Her sorun bir fırsattır. Toplumda bunun birçok örnekleri vardır. Sorunlarını ve zayıf yönlerini fırsata dönüştüren bir sürü insan vardır. Bir sürü insanda kendini bir kurban olarak görmektedir. Peki farkı belirleyen nedir? İçsel yani zihinsel oluşturulan referanslardır, olayları değerlendirme biçimidir. Neden ben? diye sormak yerine Bu durumu nasıl bir fırsata dönüştürebilirim? diye sormaktır. Yani hayat seçimlerden ibarettir. Bakış açını değiştir hayatın değişsin. Normal yani ortalama bir insan temelde mutsuzdur çünkü kendi değerlerini keşfetmemiştir, sürüye göre yaşamaktadır. Aslında normal değildir. Fakat çoğunluğa uygun olduğundan normal görülür. İşler yolunda gitmediğinde örneğin duygusal, psikolojik vb. sorunlar yaşandığında kişi birşeyleri sorgulamaya ve değiştirmeye çalışırak bunu bir fırsata dönüştürebilir. Bu konuda belki birçoğunuzun bildiği bir örneği vermek istiyorum:
Japonya'da bir çocuk 10 yaşlarindayken bir trafik kazasi geçirmiş ve sol kolunu kaybetmiş.
Oysa çocuğun büyük bir ideali varmiş. Büyüyünce iyi bir judo ustası olmak istiyormuş.
Sol kolunu kaybetmekle birlikte, bu hayali de yıkılan çocuğunun büyük bir depresyona girdiğini gören babası, Japonya'nin ünlü bir Judo ustasına gidip yapilacak bir şeyin olup olmadığını sormuş..
Hoca: Getir çocuğu ..bir bakalim, demiş.
Ertesi gün baba-oğul varmışlar hocanın yanına.. Hoca çocuğu süzmüs ve: Tamam demiş.. Yarın eşyalarını getir, Çalışmalara basliyoruz.
Ertesi gün çocuk geldiğinde hocası ona bir hareket göstermiş ve "bu hareketi çalış" demiş.
Çocuk bir hafta aynı hareketi çalısmış.. Sonra hocasınin yanına
gitmiş. Bu hareketi ögrendim baska hareket göstermeyecek misiniz?" diye
sormuş.
Hocanın cevabı: - Çalışmaya devam et olmuş...
2 ay,3 ay,6 ay derken çocuk okuldaki bir yılını doldurmuş.. Çocuk bu bir
yıl boyunca hep o aynı hareketi tekrarlamış.
Hocanın yanına tekrar gitmiş: Hocam bir yıldır aynı hareketi yapıyorum bana baska hareket
göstermeyecek misiniz?
- Sen aynı hareketi çalış oglum. Zamanı gelince yeni harekete geçeriz..
2 yıl ,3 yıl, 5 yıl derken çocuk judodaki 10. yılını doldurmuş.
Bir gün hocası yanına gelip. ..."Hazir ol ! " demiş.. "Seni büyük turnuvaya yazdırdım. Yarın maça çıkacaksın!"..
Delikanlı şok olmuş.. Hem sol kolu yok hem de judo da bildigi tek hareket var.
Ünlü judocuların katıldığı turnuvada hiçbir şansının olmayacağını düşünmüş; ama hocasına saygısından ses çıkarmamış.
Turnuvanın ilk günü delikanlı ilk müsabakasına çıkmış. Rakibine bildiği tek hareketi yapmış ve kazanmis. Derken.. ikinci ,üçüncü maç....çeyrek, yari final ve final...
Finalde Delikanlının karşısına ülkenin son on yılın yenilmeyen şampiyonu çıkmış. ....
Tam bir üstat, delikanlı dayanamayıp hocasının yanına kosmuş.. "Hocam hasbelkader buraya kadar geldik ama rakibime bir bakın hele.. Bende ise bir kol eksik ve bildiğim tek bir hareket var.. Bu kadar bana yeter.. Bari çıkıp ta rezil olmayayım izin verin turnuvadan çekileyim.."
- Olmaz demiş hocası. Kendine güven, çık dövüş. Yenilirsen de namusunla yenil.
Çaresiz çıkmış müsabakaya. Maç baslamış. Delikanlı yine bildiği o tek hareketi yapmış ve tak.! Yenmiş rakibini şampiyon olmuş. Kupayı aldiktan sonra hocasının yanına koşmuş:
-Hocam nasıl oldu bu iş? Benim bir kolum yok ve bildiğim tek bir hareket var.
Nasıl oldu da ben kazandım ?
-Bak oğlum 10 yıldır o hareketi çalışıyordun. O kadar çok çalıştın ki, artık yeryüzünde o hareketi senden daha iyi yapan hiç kimse yok.
Bu bir,
İkincisi de o hareketin tek bir karşi hareketi vardir. Onun için de rakibinin senin sol kolundan tutması gerekir.!
Japonya'da bir çocuk 10 yaşlarindayken bir trafik kazasi geçirmiş ve sol kolunu kaybetmiş.
Oysa çocuğun büyük bir ideali varmiş. Büyüyünce iyi bir judo ustası olmak istiyormuş.
Sol kolunu kaybetmekle birlikte, bu hayali de yıkılan çocuğunun büyük bir depresyona girdiğini gören babası, Japonya'nin ünlü bir Judo ustasına gidip yapilacak bir şeyin olup olmadığını sormuş..
Hoca: Getir çocuğu ..bir bakalim, demiş.
Ertesi gün baba-oğul varmışlar hocanın yanına.. Hoca çocuğu süzmüs ve: Tamam demiş.. Yarın eşyalarını getir, Çalışmalara basliyoruz.
Ertesi gün çocuk geldiğinde hocası ona bir hareket göstermiş ve "bu hareketi çalış" demiş.
Çocuk bir hafta aynı hareketi çalısmış.. Sonra hocasınin yanına
gitmiş. Bu hareketi ögrendim baska hareket göstermeyecek misiniz?" diye
sormuş.
Hocanın cevabı: - Çalışmaya devam et olmuş...
2 ay,3 ay,6 ay derken çocuk okuldaki bir yılını doldurmuş.. Çocuk bu bir
yıl boyunca hep o aynı hareketi tekrarlamış.
Hocanın yanına tekrar gitmiş: Hocam bir yıldır aynı hareketi yapıyorum bana baska hareket
göstermeyecek misiniz?
- Sen aynı hareketi çalış oglum. Zamanı gelince yeni harekete geçeriz..
2 yıl ,3 yıl, 5 yıl derken çocuk judodaki 10. yılını doldurmuş.
Bir gün hocası yanına gelip. ..."Hazir ol ! " demiş.. "Seni büyük turnuvaya yazdırdım. Yarın maça çıkacaksın!"..
Delikanlı şok olmuş.. Hem sol kolu yok hem de judo da bildigi tek hareket var.
Ünlü judocuların katıldığı turnuvada hiçbir şansının olmayacağını düşünmüş; ama hocasına saygısından ses çıkarmamış.
Turnuvanın ilk günü delikanlı ilk müsabakasına çıkmış. Rakibine bildiği tek hareketi yapmış ve kazanmis. Derken.. ikinci ,üçüncü maç....çeyrek, yari final ve final...
Finalde Delikanlının karşısına ülkenin son on yılın yenilmeyen şampiyonu çıkmış. ....
Tam bir üstat, delikanlı dayanamayıp hocasının yanına kosmuş.. "Hocam hasbelkader buraya kadar geldik ama rakibime bir bakın hele.. Bende ise bir kol eksik ve bildiğim tek bir hareket var.. Bu kadar bana yeter.. Bari çıkıp ta rezil olmayayım izin verin turnuvadan çekileyim.."
- Olmaz demiş hocası. Kendine güven, çık dövüş. Yenilirsen de namusunla yenil.
Çaresiz çıkmış müsabakaya. Maç baslamış. Delikanlı yine bildiği o tek hareketi yapmış ve tak.! Yenmiş rakibini şampiyon olmuş. Kupayı aldiktan sonra hocasının yanına koşmuş:
-Hocam nasıl oldu bu iş? Benim bir kolum yok ve bildiğim tek bir hareket var.
Nasıl oldu da ben kazandım ?
-Bak oğlum 10 yıldır o hareketi çalışıyordun. O kadar çok çalıştın ki, artık yeryüzünde o hareketi senden daha iyi yapan hiç kimse yok.
Bu bir,
İkincisi de o hareketin tek bir karşi hareketi vardir. Onun için de rakibinin senin sol kolundan tutması gerekir.!
Yorum