Duyuru

Collapse
No announcement yet.

Hastalıkmı yoksa kimyasal dengesizlikmi hastalığı yaratır?

Collapse
X
  • Filtrele
  • Zaman
  • Göster
Clear All
new posts

  • Hastalıkmı yoksa kimyasal dengesizlikmi hastalığı yaratır?

    Merhaba,

    Hernekadar bu yazımı bir arkadaşımızın Fobiler forumunda Nörotransmitterler başlığı altındaki yazısına ve oradaki “davranışlar mı kimyayı değiştirir yoksa kimya mı davranışları değiştirir?” sorusuna cevap olarak hazırlamışsamda, Bu başlık altında yayınlamağı Nörotransmitterler’lerin daha başka hastalıklarla ilişkisi olması nediyle seçmeyi uygun gördüm. Mamafi bu yazımın Linkini kendisine de bildireceğim.

    Nörotransmitterler

    Birçok psikiyatrik hastalıklara neden olan şeyln beyindeki nörotransmitter miktarlarındaki yetersizlikler yüzünden olduğunu bundan 5 yıl önce öğrenmiştim. O zaman kendimi Amerika kıtasını yeniden keşfetmiş gibi sevinmiştim. Bu öğrenişime doktorun yazmış olduğu Cipram antidepressanı tarifnamesinde, bulunan Serotonin geri alım inhibatörü (SSRI) olması nedeniyle Serotonin’in ve (SSRI) ne olduğu araştırmam seb olmuştu.

    Neticede Cipram’ın tarifnamesinde yazıldığı üzere beynimdeki serotonin yoğunluğunu arttırak depresyon ve anksiyetemi 8-12 hafta içinde iyileştireceğini ummuştum. Maalesef umduğum gerçekleşmedi, ancak 12 ay sonra iyileşebildim. Dolayısıyle iyileşmeme Cipram’ın neden olduğuna inanamadım. Ancak doktorun söylemesi dolayısıyle Cipram’ı iyileşme dönemimdede kullanmayı devam ettirdim.

    İki yıllık bir iyileşme süresinden sonra bazı stres verici olayların üst üste gelmesi aynı hastalığımın 2ci defa nüksüne ve 10 ay sürmesine neden oldu. Şindi ise 6 aylık iyileşme sonrası 9 ay önce stres verici olayların üst üste gelmesi, 5ci kez aynı hastalığımın nüksüne ve halen devam etmesine neden oldu.

    Kullandığımız Psikiyatrik ilaçlarda adı geçen Nörotransmitterler genellikle şunlardan ibarettir:

    Dopamine, Norepinephrine, Serotonin, ve “Gamma amino butyric acid” kısa adıyla GABA.
    Diğerlerine nazaran beyindeki GABA’nın yoğunluğu 200-1000 kere daha fazladır. Benzodiazepinler ( mesela Nervium gibi sakinleştiriciler) GABA’nın salınım miktarını arttırarak “GABA-A” reseptörleri üzerindeki tesirini arttırmaktaktadır. Kafein ise GABA salınımını azaltarak Benzodiazepinlerin bu tesiri zayıflatmaktadır.

    Anksiyete, psikiyatrik rahatsızlıklar arasında en sık tanıya haizdir. İnsanların 10-30% ‘da rastlanmaktadır, işte bu nedenlede bir Benzodiazepin olan diazepam (bizdeki adıyle Nervium olan Valium) ABD’de yıllar boyu en fazla reçetelenmekte olan ilaçtır. Keza alkol ve barbiturates (malonik asitle ürenin birleşiminden türeyen ve birçok çeşitleri olan sedatif ilaçlar) da, GABA reseptörleri üzerinde benzer tesirleri yaratmaktadır.(Bakınız Netice2).

    Kaynak (İngilizce): http://www.benbest.com/science/anatmind/anatmd10.html


    Netice1: Benim şahsi inancım; hastalıklarımın nüks edişlerinin sebebleri olması dolayısıyle bu sebeblerin beynimdeki Nörotransmitterler (kimyasal moleküller)üzerinde değişiklikler doğurduğu yönündedir. Yani hastalığımı doğuran sebeb Dopamine, Norepinephrine, ve Serotonin yoğunluklarından bir veya ikisinin kendiliğinden azalması nedeniyle değil, sadece hastalığımın yarattığı bir işareti olmaktadır.

    İlaç şirketleri sadece bu yoğunlukları arttırak hastalarının iyileşeceği umudunu doktorlarımıza aşılayarak ilaç satışından büyük paralar kazanmaktadırlar. Bu umudu verişlerinde bir derece haklı olabilirler. Çünkü bir ilacın beyin kimyamıza uygun düşmesi halinde iyileşme sağlayarak normal fonksiyonlarımızı yapabilmemezi sağlamaktadır. Ancak bu iyilişme aşağıdaki açıklamam nedeniyle beyine nörotransmitter ikmali olmadığı zaman kalıcı olamaz.

    Bana göre bir nörotransmitterin yoğunluğu kendiliğinden azalmamakta, beyinde çeşitli nedenlerle yeterli miktarda ikmali olmayışından azalmaktadır. İlk başlarda bu ilaçlardan biri, diyelimki beyindeki serotonin deposunun musluğunu açarak serotonin resöptörlerine serotonin akışını hızlandırdı. Ve tesadüfen dedikleri gibi veya plesebo etkisiyle kendimizi bir süre iyi hissetmemezi sağlamakta.

    Bu iyileşme dedikleri yüzünden olmuşsa, depo ikmal yetersizliği yüzünden boşaldığında sonrası ne olacaktır. Muhtemelen aynı ilacı kullanmayı dozunu artırarak kullansak dahi kendimizi eskisine nazaran çok daha kötü hissetmiyecekmiyiz.

    Modern Psikiyatrinin lokomotifi olan ilaç şirketleri doktorlarımıza inandırdığı üzere hastalığımızı beynimizdeki Dopamine, Norepinephrine, ve Serotonin yoksunluğundan ileri geldiğini iddia etmelerine rağmen, bu yoksunluğu kökünden kaldıracak yeni ilaçlar bulmaya muktedir değillermidir. Bence isterlerse muktedirlerdir, fakat bunu yapmak herhalde işlerine gelmemektedir.

    Bana göre yeni bulacakları ilçların çeşitlerinin çok dah az olabileceğinden, ve piyasadaki şimdiki ilaçlarını kimsenin artık kullanmayacağından korkmaktadırlar. Ve belkide dev ilaç firmaları bu konuda kendi aralarında gizli sözleşmeler dahi yapmış olacaklarını düşünmekteyim.

    Netice2: Şimdiye kadar bir nedenle çeşitleri sınırlı kalmış Nörotransmitter yoğunluklarını arttırıcı antidepressanların hiç birinden ne anksiyetem nede depresyonum için beklediğim faydayı göremedim.
    Dolayısıyle son 15 gün içinde dozlarını azaltarak bu ilaçları birdaha kullanmamağa 9 yıl sonra kesin karar verdim.

    Anksiyetem için tek faydasını gördüm ilaç, her kullanışımda GABA Nörotransmitter üzerinde tesirini gösterek imdadıma yetişen, sakinleşmememi sağlıyan Nervium oldu. Dolayısıyle bu ilacı gereken zamanlarda kullanmak üzere her zaman stoğumda bulundurmaya özen göstermekteyim.

    Hepiniz için Sağlıcakla kalmanızı dilerim.

    U34

    Not:
    Burada yazdıklarım doktora danışmanın yerine geçemez.
    Çaresizseniz Çare sizsiniz. U34

  • #2
    bence beyin kimsası sebep oluyor hastalığa

    sonrada bize hasta diyorlar ama aslında beyin sıvılarımızda problem var bizede psikolojik deyip kandırıyor doktorlar bende bu sene öğrendim yaygın anksiyetenin serotonin azlığından olduğunu madem hastalığım psikoloik neden 20 yaşında başlıyor deniyor acaba her insan 20 yaşında psikolojisimi bozuluyor doktorlar diyorki daha kesin mi sebep yokmuş serotonin azlığın kaynaklandığı düşünüyormuş o zaman neden benle aynı şeyleri yaşan kişiler hasta olmuyorda ben hasta oluyorum neden herkes kilo vermek istiyor veremiyorda ben anoreksia olabiliyorum kesinlikle serotoninle alakalı

    Yorum


    • #3
      abi haplar nerotransmitlerin salgılanma oranları artırıcı etkisi varsa da bunun doğal yolunu bulmadan ciddi fayda sağlamayacağına bende inanmıyorum... bir kere bunu üreten vücudumuzsa doğal olarak üretmesini sağlayacak yöntemlerin geliştirilmesi gerekir....

      çok soda içmek mideyi tembelleştirir derler.... mide enzim salgılar.... ama yiyeceği eritme işini dışardan alınan bir şey yardımı ile oluyorsa mide ister istemez fazla enzim salgılamıyacaktır.... vücudumuzda dengeleme vardır.... bu az salgılama durumunu alışkanlık haline getirdiği zaman mide sodayı kestiğimizde sorun olacaktır....

      nerotransmitler yaşantılarla oluşuyor..... ve sayısı artıyor.... yeni girdiler girdi mi beyine yeni nerotransmitlerin oluşmasına neden oluyor....

      birde kortizol hormonu var. bu hormonun fazla salgılanması nerotransmit sayısının azalmasına neden oluyor.... depresyon için ciddi bir nedenimiz olmasada bu hormonun salgılanması yüzünden zihnimizde depresyon havası oluşuyor...

      ilaçların dönemlik kullanılmasını yerinde buluyorum... sürekli kullanımı zararlı etkilerin olabileceğini düşünüyorum.... hala haplara el atmıyorum... bir iki hafta kullandım mı kullanmayı bırakıyorum.... sanırım doğal bir süreç ile iyileşmek istiyorum... :roll:

      Yorum


      • #4
        kesınlıkle katılıyorum. gerı alım ınhıbırotorumudur nedır bunu bıze saglayan ılacı kullanmayı kesınce beynın o muslugu kesılıecek ve bız yıne aynı sıkayetlerle doktor kapısını asındıracaz sonra nolmus efendım hastalık nuksetmıs. ılac ureten sırketler bence de malı cıkarlarını dusunduklerı ıcın gerı alımı kolaylastıran ve bunu kokten halledebılecek ılacı cıkartmıyolar uretmıyolar cıkarttırmıyolarrr. grıp oldugumuzda antıbıyotık ıctıkten sonra ıyılesebılıyoruz degılmı pekı antıdepresanları senelerce kullanmamıza ragmen neden ıyılesemıyoruz kesınlıkle katılıyorummm ama umut kardes bence haplarını bırakma yanı en azından kendı kafana gore sonra bu halınden daha kotu durumlara gelıyosun bunu bılıyosundur emınımm ama ilac kullanmaktan bıktıgımızı bılıyorum allah hepımıze kudret sabır ve saglık versın

        Yorum


        • #5
          ben bu konuyu doktora sordum en az 1 saat muhabbet ettik diyebilirim

          sorum şu idi: bu ilaçların beni düzelttiğini farz edelim bu düzelme beynimdeki serotonin vb. ona benzer etkilerden oluşmuyormu

          cevap;evet

          soru; ozamn bu ilaçları kesince yeniden serotonin vb.hormonlar aynı düzeye gelmiyecek mi

          cevap evet

          soru ;ozamn ben yine aynı duruma düşmeyecekmiyim

          cevap ;hayır

          neden?

          bana dediği senin bu hormonların yüksek değerde iken kendini iyi hissediyorken (ilaç iyi gelmişse) senin davranışların rahat olalacak mesela
          korktuğun bir davranışı yapabileceksin ve bu korktuğun şeyin davranışını sergilerken yeni nöron ağları oluşturacaksın

          nöron ağları derken demek istediği;beynimiz bir davranışı bir problemi yani herşeyi ögrenirken beyinde nöronlar aralarında bir ağ oluşturur ama bu ağı oluştururken o uygulamayı gerçekleştiriyor olmalıyız ki ögrenelim korkan bir insan bu uygulamayı gerçekleştiremez (mesela bir ortam içinde konuşamıyorsa konuşmadan bunu yenemez)

          bize bu hormonların takviyesi ile bunu yenmemiz ve nöronlarımızı oluşturmamız saglanıyor

          sonra bu hormonlar kesilse dahi o nöronlar kurulduğu için o davranışı sergilemek kolay olmaktatır

          ama doktorun bu soyledılerı bir teoriymiş kesin kanıtlanmamış ama işe yarayan insanlar çokmuş tedavide bu mantıkla yapılıyor

          tartışmaya açıktır neden ;o nöronlar kurulduktan sonra içinde korku varsa o insanın gene o davranışı göstermeye çekinebilir bazı insanlar

          düzenli yazmaya çalıştım idare edin

          Yorum


          • #6
            Bütün hastalıkların tedavisi vardır dünyadaki bazı büyük ülkeler , sistemin içersindeki şahıslar bunları gizli tutmak zorundalar çünkü hastalıklar ilaçlar ameliyatlar bunların hepsi bir ticaret bir zincir bizlerde müşterileriz

            Yorum


            • #7
              ben bizim hastalığımızın ticaretle alakalı olduğuna inanmıyo

              çünkü bizim hastalığımız genetik dimi dün akşam kanaltürkte bakırköy ruh ve sinir hastalıklarının gizli tarihi diye kitap varmış onun tanıtımı vardı hala insanların genleri çözülenememiş bizim göz rengimizi belirleyen şeyde genlerimiz değilmi doktorlar bizim göz rengimizi değiştirebilirmi hayır ama gözümüz bozulduğunda gözlük verirler daha iyi görmemiz için yada lazer tedavi ettiririz lazer tedavisi bile yeni çıktı tekrar etmeme gibi bu olay olmuya bilir diyorlar bizim hastalığım genetik o yüzden sadece eksik olan şeyi tamamlamaya çalışıyorlar ve bu hastalıkla baş etmesini öğrenmemiz gerekiyor ilaçlar sadece takviye iyileşmek için önemli olan bizim düşünce biçimimizi değiştirmemiz kanser hastalırına bile moralinizi yüksek tutun diyorlar neden ameliyat oluyorlar neden moralinizi yüksek tutun diyorlar hastalığa dirensinler diye mücade etsinler diye haksızmıyım

              Yorum


              • #8
                teşekkürler sayın umut34 bu bilgileri bizimle paylaştığınz için.sizin yazılarınızdan çok şey öğreniyoruz.Aldığın yeni karar umarım sizin için hayırlı olur.ben de yeni bıraktım.1 ay oldu.gerçekten zor bir süreç.ama katlanılamayacak dercede değil.inanın ilaç kullnaırken daha kötüsünü yaşadım.söylediklerinize büyük bir içtenlikle katılıyorum.ilaçlar tedavi etmiyorrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr.sadece belli bir süre baskılıyor o kadar.etseydi kaç sene ilaç kullanımım sonucu ederlerdi.bence sorunlarla fazla ilgilenmemek onları duymamak, görmemek.yoksa onları besleyince büyüyorlar.ilaç şirketleri elbette tam olarak tedavi edici ilacı bulmazlar.sadece benim ilaca verdiğim para ne kadar.aynı uyuşturucu gibi.sürekli al ölene kadar al.bırakırken de anladım uyuşturucudan farkı yok bence 1 ay oldu ama beynim tam olarak kendine gelmedi. Allah hepimizin yardımcısı olsun.

                Yorum


                • #9
                  İlaçların faydalı tesirlerine inanan insanım.

                  :roll: Merhaba,

                  Açtığım konuya müsbet menfi yorum gönderen hepinize teşekkür ederim.

                  İlk yazımda antidepressanların hastalığımız nedeniyle azalmış nörotransmitter yoğunluğunu arttırmak suretiyle, ve o nörotransmitterin ikmali devam ettiği sürece, iyileşme sağladıklarına inandığımı ve bu nedenle normal fonksiyonlarımızı yapabilmemizi mümkün kıldıklarını açıklamıştım.

                  Ancak her antidepressanın her hasta için bu iyileştirmeyi sağlaması bir nedenle mümkün olmaktadır. Bazı kişilerde iyileştirme şöyle dursun, hastalığını daha kötü duruma getirebilmekte, dolayısıyle bu kişilerin bir süre sonra o antidepressanı kullanmamasına sebeb olmaktadır.

                  Bedesten arkadaşımızın gönderdiği yorumda, “Aldığın yeni karar umarım sizin için hayırlı olur. Ben de yeni bıraktım.1 ay oldu.gerçekten zor bir süreç.ama katlanılamayacak dercede değil.inanın ilaç kullanırken daha kötüsünü yaşadım” demesinin nedeni, olsa olsa yukardaki açıklamam nedeniyledir.
                  Yani her ikimizinde beyin kimyamızı, geçicide olsa düzeltecek ilacı bulamamamız, aksine kullandığımız ilaçların yeni ve kötü etkilere sebeb olmasıdır.

                  Aldığım yeni kararın benim için hayırlı olduğunu şu nedenlerle zannetmekte ve oldukça eminim:

                  Yaygın anksiyetemin tedavisi için 4,5 aydır kullandığım fakat aksine anksiyetemin arttırmasına neden olduğundan şüphelendiğim, 15mg’lık Cipralex antidepressanın dozunu ilk başta 4 hafta süreyle 10mg düşürdüm, değişen bir şey olmadı. Ondan sonraki 2 hafta 5mg’a düşürdüm, ikinci haftanın başlangıcında anksiyetemin büyük ölçüde azaldığını gördüm. Şimdi 8 gün süreyle iki günde bir 5mg ve belkide ondan sonraki 8 gün süreylede 3 günde bir alarak Cipralex’e son vereceğim.

                  Bazı arkadaşlar bazı yazılarım dolayısıyle benim ilaç karşıtı kişi olacağımı zannedebilirler. Bu zannedişleri tamamen yanlıştır. Aslında ilaç kullanmanın geçicide olsa faydalı olacağına inanlardanım. Yeterki bize zarar yerine faydalı gelecek ilaca kavuşabilelim. Bu nedenle (Link1) deki ilgili bir yazımı okurlarsa memnun olurum.

                  Link1: http://www.psikoloji.gen.tr/modules....hlight=#479161

                  Allah hepimize faydalı gelecek ilacı nasip etsin, zararlı veya faydasız gelecek olanları degil.

                  U34 :roll:
                  Çaresizseniz Çare sizsiniz. U34

                  Yorum


                  • #10
                    peki lamictale devam ediyormusun umut34

                    Yorum


                    • #11
                      antidepresan güçlendirme tedavisinde

                      Pindolol bir beta adrenoseptör ve 5-HT1Areseptörantagonistidir Pindololun antidepre-san etkiyi güçlendirdiğine ilişkin açık ve kontrollüçalışmalara ait yayınlar 1994'den bu yana literatürdeyer almaktadır Pindolulun antidepresanların etkinliğini artırmanın yanı sıra dahahızlı etki çıkmasını sağladığı öne sürülmektedir. Olası etki mekanizması 5-HT1Apresinaptik otoreseptör anta-gonizması ve hipokampüste 5-HT1Apresnaptik otore-septör antagonizması yaparken 5-HT1Apostsinaptikreseptörü etkilememesidir . Pindolo-lun presinaptik 5-HT1Ablokajı yoluyla serotenerjikaşırımı daha hızlı biçimde artırdığının preklinik ça-lışmalar vardır . Yapılan çalışmalar özellik-le etkiyi artırma açısından pindololun üstünlüğünü gösterememiş ancak etkinin ortaya çıkışını hız-landırdığı varsayımı desteklenmiştir . Yaptığımız literatür taramasında bulduğumuz Pindololle ilgili kontrollü 7 çalışmanınüçünde antidepresana cevabı arttırdığı; 4'ünde ise böy-le bir etkisi olmadığı bulunmuş, ancak cevabınartmadığı 2 çalışmada da etki çıkışını hızlandırdığı bulunmuştur

                      Yorum


                      • #12
                        umut bey bu yazıyı bir değerlendirimisiniz

                        Yorum


                        • #13
                          Bir miktar fikir sahibi oldugum bir konu. Kaynak vs belirtmemissiniz, bu yuzden bu bilginin dogrulugu, yanlisligi hakkinda fikir sahibi degilim.... sonradan buradaki tez curutulmus olabilir... ya da olmayabilir. Ancak yazilanlarin "Turkce meali" soyle efendim:

                          Pindolol bir beta-blockerdir. Pindololun ayni anda bir anti-depresan ile kullanilmasi durumunda, anti depresanin hem etkisi artmistir, hem de etki gosterme suresi hizlanmistir. Bunun nedeni de, Pindolol, iki noronun iletisimde bulundugu sinapsde, onceki noronu bloke eder, sonrakini degil. Bu yuzden, sinaptik boslukta serotonin miktari artar.


                          Simdiiiii...... bu verilen bilginin "dogru" oldugunu varsayarsak, bunun neden boyle oldugu hakkinda kendime ait bir gorusum var; dogru ya da yanlis.... Sadece bir ongoru:

                          Anti-depresanlar cogunlukla SSRI olduklari icin, mekanizmalarinda zaten sinapsteki ilk noronun serotonini geri alimini engelleyerek islevlerini gorurler. Bu durumda da, bence, bu insanlarin soylemeye calistiklari seyin basitce anlami; Pindolol de, aynen antidepresanlar ile paralel islevdedir. Beta-blokerlerin hangi noronda blokaj yaptigindan emin degilim, ancak yazilandan anladigim kadari ile bu her iki noronda da olabiliyor. Pindolol'u "ovmelerinin" nedeni ise, yine bence, bu blokaji ilk noron ile limitli tutmasi, ve ikincisine dokunmamasi.

                          Ancak son cumle zaten calismanin fazla bir gecerliligi olmadiginin isareti... 7 calismanin sadece 3unde boyle bir sinerjik (birlesik) etki gorulmus....... Bir bakima, bu grup birseyler bulmus ama deneylerinin yaridan cogu, iddia ettiklerinin gercek olmadigini soyluyor.

                          Yorum


                          • #14
                            arkadaşlar çoğu antidepresan kullanan kişiler ,uzun kullanımdan sonra geri çekilim reaksiyonlarından şikayetçi oluyor..

                            benim durumum hep daha farklı oldu ,o yüzden hep şaşırmışımdır;

                            mesela 6-7 ay düzenli günde 200 mg lustal kullanıştım,bıraktığımda kendimi daha iyi hissetmiştim,bu 1-2 ay böyle sürüyordu..bu nasıl oluyor bi türlü anlayamadım..çoğu arkadaşların dediğinin tersi yani..

                            bu da demek oluyor ki antidepresanların tedavi edici özelliklerinin olduğunu görmem..

                            var mı acaba benim ki gibi bırakınca ilaçları düzeldiğini hisseden??????

                            Yorum


                            • #15
                              Lemictal’ıda bıraktım, Pindolol Hk.

                              Mukemmelyaşam,

                              Lamictal’ı kullanış nedenim Cipralex’in etkisini arttırma umudum nedeniyledi. Bunu ilk başta bir üyemizin Dr.Ahmet Koyuncu’nun antidepressan yanı yanı sıra Lamictalı bu nedenle yazmış olduğunu forumdaki bir yazısından öğrenmiştim. Sonrasında nette yaptığım araştırmalar bunu teyid edici olmuştu.

                              Cipralex’i bırakmağa aşamalı olarak başladığımda onuda aşamasız olarak bıraktım. Lamictalı Cipralex kullanımına başladıktan 2,5 ay sonra başlamıştım. Topu topu 2 ay süreyle kullanmış oldum. Günlük küçük doz (azamisi 2x25mg’lık tablet olmuştu) kullanmama rağmen, avuçlarım içinde kaşınmalar ve toplu iğne başlığınının 2 katı büyüklüğünde küresel sivilce benzeri şeyler yaratmıştı. Lamictal’ı bıraktıktan bir süre sonra kaşıntılar tamamen durdu.

                              Utangaçkedi,

                              Pindolol hakkındaki yazıdaki terimleri anlayacak derecede bilgi sahibi değilim. Ancak antidepressanlar eşliğinde Rivotril, Modiaodol, Lamictal, gibi ilaçların bilhassa antidepressanlara dirençli bazı hastalıklarda, bu direnci kırarak antidepressanların iş görmesini sağladıklarını bilmekteyim. Pindolol'un böyle bir etkisi olduğunu yazınız dolayısıyle ilk defa işitmiş olmaktayım.

                              Dolayısıyle Satanstoystore’un Pindolol hakkındaki yorumlarına 100% katıldığımı belirtmekle yetineceğim.

                              :roll: U34
                              Çaresizseniz Çare sizsiniz. U34

                              Yorum

                              İşleniyor...
                              X