Değerli ziyaretçimiz forumu tüm özellikleriyle kullanmak için lütfen kayıt olun. Forumla ilgili detaylı bilgi sahibi olmak için SSS bölümümüzü ziyaret edin.
Bir de filmde Alper Ada'ya "nasıl kilo almıyorsun bu kadar yedikten sonra" diyor. Ada da " yapı meselesi" diyor. Orada epey güldüm çünkü Ada maşallah balık et sınırlarını zorluyor hatta evet kilolu bile denebilir.
.
ben filmi izlemedim ama gördüğüm kadarıyla hiçde kılolu bir kız değil...
İkincisi, seyirciye Alper'in suçlu olduğu ya da yanlış davrandığı nüksediliyor; oysa azılı suçlu Ada'nın ta kendisidir. Alper, hiç kimseyle uyumamış, sevmemiş, dokunmayı bilmeyen ve Ada ile evlendikten sonra da evlilik yapmayan, yapamayan ve bir de tek kadını bile yarı yolda bırakmamış bir adam. Sıradan cinsel ilişkileri var o kadar. Oysa Ada, oldukça tecrübeli görünüyor.... Alper'e dokunmayı öğretiyor, demek ki geçmiş ilişkileri olmuş... ve ardından gidip evleniyor.... ha bir de çocuk yapıyor...
...
çok farklı bir yorum.. ve bunu seviyorum.. bir film yada kitapla ilgili değişik fikirleri
burayı irdeliyelim istedim.. suçlu yada yanlış gözüyle bakmadım da kimseye.. Ada yla evlenmedilerr... ve Ada dokunmak ne demek biliyor.. hissediyor ( en azından hissettiği vugulanmak istenmiş.. oyuncuyu sevmedim ben de ) artı Alper kızın geçmişine hiç ilişmedi ama başka nedenlerden dolayı ayrıldı.. nedeni o yada bu..
ne yapmalı burada terk edilen kız ? elbetteki yoluna devam edecek.. o da etti.. Alper de.. burada bir suçlu aramanız garip geldi artı Ada yı suçlu adletmenzi daha da garip..
açar mısınız lütfen, anlamak istiyorum.. :roll:
aslında burada suçlu suçsuz polemiğine giren ben değildim... kulağıma gelen fısıltılar, film sonrası eleştirler, işittiğim fişm dedikoduları sonrasında bunu yazma gereği duydum....Terk eden adam Alper... pis adam, rezil adam fısıltıları)) Ada ne yaptı peki??? salak gibi adamın annesinin evine gidip yatağını koklayacağına keşke Alper'in yanında kalsaydı... mücade etseydi.. biliyordu onun zaafını, eksikliklerini, hırçınlığını ve aşkını... çekti gitti, mücadele sıfır.. ancak tokat attı (burası çok alalede olmuş)... nedense alper daha bir asil gözüktü bana
Bir de filmde Alper Ada'ya "nasıl kilo almıyorsun bu kadar yedikten sonra" diyor. Ada da " yapı meselesi" diyor. Orada epey güldüm çünkü Ada maşallah balık et sınırlarını zorluyor hatta evet kilolu bile denebilir.
.
ben filmi izlemedim ama gördüğüm kadarıyla hiçde kılolu bir kız değil...
abartma!
sevişme sahnesindeki 3 kattan oluşan gövdeye bak istersen sonra yine konuşuruz ha burada abartan ben değilim.. senarist bu repliği araya koymasaydı ben de kızın fiziğiyle ilgili bir yorum yapmazdım hatta aklıma dahi gelmezdi, ve hata yan yattığında oluşan göbeğini de farketmezdim
hmmm şimdi anladım.. Ada mücadele edebilirdi çünkü ilişkiler ve Alper gibi adamlarla ilgili deneyimleri vardı.. O ise, hiç diretmeden uzaklaşmayı seçti, diyorsun.. Alper burada daha çaresiz ve masum kaldı.. Ada hayata tutundu ve yuva kurudu...vb..
tamam.. ama işte ıssız adam.. alperin ıssız kalması gerekiyor ya o yüzden.. SAanırım Ada ya kızdığın için tombul göründü gözüne.. zira film için hayli kilo vermişti..
Çağan Irmak'a bir mail mi atsak filmin devamını çeksin.. Ada ile Alper kavuşsunlar, Ada da o masum suratının gerçekçiliğini göstersin bize... bak o zaman " ayy ne hoş kızz tıp gibi tığğ" bile derim, söz
alper öyle dingin ve huzurlu bi hayata hazır deil,,adam daraldı,,dünyası daraldı,,adayla yatarken,,gecenin bi körü,,sevişmek için başka bi kadına gidip,,tekrar kapıdan geri döndü..
alper değişiklik bi kişilik,,virüslüü,,kendide filmin sonunda diyo ya,,kanımda virüs var benim die,,
alper gibi çok erkek var normal hayatta da...........
film, yönetmenindir.
filmi olduğu gibi kabul etmek gerekir.
illa da yaşam ile birebir gelişmesi beklenemez.
zaten bir tek örnek yaşamın içerisinde öne çıkarılamaz.
yönetmen böyle anlatmış.
resim gibi düşünürsek, öyle yapmak istemiş ve yapmış.
sinema sanat ise buna böyle bakmak doğru olabilir.
fakat izleyicinin yorumu çeşitli olacaktır tabi.
bizler daha çok konuyu tartışıyoruz.
kimilerimizin konu ile ilgili kendi birikimleri ve bakışı ile buradan temel alan beklentileri farklı olacaktır.
bu durumu filmden etkilenme ile ama ondan bağımsız olarak tartışmak gerekir.
belki de sanatın işlevi budur.
yoksa sonuç şuraya gelir: yönetmenin bakış açısına.
yönetmenin hangi sahnede neyi anlatmak istediği belirlidir kendisince.
amaçlı bir filmde bu durum fazla tartışma götürmemelidir.
yani yönetmen derdini iyi anlatmalıdır.
ben hangi sahnede yönetmenin ne anlatmak istediğini anlamaya çalışıyorum,
bu bakışımın bir noktası.
ama bunun dışında; ben ilave olarak hangi çağrışımlara gidiyorum.
bu da başka bir noktası.
her sanat eserinin bu genişliğe sahip olması gerekir diye düşünüyorum.
fotoğrafta bile öyledir.
görünen , bilinen ve olan bir şeyin sadece sunulmasıdır yapılan.
ama geriden bakan gözün o anki kaygılarını düşünmek ve
gösterdiğinin yarattığı çağraşımlar ile düşüncelere dalmak...
yoksa sanat etkisiz bir öğüt verme aracı haline gelir ki bu amaçla kullananlar da çoktur.
beni onların doğruları hiç ilgilendirmez.
bu film sanki biraz öğüt veriyor.
ben beynimi çalıştırıp gördüğümden göremediğimi tasarlamaya gidemiyorum, buna izin vermiyor.
çok konuşan bir insanı düşünün,
her şeyi kesinlikler ile ifade ediyor,
bilinenlerden besleniyor ve tastiklettirmek istiyor sadece.
budur diyor.
bunun gibi sıkıcı bir durum gelişebilir.
çağan ırmak bunu yapıyor gibi
herkesteki eksiklikleri hatırlatıyor
kimilerimiz biliyoruz zaten eksiğimizi.
diyorki; "dikkatli olun, bulduğunuzu düşünürseniz bırakmayın sonunuz hüsran olur."
bulan neden bıraksın ki.
karakter olarak seçtiği iki kişi birbirine uygun kişiler değil.
ama bahsettiğim mesajı aktarmak için iki karakteri kendisi oluşturmuş.
bilinç bulandırıyor bence.
şimdi kızlar ne düşünüyor;
"böyle çok erkek var" herhangi bir kişi için söylemiyorum bu ifadeyi;
filmden etkilenenler genelde kızlar deniyor ya onun için.
çünki karakter olarak erkek uyumsuz orada.
kız tamam, erkek eksik.
anlatımı neden eksiklikler üzerinden oluyor sizce ?
neden yaşamda olduğu gibi erkek eksik.
"budur" diyor. olanın üzerine oturuyor.
genel bir film olmuş ama bu konunun geneli olmaz.
filmi film olarak beğenmedim ama etkisi anlamında işlevsel.
bir de mutfak sahnesi (kıza yemek yaptığı)
birebir "iki yabancı" sanırım adı,,,jean reno nun oynadığı film,,,
tesadüfen bir kaç gün önce izlemiştim dialoğlarına kadar benzer.
cupido filmle ilgili yorumlarına katılıyorum,ben anlatmaya calısam anlatamazdım: )
Sahsen hiç beklediğim gibi bir film değildi..film müziklerine bayıldım,fransız müziğini nedense uyduramadım filme, müzik güzel de filme pek uyduramadım..Başından beri gerçek bir aşkı hissedemedim, herşey cok yapmacık geldi bana,özelikle de Alper karakteri..
Bence film çok farklı yöne kayabilirdi, basit bir ayrılık hikayesiyle bitirilmiş..yine ayrı kalsaymışlar ama gercek hayattan bahsedilen olayları daha çok göstererek bitirilebilirdi..yani ilk bölümde değinilen Alper hayatı daha çok irdelenebilirdi,bişiler eksik geldi gibi geldi bana..
Nedense filmde ağlanılacka bir şey de göremedim,ama fmüzikler muhteşem bir hava verdi..
son bir yorum daha 45'lik adlı bara gittiklerinde Ada ve Alperin gözgöze bakışmaları bana cooook yapmacık geldi, gerçekliği hissetirmedi sahne.
En çok gitmek istediğim filmlerden birisiydi, Isssız Adam.
Gittiğime değdi, çünkü hayatımın en kötü filmlerine bir film daha eklenmiş oldu.
Öncelikle konu öyle basit bir aşk (!) hikayesiydi ki bana göre. 2-3 günde birbirlerini henüz hiç bir şekilde tanımamışken cinselliğe doğru giden bir yoldu onlarınki aslında... Aşk'ı böyle yaşayanlar vardır elbet.. Ama ben o filmde aşk varsaydıkları duygunun cinsellikten başka hiç bir şeyi yansıtmadığını gördüm. Ya da bana o duyguyu hissettiremediler..Aşk, bana göre daha fazlasını yansıtabilmeliydi...
Ayrıca gerçektende Ada çok yapmacıktı, gülümseyişiyle, davranışları ve yürüyüşüyle. Aslında çok güzel bir kız. Ama filmde güzelliğinden başka en ufak bir sahnesinde doğallığını hissedemedim.
Issız Adam'da farksızdı fakat, yapısı ve rolü gereği onda bu davranış doğal duruyordu. Zaten hep içindekileri gizleyen, kendini kolay ifade edemeyebilen biriydi...
Son olarak söyleyebileceğim, Ada ve Alper iki ayrı dünyanın insanlarıydı. Ve Ada bunu biliyordu. Sanki bir gün ayrılacağını bilir gibiydi. Filmin ayrılma sahnesinde de bunları ifade etti.
Ne Alper kötü bağımlılıklarının esirinden kurtulabilecek kadar iradeli bir erkekti, kanına gerçekten bir mikrop karışmıştı. O kadar çok özel duygularını, sadece bir kadına verebileceği o en içten duygularını o kadar hoyratça harcamıştı ki... Evlense de Ada'ya verebilceği hiç bir güzellik yoktu.
Filmin sonundaki konuşmaları ; evli bir kadının hala eski sevdiğine aşık ama hayatın onu oralara attığını söyleyen açıklamalarıysa daha kötüydü. İnandırıcı bulmadım. Beklediğim gibi değildi kısaca...
Kurgu çok hoş olmuş ama filmde eksik sahneler var gibiydi.Sadece duyguları vermek gibiydi amaç.
Oyuncular çok hoştu.Genel anlamda verilmek istenen duyguları izleyiciye aktardılar.
Alper rolunun hakkını tamamiyle vermiş ;bakışlar , hareketler...
Ada zaten tipi gereği çok tatlı olduğu için rol yapmasa bile o role çok uygundu.
Ya bence filmin özeti şu; başrolde yine bir öküzümüz var. Sonra gerçekten onu adam edebilecek bir kızcağızımıza rastlıyor. Sonra "işini" bitirip kızı paketliyor. Olay bundan ibaret...... Sonra herkes ağlıyor. Neden çünkü insanlarımız (kadınlarımız) böyle öküzleri sevip beslemişler hayatlarında. Sonra filmi izliyorlar ahanda benim hayatım... Sonra ağla. Ama biraz geç olmadımı ? Aklın daha önce neredeydi ? İlla filmini mi yapıp izlettirmek lazım ablacığım...?
Ya bence filmin özeti şu; başrolde yine bir öküzümüz var. Sonra gerçekten onu adam edebilecek bir kızcağızımıza rastlıyor. Sonra "işini" bitirip kızı paketliyor. Olay bundan ibaret...... Sonra herkes ağlıyor. Neden çünkü insanlarımız (kadınlarımız) böyle öküzleri sevip beslemişler hayatlarında. Sonra filmi izliyorlar ahanda benim hayatım... Sonra ağla. Ama biraz geç olmadımı ? Aklın daha önce neredeydi ? İlla filmini mi yapıp izlettirmek lazım ablacığım...?
Çok acımasızca bir eleştiri olmuş yaa..İlşkilere bakış açın bu mu işini bitirip paketlemek tarzında?
Bu bakış açılarıyla yıpratılıyor zaten her şey..İlişkiler ilişki olmaktan çıktı,birkaç arkadaşımızın da belirttiği gibi 2-3 günlük tanışmanın ardından cinsellikle devam eden ve iki tarafı da mutlu etmeyen bir son!
Sonra kalkıp gizli yönlerimizi bırakıp ilişkileri güzelleştirmekten,yenilenmekten bahsedelim.Adam doymuş her şeye,tüketmiş hayatındaki her nesneyi,kişileri,kendisini bile..Sana ne gibi bir katkısı olabilir ki,filmin sonundaki hüzünden başka..
Ya bence filmin özeti şu; başrolde yine bir öküzümüz var. Sonra gerçekten onu adam edebilecek bir kızcağızımıza rastlıyor. Sonra "işini" bitirip kızı paketliyor. Olay bundan ibaret...... Sonra herkes ağlıyor. Neden çünkü insanlarımız (kadınlarımız) böyle öküzleri sevip beslemişler hayatlarında. Sonra filmi izliyorlar ahanda benim hayatım... Sonra ağla. Ama biraz geç olmadımı ? Aklın daha önce neredeydi ? İlla filmini mi yapıp izlettirmek lazım ablacığım...?
Bu yoruma katılıyorum..Ayrıca filmi izlediğimde Alper karakterinden nefret ettim hatta Ada bu adamdan kurtulmuş sevinmesi lazım dedim..Herkesin yorumları farklıdır elbet..
Ya bence filmin özeti şu; başrolde yine bir öküzümüz var. Sonra gerçekten onu adam edebilecek bir kızcağızımıza rastlıyor. Sonra "işini" bitirip kızı paketliyor. Olay bundan ibaret...... Sonra herkes ağlıyor. Neden çünkü insanlarımız (kadınlarımız) böyle öküzleri sevip beslemişler hayatlarında. Sonra filmi izliyorlar ahanda benim hayatım... Sonra ağla. Ama biraz geç olmadımı ? Aklın daha önce neredeydi ? İlla filmini mi yapıp izlettirmek lazım ablacığım...?
olay budur :lol: :lol: yukarda bir arkadaşımız bayanların çok ağladığını yazmış çünkü kendilerini buluyorlar hepsi mutlaka hayatlarında böyle bir öküzü ne yapar ne ederler bulurlar. ve sonrada onun yaptığı öküzlüğe değilde o öküzü neden kaybettiklerine ağlarlar. öküz geri dönse yine kollarını açıp beklerler
Ya bence filmin özeti şu; başrolde yine bir öküzümüz var. Sonra gerçekten onu adam edebilecek bir kızcağızımıza rastlıyor. Sonra "işini" bitirip kızı paketliyor. Olay bundan ibaret...... Sonra herkes ağlıyor. Neden çünkü insanlarımız (kadınlarımız) böyle öküzleri sevip beslemişler hayatlarında. Sonra filmi izliyorlar ahanda benim hayatım... Sonra ağla. Ama biraz geç olmadımı ? Aklın daha önce neredeydi ? İlla filmini mi yapıp izlettirmek lazım ablacığım...?
Çok acımasızca bir eleştiri olmuş yaa..İlşkilere bakış açın bu mu işini bitirip paketlemek tarzında?
Bu bakış açılarıyla yıpratılıyor zaten her şey..İlişkiler ilişki olmaktan çıktı,birkaç arkadaşımızın da belirttiği gibi 2-3 günlük tanışmanın ardından cinsellikle devam eden ve iki tarafı da mutlu etmeyen bir son!
Sonra kalkıp gizli yönlerimizi bırakıp ilişkileri güzelleştirmekten,yenilenmekten bahsedelim.Adam doymuş her şeye,tüketmiş hayatındaki her nesneyi,kişileri,kendisini bile..Sana ne gibi bir katkısı olabilir ki,filmin sonundaki hüzünden başka..
Benim ilişkilere bakış açım kesinlikle "işini bitirip paketlemek" değil. Benim ilişkiye verdiğim değer çok fazla, çok derin hatta kutsal diyebilirim. Fakat günümüzde böyle alper tipli insanlar prim yapıyorlar maalesef. Ben bunu çok yakın çevremde yaşadım gördüm. Hatta ucu bana dokundu, daha doğrusu suratıma çarptı diyebilirm. O yüzden böyle tiplerden nefret ederim ayrıca bunlara değer veren zavallılardan da....
Yorum