Hayat amerikan filmleri gibi değil.Bir hastaneye yatarsanız ilaçı içiririler.Şu da var psikyatri sistematik iş yapmıyor.Ellerinden sağlam veri yok egg veya kan testiyle sizin bipolar olduğunuzu saptayamazlar.Benim şansım ilaç kullandığım sürece atak geçirmemek.Hastalığın özelliği sinsi olması tamamen iyileştiğinizi zannederseniz.20 yıl sonra ortaya çıkar ilaç kullanmasak bile daima hastalığa karşı dedikte olmalıyız.Felsefe metafizik bu hastalık için zararlı o yüzden peygamberin dedesinin ben çobanım çobanlığımı yapıyorum felsefesini benimsemeliyiz.Eğer ilaç kullanmazsak atak geçirirsek doktorlar çok yüksenk doz ilaç verebiliriler bu da depresyona yol açar dikkat eksikliği bozuklu bipolarda anti psikotik lityumdan iyidir.Bir de olanzapin maniye kaydırıyor.Risperdal depresyona çekiyor.Ara dönemde ideal 1 mg risperdal benim için,Hayatı fazla takmayın facebook açmayın hayatınızda hiç olmayan insanlara mesaj atabilirsiniz.Bir yerde bir işiniz olsun gerisini takmayın.
Duyuru
Collapse
No announcement yet.
Bipoları Ciddiye Almak
Collapse
X
-
Mesela benim ilgi alanım farsçaydı 1.6 milyar farsça ders aldım.Öğrendim şeyler.Farsça zaman çekimleri
Kerden-Kon
Mikonam
Mikoni
Mikonad
Mikonim
Mikonid
Mikonand
Kerdem
Kerdi
kerd
kerdim
kerdid
kerdand
Khaham Kardam
Khahi kardi
Khahed kerd
Khahim kerdim
Khahi kerdi
Khahend kerdand
geçmiş,şimdiki,gelecek zaman kökleri bunun yerine 2010 ehliyeti ve bilgisayar kursunu alabilirdim.Hastalığım neticesinden sünni mezhepten şii mezhebine geçtim Şii mezhebinde tek yapacağım bu mezhepte olayı abartırsam kendimi hizbullah militanı zannederim.Bir ara ahmedi nejatın beni tanıdığını düşünüyordum.Bu hastalığın en önemli özelliği basit olmak yoksa kendimizi kaptırıp çok iyi bilmediğimiz konularda kitaplar yazabiliriz.Orta okuldan iyi niyetli bayan arkadaşla konuştum kız iyi niyetliydi arkadaş gibi davrandı kıza 3yıl önce kız arkadaşım gibi davrandım.Hayatınızda hiç işe yaramayan insanlarla muhattap olursunuz her gün hastalığınızın belirtilerini okuyun.
Yorum
-
İranda filan eğitim almayı düşünebilirsiniz aileniz sünni ise bu çok bir şey ayrıca atak döneminde başkalarının kendi hakkında konuştuğunu düşünme kendi çok önemli biri olarak görme durumu olabilir.Temel önce işiniz yoks alt a bir işe girip paranızı kazanıp ruhi altyapısını kazanıp bu olaya girmek
Yorum
-
Orjinal yazı sahibi: Bizerd View Postİranda filan eğitim almayı düşünebilirsiniz aileniz sünni ise bu çok bir şey ayrıca atak döneminde başkalarının kendi hakkında konuştuğunu düşünme kendi çok önemli biri olarak görme durumu olabilir.Temel önce işiniz yoks alt a bir işe girip paranızı kazanıp ruhi altyapısını kazanıp bu olaya girmek
Yorum
-
ÖZET:
Kırkdört yıllık iyileşme dönemi sonrası tekrarlayan
mani: Bir olgu sunumu
İki uçlu bozukluk, geçen yıllar ve artan dönem sayısı ile
aradaki iyilik dönemlerinin ve hecmeler arası sürenin
kısaldığına inanılan ilerleyici bir hastalıktır. Bununla birlikte
birçok iki uçlu hastada hastalık istikrasız ve tahmin edilemez
bir seyir izlemektedir. Bazı iki uçlu hastalar koruyucu
tedavi almamalarına karşın yeni bir atak yaşamakta ya da
dönemler arası süre onlarca yılı bulabilmektedir. Biz bu
yazıda, koruyucu tedavi olmaksızın 44 yıl düzelmede olan
bir mani vakasını sunmayı ve koruyucu tedavinin gerekliliğini
ve süresini tartışmayı amaçladık.
Anahtar sözcükler: iki uçlu bozukluk, mani, yineleme,
koruma
Journal of Mood Disorders 2012;2(2):66-9
ABSTRACT:
Recurrence of mania after fourtyfour year
remission: a case report
It is widely believed that bipolar disorder is typically a
progressive condition, marked by shortening of stable
mood periods and of inter-episode cycles over time and
increasing number of episodes. However, in many bipolar
patients an erratic and unpredictable course of illness
may occur. Experienced clinicians are familiar with some
patients, whom have not suffered from a relapse of
illness for years despite lack of prophylactic treatment. In
this report we present a case of mania with 44 years of
remission without prophylactic treatment and discuss the
preventive therapy in bipolar disorder.
Key words: bipolar disorder, mania, recurrence,
prophylaxis
Journal of Mood Disorders 2012;2(2):66-9
1MD, Denizli Devlet Hastanesi, Denizli-Türkiye
2MD, Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi,
Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD, Denizli-Türkiye
Yazışma
Adresi
/ Address
reprint
requests
to:
Ceyhan Balcı Şengül, Murat Dede Mahallesi
Şehit Albay Karaoğlanoğlu Caddesi No:1
Denizli-Türkiye
Telefon / Phone: +90-258-263-9311
Elektronik
posta
adresi
/ E-mail
address:
acemsen@gmail.com
Kabul
tarihi
/ Date
of acceptance:
26 Şubat 2012 / February 26, 2012
Bağıntı beyanı:
C.B.Ş., C.Ş.: Yazarlar bu makale ile ilgili olarak
herhangi bir çıkar çatışması bildirmemişlerdir.
Declaration of interest:
C.B.Ş., C.Ş.: The authors reported no conflict
of interest related to this article.
Case Reports / Olgu Sunumları DOI: 10.5455/jmood.20120226050800
GİRİŞ
İki uçlu mizaç bozukluğu, süreğenlik gösteren, tekrarlayan
manik depresif dönemlerle seyreden ve yaşam boyu
süren bir hastalıktır. Hastalık genellikle genç erişkinlik
döneminde başlamakta ve bir hasta hayatı boyunca ortalama
9 hastalık dönemi geçirmektedir (1). Hastalık
dönemleri arası ortalama süre 2.2 yıl olup, hastaların
%40’ı yaşam boyu 10’dan daha fazla hastalık dönemi
geçirirken bazı hastalarda ise dönemler arası süre giderek
uzamakta ve hastalık daha iyi bir seyir göstermektedir
(2,3).
İki uçlu mizaç bozukluğunda hastalığın tekrarlamasını
ölçen araştırmalar hastalığın 1 yıl içinde yineleme oranının
%37.5 yıl içinde ise bu oranın %87 olduğunu, hatta
lityum korumasında olan hastaların bile %50’sinde hastalığın
2 yıl içinde tekrarladığını bildirilmiştir (4,5). Angst ve
arkadaşları iki uçlu mizaç bozukluğunda yaşam boyu
yineleme riskini değerlendirdikleri çalışmalarında, hastalarda
yılda 0.40 yeni hastalık dönemi görüldüğünü ve hastalığın
başlangıcından 40 sene sonra dahi yineleme riskinin
yüksek olduğunu belirtmişlerdir (6). İki uçlu mizaç
bozukluğuyla ilgili yaygın kabullerden birisi de geçen
süreye ve artan hastalık dönemi sayısına bağlı olarak
giderek hastanın iyilik dönemlerinin kısaldığıdır (7).
Bununla birlikte iki uçlu mizaç bozukluğunun seyrinin
kestirilemez olduğu, ilerleyici kötüleşme ve hastalık
dönemleri arası sürede kısalmanın hastaların çoğunluğu
için geçerli olmadığı şeklinde görüş belirtenler de bulunmaktadır
(8). Uzun süreli takip çalışmalarında bazı hastalarda
hastalık dönemleri arası sürenin uzadığı hatta 10 yılı
geçebileceği belirtilmiştir (9).
Koruyucu tedavi kullanmamasına rağmen uzun süre
yeni hastalık dönemi gözlenmeyen hastalara klinik pratikte
rastlanmaktadır. Bu vakalarda bazen yıllar sonra bir psikososyal
stres etmenine veya bir genel tıbbi duruma bağlı
olarak hastalık tekrarlayabilmektedir. Bazen de bu hastalık
döneminin açıklanmasında içsel ya da dışsal bir etmen
saptanamamaktadır (10,11). Biz de bu yazımızda kendisi
ve yakınlarının rızası ile ilk manik dönemini 21 yaşında
Journal of Mood Disorders Volume: 2, Number: 2, 2012 - www.jmood.org 67
C. B. Şengül, C. Şengül
geçiren, sonraki 44 yıl boyunca hastalık öyküsü olmayan
ve psikososyal işlevselliği iyi olan ve 65 yaşında ikinci
manik dönemini geçiren bir olguyu sunmayı amaçladık.
OLGU SUNUMU
S.Ö., 65 yaşında erkek, emekli avukat, eşi ile yaşıyor,
üniversite mezunu. İki hafta önce başlayan çok konuşma,
yüksek sesle şarkı söyleme, sürekli alışveriş yapıp hediyeler
alma, uyumama, kendini çok genç dinamik “bomba”
gibi hissetme, artan cinsel istek, engellendiği durumlarda
saldırganlık yakınmalarıyla eşi ve kızı eşliğinde psikiyatri
polikliniğine getirildi. Alınan öyküde yakınmalarının iki
hafta önce başladığı giderek arttığı bir hafta önce görüştükleri
bir psikiyatrist tarafından ketiapin 100 mg/gün
başlandığı ancak yakınmalarının artması üzerine tekrar
getirildiği belirtildi. Yakınlarınca herhangi psikososyal
stres etmeni tanımlanmadı. Özgeçmişinde 1967 yılında
21 yaşındayken; uyumama, çok konuşma, çok enerjik hissetme,
çok para harcayıp, sürekli yeni projeler üretme ve
aşırı sinirlilik ile seyreden benzer şekilde yakınmalarının
olduğu belirtildi. Bu belirtilerin 2-3 hafta devam ettiği ve
o dönemde 2-3 hafta bir ruh sağlığı hastanesinde yatarak
tedavi gördüğü öğrenildi. Hasta tedavi ile belirtilerinin
düzeldiğini ve hastaneden taburcu olduktan sonra 1-2 ay
kadar klorpromazin ve haloperidol kullandığını ancak
daha sonra ilaç kullanımına devam etmediğini söyledi.
Hasta hastalanmadan önceki yaşantısında zeki, çalışkan
ve dışa dönük biri olarak bilindiğini ifade etti. Hasta 1966
yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesini kazandığını
ancak hastalanması sebebi ile devam edemediğini ve sağlık
memurluğuna başladığını belirtti. Hastanın 1968 yılında
Ankara Hukuk Fakültesi’ni kazandığı, sağlık memuru
olarak çalışırken dışarıdan okulunu bitirdiği öğrenildi.
Hasta, mezuniyet sonrası askerlik görevini sorunsuz
tamamladığını ve askerlik dönüşü evlendiğini belirtti.
1967 yılındaki manik dönemi sonrası herhangi psikopatoloji
tarif etmeyen hasta ve yakınları olası depresyon, hipomani
atakları açısından ayrıntılı olarak sorgulandı ve olası
başka hastalık dönemi tespit edilemeyen hastanın 44 yıl
boyunca psikososyal işlevselliğinin çok iyi olduğu bilgisine
ulaşıldı. Herhangi bir genel tıbbi hastalık (diyabet,
hipertansiyon, guatr, serebrovaskuler olay, v.b…), kaza,
travma, sürekli ilaç, alkol ve madde kullanım öyküsü
tanımlanmadı. Soy geçmişinde ruhsal bozukluk öyküsü
yoktu. Yapılan ruhsal muayenede özbakımı abartılı (renk
tercihi canlı), yönelimi tam, işbirliğine açık, istemsiz dikkati,
konuşma hızı ve miktarı artmıştı, düşünce içeriğinde
büyüklenme, duygulanımında oynaklık, mizacında öfori
zaman zaman irritabilite, psikomotor aktivite artışı, uyku
gereksinimi azalması saptandı. Hastanın fiziksel muayenesinde
patolojik bulgu tespit edilmedi.
Klinik olarak DSM-IV TR tanı ölçütlerine göre iki uçlu
mizaç bozukluğu manik dönem ön tanısı konan hasta tetkik
ve tedavisinin düzenlenmesi amacıyla yakınlarının
onayıyla yatırıldı. Yapılan rutin tetkikler (hemogram, üre,
kreatinin, karaciğer işlev tetkikleri, elektrolidler, lipid profili,
troid işlev tetkikleri, B12, folat) beyin manyetik görüntüleme
tetkiki, ve elektroensefalografi sonucunda patolojik
bulguya rastlanmadı. Böylece başka bir tıbbi duruma
bağlı mani, ayrıca 21 yaşında da geçirilen bir mani öyküsü
nedeniyle geç başlangıçlı mani tanısı dışlandı. Hastanın
tedavisi ketiapin 400mg/gün, lorezepam 2.5 mg/gün olarak
başlandı. Tedavinin 3. gününde ketiapin dozu 600
mg/güne çıkıldı. Uykusu ve konuşma hızı, miktarı, ses
tonundaki yükseklik oldukça düzeldi ancak büyüklenme,
öfori, artmış psikomotor aktivitenin devamı üzerine ketiyapin
800 mg/güne çıkılıp valproat 1000 mg/gün eklendi.
Üçüncü hafta sonunda klinik olarak mani tablosu yatışan
hastanın lorezepamı kesilip, ketiyapin 800mg/gün ve
valproat 1000 mg/gün önerisiyle taburcu edildi. Kan valproat
dozu bir hafta sonraki kontrolde 87,5 mg/dl olarak
geldi. Sedasyon nedeniyle ketiyapin dozu 600 mg/gün’e
inildi. İlk bir ay 15 günde bir, sonra her ay kontrol şeklinde
6 aydır ayaktan takipte olan hasta halen ketiyapin 200
mg/gün ve valproat 1000 mg/gün (valproat düzeyi 80.5
mg/dl) kullanımını sürdürmektedir. Hastada bu süreçte
herhangi metabolik bozukluk (kilo alımı, karaciğer işlev
tetkiklerinde bozukluk) gözlenmedi.
TARTIŞMA
Bu olgu ikinci manik dönemini 44 yıl aradan sonra tekrarlaması,
aradaki dönemde sosyal, kişisel, akademik ve
mesleki işlevselliğinin tamamen iyi olması, herhangi bir
depresyon, mani veya hipomani belirtisinin olmaması ve
herhangi mizaç dengeleyici almamış olmasına karşın bu
iyilik halinin devam etmesi açısından ilgimizi çekmiştir.
Hastanın tedavisinde hem manik dönemde hem de koruyucu
olarak etkisi gösterilmiş olan ketiyapin ve valproat
tercih edilmiştir. Mizaç dengeleyici olarak valproatın seçiminde
özellikle yaşlı hastaların tremor gibi yan etkilere
68 Journal of Mood Disorders Volume: 2, Number: 2, 2012 - www.jmood.org
Kırkdört yıllık iyileşme dönemi sonrası tekrarlayan mani: Bir olgu sunumu
daha hassas olması göz önüne alınmıştır.
Klinik olarak manik dönem sonrası uzun yıllar yineleme
olmayan vakalara sıklıkla rastlanılmaktadır. Bu hastalar
mizaç dengeleyici kullansa, bu iyilik hali muhtemelen
mizaç dengeleyicilere atfedilecektir. Kime mizaç dengeleyici
başlanacağı, bu alanda çalışan araştırmacıların üzerinde
önemle durduğu konular arasında gelmektedir.
Yorum
Yorum