Duyuru

Collapse
No announcement yet.

Bipoları Ciddiye Almak

Collapse
X
  • Filtrele
  • Zaman
  • Göster
Clear All
new posts

  • Bipoları Ciddiye Almak

    Hayat amerikan filmleri gibi değil.Bir hastaneye yatarsanız ilaçı içiririler.Şu da var psikyatri sistematik iş yapmıyor.Ellerinden sağlam veri yok egg veya kan testiyle sizin bipolar olduğunuzu saptayamazlar.Benim şansım ilaç kullandığım sürece atak geçirmemek.Hastalığın özelliği sinsi olması tamamen iyileştiğinizi zannederseniz.20 yıl sonra ortaya çıkar ilaç kullanmasak bile daima hastalığa karşı dedikte olmalıyız.Felsefe metafizik bu hastalık için zararlı o yüzden peygamberin dedesinin ben çobanım çobanlığımı yapıyorum felsefesini benimsemeliyiz.Eğer ilaç kullanmazsak atak geçirirsek doktorlar çok yüksenk doz ilaç verebiliriler bu da depresyona yol açar dikkat eksikliği bozuklu bipolarda anti psikotik lityumdan iyidir.Bir de olanzapin maniye kaydırıyor.Risperdal depresyona çekiyor.Ara dönemde ideal 1 mg risperdal benim için,Hayatı fazla takmayın facebook açmayın hayatınızda hiç olmayan insanlara mesaj atabilirsiniz.Bir yerde bir işiniz olsun gerisini takmayın.

  • #2
    hangi felsefeyi benimsememiz lazım orayı anlamadım açarmısnız brz.......

    Yorum


    • #3
      Mesela benim ilgi alanım farsçaydı 1.6 milyar farsça ders aldım.Öğrendim şeyler.Farsça zaman çekimleri
      Kerden-Kon
      Mikonam
      Mikoni
      Mikonad
      Mikonim
      Mikonid
      Mikonand
      Kerdem
      Kerdi
      kerd
      kerdim
      kerdid
      kerdand
      Khaham Kardam
      Khahi kardi
      Khahed kerd
      Khahim kerdim
      Khahi kerdi
      Khahend kerdand
      geçmiş,şimdiki,gelecek zaman kökleri bunun yerine 2010 ehliyeti ve bilgisayar kursunu alabilirdim.Hastalığım neticesinden sünni mezhepten şii mezhebine geçtim Şii mezhebinde tek yapacağım bu mezhepte olayı abartırsam kendimi hizbullah militanı zannederim.Bir ara ahmedi nejatın beni tanıdığını düşünüyordum.Bu hastalığın en önemli özelliği basit olmak yoksa kendimizi kaptırıp çok iyi bilmediğimiz konularda kitaplar yazabiliriz.Orta okuldan iyi niyetli bayan arkadaşla konuştum kız iyi niyetliydi arkadaş gibi davrandı kıza 3yıl önce kız arkadaşım gibi davrandım.Hayatınızda hiç işe yaramayan insanlarla muhattap olursunuz her gün hastalığınızın belirtilerini okuyun.

      Yorum


      • #4
        Tek yapacağım şii mezhepte namaz kılmayı öğrenmek.

        Yorum


        • #5
          anlayamadım sizi.........

          Yorum


          • #6
            Birde sporla filan bipoları yenmeye çalışmayın düşük dozda olsa her zaman ilaç kullanın

            Yorum


            • #7
              Orjinal yazı sahibi: Bizerd View Post
              Tek yapacağım şii mezhepte namaz kılmayı öğrenmek.

              farsca öğrenip ilahiyat boyutundan mı bakıcaktın islamiyete.......

              Yorum


              • #8
                Anlayamadım derken

                Yorum


                • #9
                  Orjinal yazı sahibi: Bizerd View Post
                  Anlayamadım derken
                  felsefe dediniz ilgimi çekti ama hangi felsefeyi benimsiyeceğimizi tavsiye ettiniz onu anlamadım......

                  Yorum


                  • #10
                    İranda filan eğitim almayı düşünebilirsiniz aileniz sünni ise bu çok bir şey ayrıca atak döneminde başkalarının kendi hakkında konuştuğunu düşünme kendi çok önemli biri olarak görme durumu olabilir.Temel önce işiniz yoks alt a bir işe girip paranızı kazanıp ruhi altyapısını kazanıp bu olaya girmek

                    Yorum


                    • #11
                      Mesela antipsikyatri diye bir şey değil.Buna kendinizi kaptırısanız bipoları ciddiye almayıp atak geçirebilirsiniz.Genellikle hastalığınızı kabullenip hastalığı kabul etmek hastalığı insomnia gibi düşünüp hiç belli etmeden hayatınızı sürdürebilirsiniz

                      Yorum


                      • #12
                        Orjinal yazı sahibi: Bizerd View Post
                        İranda filan eğitim almayı düşünebilirsiniz aileniz sünni ise bu çok bir şey ayrıca atak döneminde başkalarının kendi hakkında konuştuğunu düşünme kendi çok önemli biri olarak görme durumu olabilir.Temel önce işiniz yoks alt a bir işe girip paranızı kazanıp ruhi altyapısını kazanıp bu olaya girmek
                        farscayı iranda eğitim alabilmek için mi örenmek istediniz

                        Yorum


                        • #13
                          Olanzapin kullanırken hipomaniye kayabilirsiniz çabuk aşık olabilirsiniz örneğin olanzapin böyle tehlikeli tarafları var

                          Yorum


                          • #14
                            ÖZET:
                            Kırkdört yıllık iyileşme dönemi sonrası tekrarlayan
                            mani: Bir olgu sunumu
                            İki uçlu bozukluk, geçen yıllar ve artan dönem sayısı ile
                            aradaki iyilik dönemlerinin ve hecmeler arası sürenin
                            kısaldığına inanılan ilerleyici bir hastalıktır. Bununla birlikte
                            birçok iki uçlu hastada hastalık istikrasız ve tahmin edilemez
                            bir seyir izlemektedir. Bazı iki uçlu hastalar koruyucu
                            tedavi almamalarına karşın yeni bir atak yaşamakta ya da
                            dönemler arası süre onlarca yılı bulabilmektedir. Biz bu
                            yazıda, koruyucu tedavi olmaksızın 44 yıl düzelmede olan
                            bir mani vakasını sunmayı ve koruyucu tedavinin gerekliliğini
                            ve süresini tartışmayı amaçladık.
                            Anahtar sözcükler: iki uçlu bozukluk, mani, yineleme,
                            koruma
                            Journal of Mood Disorders 2012;2(2):66-9
                            ABSTRACT:
                            Recurrence of mania after fourtyfour year
                            remission: a case report
                            It is widely believed that bipolar disorder is typically a
                            progressive condition, marked by shortening of stable
                            mood periods and of inter-episode cycles over time and
                            increasing number of episodes. However, in many bipolar
                            patients an erratic and unpredictable course of illness
                            may occur. Experienced clinicians are familiar with some
                            patients, whom have not suffered from a relapse of
                            illness for years despite lack of prophylactic treatment. In
                            this report we present a case of mania with 44 years of
                            remission without prophylactic treatment and discuss the
                            preventive therapy in bipolar disorder.
                            Key words: bipolar disorder, mania, recurrence,
                            prophylaxis
                            Journal of Mood Disorders 2012;2(2):66-9
                            1MD, Denizli Devlet Hastanesi, Denizli-Türkiye
                            2MD, Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi,
                            Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD, Denizli-Türkiye
                            Yazışma
                            Adresi
                            / Address
                            reprint
                            requests
                            to:
                            Ceyhan Balcı Şengül, Murat Dede Mahallesi
                            Şehit Albay Karaoğlanoğlu Caddesi No:1
                            Denizli-Türkiye
                            Telefon / Phone: +90-258-263-9311
                            Elektronik
                            posta
                            adresi
                            / E-mail
                            address:
                            acemsen@gmail.com
                            Kabul
                            tarihi
                            / Date
                            of acceptance:
                            26 Şubat 2012 / February 26, 2012
                            Bağıntı beyanı:
                            C.B.Ş., C.Ş.: Yazarlar bu makale ile ilgili olarak
                            herhangi bir çıkar çatışması bildirmemişlerdir.
                            Declaration of interest:
                            C.B.Ş., C.Ş.: The authors reported no conflict
                            of interest related to this article.
                            Case Reports / Olgu Sunumları DOI: 10.5455/jmood.20120226050800
                            GİRİŞ
                            İki uçlu mizaç bozukluğu, süreğenlik gösteren, tekrarlayan
                            manik depresif dönemlerle seyreden ve yaşam boyu
                            süren bir hastalıktır. Hastalık genellikle genç erişkinlik
                            döneminde başlamakta ve bir hasta hayatı boyunca ortalama
                            9 hastalık dönemi geçirmektedir (1). Hastalık
                            dönemleri arası ortalama süre 2.2 yıl olup, hastaların
                            %40’ı yaşam boyu 10’dan daha fazla hastalık dönemi
                            geçirirken bazı hastalarda ise dönemler arası süre giderek
                            uzamakta ve hastalık daha iyi bir seyir göstermektedir
                            (2,3).
                            İki uçlu mizaç bozukluğunda hastalığın tekrarlamasını
                            ölçen araştırmalar hastalığın 1 yıl içinde yineleme oranının
                            %37.5 yıl içinde ise bu oranın %87 olduğunu, hatta
                            lityum korumasında olan hastaların bile %50’sinde hastalığın
                            2 yıl içinde tekrarladığını bildirilmiştir (4,5). Angst ve
                            arkadaşları iki uçlu mizaç bozukluğunda yaşam boyu
                            yineleme riskini değerlendirdikleri çalışmalarında, hastalarda
                            yılda 0.40 yeni hastalık dönemi görüldüğünü ve hastalığın
                            başlangıcından 40 sene sonra dahi yineleme riskinin
                            yüksek olduğunu belirtmişlerdir (6). İki uçlu mizaç
                            bozukluğuyla ilgili yaygın kabullerden birisi de geçen
                            süreye ve artan hastalık dönemi sayısına bağlı olarak
                            giderek hastanın iyilik dönemlerinin kısaldığıdır (7).
                            Bununla birlikte iki uçlu mizaç bozukluğunun seyrinin
                            kestirilemez olduğu, ilerleyici kötüleşme ve hastalık
                            dönemleri arası sürede kısalmanın hastaların çoğunluğu
                            için geçerli olmadığı şeklinde görüş belirtenler de bulunmaktadır
                            (8). Uzun süreli takip çalışmalarında bazı hastalarda
                            hastalık dönemleri arası sürenin uzadığı hatta 10 yılı
                            geçebileceği belirtilmiştir (9).
                            Koruyucu tedavi kullanmamasına rağmen uzun süre
                            yeni hastalık dönemi gözlenmeyen hastalara klinik pratikte
                            rastlanmaktadır. Bu vakalarda bazen yıllar sonra bir psikososyal
                            stres etmenine veya bir genel tıbbi duruma bağlı
                            olarak hastalık tekrarlayabilmektedir. Bazen de bu hastalık
                            döneminin açıklanmasında içsel ya da dışsal bir etmen
                            saptanamamaktadır (10,11). Biz de bu yazımızda kendisi
                            ve yakınlarının rızası ile ilk manik dönemini 21 yaşında
                            Journal of Mood Disorders Volume: 2, Number: 2, 2012 - www.jmood.org 67
                            C. B. Şengül, C. Şengül
                            geçiren, sonraki 44 yıl boyunca hastalık öyküsü olmayan
                            ve psikososyal işlevselliği iyi olan ve 65 yaşında ikinci
                            manik dönemini geçiren bir olguyu sunmayı amaçladık.
                            OLGU SUNUMU
                            S.Ö., 65 yaşında erkek, emekli avukat, eşi ile yaşıyor,
                            üniversite mezunu. İki hafta önce başlayan çok konuşma,
                            yüksek sesle şarkı söyleme, sürekli alışveriş yapıp hediyeler
                            alma, uyumama, kendini çok genç dinamik “bomba”
                            gibi hissetme, artan cinsel istek, engellendiği durumlarda
                            saldırganlık yakınmalarıyla eşi ve kızı eşliğinde psikiyatri
                            polikliniğine getirildi. Alınan öyküde yakınmalarının iki
                            hafta önce başladığı giderek arttığı bir hafta önce görüştükleri
                            bir psikiyatrist tarafından ketiapin 100 mg/gün
                            başlandığı ancak yakınmalarının artması üzerine tekrar
                            getirildiği belirtildi. Yakınlarınca herhangi psikososyal
                            stres etmeni tanımlanmadı. Özgeçmişinde 1967 yılında
                            21 yaşındayken; uyumama, çok konuşma, çok enerjik hissetme,
                            çok para harcayıp, sürekli yeni projeler üretme ve
                            aşırı sinirlilik ile seyreden benzer şekilde yakınmalarının
                            olduğu belirtildi. Bu belirtilerin 2-3 hafta devam ettiği ve
                            o dönemde 2-3 hafta bir ruh sağlığı hastanesinde yatarak
                            tedavi gördüğü öğrenildi. Hasta tedavi ile belirtilerinin
                            düzeldiğini ve hastaneden taburcu olduktan sonra 1-2 ay
                            kadar klorpromazin ve haloperidol kullandığını ancak
                            daha sonra ilaç kullanımına devam etmediğini söyledi.
                            Hasta hastalanmadan önceki yaşantısında zeki, çalışkan
                            ve dışa dönük biri olarak bilindiğini ifade etti. Hasta 1966
                            yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesini kazandığını
                            ancak hastalanması sebebi ile devam edemediğini ve sağlık
                            memurluğuna başladığını belirtti. Hastanın 1968 yılında
                            Ankara Hukuk Fakültesi’ni kazandığı, sağlık memuru
                            olarak çalışırken dışarıdan okulunu bitirdiği öğrenildi.
                            Hasta, mezuniyet sonrası askerlik görevini sorunsuz
                            tamamladığını ve askerlik dönüşü evlendiğini belirtti.
                            1967 yılındaki manik dönemi sonrası herhangi psikopatoloji
                            tarif etmeyen hasta ve yakınları olası depresyon, hipomani
                            atakları açısından ayrıntılı olarak sorgulandı ve olası
                            başka hastalık dönemi tespit edilemeyen hastanın 44 yıl
                            boyunca psikososyal işlevselliğinin çok iyi olduğu bilgisine
                            ulaşıldı. Herhangi bir genel tıbbi hastalık (diyabet,
                            hipertansiyon, guatr, serebrovaskuler olay, v.b…), kaza,
                            travma, sürekli ilaç, alkol ve madde kullanım öyküsü
                            tanımlanmadı. Soy geçmişinde ruhsal bozukluk öyküsü
                            yoktu. Yapılan ruhsal muayenede özbakımı abartılı (renk
                            tercihi canlı), yönelimi tam, işbirliğine açık, istemsiz dikkati,
                            konuşma hızı ve miktarı artmıştı, düşünce içeriğinde
                            büyüklenme, duygulanımında oynaklık, mizacında öfori
                            zaman zaman irritabilite, psikomotor aktivite artışı, uyku
                            gereksinimi azalması saptandı. Hastanın fiziksel muayenesinde
                            patolojik bulgu tespit edilmedi.
                            Klinik olarak DSM-IV TR tanı ölçütlerine göre iki uçlu
                            mizaç bozukluğu manik dönem ön tanısı konan hasta tetkik
                            ve tedavisinin düzenlenmesi amacıyla yakınlarının
                            onayıyla yatırıldı. Yapılan rutin tetkikler (hemogram, üre,
                            kreatinin, karaciğer işlev tetkikleri, elektrolidler, lipid profili,
                            troid işlev tetkikleri, B12, folat) beyin manyetik görüntüleme
                            tetkiki, ve elektroensefalografi sonucunda patolojik
                            bulguya rastlanmadı. Böylece başka bir tıbbi duruma
                            bağlı mani, ayrıca 21 yaşında da geçirilen bir mani öyküsü
                            nedeniyle geç başlangıçlı mani tanısı dışlandı. Hastanın
                            tedavisi ketiapin 400mg/gün, lorezepam 2.5 mg/gün olarak
                            başlandı. Tedavinin 3. gününde ketiapin dozu 600
                            mg/güne çıkıldı. Uykusu ve konuşma hızı, miktarı, ses
                            tonundaki yükseklik oldukça düzeldi ancak büyüklenme,
                            öfori, artmış psikomotor aktivitenin devamı üzerine ketiyapin
                            800 mg/güne çıkılıp valproat 1000 mg/gün eklendi.
                            Üçüncü hafta sonunda klinik olarak mani tablosu yatışan
                            hastanın lorezepamı kesilip, ketiyapin 800mg/gün ve
                            valproat 1000 mg/gün önerisiyle taburcu edildi. Kan valproat
                            dozu bir hafta sonraki kontrolde 87,5 mg/dl olarak
                            geldi. Sedasyon nedeniyle ketiyapin dozu 600 mg/gün’e
                            inildi. İlk bir ay 15 günde bir, sonra her ay kontrol şeklinde
                            6 aydır ayaktan takipte olan hasta halen ketiyapin 200
                            mg/gün ve valproat 1000 mg/gün (valproat düzeyi 80.5
                            mg/dl) kullanımını sürdürmektedir. Hastada bu süreçte
                            herhangi metabolik bozukluk (kilo alımı, karaciğer işlev
                            tetkiklerinde bozukluk) gözlenmedi.
                            TARTIŞMA
                            Bu olgu ikinci manik dönemini 44 yıl aradan sonra tekrarlaması,
                            aradaki dönemde sosyal, kişisel, akademik ve
                            mesleki işlevselliğinin tamamen iyi olması, herhangi bir
                            depresyon, mani veya hipomani belirtisinin olmaması ve
                            herhangi mizaç dengeleyici almamış olmasına karşın bu
                            iyilik halinin devam etmesi açısından ilgimizi çekmiştir.
                            Hastanın tedavisinde hem manik dönemde hem de koruyucu
                            olarak etkisi gösterilmiş olan ketiyapin ve valproat
                            tercih edilmiştir. Mizaç dengeleyici olarak valproatın seçiminde
                            özellikle yaşlı hastaların tremor gibi yan etkilere
                            68 Journal of Mood Disorders Volume: 2, Number: 2, 2012 - www.jmood.org
                            Kırkdört yıllık iyileşme dönemi sonrası tekrarlayan mani: Bir olgu sunumu
                            daha hassas olması göz önüne alınmıştır.
                            Klinik olarak manik dönem sonrası uzun yıllar yineleme
                            olmayan vakalara sıklıkla rastlanılmaktadır. Bu hastalar
                            mizaç dengeleyici kullansa, bu iyilik hali muhtemelen
                            mizaç dengeleyicilere atfedilecektir. Kime mizaç dengeleyici
                            başlanacağı, bu alanda çalışan araştırmacıların üzerinde
                            önemle durduğu konular arasında gelmektedir.

                            Yorum


                            • #15
                              Paylasım oldukca faydalı.Tesekkurler.

                              Yorum

                              İşleniyor...
                              X