insanların gerçekleriyse????? Bu konu üzerinde biraz düşünürsen kendi gerçekliğini yaratabilirsin...
    Düşlemek bilmekten daha önemlidir.

  • #2
    Arkadaşlar ;

    Yukarıdaki makale genel olarak kişinin sağlık sorununu aşmaya çalıştığı süreçte iyileşmesine yardımcı olanın aslında inanç mı yoksa ilaç mı ? olabileceğini konu alıyor.

    Ben konuya genel değilde daha çok psikolojik sorunlar açısından bakarak görüşümü paylaşmak istiyorum.İlaçların gerekliliğine ve faydalı olduğuna inanıyorum.Yalnız kontrolsüz ve yalnış kullanımları da doğru bulmuyorum.İlaç firmalarının ya da psikiyatristlerin karşısında falan da değilim.Şunu söylüyorum :İlaçlar bütün psikolojik sorunlarda destekleyicidirler (doğru ilaç ve dozda kullanıldığı sürece) ve ilaç kullanımı psikoterapi ile beraber sürdürüldüğü zaman tedavide kesin sonuç alınabilir.İki tedavi şeklide tek başına uygulandıkları zaman işlevsel değildir.En ideal olanı ikisinin bir arada sürdürülmesidir.

    Bu konuda sizlerin düşüncelerinizi öğrenmek isterim.


    Sevgiler.
    Düşlemek bilmekten daha önemlidir.

    Yorum

    İşleniyor...
    X