elektra karmaşası mı bu? hem sonsuz bağlılık derin bir aşk hemde dayanılmaz nefret duyuyorum. her acı çekişimde ve durumu analiz ettiğimde hep yolun sonu babama çıkıyor ve onu suçlamaya başlıyorum. babamı düşününce,fedakar baba figürünün işlendiği bir kitap okuduğumda bir film izlediğimde ya da şarkı dinlediğimde hep ağlıyorum. hep zıt kutuplarda olduk. hiçbir zaman birbirimizi onaylamadık , tartıştık ve şu an küsüz zaten. o hep benim onun gibi olmamı istedi.ona benzemediğim için beni cezalandırdı itti beni. oysa ben onu ne kadar çok seviyorum :_( hep yanımda ama hiç yok sanki. bunu düşündükçe kendimi çok yalnız , savunmasız hissediyorum. biz farklıyız hemde çok ama birbirimizi sevmemize engel olmamalıydı. her kızışında beni yalnız bıraktı. kendi yolumda yürümeme izin vermedi sadece onu dinlediğimde sevgi verdi. ondan nefret ediyorum. şu halimi görse ya. görse ne değişir? hiçbir şey. beni suçlar onu dinlesem böyle üzülmeyeceğimi söyler. oysa o zaman benden olmadığım bir insan olmamı istiyor. ben küçükkende bunu yapardı hem de acı olan bunları çok iyi hatırlıyorum 3-4 yaşındaydım galiba ( ona en ihtiyacım olan dönemde bana yaptığına bakın ) böyle yaparsam gideceğini ve beni sevmeyeceğini söylerdi. annem yoğun çalıştığı için hep babamlaydım üstüne üstlük.dünyam oydu. şimdiyse artık yetişkin bir kadın duruyor karşısında ama ne zaman konuşmaya başlasak yine o küçük kız oluyorum. konuşamıyorum bile oysa neler söylemek istiyorum bi de en çokta o na sarılıp seni çok seviyorum babacım demeyi.
Duyuru
Collapse
No announcement yet.
babasından nefret eden bayanlar var mı?
Collapse
X
-
çocukken baba diye ağlardım... babamla ilişkimiz hem iyi oldu hem kötü taki lise 1 e kadar.. lise birden sonra ipler koptu bende.. az ağlamadım şehir dışı bir üniversite kazanayım da kurtuluyum evden diye duaalrım kabul oldu gittim sonra eve dönmemek için başka bir şehirde çalıştım..artık ayrılar bizimkiler 2 senedir... anneme tapıyorum ama babamla aramamız gene iyi değil nadir görüşüyoruz gerçi farklı şehirlerde yaşıyoruz.. ama babamdan çok nefret ettiğim zamanım oldu.. 6 sene boyunca ilişki içinde olduğum adamda babama çok benziyor maalesef onun gibi takıntılı,dediğim dedik vb.. sanırım bu bir döngü kızların babalarına benzeyen erkeklere aşık olmaları ama azmettim kırıcam bunuBahar geldiğinde mi ben böyle olurum,yoksa böyle olduğumda mı gelir bahar???
-
elektra karmaşası hakkında malumatım yok ama şunu söyleyebilirim; baba-kız, anne-kız ya da erkek gibi kalıplara bakmaksızın, hatta akrabalık mefhumu bile zaruri olmadan, insan çok sevdiği kişiden nefret etmeye daha meyilli oluyor. ying yang gibi birşey sanırım. bu tip diyaloglarda, nefret sözcükleri havada uçsa da, ya da başlıbaşına bir küslük durumu meydana gelse de, kişi yalnız kalınca salt gerçeklikle yüzleşiyor. hatta olması gerekip de olamayanları, hep o salt gerçeklik anlarında algılıyoruz. aslında olmadığımız "bizi" yaşıyoruz hayat boyu.
bence hiç düşünmeden konuşmak isteyip de söyleyemediklerinizi, içinizden geçiyor olan sevgi sözcüklerini söyleyin. hayatın ne gibi şeyler çıkaracağını ve bunların zamanlı mı zamansız mı olacağını kimse önceden kestiremiyor. ki bahsi geçen kişi babanız. zaman kaybetmeden barışmanız daha güzel olur diye düşünüyorum.küçük dere, denize ulaşınca; şaşırır işte...
Yorum
-
Babadan nefret etmek ne demektir? Ya da anneden nefret etmek? Bir evladın böyle bir imtiyazı olabilir mi? Bize hayat veren, doğduğumuzdan bugüne kadar hiç bir karşılık beklemeden, sadece bizim iyi olmamış için çalışıp çabalayan, bizim mutluluğumuzla mutluluk bulan, karşılık beklemeden bir saman çöpünün verilmediği bu dünyada, ufacık bir çıkar gözetmeksizin evladına bir ömür veren insanlardan nefret etmek gibi bir şey olabilir mi?
Bunu yapan insan, değer bilmez, vefasız ve nankör bir insandır. Kimse kusura bakmasın, doğruya doğru...
Yorum
-
Nefret o kadar ağır bir kelime ki maalesef insanlar bu kelimeyi çok kolay kullanabiliyor.
Nefret: Bir kimsenin kötülüğünü, mutsuzluğunu istemeye yönelik duygu, tiksinti.
Ben senin babanın kötülüğünü isteyecek, ondan tiksinecek kadar olduğunu sanmıyorum!
Olsa olsa seni anlamaya çaba göstermiyor diyebiliriz.Şuna inanmak lazımdır ki, Dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir (Mustafa Kemal Atatürk)
Yorum
-
"hayırsız evlat yılanın dişindeki zehirden daha tehlikelidir" diye bir söz var tabiki sizi "TENZİH" ederim yarın (anne,baba) oldugunuzda babanızın veya annenizin söylemiş oldugu sözler aklınıza gelşecek ama iş işten geçmiş olacak.Bence, onlar hayatta iken kıymetini bilmek gerekiyor,onlar yok oldugunda kıymetini anlamamız hiç bir şey degiştirmeyecek!
Yorum
-
sanırım bu nefret kelimesı anlatımak istenen olayı en iyi ifade edebilcek kelime olarak seçildi ve o yüzden yazıldı.Eger nefret gibi bir his içinde olsaydın babanla aranda olan bu sorunun sebebini mrk etmez hiçbir ve çaba sarfetmezdin die düşünüyorum.Babanla olan iletişim eksikliğnin sebebini hiç sorguladın mı?Senin için sadece biyolojık bır babamı, despot bir tutum içindemi , ilgisizmi sorumsuzmu?.....vb.Bunun gıbı bır cok etken senın baban adına bişeyleri sorgulamana sebep olmuş olabilir.Ama eger aranızdaki o tabuları yıkmak birşelyleri düzeltmek istiyorsan sen bir adım atabilrisin. Sonuc itibariyle bazen ikili ilişkilerimizde bile hiç düşünmeden bizler adım atabiliyoruz, kaldiki ana-baba ilişkisinde karşılık beklemek oldukca acımasız olur bence.Bazı şeyleri deneyim kazanmadan anlamak algılamak oldukca zordur. İnanıyorum ki baban senin adına en güzeli olsun istiyor belki tavırında ,yaklaşım şeklinde, ifadelerinde kırıcı bır üslup kullanıyor olabilir ama sen bu rahatsızlgını onunla paylaşabilirsin.....
Yorum
-
arkadaşlar yorumlarınız için teşekkür ederim ancak bazı yorumlara biraz tepkiliyim tabiki herkesin fikrine sonsuz saygım var ve sükunet içinde okudum ama aslında ben çözüm değil başlıkta da belirttiğm gibi bu fikri paylaşan bayanlar var mı dedim ayrıca benim hakkımda (doğal olarak ) bilgi sahibi olmamanızdan yanlış anlamalar olmuş sanırım ben ergenlik dönemindeki bir insan değilim otuzuma merdiven dayadım. tek başına yaşayan ve türkiye' nin ücra bir köşesinde görev yapan bir insanım.bunları yanlış değerlendirmenizi istemem kendimi tanıtmak adına söylüyorum.yazdıklarım kriz anındaki, duygusal dalgalanmaları ortaya şeyler sadece.
ama şu fikre katılmadığımı belirtmek istiyorum ( lütfen en azında bu sitede birbirimizi yadıgamayalım, toplum içinde zaten hep yapıyoruz) anne -baba elbetteki değerli ve terkedilmemeli ancak ben canımı sadece ve sadece tanrıya borçluyumdur. ebeveynlerim sadece birer vasıta olmuştur. onları tanrılaştırmayın lütfen. bir çocuk sahibi olmak tanrının verdiği bir emanettir siz bu emanete vereceğiniz her zarardan sorumlusunuzdur ayrıca olumsuz davranışlarınızı da anne- baba adı altında topluma onaylatamazsınız.evlat sahibi olmak demek o bireyin özel mülkiyetine de sahip olmak onu istediğin gibi yönetmek değildir.bu sadece ego tatmini olur o kadar
son olarak bir şey ifade etmek istiyorum yorumlarınıza tekrar tşk ederim ancak araştırmalarım doğrultusunda bu gibi problemlerin çözümü aile terapisi yoluyla oluyor ve benim babam asla hatasını değil kabul etmek buna yanaşmayacak bir insan
Yorum
-
Sizin durumunuzda bir tanıdığım vardı. O da Türkiye'nin ücra bir köşesinde, Elazığ'da görev yapıyordu ve otuzuna girmesine sadece iki yıl kalmıştı. Çocukluğunda yaşadığı kötü mevzular yüzünden sadece ailesine değil, bütün insanlara karşı içinde bir kin vardı. Ne hayatla, ne de kendisiyle barışık değildi. Ne istediğini kendisi de bilmediğinden mutlu olması imkânsız oluyordu.
Sizi tenzih ederim tabi, sözüm o kişiye... Lakin yaşadığın olaylar ne kadar kötü olursa olsun, sizin için onca emeği olan bir insandan nefret etmekte sizi haklı çıkartacak bir durum olamaz...
Yorum
-
Sizin düşüncenizi paylaşan bayanlar var elbette Bıkkın felsefeci.Sizi çok iyi anlıyorum.Hani Nasrettin Hoca ağaçtan düşmüşte,ah vah eden komşularına demiş ki"Bana ağaçtan düşen birini getirin,beni anca o anlar"İşte bu hesap.Sizin yaşadıklarınızı yaşamayanlar bol bol ahkam kesmiş.Nerdeyse siz suçlu olmuşsunuz duygularınızdan dolayı.Nedense babalar suçlanmıyor yaptıklarından dolayı.Oysa baba-kız ilişkisi o kadar önemli ki,kızın erkek arkadaşlarıyla ve daha sonra da eşiyle yaşayacaklarını belirliyor.Eğer iyi bir ilişkileri varsa kız yaşadığı ilişkilerde mutlu oluyor ve seçimleri doğru oluyor.Tam tersiyse,baba kızına sürekli karışıyor,her şeyini sorun ediyor,yaptıklarını onaylamıyor ve söz hakkı vermiyorsa...Hele bir de sözle ve ya fiziksel olarak şiddet uyguluyorsa o kızın hayatı mahvoluyor.Depresyonla başlıyor ruh sağlığı bozulmaya ve gerisi geliyor.Kendine güveni olmayan,ezik,topluluk karşısında konuşamayan bireyler çıkıyor ortaya.Ya da saldırgan,kavgacı,geçimsiz bireyler.Eee şimdi babalarımızı sevelim,onlar bizim babamız lay lay lom mu diyeceğiz.
Babalar kendilerini düzeltmedikçe ,küçük kızları büyüdüğünde, onlardan uzak duracak ve hep babalarına karşı korku-nefret-kızgınlık karışımı duygular besleyecek.
Ve iddia ediyorum baba olmak için,baba adaylarının babalık sınavından geçebilmeleri gerek...Keşke böyle bir sınav olabilseydi...Cesaret,hiçbir işaret levhasının olmadığı bir yolda yürüyebilme gücüdür.
Yorum
-
5 senedir baba diyemeyen biri için baba çok önemli bir dünya eser gürlerim olmasa anlarsınız kıymetini bilin diye ki başlığı gördüğümde bu niyetle açmıştım...ama yazılanları okuyunca kendimi düşündüm biran şimdi deli gibi özlediğim babamdan çok üzgünümki bende nefret ediyordumşimdi düşününce içimden geçirdiklerimi öyle utanıyorumki
babam hayatta olsaydı acaba iyileşmezmiydim hiç bilmiyorum bunu düşünmek günahmı yada şuan üzülüyormudur
kafam karıştı doğrusu...
özürdilerim...
Yorum
-
Orjinal yazı sahibi: naNNa View PostSizin düşüncenizi paylaşan bayanlar var elbette Bıkkın felsefeci.Sizi çok iyi anlıyorum.Hani Nasrettin Hoca ağaçtan düşmüşte,ah vah eden komşularına demiş ki"Bana ağaçtan düşen birini getirin,beni anca o anlar"İşte bu hesap.Sizin yaşadıklarınızı yaşamayanlar bol bol ahkam kesmiş.Nerdeyse siz suçlu olmuşsunuz duygularınızdan dolayı.Nedense babalar suçlanmıyor yaptıklarından dolayı.Oysa baba-kız ilişkisi o kadar önemli ki,kızın erkek arkadaşlarıyla ve daha sonra da eşiyle yaşayacaklarını belirliyor.Eğer iyi bir ilişkileri varsa kız yaşadığı ilişkilerde mutlu oluyor ve seçimleri doğru oluyor.Tam tersiyse,baba kızına sürekli karışıyor,her şeyini sorun ediyor,yaptıklarını onaylamıyor ve söz hakkı vermiyorsa...Hele bir de sözle ve ya fiziksel olarak şiddet uyguluyorsa o kızın hayatı mahvoluyor.Depresyonla başlıyor ruh sağlığı bozulmaya ve gerisi geliyor.Kendine güveni olmayan,ezik,topluluk karşısında konuşamayan bireyler çıkıyor ortaya.Ya da saldırgan,kavgacı,geçimsiz bireyler.Eee şimdi babalarımızı sevelim,onlar bizim babamız lay lay lom mu diyeceğiz.
Babalar kendilerini düzeltmedikçe ,küçük kızları büyüdüğünde, onlardan uzak duracak ve hep babalarına karşı korku-nefret-kızgınlık karışımı duygular besleyecek.
Ve iddia ediyorum baba olmak için,baba adaylarının babalık sınavından geçebilmeleri gerek...Keşke böyle bir sınav olabilseydi...
Ben de anne ve babaların çocuk sahibi olmadan önce 'nasıl iyi anne-baba olunur' kursuna gitmelerinin şart koşulduğu bir dünyada yaşıyor olmayı dilerdim.
Yollarda, gazetelerde görüyoruz; çocuğunu döven, bağıran, tokat atan insanları. Onlara sorsan 'beni kızdırdı ama' derler halbuki kendileri bu duruma getirmişlerdir bilmeden.
Herşey eğitim eksikliğine dayanıyor. Anababalar kendi anababalarından gördükleri gibi çocuk yetiştiriyorlar, hata burada.
Ben çocuğumu iyi yetiştirebilmek için çok okuyorum, araştırıyorum, psikologlarla görüşüyorum, nasıl davranmam gerektiği konusunda yardım alıyorum. Eğer o iyi yetişirse, ben ona bağırmazsam, sorunlarını anlamaya çalışırsam mümkün olduğunca empati yaparsam o da gün gelecek hem eşine hem de kendi çocuklarına aynı şeyleri yapacak.
Şu an anne babamızı değiştirmemiz mümkün değil tabii.
Sevgili bıkkın felsefeci, babanın 3-4 yaşlarında sana söylediği o sözler bilmeden nasıl da sende derin bir iz bırakmış bak unutamıyorsun. İşte benim bahsettiğim şey bu insan çok okuyup yardım alınca çocuğuna neler söylemesi ya da söylememesi gerektiğini, nasıl davranması gerektiğini öğreniyor. Örneğin çocuk hata yaptığında ki hata yapa yapa öğrenecek, bak böyle yaparsan giderim, seni sevmem değil de bak böyle yapmanı istemiyorum çünkü... diye somut sebepler göstermek gerekiyor.
Baban aslında bilmediği için yanlış davranıyor sadece bilmediği için, gerçek duyguları bu değil. Toplum ona böyle öğretmiş...
Umarım sorunlarını çözmek için bir yol bulursun, sen akıllı bir kızsın belli.
Sevgiler.
Şuna inanmak lazımdır ki, Dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir (Mustafa Kemal Atatürk)
Yorum
Yorum