DSM-4-TR ile DSM-5 Arasındaki Önemli Farklılıklar

DSM-4-TR ile DSM-5 Arasındaki Farklılıklar

Psikiyatrik bozukluklar için iki sınıflandırma sistemi yaygın olarak kullanılmaktadır. Bunlardan biri Uluslararası Sağlık Örgütü’nün (World Health Organization) ICD (International Classification of Diseases) sınıflandırması, diğeri Amerikan Psikiyatri Birliği’nin (American Psychiatric Association) DSM (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders) sınıflandırmasıdır. Uluslararası Sağlık Örgütü’nün ICD’si tüm hastalıkları kapsayan bütünsel bir sınıflandırmadır. ICD sınıflandırmasının F’li kodlara sahip 5. Bölümü ruhsal hastalıklara ayrılmıştır. ICD daha çok Avrupa ülkelerinde kullanılırken DSM Atlantik ötesinde daha yaygındır.

Amerikan Psikiyatri Birliği’nin DSM sınıflandırması üzerinde çalışmaları uzun yıllara dayanmaktadır. Sınıflandırmanın ilk uyarlaması 1952 yılında oluşturulmuştur. (DSM’nin bu ilk uyarlamasından üç yıl önce 1949’da, Uluslararası Sağlık Örgütü ICD’nin 6. Uyarlamasında ilk kez ruh hastalıklarını bütünsel sınıflandırmasına dahil etmişti. Yani Uluslararası Sağlık Örgütü’nün ve Amerikan Psikiyatri Birliği’nin ruh hastalıklarını resmi olarak sınıflandırma girişimleri benzer zamanlara denk gelmektedir.)  DSM-1’i 1968 yılında DSM-2 izledi. Bu ikinci uyarlama 134 sayfa uzunluğundaydı ve 182 hastalık sınıflandırılmıştı. DSM-2’de DSM-1’deki reaksiyon terimi kaldırılmış fakat nevroz (neurosis) teriminin kullanılmasına devam edilmiştir.  DSM-2 ile aynı yıl Uluslararası Sağlık Örgütü de ICD’nin 8. Uyarlamasını yayımlamıştır. DSM-2 de DSM-1’de olduğu gibi tanı ölçütlerinin güvenilir olmadığı gerekçesiyle eleştirilmiştir. DSM-2’yi 1980 yılında DSM-3 izledi. Çok eksenli değerlendirme DSM-3’te oluşturuldu. DSM-3’te kişilik bozuklukları ve mental retardasyon ikinci ekseni oluşturan bozukluklar olarak tanımlandı. 1987 yılında DSM-3’ün DSM-3-R ismiyle düzeltilmiş (revize edilmiş) bir uyarlaması basıldı. Bunu da 2004 yılında DSM-4 izledi. DSM-4’ün de düzeltilmiş (text revised) versiyonu DSM-4-TR ismiyle 2000 yılında basıldı. Amerikan Psikiyatri Birliği DSM-5 için uzun süre çalışmaktaydı. Nihayet 2013 yılında DSM’nin bu son sürümü olan DSM-5 kullanıma girdi.

Bu makalede DSM-4-TR ile DSM-5 arasındaki önemli farklılıklar maddeler halinde ele alınmaktadır. Makale içerisinde her farklılık kalın yazılmış bir anahtar cümleyle başlatılarak açıklanmış sonra da o farklılığın gerekçeleri belirtilmiştir. Makalede sözü edilen bozuklukların Türkçe karşılıkları için “DSM-4-TR Tanı Ölçütleri (Köroğlu, 2005)” ve “DSM-5 Tanı Ölçütleri (Köroğlu, 2013)” isimli çeviri kitaplarından faydalanılmıştır. Ancak DSM-5’te belirtilen bozuklukların Köroğlu tarafından yapılan Türkçe çevirileri çeşitli bakımlardan eleştirilmektedir (Özturk, 2014). Bu nedenle bu makalede özellikle DSM-5’te belirtilen bozukluklarda Köroğlu’nun “DSM-5 Tanı Kılavuzu” isimli çevirisindeki karşılıklar bazen değiştirilerek kullanılmıştır.  Ayrıca makale içerisinde karışıklık oluşmasın diye bu bozuklukların orijinal İngilizce karşılıkları da onların ilk kullanıldığı yerlerde verilmiştir. Bilindiği gibi DSM-4-TR’de bozukluklar için ICD-9 kodları belirtilmekteydi. DSM-5’te buna ek olarak ICD-10 kodları da belirtilmektedir. Bu nedenle makalede de DSM-5 bozuklukları için ICD-9 kodlarının yanı sıra ICD-10’nun F’li kodları da köşeli parantezler içerisinde belirtilmiştir. Makale için DSM-4-TR ve DSM-5 elkitaplarının orijinal İngilizce baskıları paralel olarak gözden geçirilmiş ve “Highlights of Changes From DSM-4-TR to DSM-5 (American Psychiatric Association, 2014)” isimli makaleden önemli ölçüde faydalanılmıştır.

  1. DSM-4-TR’de “Genellikle İlk Kez Bebeklikte, Çocuklukta ve Ergenlikte Tanısı Konan Bozukluklar” bölüm ismi DSM-5’te “Nörogelişimsel Bozukluklar” olarak değiştirilmiştir.

DSM-4-TR’deki “Genellikle İlk Kez Bebeklikte, Çocuklukta ve Ergenlikte Tanısı Konan Bozukluklar” bölümünün sınıflandırma ağacı şöyledir:

DSM-4-TR’deki “Genellikle İlk Kez Bebeklikte, Çocuklukta ve Ergenlikte Tanısı Konan Bozukluklar (Disorders Usually First Diagnosed in Infancy, Childhood, or Adolescence)” Ağacı

– Mental Retardasyon (Mental Retadation)

– Hafif Mental Retardasyon (Mild Mental Retardation) [317]

– Orta Derecede Mental Retardasyon (Moderate Mental Retardation) [318.0]

– Ağır Mental Retardasyon (Severe Mental Retardation) [318.1]

– İleri Derecede Ağır Mental Retardasyon (Profound Mental Retardation) [318.2]

– Mental Retardasyon, Şiddeti Belirlenmemiş (Mental Retadation Severity Unspecified) [319]

– Öğrenme Bozuklukları (Learning Disorders)

– Okuma Bozukluğu (Reading Disorder) [315.0]

– Matematik Bozukluğu (Mathematics Disorder) [315.1]

– Yazılı Anlatım Bozukluğu (Disorder of Written Expression) [315.2]

– Başka Türlü Adlandırılmayan Öğrenme Bozukluğu (Learning Disorders NOS) [315.9]

– Motor Beceriler Bozukluğu (Motor Skills Disorder)

– Gelişimsel Eşgüdüm Bozukluğu (Developmental Coordination Disorders) [315.4]

– İletişim Bozuklukları (Communication Disorders)

– Sözel Anlatım Bozukluğu (Expressive Language Disorders) [315.31]

– Karışık, Dili Algılama-Sözel Anlatım Bozukluğu (Mixed Receptive-Expressive Language Disorder) [315.31]

– Fonolojik Bozukluk (Phonological Disorder) [315.39]

– Kekeleme (Stuttering) [307.0]

– Başka Türlü Adlandırılmayan İletişim Bozuklukları (Communication Disorders NOS) [307.9]

– Yaygın Gelişimsel Bozukluklar (Pervasive Developmental Disorders)

– Otistik Bozukluk (Autistic Disorder) [299.00]

– Rett Bozukluğu (Rett Disorder) [299.80]

– Çocukluğun Tümleşik Olmayan Bozukluğu (Childhood Disintegrative Disorder) [299.10]

– Asperger Bozukluğu (Asperger’s Disorder) [299.80]

– Başka Türlü Adlandırılmayan Yaygın Gelişimsel Bozukluk (Pervasive Developmental Disorder NOS) [299.80]

– Dikkat Eksikliği ve Yıkıcı Davranış Bozuklukları (Attention-Deficit and Disruptive Behavior Disorders)

– Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (Attention-Deficit/Hyperactivity Disorder) [314.xx]

– Bileşik Tip (Combined Type) [314.01]

– Dikkatsizliğin Önde Geldiği Tip (Predominantly Inattentive Type) [314.00]

– Hiperaktivite-Impulsivitenin Önde Geldiği Tip (Predominantly Hyperactive-Impulsive Type) [314.01]

– Başka Türlü Adlandırılamayan Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (Attention-Deficit/Hyperactivity Disorder NOS) [314.9]

– Davranım Bozukluğu (Conduct Disorder) [312.xx]

– Çocuklukta Başlayan Tip (Childhood-Onset Type) [312.81]

– Ergenlikte Başlayan Tip (Adolescent-Onset Type) [312.82]

– Başlangıcı Belirsiz Tip  (Unspecified Onset) [312.89]

– Karşıt Gelme Bozukluğu (Oppositional Defient Disorder) [313.81]

– Başka Türlü Adlandırılamayan Yıkıcı Davranış Bozukluğu (Disruptive Behavior Disorders NOS) [312.9]

– Bebeklik ya da Erken Çocukluktaki Beslenme ve Yeme Bozuklukları (Feeding and Eating Disorders of Infancy or Early Childhood)

– Pika (Pica)  [307.52]

– Geviş Getirme Bozukluğu (Rummination Disorder) [307.53]

– Bebeklerde ya da Çocuklarda Beslenme Bozukluğu (Feeding Disorder of Infancy or Early Childhood) [307.59]

– Tik Bozuklukları (Tic Disorders)

– Tourette Bozukluğu (Tourette’s Disorder) [307.23]

– Süregen Motor ya da Sesle İlgili  Tik Bozukluğu (Chronic Motor or Vocal Tic Disorder)  [307.22]

– Gelip Geçici Tik Bozukluğu (Transient TicDisorder) [307.21]

– Başka Türlü Adlandırılamayan Tik Bozukluğu (Tic Disorder NOS) [307.20]

– Dışa Atım Bozuklukları (Elimination Disorders)

– Enkoprezis (Encopresis)

– Konstipasyon ve Taşma İnkontinansı ile Giden (With Constipation and Overflow Incontinence) [787.6]

– Konstipasyon ve Taşma İnkontinansı ile Gitmeyen Without Constipation and Overflow Incontinence) [307.7]

– Enürezis (Genel Tıbbi Bir Duruma Bağlı Olmayan) (Enuresis Not Due to a General Medical Condition) [207.6]

– Bebeklik, Çocukluk ya da Ergenliğin Diğer Bozuklukları (Other Disorders of Infancy, Childhood, or Adolescence)

– Ayrılma Anksiyetesi Bozukluğu (Separation Anxiety Disorder) [309.21]

– Seçici Konuşmazlık (Selective Mutism) [313.23]

– Bebeklik  ya da Küçük Çocukluk  Döneminin Tepkisel Bağlanma Bozukluğu (Reactive Attachment Disorder of Infancy or Early Childhood) [313.89]

– Basmakalıp Motor Bozukluğu (Stereotypic Movement Disorder) [307.3]

– Başka Türlü Adlandırılmayan Bebeklik, Çocukluk ya da Ergenlik Bozukluğu (Disorder of Infancy, Chilhhood, or Adolescence NOS) [313.9]

DSM 5’teki “Nörogelişimsel Bozukluklar” grubunun ağacı ise şöyledir:

DSM-5’teki “Nörogelişimsel Bozukluklar (Neurodevelopmental Disorders)” Ağacı

– Anlıksal Yetiyitimleri (Intellectual Disabilities)

– Anlıksal Yetiyitimi Intellectual Disabilities) [319]

– Ağır Olmayan (Mild) [F70]

– Orta Derecede (Moderate) [F71]

– Ağır (Severe) [F72]

– Çok Ağır (Profound) [F73]

– Genel Gelişimsel Gecikme (Global Developmental Delay) [315.8] [F88]

– Belirlenmemiş Anlıksal Yetiyitimi .(Unspecified Intellectual Disability) [319] [F79]

– İletişim Bozuklukları (Communication Disorders)

– Dil Bozukluğu (Language Disorder) [315.39] [F80.9]

– Konuşma Sesi Bozukluğu (Speech Sound Disorder) [315.39] [F80.0]

– Çocuklukta Başlayan Akıcı Konuşma Bozukluğu (Kekeleme)

(Childhood-Onset Fluency Disorder (Stuttering)) [315.35] [F80.89]

– Toplumsal İletişim Bozukluğu (Social Communication Disorders) [315.39] [F80.9]

– Belirlenmemiş İletişim Bozukluğu (Unspecified Communication Disorders) [307.9] [F80.9]

– Otizm Spektrum Bozukluğu (Autism Spectrum Disorder) [299.00] [F84.0]

– Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (Attention-Deficit/Hyperactivity Disorder)

– Bileşik Görünüm (Combined Presentation) [314.01] [F90.2]

– Dikkatsizliğin Baskın Olduğu Görünüm (Predominantly Inattentive Presentation) [314.00] [F90.0]

– Hiperaktivitenin ve Dürtüselliğin Baskın Olduğu Görünüm

(Predominantly Hyperactive/Impulsive Presentation)

– Belirlenmiş Diğer Bir Dikkat Ekiskliği ve Hiperaktivite Bozukluğu

(Unspecified Attention-Deficit/Hyperactivity Disorder) [314.01] [F90.8]

– Belirlenmemiş Dikkat Ekiskliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (Unspecified Attention-Deficit/Hyperactivity Disorder) [314.01] [F90.9]

– Özgül Öğrenme Bozukluğu (Specific Learning Disorder)

– Okuma Bozukluğuyla Giden (With Impairment With Reading) [315.00] [F81.0]

– Yazılı Anlatım Bozukluğuyla Giden (With Impairment in Written Expression) [315.2] [F81.81]

– Matematik Bozukluğu İle Giden (With Impairement in Mathematics) [315.1] [F81.2]

– Motor Bozukluklar (Motor Disorders)

– Gelişimsel Eşgüdüm Bozukluğu (Developmental Coordination Disorder) [315.4] [F82]

– Basmakalıp Motor Bozukluğu (Stereotypic Movement Disorder) [307.3] [F98.4]

– Tik Bozuklukları (Tic Disorders)

– Tourette Bozukluğu (Tourette’s Disorder) [307.23] [F95.2]

– Süregen Motor ya da Vokal Tik Bozukluğu  (Persistent (Chronic) Motor or Vocal Tic Disorder) [307.22] [F95.0]

– Geçici Tik Bozukluğu  (Provisional Tic Disorder) [307.21] [F95.0]

– Belirlenmiş Diğer Bir Tik Bozukluğu (Other Specified Tic Disorder) [307.20] [F95.8]

– Belirlenmemiş Tik Bozukluğu (Unspecified Tic Disorder) [307.20] [F95.9]

– Diğer Nörogelişimsel Bozukluklar

– Belirlenmiş Diğer Bir Nörogelişimsel Bozukluk (Other Specified Neurodevelopmental Disorder) [315.8] [F88]

– Belirlenmemiş Nörogelişimsel Bozukluk (Unspecified Neurodevelopmental Disorder) [315.9] [F89]

Değişikliğin Gerekçeleri

DSM-4-TR’de “Genellikle İlk Kez Bebeklikte ve Çocuklukta Tanısı Konan Bozukluklar” başlığı altında gruplanan bozuklukların hemen hepsinin açık nörolojik bir temeli vardır. Bu bozuklukların aynı zamanda gelişim basamaklarının başlarında ortaya çıkmasından dolayı bunlara “Nörogelişimsel Bozukluklar” isminin verilmesi uygun görülmüştür. Bu ismin bu grup bozuklukların doğasını daha açık bir biçimde betimleyeceği düşünülmektedir.

  1. DSM-5’te zeka geriliği İçin “Mental Retardasyon (Mental Retardation)” terimi yerine “Anlıksal Yetiyitimi (Intellectual Disability)” terimi tercih edilmiştir.

Bu değişikliğin yanı sıra artık DSM-5’te artık zeka geriliğinin ağırlığı testlerden elde edilen zeka puanına göre değil, uyumsal niteliğe göre değerlendirilmektedir.

Değişikliğin Gerekçeleri

A.B.D’de “Anlıksal Yetiyitimi” terimi tıbbi uygulamalarda, eğitimde ve diğer alanlarda zaten belli bir süredir tercih edilmekteydi. Bunun nedeni hem bu ismin daha az incitici olması hem de yetiyitimini (başka bir deyişle engeli) daha fazla vurgulamasıydı. Benzer biçimde Uluslararası Sağlık Örgütü de hazırlıklarına devam ettiği ICD’nin 11’inci uyarlamasında “Mental Retardasyon” terimini bırakıp “Anlıksal Yetiyitimi Bozukluğu” terimini kullanmaya karar vermiştir.

  1. DSM-5’teki “İletişim Bozuklukları” DSM-4-TR’dekine göre daha geniş bir yelpaze sunmaktadır.

Bu maddede belirtilen değişiklikleri açıklayabilmek için DSM-4-TR ve DSM-5’teki “İletişim Bozuklukları” ağacını yeniden vermek istiyoruz:

DSM-4-TR’deki “İletişim Bozuklukları” Ağacı

– İletişim Bozuklukları (Communication Disorders)

– Sözel Anlatım Bozukluğu (Expressive Language Disorders) [315.31]

– Karışık, Dili Algılama-Sözel Anlatım Bozukluğu (Mixed Receptive-Expressive Language Disorder) [315.31]

– Fonolojik Bozukluk (Phonological Disorder) [315.39]

– Kekeleme (Stuttering) [307.0]

– Başka Türlü Adlandırılmayan İletişim Bozuklukları (Communication Disorders NOS) [307.9]

DSM-5’teki “İletişim Bozuklukları” Ağacı

– İletişim Bozuklukları (Communication Disorders)

– Dil Bozukluğu (Language Disorder) [315.39] [F80.9]

– Konuşma Sesi Bozukluğu (Speech Sound Disorder) [315.39] [F80.0]

– Çocuklukta Başlayan Akıcı Konuşma Bozukluğu (Kekeleme) (Childhood-Onset Fluency Disorder (Stuttering)) [315.35] [F80.89]

– Toplumsal İletişim Bozukluğu (Social Communication Disorders) [315.39] [F80.9]

– Belirlenmemiş İletişim Bozukluğu (Unspecified Communication Disorders) [307.9] [F80.9]

Genel olarak DSM-5’teki İletişim Bozuklukları grubu daha geniş ve kapsayıcı durumdadır. DSM-5’teki “Dil Bozukluğu”, DSM-4-TR’deki “Sözel Anlatım Bozukluğu” ve  “Karışık Dili Algılama-Sözel Anlatım Bozukluğu”nun birleşimi gibidir. DSM-4-TR’deki “Fonolojik Bozukluk” DSM-5’te “Konuşma Sesi Bozukluğu” biçiminde isimlendirilmiştir. DSM-5’teki “Toplumsal İletişim Bozukluğu” yenidir ve DSM-4-TR’de bir karşılığı yoktur.

Değişikliğin Gerekçeleri

DSM-4-TR’de “Başka Türlü Adlandırılamayan İletişim Bozuklukları” tanısı alanların bir kısmı DSM-5’te “Toplumsal İletişim Bozukluğu” tanısı alabilecek durumdadır. “Toplumsal İletişim Bozukluğu” çocuğun toplumsal iletişiminde soruna yol açan sosyal süreçlerin anlamlandırılmasında zorluklarla kendini göstermektedir. (Örneğin bu bozukluk “selamlama“ gibi sözel olmayan iletişimdeki sorunlarla,  “mecazi ifadeleri anlamama” gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Ayrıca, “Otistik Spektrum Bozukluğu”nda toplumsal iletişimde bozukluklar görülmesi nedeniyle, “Toplumsal İletişim Bozukluğu’nun tanı ölçütlerine bu ikisini ayırabilmek için bir ayırıcı tanı maddesi de eklenmiştir.) DSM-4-TR’deki “Sözel Anlatım Bozukluğu” ve “Karışık Dili Algılama-Sözel Anlatım Bozukluğu” birbirlerine benzer ve ilişkili bozukluklardır. Bunların ayrı bozukluklar olarak sınıflandırılması gereksiz karmaşıklığa yol açtığı için bunlar DSM-5’te “Dil Bozukluğu” biçiminde birleştirilerek genelleştirilmiştir.

  1. DSM-4-TR’deki “Otistik Bozukluk”, “Çocukluğun Tümleşik Olmayan Bozukluğu”, “Asperger Bozukluğu” ve “Başka Türlü Adlandırılmayan Yaygın Gelişimsel Bozukluk”ların hepsi DSM-5’te “Otistik Spektrum Bozukluğu” ismiyle birleştirilmiştir.

DSM-5’te “Otistik Spektrum Bozukluğu” sosyal iletişimde ve sosyal etkileşimde bozukluklarla ve kısıtlı, yineleyici davranışlar, ilgiler ve etkinliklerle karakterize edilmektedir ve “Sosyal İletişim Bozukluğu”dan kısıtlı, yineleyici davranışlar, ilgiler ve etkinliklerin olmasıyla ayrılmaktadır.

Değişikliğin Gerekçeleri

Zaten uzun süredir “Asperger Bozukluğu”nun, “Otistik Bozukluğun” hafif biçimi olduğu yönünde yaygın bir görüş vardı. “Otistik Bozukluk”, “Asperger Bozukluğu” ve “Çocukluğun Tümleşik Olmayan Bozukluğu”nun da aslında tek bir bozukluğun değişik derecelerde kendini göstermesiyle ortaya çıkan bozukluklar olduğu geniş çevreler tarafından kabul görmüş durumdadır. Zaten DSM-4-TR’deki bu üç bozukluğun birbirlerinden ayrılması her zaman güvenilir bir biçimde yapılamıyordu. Ayrıca bu bozukluklara uygulanacak tedaviler arasında da önemli bir farklılık bulunmamaktadır.

  1. DSM-5’te “Dikkat Ekiskliği ve Hiperaktivite Bozukluğu”nun tanı ölçütleri sağlamlaştırılmış ve daha güvenilir hale getirilmiştir.

DSM-5’teki “Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu” DSM-4-TR’deki ile oldukça benzerdir. Fakat DSM-5’te bozukluğun tanı ölçütleri biraz daha sağlamlaştırılmıştır. Örneğin,  DSM-5’te bozukluğun farklı kültürlerdeki görünümlerinin farklı olabileceğine ilişkin vurgulama daha fazla yapılmıştır. Bozukluğa ilişkin DSM’teki diğer farklılıklar şunlardır:

DSM-5’teki tanı ölçütlerinde ayrıca bozukluğa ilişkin kimi belirtilerin ortaya çıkması için öngörülen yaş 7’den 12’ye yükseltilmiştir.

DSM-5’te bozukluğun alt grupları için “tip (type)” terimi yerine “görünüm (presentation)” terimi tercih edilmiştir.

DSM-5’te “Dikkat Ekiskliği ve Hiperaktivite Bozukluğu”nun Otistik Spektrum Bozukluğu ile komorbid olamayacağı belirtilmiştir.

DSM-5’te 17 yaşından küçükler için karşılanacak tanı ölçütleri ile 17 yaşından büyükler için karşılanacak tanı ölçütlerinin sayısında değişiklik yapılmıştır. 17 yaşından büyükler için 5 tanı ölçütü yeterli görülürken, 17 yaşından küçükler için 6 tanı ölçütü yeterli görülmektedir.

Değişikliğin Gerekçeleri

Yukarıda da belirtildiği gibi DSM-5’te “Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu”nun tanımlanması ve tanı ölçütleri sağlamlaştırılmış ve daha güvenilir hale getirilmiştir.

  1. DSM-4-TR’deki “Okuma Bozukluğu”, “Matematik Bozukluğu”, “Yazılı Anlatım Bozukluğu” ve “Başka Türlü Adlandırılmayan Öğrenme Bozukluğu” DSM-5’te “Özgül Öğrenme Bozukluğu” ismiyle birleştirilmiştir.

DSM-5’te bu birleştirme yapılmakla beraber “Özgül Öğrenme Bozukluğu”, “Okuma Bozukluğuyla Giden”, “Yazılı Anlatım Bozukluğuyla Giden” ve “Matematik Bozukluğuyla Giden” biçiminde belirleyiciler almaktadır.

Değişikliğin Gerekçeleri

DSM-5’te temel nitelikleri aynı fakat görünümleri farklı bozukluklar diğer örneklerde olduğu gibi tek bir bozukluk haline getirilerek sadeleşme sağlanmıştır.

  1. DSM-5’te “Basmakalıp Motor Bozukluğu (Stereotypic Movement Disorder)” DSM-4-TR’deki “Bebeklik, Çocukluk ya da Ergenliğin Diğer Bozuklukları” grubundan “Motor Bozuklukları” grubuna kaydırılmıştır.

DSM-4-TR’nin “Motor Beceri Bozuklukları” grubunda yalnızca “Gelişimsel Eşgüdüm Bozukluğu” vardı. “Basmakalıp Motor Bozukluğu” ise DSM-4-TR’de “Bebeklik, Çocukluk ya da Ergenliğin Diğer Bozuklukları” grubundaydı. Fakat DSM-5’te buradan alınarak “Motor Bozukluklar” grubuna kaydırılmıştır. “Basmakalıp Motor Bozukluğu” erken gelişim evresinde başlayan yineleyici, görünüşte bir amaca yönelik, açıkça anlamsız motor davranışlarla (örneğin el sıkma ya da sallama, vücudunu sallama, başını vurma, kendini ısırma, kendine vurma) karakterize edilmektedir. Aşağıda DSM-4-TR’deki ve DSM-5’teki Motor bozukluklar ağacı verilmektedir:

DSM-4-TR’deki Motor Beceriler Bozukluğu (Motor Skills Disorder) Ağacı

Gelişimsel Eşgüdüm Bozukluğu (Developmental Coordination Disorders) [315.4]

DSM5’teki Motor Bozukluklar (Motor Disorders) Ağacı

– Gelişimsel Eşgüdüm Bozukluğu (Developmental Coordination Disorder) [315.4] [F82]

– Basmakalıp Motor Bozukluğu (Stereotypic Movement Disorder) [307.3] [F98.4]

Değişikliğin Gerekçeleri

DSM-5’teki yeni eklenen “Basmakalıp Motor Bozukluğu” DSM-4-TR’de olmadığı için bu bozukluğa sahip olanlar DSM-4-TRdte çoğu kez “Kronik ya da Sesle İlgili Tik Bozukluğu” tanısı alıyorlardı. Oysa DSM-5’te “Basmakalıp Motor Bozukluğu” özgül bir motor bozukluk olarak tanımlanmış ve tik bozukluklarından ayrılmıştır.

  1. DSM-4-TR’deki “Şizofreni ve Diğer Psikotik Bozukluklar (Schizophrenia and Other Psychotic Disorders)” bölümünün ismi DSM-5’te “Şizofreni Spektrumu ve Diğer Psikotik Bozukluklar (Schizophrenia Spectrum and Other Psychotic Disorders)” biçiminde değiştirilmiştir.

Bu ve sonraki değişikliklerin daha iyi anlaşılabilmesi için DSM-4-TR’deki ve DSM-5’teki “ilgili bölümlerin ağaçlarını vermek istiyoruz. DSM-4-TR’deki “Şizofreni ve Diğer Psikotik Bozukluklar” ağacı şöyledir:

DSM-4-TR’deki Şizofreni ve Diğer Psikotik Bozukluklar (Schizophrenia and Other Psychotic Disorders) Ağacı

– Şizofreni (Schizophrenia)

– Paranoid Tip (Paranoid Type) [295.30]

– Dezorganize Tip (Disorganized Type) [295.10]

– Katatonik Tip (Catatonic Type) [295.20]

– Farklılaşmamış Tip (Undifferentiated Type) [295.90]

– Ardakalan Tip (Residual Type) [295.60]

– Şizofreniform Bozukluk (Schizophreniform Disorder)  [295.40]

– Şizoaffektif Bozukluk (Schizoaffective Disorder) [295.70]

– Sanrısal Bozukluk (Delusional Disorder) [297.1]

– Kısa Psikotik Bozukluk (Brief Psychotic Disorder) [298.8]

– Paylaşılmış Psikotik Bozukluk (Shared Psychotic Disorder) [297.3]

– …’e Bağlı Psikotik Bozukluk (Psychotic Disorder Due To …)

– Sanrılarla Giden (With Delusions) [293.81]

– Halüsinasyonlarla Giden (With Hallucinations) [293.82]

– Madde Kullanımınn Yol Açtığı Psikotik Bozukluk (Substance Induced Psychotic Disoders)

– Başka Türlü Adlandırılmayan Psikotik Bozukluk (Psychotic Disorder NOS) [298.9]

DSM-5’teki “Şizofreni Spektrum ve Diğer Psikotik Bozukluklar” bölümünün bozukluk ağacı ise şöyledir:

DSM-5 Şizofreni Spektrumu ve Diğer Psikotik Bozukluklar (Schizophrenia Spectrum and Other Psychotic Disorders) Ağacı

– Şizotipal (Kişilik) Bozukluk (Schizotypal (Personality) Disorder) [301.22] [F21]

– Sanrısal Bozukluk (Delusional Disorder) [297.1] [F22]

– Kısa Psikotik Bozukluk (Brief Psychotic Disorder) [298.8] [F23]

– Şizofreniform Bozukluk (Schizophreniform Disorder) [295.40] [F20.81]

– Şizofreni (Schizophrenia) [295.90] [F20.9]

– Şizoaffektif Bozukluk (Schizoaffective Disorder)

– İkiuçlu Tip (Bipolar Type) [295.70] [F25.0]

– Depresif Tip (Depressive Type) [295.70] [F25.1]

– Maddenin/İlaçla Tedavinin Yol açtığı Psikotik Bozukluk (Substance/Medication-Induced Psychotic Disorder)

– Diğer Bir Tıbbi Duruma Bağlı Psikotik Bozukluk (Psychotic Disorder Due To Another Medical Condition)

– Sanrılarla Giden (With Delusions) [293.81] [F06.2]

– Hülüsinasyonlarla Giden (With Hallucinations) [293.82] [F06.0]

– Başka Bir Ruhsal Bozukluğa Eşlik Eden Katatoni (Catatonia Associated With Another Mental Disorder) [293.89] [F06.1]

– Başka Bir Tıbbi Duruma Bağlı Katatoni (Catatonia Disorder Due To Another Medical Condition) [293.89] [F06.1]

– Belirlenmemiş Katatoni (Unspecified Catatonia) [293.89] [F06.1]

– Diğer Bir Belirlenmiş Şizofreni Spektrumu ya da Diğer Psikotik Bozukluk (Other Specified Scizophrenia Spectrum and Other Psychotic Disorder) [298.8] [F28]

– Belirlenmemiş Şizofreni Spektrumu ya da Diğer Psikotik Bozukluk (Unspecified Scizophrenia Spectrum and Other Psychotic Disorder) [298.9] [F29]

Değişikliğin Gerekçeleri

Şizofreniye benzer çeşitli bozuklukların tıpkı “Otistik Spektrum Bozukluğu”nda olduğu gibi aynı bozukluğun çeşitli düzeydeki görünümleri olduğu yönünde bir görüş birliği oluşmaya başlamıştır. DSM-5 de kendini bu görüşe uydurmuştur. Böylece artık DSM-5’te şizofreninin bazı tanı ölçütlerinin karşılandığı fakat tüm tanı ölçütlerinin karşılanmadığı durumlar “Belirlenmemiş Şizofreni Spektrumu ya da Diğer Psikotik Bozukluk” tanısı almaktadır. Hâlbuki DSM-4’te böylesi durumlar “Başka Türlü Adlandırılmayan Psikotik Bozukluk” tanısı alıyordu.

  1. DSM-5’te “Şizofreni”nin A grubu tanı ölçütlerinde iki küçük değişiklik yapılmıştır.

DSM-4-TR’de şizofreninin A grubu tanı ölçütlerinde belirtilen 5 maddenin en az ikisinin bulunması gerektiği belirtilmiş ancak şöyle bir not da düşülmüştür: “Hezayanlar bizar ise ya da halüsinasyonlar kişinin davranış ya da düşünceleri üzerine sürekli yorum yapmakta olan seslerden ya da iki ya da daha fazla sesin birbirleriyle konuşmasından oluşuyorsa A tanı ölçütlerinden yalnızca bir tanesinin karşılanması yeterlidir”. İşte DSM-5’te bu dip not kaldırılmıştır. DSM-5’te artık bu dip notta belirtilen durum karşılansa bile yine de A grubu tanı ölçütlerinden en az iki tanesinin karşılanması gerekmektedir. DSM-5’e ayrıca şizofreninin A grubu tanı ölçütlerindeki karşılanması gereken iki maddenin en az birinin “hezeyan, halüsinasyon ya da dezorganize konuşma” olması şartı da eklenmiştir.

Değişikliğin Gerekçeleri

“Şizofreni”nin A grubu tanı ölçütlerindeki bu değişiklik tanı güvenilirliğini (reliability) artırmak için yapılmıştır. (Örneğin DSM-4-TR’de bizar sanrılarla bizar olmayan sanrıların ayırt edilmesinde sorunlar yaşanabiliyordu.) Benzer biçimde hezeyanlar, halüsinasyonlar ve dezorganize konuşmalar şizofreninin en önemli belirtileri olduğu için tanı güvenilirliğini artırmak amacıyla bunlardan en az birinin bulunuyor olması şart koşulmuştur.

  1. DSM-5’te “Şizofreni”nin alt tipleri tamamen kaldırılmıştır.

Yukarıda da belirtildiği gibi DSM-4-TR’de şizofreninin “Paranoid Tip”, “Dezorganize (Hebefrenik) Tip”, “Katatonik Tip”, “Farklılaşmamış Tip”, “Ardakalan (Rezidüel) Tip” olmak üzere beş alt tipi tanımlanmıştır. DSM-5’te artık bu alt tiplere itibar edilmemektedir. Bu nedenle tümden silinmiştir.

Değişikliğin Gerekçeleri

Klinikte hasta zaten bu alt grupların biri içerisine güvenilir bir biçimde yerleştirilemiyordu. Bu değişiklik de tanıda güvenilirliği (reliability) ve geçerliliği (validity) artırmak için yapılmıştır. Ayrıca DSM-4-TR’deki bu alt tiplerin tedavi konusunda önemli bir ipucu vermediği de düşünülmektedir. Onun yerine DSM-5’te “belirtilerin ağırlığının” ayrıca belirtilmesi öngörülmüştür. Belirti ağırlığının tedavi planı için daha fazla anlamı vardır.

  1. DSM-5’te “Şizoaffektif Bozukluğun” tanı ölçütlerinde küçük bir değişiklik yapılmıştır.

Söz konusu değişiklik bozukluğun C tanı ölçütünde aşağıdaki gibi yapılmıştır:

DSM-4-TR’deki C Tanı Ölçütü

“Bir duygudurum epizodu için tanı ölçütlerini karşılayan semptomlar,  hastalığın aktif ve rezidüel dönemlerinin toplam süresinin önemli bir kesiminde bulunur.”

DSM-5’teki değiştirilmiş C Tanı Ölçütü

“Yeğin bir duygudurum döneminin tanı ölçütlerini karşılayan belirtileri, hastalığın açık ve rezidüel kesiminde, toplam sürenin büyük bir çoğunluğunda bulunur.”

Değişikliğin Gerekçeleri

Değişiklik kavramsal ve psikometrik gerekçelerle yapılmıştır. Değişikliğin “Şizoaffektif Bozukluk” tanısını daha güvenilir, daha geçerli ve daha stabil yapacağı düşünülmektedir.

  1. DSM-5’te “Sanrısal Bozukluğun” A tanı ölçütündeki sanrıların bizar olmaması zorunluluğu kaldırılmıştır ve E tanı ölçütüne “Obsesif Kompülsif Bozukluk (Obsessive-Compulsive Disorder)” ve “Beden Algısı Bozukluğu (Body Disformic Disorder)”nu dışlayıcı ifadeler eklenmiştir.

DSM-4-TR’de “Sanrısal Bozukluk (Delusional Disorder)” için sanrıların bizar olmaması gerektiğine yönelik bir koşul vardı. DSM-5’te bu koşul kaldırılmıştır. Ayrıca bu bozukluğun bazı psikotik öğeler içeren “Obsesif Kompülsif Bozukluk (Obsessive-Compulsize Disorder)”tan ve “Vücut Algısı Bozukluğu”ndan ayrılması için ifadeler eklenmiştir. Bozukluğun DSM-5’teki yeni E grubu tanı ölçütü de şöyledir:

“Bu bozukluk, bir maddenin ya da sağlıkla ilgili başka bir durumun fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamaz ve beden algısı (dismorfik) bozukluğu ya da obsesif kompulsif bozukluk gibi başka bir ruhsal hastalıkla daha iyi açıklanamaz.”

DSM-5’te de “Sanrısal Bozukluğun” alt tipleri DSM-4-TR’dekinin aynısıdır.

Değişikliğin Gerekçeleri

Bu değişiklikler de tanı güvenilirliğini ve geçerliliğini artırmak ve stabiliteyi yükseltmek için yapılmıştır. DSM-4-TR’de bazen “Obsesif Kompülsif Bozukluklar”la ve “Vücut Algısı Bozukulukları”yla “Sanrısal” bozukluklar karışabiliyordu. DSM-5’te bunların aralarına daha kesin çizilmiştir.

  1. DSM-5’te “Paylaşılan Psikotik Bozukluk (Shared Psychotic Disorder)” tamamen kaldırılmıştır.

DSM-4-TR’deki “Paylaşılan Psikotik Bozukluk” artık DSM-5’te yoktur. DSM-4-TR’ye göre “Paylaşılan Psikotik Bozukluk” tanısı alanların büyük bölümü artık DSM-5’te “Sanrısal Bozukluk” tanısı alacaklardır. Fakat DSM-4-TR’deki “Paylaşılan Psikotik Bozukluk” tanısını alanların küçük bir bölümü eğer DSM-5’teki “Sanrısal Bozukluk” tanısını alamıyorlarsa bu durumda “Diğer Belirlenmiş Bir Şizofreni Spektrumu ve Diğer Psikotik Bozukluk” tanısını almalıdırlar.

Değişikliğin Gerekçeleri

Bu değişiklik de tanı güvenilirliğini ve geçerliliğini artırmak için yapılmıştır. “Paylaşılan Psikotik Bozukluğun” ayrı bir bozukluk olarak tanımlanmış olmasının gerekçeleri de zaten tartışılıyordu. Kaldı ki, sanrının paylaşılmış olması sanrının var olmadığı anlamına gelmemektedir. Ayrıca bu iki bozukluk için uygulanacak tedavi yöntemleri arasında da ciddi bir fark bulunmamaktadır.

  1. DSM-5’te “Katatoni” Bozuklukları “Şizofreni Spektrumu ve Diğer Psikotik Bozukluklar” bölümüne alınmıştır.

DSM-4-TR’de “Katatoni” bazı bozuklukların alt tiplerini oluşturuyordu. Ayrıca “Genel Tıbbi Bir Duruma Bağlı Katatoni” tanısı da vardı. DSM-5’te katatonik bozukluklar “Şizofreni Spektrumu ve Diğer Psikotik Bozukluklar” bölümüne alınmıştır. DSM-5’te bu grupta üç katatonik bozukluk balirtilmiştir: “Başka Bir Ruhsal Bozukluğa Eşlik Eden Katatoni”, “Başka Bir Tıbbi Duruma Bağlı Katatoni” ve “Belirlenmemiş Katatoni”. DSM-5’te şizofreninin alt tipleri kaldırıldığı için eskiden “Katatonik Şizofreni” tanısı almış olanlar, DSM-5’te “Şizofreni”nin yanı sıra “Başka Bir Ruhsal Bozukluğa Eşlik Eden Katatoni” tanısı alacaklardır.

Değişikliğin Gerekçeleri

“Katatoni” çeşitli ruhsal ve organik bozukluklarda ortaya çıkabilen bir tablodur. Genellikle psikotik bozukluklarda görüldüğü için DSM-5’te “Şizofreni Spektrumu ve Diğer Psikotik Bzukluklar” bölümüne alınmıştır.

  1. DSM-5’te DSM-4-TR’deki “Duygudurum Bozuklukları (Mood Disorders)” bölümü kaldırılarak onun yerine “İkiuçlu ve İlgili Bozukluklar (Bipolar and Related Disorders)” ve “Depresif Bozukluklar (Depressive Disorders)” biçiminde iki ayrı bölüm konulmuştur.

DSM-4-TR’de “Duygudurum Bozuklukları” isimli bölümün başında ataklar (episodes) tanımlandıktan sonra bölüm “Depresif Bozukluklar” ve “İkiuçlu Bozukluklar” biçiminde iki alt gruba ayrılmıştı. DSM-5’te ise “Duygudurum Bozuklukları” bölümü kaldırılmış onun yerine “İkiuçlu ve İlgili Bozukluklar” ve “Depresif Bozukluklar” ismiyle iki ayrı bölüm oluşturulmuştur.

Değişikliğin Gerekçeleri

Bu organizasyonel değişiklikle ikiuçlu bozukluklarla depresif bozukluklar birbirlerinden bölüm olarak ayrılmıştır. Bu ayırma biraz da onların farklı grup bozukluk olarak kabul edilmelerinin bir sonucudur. Gerçekten de bu iki grup bozukluklarda uygulanan farmakolojik tedavi algoritmaları da farklıdır.

  1. DSM-5’te “İkiuçlu Bozukluklar İçin” atak tanımlamaları her bir bozukluk için yeniden belirtilmiştir.

DSM-4-TR’de “Duygurudum Bozuklukları” bölümünün başında “Majör Depresif Atak (Major Depressive Episode)”, “Manik Atak (Manic Episode)”, “Mikst Atak (Mixed Episode)“ ve “Hipomanik Atak (Hypomanic Episode)” ayrı ayrı açıklanmış sonra bozukluklar bunlara referans verilerek ele alınmıştır. Halbuki DSM-5’te bu anlatım biçiminden vazgeçilmiş, ataklar bozuklukların içerisinde belirtilmiştir.

Değişikliğin Gerekçeleri

Bu değişiklik daha iyi bir anlatıma yol açmaktadır. DSM-4-TR’deki atak tanımlamaları sanki bozukluk tanımlamalarıymış gibi yanlış bir izlenim uyandırıyordu.

  1. DSM-5’te artık “Manik” ve “Hipomanik” atakların A tanı ölçütlerinin karşılanması için yalnızca kabarmış bir duygudurumun değil aynı zamanda etkinlik ve enerjide de bir artışın bulunması gerekmektedir.

DSM-4-TR’de manik ve hipomanik atakların A grubu tanı ölçütlerinde yalnızca kabarmış bir duygudurumdan söz edilmekteydi. Halbuki DSM-5’te bunların A tanı ölçütlerinin karşılanması için kabarmış duygu durumun yanı sıra etkinlik ve enerjide de artışın bulunması gerekmektedir.

Değişikliğin Gerekçeleri

Bu değişiklik de tanıdaki doğruluğunun ve güvenilirliğinin artırılması için yapılmıştır.

  1. DSM-5’te DSM-4-TR’de var olan “Mikst Atak (Mixed Episode)” kaldırılmıştır. Onun yerine Manik ya da Hipomanik ataklar için “Mikst özelliği (Mixed Feature)” getirilmiştir.

Bilindiği gibi DSM-4-TR’de “Manik”, “Hipomanik”, “Majör Depresif”, ve “Mikst” biçiminde dört atak tanımlanmış durumdadır. DSM-5’te ise “Mikst” atak kaldırılmış bunun yerine “İkiuçlu 1 (Bipolar 1)” ve “İkiuçlu 2 (Bipolar 2)” bozuklukları için “Mikst Belirleyicisi (Mixed Feature)” getirilmiştir. Ancak buradaki mikst belirleyicisi için DSM-4-TR’deki gibi tam bir “Majör Depresif Atağın” özelliklerinin sağlanması gerekmemektedir. “Mikst” özellik için bazı majör depresif belirtilerin yer aldığı ayrı bir tanı ölçüt kümesi oluşturulmuştur.

Değişikliğin Gerekçeleri

DSM-5’te “Mikst Atağın” kaldırılıp yerine “Mixed Özellik” belirleyicinin getirilmesi ile hem daha iyi bir organizasyon sağlanmış hem de “Mikst özelliğin” tanı ölçütleri daha güvenilir ve geçerli hale getirilmiştir.

  1. DSM 5’e “Yıkıcı Duygudurumu Düzenleyememe Bozukluğu (Disruptive Mood Dysregulation Disorder)” ve “Aybaşı Öncesi Disfori Bozukluğu (Premenstrual Dysphoric Disorder)” isimli iki depresif bozukluk daha eklenmiştir ve “Distimik Bozukluğun” ismi “Süregen Depresif Bozukluk (Persistent Depressive Disorder)” olarak değiştirilmiştir.

DSM-4-TR’deki “Duygudurum Bozukluğu” içerisinde yer alan “Depresif Bozukluklar” grubuna ilişkin ağacı ve DSM-5’teki “Depresif Bozukluklar” bölümüne ilişkin ağacı iki grubun karşılaştırılması için aşağıda veriyoruz:

DSM-4-TR’deki “Duygudurum Bozuklukları (Mood Disorders)” Bölümü İçerisindeki “Depresif Bozukluklar (Derpressive Disorders” Ağacı

– Majör Depresif Bozukluk (Major Depressive Disorder)

– Tek Atak (Single Episode) [296.2x]

– Yineleyen Ataklar (Recurrent)  [296.3x]

– Distimik Bozukluk (Dysthymic Disorder) [300.4]

– Başka Türlü Adlandırılmayan Depresif Bozukluk (Depressive Disorder NOS) [311]

DSM-5’teki “Depresif Bozukluklar (Depressive Disorders)” Bölümünün Ağacı

– Yıkıcı Duygudurumu Düzenleyememe Bozukluğu (Disruptive Mood Regulation Disorder) [296.99] [F34.8]

– Majör Depresif Bozukluk (Major Depressive Disorder)

– Tek Atak (Single Episode)

– Ağır Olmayan (Mild) [296.21] [F32.0]

– Orta Derecede (Moderate) [296.22] [F32.1]

– Ağır (Severe) [296.23] [F32.2]

– Psikotik Özellikler Gösteren (With Psychotic Features) [296.24] [F32.3]

– Kısmi Yatışma Gösteren (In Partial Remission) [296.25] [F32.4]

– Tam Yatışma Gösteren (In Full Remissin) [296.26] [F32.5]

– Belirsiz (Unspecified) [296.01] [F32.9]

– Yineleyici Ataklar (Recurrent)

– Ağır Olmayan (Mild) [296.31] [F33.0]

– Orta Derecede (Moderate) [296.32] [F3231]

– Ağır (Severe) [296.33] [F33.2]

– Tam Yatışma Gösteren (With Psychotic Features) [296.34] [F33.3]

– Kısmi Yatışma Gösteren (In Partial Remission) [296.35] [F33.41]

– Tam Yatışma Gösteren (In Full Remissin) [296.36] [F33.42]

– Belirsiz (Unspecified) [296.30] [F33.9]

– Süregen Depresif Bozukluk (Distimi) (Persistent Depressive Disorder (Dysthymia) [300.4] [F34.1]

– Aybaşı Öncesi Disfori Bozukluğu (Premenstrual Dysphoric Disorder) [635.6] [N94.3]

– Maddenin/İlacın Yol Açtığı Depresif Bozukluk (Substance/Medication-Induced Depressive Disorder)

– Başka Bir Tıbbi Duruma Bağlı Depresif Bozukluk (Depressive Disorder Due to Another Medical Condition) [293.83]

– Depresif Özellikler Gösteren (With Depressive Features) [F06.31]

– Majör Depresif Atak Benzeri Özellikler Gösteren (With Major Depressive-like Episode) [F06.32]

– Mikst Özellikler Gösteren (With Mixed Features) [F06.34]

– Başka Bir Belirlenmiş Depresif Bozukluk (Other Specified Depressive Disorder) [311] [F32.8]

– Belirlenmemiş Depresif Bozukluk (Unspecified Depressive Disorder) [311] [F32.9]

Değişikliğin Gerekçeleri

“Yıkıcı Duygudurumu Düzenleyeme Bozukluğu” özellikle çocuklarda “İkiuçlu Bozukluk” tanılarının fazlaca konulmasını engellemek amacıyla DSM-5’e eklenmiştir. Yani bu bozukluğun eklenmesiyle eskiden “İkiuçlu Bozukluk” tanısı alan çocukların bir bölümü artık “Yıkıcı Duygudurumu Düzenleyememe” tanısı alacaktır. Bu tanı ancak 18 yaşına kadar olan çocuklara ve gençlere konulabilmektedir. “Aybaşı Öncesi Disfori Bozukluğu” ise DSM-4-TR’de “Ekler-B” kısmında bulunuyordu. DSM-5’te oradan alınarak elkitabının içerisine yerleştirilmiştir. Aybaşı öncesi disforinin ayrı bir bozukluk olarak nitelendirilebileceğine ilişkin pek çok çalışma vardır. DSM-5’te “Distimik Bozukluğun” isminin “Süregen Depresif Bozukluk” olarak değiştirilmesinin nedeni ise bozukluğu daha iyi betimliyor olmasıdır.

  1. DSM-5’te “Majör Depresif Atağın” E Tanı Ölçütündeki “yastan sonra 2 ay” koşulu kaldırılmıştır.

DSM-4-TR’de “Majör Depresif Atağın” E tanı ölçütü şöyledir:

“Bu semptomlar yas’la daha iyi açıklanamaz,  yani sevilen birinin yitirilmesinden sonra bu semptomlar 2 aydan daha uzun sürer ya da bu semptomlar,  belirgin bir işlevsel bozulma, değersizlik düşünceleriyle hastalık düzeyinde uğraşıp durma, intihar düşünceleri,  psikotik semptomlar ya da psikomotor retardasyonla belirlidir.”

DSM-5’te bu madde tümden kaldırılmıştır.

Değişikliğin Gerekçeleri

Pek çok araştırma yas durumundaki belirtilerin 2 ay değil 1 sene ya da 2 sene sürebildiğini göstermiştir. Yani DSM-4-TR’deki 2 ay süresi, DSM-5’te uygun bulunmamaktadır. Yine araştırmalar kayıp yaşayan bireylerde majör depresyonun ortaya çıkma olasılığının daha fazla olduğunu göstermektedir. Ayrıca oluşan majör depresif tablonun tedavisi de hasta kayıp yaşamış olsun ya da olmasın aynı biçimde yapılmaktadır. Böylece DSM-5’te, 2 aylık yas süresinin işlevsel bir değerinin olmadığına kanaat getirilmiştir. DSM-5’in görüşüne göre, kişi yas içinde olsun ya da olmasın önemli olan onun içinde bulunduğu durumdur.

  1. DSM-5’te “Agorafobi”, “Özgül Fobi” ve “Sosyal Fobi”deki 18 yaşından küçükler için şart koşulan 6 aylık süre genelleştirilmiştir ve “kişi korkusunun aşırı ya da anlamsız olduğunu bilir” maddeleri silinmiştir.

DSM-4-TR’de “Agorafobi”, “Özgül Fobi” ve “Sosyal Fobi”de “18 yaşın altındaki kişilerde süresi en az 6 aydır” biçimindeki koşul DSM-5’te “her yaş için 6 ay” olacak biçimde genelleştirilmiştir. Yani DSM-5’te artık kişinin yaşı ne olursa olsun söz konusu durumun en az 6 ay süreyle var olması gerekmektedir. Ayrıca DSM-5‘te “kişi korkusunun aşırı ya da anlamsız olduğunu bilir” maddesi de kaldırılmıştır.

Değişikliğin Gerekçeleri

Orta ve ileri yaşlardaki bireyler fobik korkularının yaşlanmayla ortaya çıkan doğal bir süreç olduğunu sanabilmektedirler. Bu nedenle bu bireyler için fobik korku aşırı ya da anlamsız değil yaşa bağlı bir süreç olarak ele alınabilmektedir. Ayrıca bazen kültürel öğeler de bireyin fobik korkusunun aşırı ve anlamsız olarak değerlendirilmesini engelleyebilmektedir. DSM-5’te her yaştakiler için 6 aylık sürenin şart koşulmasının nedeni ise geçici korkuların fobi olarak teşhis edilmesinin önüne geçmektir.

  1. DSM-5’te “Panik Bozukluk”la “Agorafobi” birbirlerinden tamamen ayrılmıştır.

DSM-4-TR’de “Agorafobi”, “Panik Bozukluğu-Agorafobi Olan” ve “Panik Bozukluğu-Agorafobi Olmayan” biçiminde üç farklı bozukluk tanımlanmıştı. Bu üç bozukluk DSM-5’te “Agorafobi” ve “Panik Bozukluğu” olmak üzere ikiye indirilmiştir. Böylece ikisinin bir arada görüldüğü durum (yani “Panik Bozukluğu-Agorafobi Olan” durumu) artık DSM-5’te komorbid iki ayrı bozukluk biçiminde teşhis edilmektedir.

Değişikliğin Gerekçeleri

Panik belirtiler göstermeyen agorafobi vakaları oldukça fazladır. DSM-5’te bundan hareketle “Agorafobi” ile “Panik Bozukluğun” arasındaki bağlantının kesilmesi uygun görülmüştür. Yani DSM-5’e göre “Agorafobi” ile “Panik Bozukluk” iki ayrı bozukluktur fakat komorbid olabilir.

  1. DSM-5’te “Agorafobi” tanı ölçütleri daha açık bir biçimde düzenlenmiştir ve tanı ölçütlerine en az iki agorafobik durumun olması gerektiği şartı eklenmiştir.

DSM-5’deki “Agorafobi” tanı ölçütleri DSM-4-TR’dekiler temel alınarak fakat daha açık bir biçimde düzenlenmiştir. Ayrıca DSM-5’te en az iki agorafobik durumun bulunması gerektiği (A tanı ölçütü) belirtilmiştir. DSM-5’teki “Agorafobi”nin A grubu ölçütü şöyledir:

Aşağıdaki beş durumdan ikisi (ya da daha çoğu) ile ilgili olarak belirgin korku ya da kaygı duyma.

  1. Toplu taşıma araçlarını kullanma (örn. otomobiller, otobüsler, trenler, gemiler, uçaklar).
  2. Açık yerlerde bulunma (örn. otoparklar, alışveriş merkezleri, köprüler).
  3. Kapalı yerlerde bulunma (örn. mağazalar, tiyatrolar, sinemalar).
  4. Sırada bekleme ya da kalabalık bir yerde bulunma.
  5. Tek başına evin dışında olma.

Ayrıca önceki maddede de belirtildiği gibi “Agorafobi” için DSM-5’e “belirtilerin en az 6 aydır sürüyor olması” şartı da eklenmiştir.

Değişikliğin Gerekçeleri

DSM-5’te tanı ölçütlerinin daha açık düzenlenmesi ve iki durum zorunluluğunun getirilmesi tanı güvenilirliğini ve geçerliliğini artırmak içindir. Böylece “Agorafobi”nin “Özgül Fobi” ile karışma riski azaltılmıştır.

  1. DSM-5’te “Sosyal Fobi”deki “yaygın (generalized)” belirleyicisi kaldırılarak onun yerine “yalnızca eylem gerçekleştirme sırasında (performance only)” belirleyicisi getirilmiştir.

“Sosyal Fobi”de “yaygın” belirleyicisi klinisyenler tarafından çok kullanılmaktaydı. Bu kullanım DSM-4-TR’ye de girmişti. Oysa DSM-5’te “yaygın” belirleyicisi kaldırılmış onun yerine “yalnızca eylemi gerçekleştirme sırasında” belirleyicisi getirilmiştir.

Değişikliğin Gerekçeleri

DSM-4-TR’deki “yaygın”  belirleyicisinin güvenilir bir ölçüsü yoktu. Yani DSM-4-TR’de hangi olgunun yaygın, hangi olgunun yaygın olmadığı güvenilir bir biçimde belirlenemiyordu. Oysa DSM-5’te bu belirleyicinin “yalnızca eylemi gerçekleştirme sırasında” biçimine dönüştürülmesi ile daha ölçülebilir (daha operasyonel) bir durum oluşturulmuştur.

  1. DSM-5’te “Ayrılma Kaygısı Bozukluğu” “Genellikle İlk Kez Bebeklik, Çocukluk ya da Ergenlik Döneminde Tanısı Konan Bozukluklar” bölümünden çıkartılıp “Kaygı Bozuklukları” bölümüne kaydırılmıştır ve tanı ölçütlerinde küçük değişiklikler yapılmıştır.

DSM-4-TR’de “Ayrılma Kaygısı Bozukluğu”, “Genellikle İlk Kez Bebeklik, Çocukluk ya da Ergenlik Döneminde Tanısı Konan Bozukluklar” bölümünün “Bebeklik, Çocukluk ya da Ergenliğin Diğer Bozuklukları” grubundaydı. DSM-5’te oradan alınarak “Kaygı Bozuklukları” bölümüne yerleştirilmiştir. Ayrıca, DSM-4-TR’de “Ayrılma Kaygısı Bozukluğunun” 18 yaşından önce ortaya çıkmış olması koşulu vardı. DSM-5’te bu koşul kaldırılmıştır ve “belirtilerin en az 6 ay sürmesi” şartı eklenmiştir.

Değişikliğin Gerekçeleri

“Ayrılma Kaygısı Bozukluğu” yaşayan bireylerin önemli bölümünde bozukluğun belirtileri 18 yaşından sonra başladığından yaş sınırının kaldırılması uygun görülmüştür. 6 ay şartı diğer kaygı bozukluklarında olduğu gibi tanı güvenliğini artırmak için tanı ölçütlerine eklenmiştir.

  1. DSM-5’te “Seçici Konuşmazlık (Selective Mutism)” “Genellikle İlk Kez Bebeklik, Çocukluk ya da Ergenlik Döneminde Tanısı Konan Bozukluklar” bölümünden çıkartılıp “Kaygı Bozuklukları” bölümüne kaydırılmıştır.

DSM-4-TR’de “Seçici Konuşmazlık (Selective Mutism)”, “Genellikle İlk Kez Bebeklik, Çocukluk ya da Ergenlik Döneminde Tanısı Konan Bozukluklar” bölümünün “Bebeklik, Çocukluk ya da Ergenliğin Diğer Bozuklukları” grubundaydı. DSM-5’te oradan alınarak “Kaygı Bozuklukları” bölümüne yerleştirilmiştir ancak tanı ölçütlerinde herhangi bir değişiklik yapılmamıştır.

Değişikliğin Gerekçeleri

Bu değişiklik daha tutarlı bir düzenleme oluşturmak için yapılmıştır.

  1. DSM-5’te “Obsesif Kompülsif ve İlişkili Bozukluklar (Obsessive-Compulsive And Related Disorders)” isminde yeni bir bölüm oluşturulmuş ve “Obsesif Kompülsif Bozukluk (Obsessive-Compulsive Disorder)” ile buna benzeyen bozukluklar bu bölüme kaydırılmıştır.

DSM-5’te yeni oluşturulan “Obsesif Kompülsif ve İlişkili Bozukluklar” bölümünün ağacı şöyledir:

DSM-5’teki “Obsesif Kompülsif ve İlişkili Bozukluklar (Obsessive-Compulsive and Related Disorders) Ağacı

– Obsesif Kompülsif Bozukluk (Obsessive-Compulsive Disorder) [300.3] [F42]

– Beden Algısı Bozukluğu (Body Dysmophic Disorder) [300.7] [F45.22]

– Biriktiricilik Bozukluğu (Hoarding Disorder) [300.3] [F42]

– Trikotillomani (Trichotillomania) [312.39] [F63.2]

– Deri Yolma Bozukluğu (Excoriation Disorder) [698.4] [L98.1]

– Maddenin/İlacın Yol Açtığı Obsesif Kompülsif ve İlişkili Bozukluk (Substance/Medication-Induced Obsessive-Compulsive and Related Disorder)

– Başka Bir Tıbbi Duruma Bağlı Obsesif Kompülsif Bozukluk (Obsessive-Compulsive and Related Disorder Due to Another Medical Condition) [294.8] [F06.8]

– Belirlenmiş Diğer Bir Obsesif Kompülsif ve İlişkili Bozukluk (Other Specified Obsessive-Compulsive and Related Disorder) [300.3] [F42]

– Belirlenmemiş Diğer Bir Obsesif Kompülsif ve İlişkili Bozukluk (Unspecified Obsessive-Compulsive and Related Disorder) [300.3] [F42]

“Obsesif Kompülsif Bozukluk” DSM-4-TR’deki “Anksiyete Bozuklukları” bölümünden, “Beden Algısı Bozukluğu” “Somatoform Bozukluklar” bölümünden, “Trikotillomani” ise  “Başka Yerde Sınıflandırılmayan Dürtü Kontrol Bozuklukları” bölümünden çıkartılarak buraya yerleştirilmiştir.

Değişikliğin Gerekçeleri

“Obsesif Kompülsif Bozukluk” ve buna benzeyen bozuklukların ayrı bir bölüme alınarak diğerlerinden ayrıştırılması bu bozuklukların farklı bir etiyolojiye ve gidişata sahip olmasından kaynaklanmaktadır. Bu bölüme alınan bozukluklar birbirleriyle ilişkili görülmektedir ve bunların tedavileri de benzer biçimde yapılmaktadır.

  1. DSM-5’e “Obsesif Kompülsif ve İlişkili Bozukluklar” bölümüne “Biriktiricilik Bozukluğu (Hoarding Disorder)” ve “Deri Yolma Bozukluğu (Excoriation Disorder)” ismiyle DSM-4-TR’de olmayan iki yeni bozukluk da eklenmiştir.

DSM-5’te “Biriktiricilik”, gerçek değeri ne olursa olsun, sahip olduklarını elden çıkarmakta ya da onlarla ilişkisini kesmekte sürekli olarak bir güçlük çekmeyle (A grubu tanı ölçütü) kendini gösteren ayrı bir klinik tablo biçiminde tanımlanmıştır. “Deri Yolma Bozukluğu” ise deride berelenme (lezyon) ile sonuçlanan yineleyici deri yolma (A grubu tanı ölçütü) ile kendini göstermektedir.

Değişikliğin Gerekçeleri

Aşırı istifleme ve deri yolma tek başlarına gözükebilen teşhis geçerliliği (diagnostic validity) olan bozukluklardır. Bu nedenle bunların ayrı bir bozukluk olarak elkitabına dahil edilmesi uygun görülmüştür.

  1. DSM-5’te “Travma ve Tetikleyici Etkenle İlişkili Bozukluklar (Trauma And Stressor Related Disorders)” ismiyle yeni bir bölüm oluşturulmuştur ve DSM-4-TR’de diğer bölümlerde bulunan bazı bozukluklar bu bölüme kaydırılmıştır.

DSM4-‘teki “Akut Stres Bozukluğu (Acute Stress Disorder)” ve “Travma Sonrası Stres Bozukluğu (Posttraumatic Stress Disorder)” “Anksiyete Bozuklukları” bölümünden alınarak, “Bebeklik ya da Küçük Çocukluk Döneminin Tepkisel Bağlanma Bozukluğu (Reactive Attachment Disorder of Infancy or Early Childhood)” da  “Genellikle İlk Kez Bebeklik, Çocukluk ya da Ergenlik Döneminde Tanısı Konan Bozukluklar” bölümünden alınarak DSM-5’in “Travma ve Tetikleyici Etkenle İlişkili Bozukluklar” bölümüne yerleştirilmiştir. Ayrıca DSM-4-TR’de “Bebeklik ya da Küçük Çocukluk Döneminin Tepkisel Bağlanma Bozukluğu” içerisinde bir belirleyici durumunda olan “Sınırsız Toplumsal Katılım”, DSM-5’te “Sınırsız Toplumsal Katılım Bozukluğu (Disinhibited Social Engagement Disorder)” ismiyle ayrı bir bozukluğa dönüştürülmüştür.

Değişikliğin Gerekçeleri

Travma ile ilgili bozukluklar birbirleriyle ilişkili olduğundan DSM-5’te bunlar için ayrı bir bölüm oluşturulmuştur. Bu bölümdeki bozuklukların etiyolojileri, farmakoterapileri ve psikoterapileri de benzerdir.

  1. DSM5’te “Akut Stres Bozukluğu (Acute Stress Disorder)”nun A ve B grubu tanı ölçütlerinde küçük değişiklikler yapılmıştır.

DSM-5’te “Akut Stres Bozukluğu”nun A ve B tanı ölçütleri daha açık hale getirilmiş ve ayrıntılandırılmıştır. İlgili “Akut Stres Bozukluğu”nun DSM-4-TR’deki A ve B tanı ölçütleri şöyleydi:

  1. Aşağıdakilerden her ikisinin de bulunduğu bir biçimde kişi travmatik bir olayla karşılaşmıştır:

(1)  Kişi,  gerçek bir ölüm ya da ölüm tehdidi,  ağır bir yaralanma ya  da kendisinin  ya da başkalarının fizik  bütünlüğüne bir tehdit olayını yaşamış, böyle  bir  olaya tanık olmuş ya da böyle bir olayla karşı karşıya gelmiştir.

(2)  Kişinin tepkileri arasında aşırı · korku,  çaresizlik ya da dehşete düşme vardır.

  1. Sıkıntı doğuran olayı yaşarken ya da bu olayı yaşadıktan sonra kişide aşağıdaki dissosiyatif semptomlardan üçü  (ya  da  daha fazlası) bulunur:

(1)  Öznel uyuşukluk,  dalgınlık duyumları ya da duygusal tepkisizlik

(2)  Çevrede olup bitenlerin farkına varma düzeyinde azalma (örn.  “afallama”)

(3)  Derealizasyon

(4) Depersanalizasyon

(5)  Dissosiyatif  amnezi  {yani,  travmanın  önemli  bir  yanını anımsayamama)

DSM-5’te bu maddeler şöyle değiştirilmiştir:

  1. Aşağıdaki yollardan biriyle (ya da birden çoğuyla), gerçek ya da göz korkutucu bir biçimde ölümle, ağır yaralanmayla karşılaşmış ya da cinsel saldırıya uğramış olma:

(1) Doğrudan örseleyici olay(lar) yaşama.

(2) Başkalarının başına gelen olay(lar)ı, doğrudan doğruya görme (bunlara tanıklık etme)

(3) Bir aile yakınının ya da yakın bir arkadaşının başına örseleyici olay(lar) geldiğini öğrenme. Not: Aile bireyinin ya da arkadaşının gerçek ölümüya da ölüm olasılığı kaba güçle ya da kaza sonucu olmuş olmalıdır.

(4) Örseleyici olay(ların)ın sevimsiz ayrıntılarıyla, yineleyici bir biçimde yada aşırı bir düzeyde karşı karşıya kalma (örn. insan kalıntılarını toplayan ilk kişiler; çocuk sömürüsünün ayrıntılarıyla yeniden yeniden karşılaşan polis memurları).

Not: Böyle bir karşı karşıya gelme, işle ilgili olmadıkça, elektronik yayın ortamları, televizyon, sinema ya da görseller aracılığıyla olmuş ise bu tanı ölçütü uygulanmaz.

  1. Örseleyici olay(lar)dan sonra başlayan ya da kötüleşen, lstençdışı gelen belirtiler, olumsuz duygudurum, çözülme, kaçınma ve uyarılmayı kapsayan aşağıdaki herhangi beş kümeden dokuz (ya da daha çok) belirtinin varlığı.

B maddesinde belirtilen beş küme “İstençdışı Gelen Belirtiler”, “Olumsuz Duygudurum”, “Çözülme Belirtileri”, “Kaçınma Belirtileri” ve “Uyarılma Belirtileri”nden oluşmaktadır. Bu kümelerdeki belirtilerin ayrıntıları için elkitabına başvurabilirsiniz.

Değişikliğin Gerekçeleri

Bu değişiklikle dolaylı maruz kalma daha fazla vurgulanmıştır. DSM-5’te “Çözülme”, “Kaçınma” ve “Uyarılma” belirtileri daha ayrıntılı açıklanmıştır. Genel olarak bu değişiklik tanı güvenilirliğini artırmaya yöneliktir.

  1. DSM-5’te “Travma Sonrası Stres Bozukluğu (Post-Traumatic Stress Disorder)”nun tanı ölçütlerinde önemli değişiklikler yapılmıştır.

DSM-5’te “Travma Sonrası Stres Bozukluğu’nun da A e B tanı ölçütleri değiştirilmiştir. DSM-4-TR’deki A2 tanı ölçütü tümden silinmiştir ve 6 yaşından önceki çocuklar için özel tanı ölçütleri oluşturulmuştur.

Değişikliğin Gerekçeleri

Genel olarak bu değişiklikler de tanı güvenilirliğini artırmaya yöneliktir. Aynı zamanda yapılan değişikliklerle çocuklar üzerinde daha iyi bir belirleme yapılmış durumdadır. Özellikle 6 yaşından küçük çocuklar için oluşturulmuş olan yeni tanı ölçütlerinin tanı güvenilirliğini ve geçerliliğini artıracağı düşünülmektedir.

  1. DSM-5’te “Deperzonalizasyon Bozukluğu”nun ismi “Deperzonalizasyon/Derealizasyon Bozukluğu olarak değiştirilmiştir.

DSM-4-TR’de “Deperzonalizasyon  Bozukluğu” zaten çeşitli derealizasyon belirtilerini içeriyordu. DSM-5’te bozukluğun ismi bu iki kavramı da içerecek biçimde değiştirilmiştir.

Değişikliğin Gerekçeleri

Deperzonalizasyon bozukluğunda zaten derealizasyon da görülmektedir. Bu iki ismin birleştirilmesinin kavram kargaşasını önleyeceği düşünülmüştür.

  1. DSM-5’te “Dissosyatif Füg” kaldırılarak “Dissosyatif Amnezi”nin bir belirleyicisi yapılmıştır.

DSM-4-TR’de “Dissosyatif Amnezi” ve “Dissosyatif Füg” iki ayrı bozukluk biçiminde tanımlanmıştı. DSM-5’te ise “Dissosyatif Füg” “Dissosyatif Amnezi”nin bir görünümü (belirleyicisi) olarak ele alınmaktadır.

Değişikliğin Gerekçeleri

“Dissosyatif Füg” zaten amnezi ile birlikte görülen bir bozukluktur. “Dissosyatif Füg” ile “Dissosyatif Amnezi”nin iki farklı bozukluk olarak tanımlanması zaten eleştiriliyordu. DSM-5’teki bu değişiklikle artık “Dissosyatif Füg” “Dissosyatif Amnezi”nin bir belirleyicisi olmuştur.

  1. DSM-5’te “Dissosyatif Kimlik Bozukluğu”nun A ve B tanı ölçütlerinde birkaç değişiklik yapılmıştır.

DSM-5’te bozukluğun A tanı ölçütü işlevsel nörolojik belirtileri de içerecek biçimde genişletilmiş ve “kimlikler arasındaki geçişin kendisi tarafından beyan edilmesi ya da başkaları tarafından gözlenmesi” koşulu eklenmiştir. Bozukluğun B tanı ölçütünde de anımsanan olaylardaki boşluklara vurgu yapılmıştır.

Bozukluğun DSM-4-TR’deki A ve B tanı ölçütleri şöyleydi:

  1. İki ya da daha fazla birbirinden ayrı kimliğin ya da kişilik durumunun varlığı (her birinin kendi içinde oldukça süreklilik gösteren çevre ve benlik algısı, ilişki kurma ve düşünce biçimi vardır).
  2. Bu kimliklerden ya da kişilik durumlarından en az ikisi kişinin davranışlarını zaman zaman denetim altında tutar.

Bu tanı ölçütleri DSM-5’te şu hale getirilmiştir:

  1. İki ya da ikiden çok ayrı kişilik durumu ile belirli kimlik bölünmesi. Bu durum, kimi kültürlerde cin çarpması yaşantısı olarak tanımlanır. Kimlikte bu bölünme, kendilik duyumunda ve eylemlerini yönetebilirlik algısında sürekliliğin belirgin olarak bozulmasını kapsar ve duygulanım, davranış, bilinçlilik, bellek, algı, biliş ve/ya da duyusal-devinsel işlevsellikte bununla ilişkili değişiklikler bulunur. Bu belirti ve bulgular, başkalarınca gözlenebilir ya da kişi bunları bildirir.
  2. Sıradan bir unutkanlıkla açıklanamayacak bir biçimde, günlük olayları, önemli kişisel bilgileri ve/ya da örseleyici olayları anımsarken yineleyici boşluklar vardır.

Bozukluğun diğer maddeleri de özü aynı kalmak üzere daha açıklayıcı hale getirilmiştir.

Değişikliğin Gerekçeleri

Söz konusu değişikliklerin tanı güvenilirliğini ve geçerliliğini artıracağı düşünülmüştür. Aynı zamanda DSM-4-TR’deki bazı eksiklikler giderilerek tanı ölçütleri sağlamlaştırılmıştır.

  1. DSM-5’te “Somatoform Bozukluklar (Somatoform Disorders)” bölümünün ismi “Somatik Belirti ve İlişkili Bozukluklar (Somatic Symptom and Related Disorders)” biçiminde değiştirilmiştir.

DSM-5’te bölümün ismi için “Somatoform” terimi yerine “Somatik Belirti” terimi tercih edilmiştir. DSM-4-TR’deki “Somatoform Bozuklukları”nın sınırları çok belirli olarak çizilememiştir. DSM-5 bu sınırları daha iyi bir biçimde çizme iddiasındadır. DSM-4-TR’deki “Somatoform Bozukluklar” ile “DSM-5’teki Somatik Belirti ve İlişkili Bozukluklar” ağaçları aşağıda verilmektedir:

DSM-4-TR’deki “Somatoform Bozukluklar (Somatoform Disorders)” Ağacı

– Somatizasyon Bozukluğu (Somatization Disorders) [300.81]

– Ayrım Göstermeyen Somatoform Bozukluk (Undifferentiated Somatoform Disorders) [300.82]

– Konversiyon Bozukluğu (Conversion Disorder) [300.11]

– Ağrı Bozukluğu (Pain Disorder)

– Psikolojik Etkenlerin Eşlik Ettiği (Associated With Psychological Factors) [307.80]

– Psikolojik Etkenlerin ve Genel Tıbbi Bir Durumun Eşlik Ettiği (Associated With Psychological Factors and a General Medical Condition) [307.89]

– Hipokondriazis (Hypochondriasis) [300.7]

– Beden Algısı Bozukluğu (Body Dysmorphic Disorder) [300.7]

– Başka Türlü Adlandırılmayan Somatoform Bozukluk (Somatoform Disorder NOS) [300.81]

DSM-5’teki Somatik Belirti ve İlişkili Bozukluklar (Somatic Sympom and Related Disoders) Ağacı

– Somatik Belirti Bozukluğu (Somatic Symptom Disorder) [300.83] [F45.1]

– Hastalık Kaygısı Bozukluğu (Illness Anxiety Disorder) [300.7] [F45.21]

– Konversiyon Bozukluğu (Conversion Disorder (Functional Neurological Symptom Disorder)) [300.11]

– Güçsüzlük ya da Paralazi ile Giden (With Weakness or Paralysis) [F44.4]

– Olağan Dışı Devinim ile Giden (With Abnormal Movement) [F44.4]

– Yutma Belirtileri ile Giden (With Swallowing Symptoms) [F44.4]

– Konuşma Belirtisi ile Giden (With Speech Symptom) [F44.4]

– Ataklarla ya da Katılmalarla Giden (With Attacks or Seizures) [F44.5]

– Anestezi ya da Duyu Kaybıyla Giden (With Anesthesia or Sensory Loss) [F44.6]

– Özel Duyusal Belirti ile Giden (With special sensory symptom) [F44.6]

– Karma Belirtilerle Giden (With Mixed Symptoms) [F44.7]

– Diğer Tıbbi Durumları Etkileyen Psikolojik Etkenler (Psychological Factors Affecting Other Medical Conditions) [316] [F54]

– Yapay Bozukluk (Factitious Disorder) [300.19] [F68.10]

– Belirlenmiş Diğer Bir Somatik Belirti ve İlişkili Bozukluk (Other Specified Somatic Symptom and Related Disorder) [300.89] [F45.8]

– Belirlenmemiş Diğer Bir Somatik Belirti ve İlişkili Bozukluk (Unspecified Somatic Symptom and Related Disorder) [300.82] [F45.9]

Değişikliğin Gerekçeleri

DSM-5’teki bu yeni ismin daha kapsayıcı olduğu düşünülmektedir.

  1. DSM-5’te “Hipokondriazis” bozukluğunun ismi “Hastalık Kaygısı Bozukluğu (Illness Anxiety Disorder)” biçiminde değiştirilmiştir.

Halk arasında “Hastalık Hastalığı” olarak bilinen bu bozukluk uzun süredir psikiyatride “Hipokondriazis” olarak isimlendirilmektedir. Bu bozukluğu Dünya Sağlık Örgütü de “Hipokondriyak Bozukluk (Hypochondriacal Disorder)” biçiminde isimlendirmiştir. Fakat DSM-5 ile birlikte artık bu bozukluğun ismi “Hastalık Kaygısı Bozukluğu” biçiminde değiştirilmiştir. (Ayrıca tanı ölçütlerinde yapılmış olan değişikliklerden dolayı DSM-4-TR’de yüksek oranda somatik belirti gösteren “Hipokondriazis” olgularının bir bölümü artık DSM-5’te “Somatik Belirti Bozukluğu” tanısı alabilecek durumdadır.)

Değişikliğin Gerekçeleri

“Hipokondriazis” özellikle Batılı ülkelerde aşağılayıcı bir çağrışım yapmaktadır. Bozukluğun isminin bu biçimde değiştirilmesinin terapist ile hasta arasında daha iyi bir iletişime olanak sağlayacağı düşünülmektedir.

  1. DSM-4-TR’deki “Bebeklik ya da Erken Çocukluktaki Beslenme ve Yeme Bozuklukları (Feeding and Eating Disorder of Infancy or Early Childhood)” grubu ile “Yeme Bozuklukları (Eating Disorders)” bölümü DSM-5’te “Beslenme ve Yeme Bozuklukları (Feeding and Eating Disorders)” ismiyle birleştirilmiştir.

DSM-4-TR’de bebekliğe ve çocukluğa ilişkin yeme sorunlarıyla yetişkinliğe ilişkin yeme sorunları birbirlerinden ayrılmıştı. Ancak DSM-5’te bunlar birleştirilmiştir.

Değişikliğin Gerekçeleri

“Beslenme ve Yeme Bozuklukları” ister çocuklukta isterse yetişkinlikte çıksın bunların tanı ve tedavisi benzer biçimde yapılmaktadır. DSM-4-TR’de elkitabının iki farklı bölümüne dağılmış olan bozukluklar DSM-5’te tek yerde toplanarak aynı zamanda daha sade bir düzen de oluşturulmuştur.

  1. DSM-5’te “Pika (Pica)” ve “Geviş Getirme (Rumination)” tanısını artık yalnızca bebek ve çocuklar değil, her yaştan kişiler alabilir.

DSM-4-TR’de tanı ölçütlerinde açıkça belirtilmiş olmasa da “Pika” ve “Geviş Getirme” bozuklukları bebeklik ve erken çocuklukla ilişkilendirilmiştir. DSM-5’te bu durum kaldırılmıştır.

Değişikliğin Gerekçeleri

“Pika” ve “Geviş Getirme” aslında yetişkinlikte de görülen bozukluklardır. DSM-4-TR’deki bu kusur DSM-5’te kaldırılmıştır.

  1. DSM-5’te “Bluimiya Nervoza” bozukluğunun tanı ölçütlerinde üç aylık dönemdeki atak sıklığı şartı 2’den 1’e indirilmiştir.

DSM-4-TR’de yeme ve ödünleyici davranış atakları için gerekli görülen sıklık 3 aylık bir dönemde 2 kez idi. DSM-5’te bu 1’e indirilmiştir. DSM-5’teki “Bulimiya Nervoza”nın C tanı ölçütü artık şöyledir:

Atak sıklığı için “tıkınırcasına yeme davranışlarının ve uygunsuz ödünleyici davranışların her ikisi de, ortalama, üç ay içinde, en az haftada bir kez olmuştur.”

  1. DSM-5’te “Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu (Binge-Eating Disorder)” için şart koşulan sıklık 6 ayda 2 ataktan, 3 ayda 1 atağa indirilmiştir.

DSM-5 “Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu”nu  “Bulimiya Nervoza” ile aynı periyoda çekmiştir. (Tabi 6 ayda 2 atak ile 3 ayda 1 atak aynı sıklığa karşılık geliyorsa da tanı için tamamen aynı etkiyi oluşturmamaktadır.)

Değişikliğin Gerekçeleri

“Bulimiya Nervoza” ile “Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu” birbirine pek çok bakımdan benzemektedir. Bunlar için şart koşulan atak periyotlarının farklı olmasının gerekçeleri DSM-5’te ikna edici bulunmamıştır.

  1. DSM-5’te “Anoreksiya Nervosa”nın tanı ölçütlerinden “amenore (amenorrhea)” çıkartılmıştır ve tanı ölçütlerinde bazı küçük değişiklikler yapılmıştır.

DSM-4-TR’de “Anoreksiya Nervosa”nın D tanı ölçütünde “amenore” bulunması koşulu vardı. Amenore “en az üç ardışık menstural  siklusun olmaması” anlamına gelmektedir. DSM-5’te ise bu koşul (dolayısıyla D tanı ölçütü) tamamen kaldırılmıştır. Yani DSM-5’te artık kişide “amenore” olmasa bile “Anoreksiya Nervosa” tanısı alabilir. DSM-4-TR’de ayrıca bozukluğun A ve B tanı ölçütlerinde de küçük değişiklikler yapılmıştır. Bozukluğun DSM-4-TR’deki A tanı ölçütü şöyleydi:

“Yaşı ve boy uzunluğu için olağan sayılan en az kiloda ya da bunun üzerinde bir vücut ağırlığına sahip olmayı kabul etmeme (örn. beklenenin  %  85’inin altında bir vücut ağırlığına  sahip olmaya yol açan bir kilo  kaybı ya da büyüme dönemi sırasında, beklenenin % 85’inin altında bir  vücut  ağırlığına sahip olmaya yol  açacak  bir  biçimde  beklenen  kilo  alımını  gerçekleştirmeme).”

Bu ölçüt DSM-5’te şu hale getirilmiştir:

“Gereksinimlere göre erke (enerji) alımını kısıtlama tutumu, kişinin yaşı, cinsiyeti, gelişimsel olarak izlediği yol ve beden sağlığı bağlamında belirgin bir biçimde düşük bir vücut ağırlığının olmasına yol açar. Belirgin bir biçimde düşük vücut ağırlığı, olağan en düşüğün altında ya da çocuklar ve gençler için beklenen en düşüğün altında olarak tanımlanır.”

Görüldüğü gibi DSM-5’te, DSM-4-TR’de bulunan “beklenenin %85’in altında bir vücut ağırlığı” gibi ifadeler kaldırılmış ve bu tanı ölçütü biraz daha genelleştirilmiştir. DSM-5’te bozukluğun B tanı ölçütü de sağlamlaştırılmıştır. Bozukluğun DSM-4-TR’deki B tanı ölçütü şöyleydi:

“Beklenenin altında bir vücut ağırlığına sahip olmasına karşın kilo almaktan ya da şişman biri olmaktan aşırı korkma.”

Bu ölçüt de DSM-5’te şu hale getirilmiştir:

“Kilo almaktan ya da şişmanlamaktan çok korkma ya da belirgin bir biçimde düşük vücut ağırlığında olmasına karşın kilo almayı güçleştiren sürekli davranışlarda bulunma.”

Görüldüğü gibi DSM-5’te B tanı ölçütüne “kilo almayı güçleştiren sürekli davranışlarda bulunma” gibi bir koşul da eklenmiştir.

Değişikliğin Gerekçeleri

DSM-4-TR’deki “amenore” koşulu tanı güvenilirliğini azaltıyordu. (Örneğin erkek anoreksiyalar için bu koşul anlamsızdır ve doğum kontrol hapları gibi çeşitli ilaçlar da “amenore” benzeri durum yaratabilmektedir.) Benzer biçimde DSM-4-TR’deki A ve B tanı ölçütleri de belirsizlikler içeriyordu. DSM-5’te bunlar daha açık hale getirilmiştir. Genel olarak “Anoreksiya Nervosa” için DSM-5’te yapılan değişikliklerin tanı güvenilirliğini ve geçerliliğini artırmaya yönelik olduğu söylenebilir.

  1. DSM-5’te Dışa Atım Bozuklukları (Elimination Disorders)” “Genellikle İlk Kez Bebeklik, Çocukluk ya da Ergenlik Döneminde Tanısı Konan Bozukluklar” bölümünden çıkartılıp ayrı bir bölüm haline getirilmiştir.

DSM-4-TR’de “Dışa Atım Bozuklukları” “Genellikle İlk Kez Bebeklik, Çocukluk ya da Ergenlik Döneminde Tanısı Konan Bozukluklar” bölümündeydi. DSM-5’te buradan alınarak ayrı bir bölüm haline getirilmiştir. Ancak buradaki bozuklukların tanı ölçütlerinde bir değişiklik yapılmamıştır.

Değişikliğin Gerekçeleri

“Dışa Atım Bozuklukları” yalnızca bebeklik, çocukluk ya da ergenlik döneminde görülmek zorunda değildir. Bu nedenle bu bozuklukların o bölümden çıkartılarak ayrı bir bölüme yerleştirilmesi uygun görülmüştür.

  1. DSM-5’te “Uyku Bozuklukları (Sleep Disorders)” bölümünün ismi “Uyku-Uyanma Bozuklukları (Sleep-Wake Disorders)” biçiminde değiştirilmiştir.

DSM-4-TR’deki Uyku Bozuklukları ağacı şöyleydi:

DSM-4-TR’deki Uyku Bozuklukları (Sleep Disorders) Ağacı

– Primer Uyku Bozuklukları

– Dissomnialar (Dyssomnias)

– Primer Insomnia (Primary Insomnia) [307.42]

– Primer Hipersomnia (Primary Hypersomnia) [307.44]

– Narkoplepsi (Narcolepsy)[347]

– Solunumla İlişkili Uyku Bozukluğu (Breathing-Related Sleep Disorder) [780.59]

– Sirkadyen Ritim Bozukluğu (Circadion Rhythm Sleep Disorder) [307.45]

– Başka Türlü Adlandırılmayan Dissomnia (Dyssomnina NOS) [307.47]

– Parasomnialar (Parasomnias)

– Kabus Bozukluğu (Nightmare Disorder) [307.47]

– Uyku Terörü Bozukluğu (Sleep Terror Disorder) [307.46]

– Uyurgezerlik Bozukluğu (Sleepwalking Disorder) [307.46]

– Başka Türlü Adlandırılmayan Parasomnia (Parasomnia NOS) [307.47]

– Başka Bir Mental Bozuklukla İlişkili Uyku Bozuklukları (Sleep Disorders Related To Another Mental Disorder)

– … ile İlişkili İnsomnia (Insomnia Related to …) [307.42]

– … ile İlişkili Hipersomnia (Hypersomnia Related to …) [307.44]

– Diğer Uyku Bozuklukları (Other Sleep Disorders)

– …’e Bağlı Uyku Bozukluğu (Sleep Disorder Due To …) [780.xx]

– Insomnia Tipi (Insomnia Type) [780.52]

– Hipersomnia Tipi (Hypersomnia Type) [780.54]

– Parasomnia Tipi (Parasomnia Type) [780.59]

– Karışık Tip (Mixed Tmpe) [780.59]

– Madde Kullanımının Yol Açtığı Uyku Bozukluğu (Substance-Induced Sleep Disorders)

DSM-5’teki “Uyku-Uyanma Bozuklukları”nın ağacı ise şöyledir:

DSM-5’teki Uyku-Uyanma Bozuklukları (Sleep-Wake Disorders) Ağacı

– Insomnia Bozukluğu (Insomnia Disorder)  [780.52] [G47.00]

– Hipersomnolans (Aşırı Uykululuk)  Bozukluğu  [780.54] [G47.10]

– Narkolepsi

– Katalepsi Olmadan Ancak Hipokretin Eksikliği İle Birlikte Narkolepsi (Narcolepsy Without Cataplexy but with Hypocretin Deficiency) [347.00] [G47.419]

– Kapelepsi İle Giden Ancak Hipokretin Eksikliği Olmadan Narkolepsi (Narcolepsy With Cataplexy but without Hypocretin Deficiency) [347.01] [G47.411]

– Otozomal Baskın Serebellar Ataksi, Sağırlık ve Narkolepsi (Autosomal Dominant Serebellar Ataxia, Deafness, and Narcolepsy) [347.00] [G47.419]

– Otozomal Baskın Narkolepsi, Şişmanlık ve Tip 2 Diyabet (Autosomal Dominant Narcolepsy, Obesity, and Type 2 Diabetes) [[347.00] [G47.419]

– Başka Bir Tıbbi Duruma İkincil (Sekonder) Narkolepsi (Narcolepsy secondary to another medical condition) [347.10] [G47.429]

– Solunumla İlişkili Uyku Bozuklukları (Breathing-Related Sleep Disorders)

– Tıkayıcı Uyku Apnesi Hipopnesi (Obstructive Sleep Apnea Hypopnea) [327.23] [G47.33]

– Merkezi Uyku Apnesi (Central Sleep Apnea)

– İdiyopatik Merkezi Uyku Apnesi (Idiopatic Central Sleep Apnea) [327.21] [G47.31]

– Cheyne-Stokes Solunumu (Cheyne-Stokes Breathing) [786.04] [R06.3]

– Opiyat Kullanımı ile Eşzamanlı Merkezi Uyku Apnesi (Central Sleep Apnea Comorbid With Opioid Use) [780.57] [G47.37]

– Uyku ile İlişkili Hipoventilasyon (Sleep-Related Hypoventilation)

– İdiyopatik Hipoventilasyon (Idiopathic hypoventilation) [327.24] [G47.34]

– Konjenital Merkezi Alveolar Hipoventilasyon (Congenital Central Alveolar Hypoventilation) [327.25] [G47.35]

– Eştanılı Uyku İle İlişkili Hipoventilasyon (Comorbid sleep-related hypoventilation) [327.26] [G47.36]

– Yirmi Dört Saatlik (Sirkadiyen) Düzenle İlgili Uyku-Uyanma Bozuklukları (Circadian Rhythm Sleep-Wake Disorders )

– Gecikmeli Uyku Evresi Tipi (Delayed Sleep Phase Type) [307.45] [G47.21]

– Öne Kaymış Uyku Evrsi Tipi (Advanced Sleep Phase Type)  [307.45] [G47.22]

– Düzensiz Uyku-Uyanma Tipi (Irregular Sleep-Wake Type)  [307.45] [G47.23]

– 24 Saatlik Olmayan Uyku-Uyanma Tipi (Non-24-hour sleep-wake type)  [307.45] [G47.24]

– Vardiyalı İş Tipi (Shift Work Type  [307.45] [G47.26]

– Belirlenmemiş Tip (Unspecified Type) [307.45] [G47.20]

– Parasomniler (Parasomnias)

– Hızlı Göz Devinimleri Uykusu Dışında (Non-REM) Uykudan Uyanma Bozuklukları (Non-Rapid Eye Movement Sleep Arousal Disorders)

– Uyugezerlik Tipi (Sleepwalking Type)  [307.46] [F51.3]

– Karabasan Tipi (Sleep Terror Type)  [307.46] [F51.5]

– Kabus Bozukluğu (Nightmare Disorder) [327.412] [G47.52]

– Hızlı Göz Devinimleri (REM) Uykusunda Davranış Bozukluğu (Rapid Eye Movement Sleep Behavior Disorder) [327.42] [G47.52]

– Huzursuz Bacaklar Sendromu (Restless Legs Syndrome) [333.94] [G25.81]

– Maddenin/İlacın Yol Açtığı Uyku Bozukluğu (Substance/Medication-Induced Sleep Disorder)

– Belirlenmiş Diğer Bir Uykusuzluk Bozukluğu (Other Specified Insomnia Disorder) [780.52] [G47.09]

– Belirlenmemiş Insomnia Bozukluğu (Unspecified Insonmia Disorder) [780.5] [G47.00]

– Belirlenmiş Bir Aşırı Hipersomnolans Bozukluğu (Other Specified Hypersomnolence Disorder) [780.54] [G47.19]

– Belirlenmemş Hipersomnolans Bozukluğu (Unspecified Hypersomnolence Disorder) [780.54] [G47.10]

– Belirlenmiş Diğer Bir Uyku-Uyanma Bozukluğu (Other Specified Sleep-Wake Disorder) [780.59] [G47.8]

– Belirlenmemiş Uyku Uyanma Bozukluğu (Unspecified Sleep-Wake Disorder) [780.59] [G47.9]

Görüldüğü gibi DSM-4-TR’deki bazı bozuklukların ismi değiştirilmiştir. Örneğin DSM-5’te “Primer Insomnia” yerine “Insomnia Bozukluğu”, “Primer Hipersomnia” yerine “Hipersomnolans Bozukluğu” isimleri tercih edilmiştir.  DSM-5’te “Solunumla İlgili Uyku Bzuklukları” ayrı bir grup olarak tanımlanmış, uyku apneleri ve hipoventilasyon bozuklukları bu gruba eklenmiştir. (Aslında uyku apnesi ve hipoventilasyonla ilgili bozukluklar birincil derecede nörolojinin alanına girmektedir. Bu nedenle bu bozukluklar ICD’nin 6. Bölümündeki G’li kodlara sahiptir.)

Değişikliğin Gerekçeleri

DSM-4-TR’deki “Uyku Bozuklukları” ismi yanlış anlaşılmaya yol açabiliyordu. Çünkü “Uyku Bozuklukları” denilince yalnızca uyuma ile ilgili bozukluklar akla gelmektedir. Oysa “Uyku-Uyanma Bozuklukları” ismi daha genel ve kapsayıcıdır. DSM-4-TR’deki “Primer Insomnia” ve “Primer Hipersomnia” isimlerine “Primer” niteleyicisi bu bozuklukların “sekonder” olmadığını vurgulamak için getirilmişti. Hâlbuki “primer” ve “sekonder” durumların ayrıştırılması da tanı güvenilirliğini düşürmektedir. Bunun yanı sıra apne ve hipovebtilasyon bozukluklarının da elkitabına dahil edilmesi de “Uyku-Uyanma Bozuklukları” bölümünü daha kapsayıcı hale getirmiştir.

  1. DSM-5’te, DSM-4-TR’deki “Başka Bir Mental Bozukluğa Bağlı Uyku Bozukluğu” ve “Başka Bir Tıbbi Duruma Bağlı Uyku Bozukluğu” isimli bozukluklar elkitabından çıkartılmış onun yerine ilgili bozukluklara yeni belirleyiciler (specifiers) getirilmiştir.

DSM-5’te “Uyku-Uyanıklık Bozuklukları”na -yukarıdaki ağaçtan da görülebileceği gibi- yeni birtakım belirleyiciler getirilmiştir. Bu belirleyicilerden “Eştanılı (Komorbid)” olanlar bozukluğun başka bir mental bozukluktan ya da tıbbi durumdan kaynaklandığını belirtmektedir.

Değişikliğin Gerekçeleri

Bu değişiklikle DSM-5’te bozukluğun “neden kaynaklandığının” yerine “bozukluğun kendisine” vurgu yapılmıştır. Bozuklukların belirleyicileri zaten DSM-4-TR’deki iki durumu da karşılayabilmektedir.

  1. DSM-5’te “Narkolepsi” için çeşitli alt gruplar tanımlanmıştır.

DSM-5’te “Narkolepsi” için beş alt tip tanımlanmıştır: “Katalepsi Olmadan Ancak Hipokretin Eksikliği İle Birlikte Narkolepsi”, “Kapelepsi İle Giden Ancak Hipokretin Eksikliği Olmadan Narkolepsi”, “Otozomal Baskın Serebellar Ataksi, Sağırlık ve Narkolepsi”, “Otozomal Baskın Narkolepsi, Şişmanlık ve Tip 2 Diyabet” ve “Başka Bir Tıbbi Duruma İkincil (Sekonder) Narkolepsi”. Halbuki DSM-4-TR’de bu alt tipler yoktur.

Değişikliğin Gerekçeleri

DSM-4’ten bu yana “hipokretin” ekisikliğinin narkolepsi oluşturduğu artık iyice anlaşıldığı için bu durum tanı ölçütlerine yansıtılmıştır. DSM-5’e bu alt tiplerin eklenmesiyle “Narkolepsi” daha betimleyici bir hale getirilmiştir.

  1. DSM-5’te “Solunumla İlişkili Uyku Bozuklukları (Breathing-Related Sleep Disorders)” ayrı bir grup haline getirilmiş ve uyku apneleri ile hipoventilasyon bozuklukları bu gruba yerleştirilmiştir.

DSM-4-TR’de “Solunumla İlişkili Uyku Bozukluğu” alt tiplere ayrılmıyordu. Ancak elkitabının “Tanı Özellikleri (Diagnostic Feature)” kısmında bunların hangi bozukluklardan kaynaklanabileceği belirtilmişti. DSM-5’te ise “Solunumla İlişkili Uyku Bozuklukları” bir grup haline getirilmiş, “Tıkayıcı Uyku Apnesi Hipopnesi (Obstructive Sleep Apnea Hypopnea)”, “Merkezi Uyku Apnesi (Central Sleep Apnea)” ve “Uyku ile İlişkili Hipoventilasyon (Sleep-Related Hypoventilation)” ismiyle üç yeni bozukluk bu gruba eklenmiştir.

Değişikliğin Gerekçeleri

DSM-4-TR’den bu yana uykunun patafizyolojisi daha iyi anlaşılmaya başlanmıştır. Değişikliklerin bu yeni bulguları yansıtmak içi yapıldığı söylenebilir. Bunun yanı sıra bu alt tiplerin tedavi planları da farklıdır. Alt tiplendirmeyle tanının tedavi için daha fazla ipucu vermesi de sağlanmıştır.

  1. DSM-5’te “Sirkadyen Ritim Uyku Bozukluğu (Circadian Rhythm Sleep Disorder)”nun ismi “Sirkadyen Ritim Uyku-Uyanma Bozukluğu (Circadian Rhythm Sleep-Wake Disorders)” biçiminde değiştirilmiş ve bozukluğa bazı yeni alt tipler eklenmiştir.

DSM-TR’de “Sirkadyen Ritim Bozukluğu”nun şu alt tipleri vardı:

– Gecikmiş Uyku Evresi Tipi (Delayed Sleep Phase Type) [307.45]

– Jet Lag Tipi (Jet Lag Type) [307.45]

– Vardiyalı İş Tipi (Shift Work Type) [307.45]

– Belirlenmemiş Tip (Unspecified Type) [307.45]

DSM-5’teki alt tipler ise şu hale getirilmiştir (yeni eklenenlerin altı çizilmiştir):

– Gecikmiş Uyku Evresi Tipi (Delayed Sleep Phase Type) [307.45] [G47.21]

– İlerlemiş Uyku-Uyanma Evresi Tipi (Advanced Sleep-Wake Type) [307.45] [G47.22]

– Düzensiz Uyku-Uyanma Tipi (Irregular Sleep-Wake Type) [307.45] [G47.23]

– Yirmi Dört Saatlik Olmayan Uyku-Uyanma Tipi (Non-24-Hour Sleep-Wake Type) [307.45] [G47.24]

– Vardiyalı İş Tipi (Shift Work Type) [307.45] [G47.26]

– Belirlenmemiş Tipi (Unspecified Type) [307.45] [G47.20]

Ayrıca DSM-5’te “Jet Lag Tipi”nin kaldırıldığına da dikkat ediniz.

Değişikliğin Gerekçeleri

Yeni alt tiplerle “Sirkadyen Ritim Bozukluğu” ICD’nin G kodlu “Sinir Sistemi Hastalıkları” bölümüyle uyumlu hale getirilmiştir. “Jet Lag Tipi”nin kaldırılması da alt tip belirleme güvenliğini artırmaktadır. (Jet Lag kavramının nesnel olarak tanımlanması zaten sorunlu bir konuydu.)

  1. DSM-5’te “Uyurgezerlik Bozukluğu (Sleepwalking Disorder)” ve “Kabus Bozukluğu (Nightmare Disorder)” ayrı birer bozukluk olmaktan çıkartılmış, “Hızlı Göz Devinimleri Dışında Uykudan Uyanma Bozuklukları (Non-Rapid Eye Movement Sleep Arousal Disorders)” isimli bir bozukluğun alt tipleri yapılmıştır.

DSM4-TR’de “Uyurgezerlik Bozukluğu” ve “Kabus Bozukluğu” “Parasomnia”lar grubunda bulunan bozukluklardı. DSM-5’te ise bu bozukluklar birleştirilerek “Hızlı Göz Devinimleri Dışında Uykudan Uyanma Bozuklukları” isimli yeni bir bozukluğun alt tipleri haline getirilmiştir.

Değişikliğin Gerekçeleri

Araştırmalar “Uyurgezerlik Bozukluğu” ile Kabus Bozukluğu”nun benzer fizyolojik mekanizmlara sahip olduğunu göstermektedir. DSM-5’te bu iki bozukluk ortak bir isim altında toplanarak tanı ölçütleri daha güvenilir hale getirilmiştir.

  1. DSM-5’te “Parasomnia’lar” grubuna “Hızlı Göz Devinimleri (REM) Uykusunda Davranış Bozukluğu (Rapid Eye Movement Sleep Behavior Disorder)” ve “Huzursuz Bacaklar Sendromu (Restless Legs Syndrome)” isimli iki ayrı bozukluk eklenmiştir.

DSM-5’e eklenen “Hızlı Göz Devinimleri (REM) Uykusunda Davranış Bozukluğu” ve “Huzursuz Bacaklar Sendromu” DSM-4-TR’de  “Başka Türlü Adlandırılmayan Dissomnia” olarak tanı alıyordu. DSM-5’te bunlar ayrı birer bozukluk biçiminde  tanımlanmıştır.

Hızlı Göz Devinimleri (REM) Uykusunda Davranış Bozukluğu”nun tanı ölçütleri şöyledir:

  1. Konuşma ve/ya da karmaşık devinsel (motor) davranışların eşlik ettiği, yineleyici, uyku sırasında uyanma dönemleri.
  2. Bu davranışlar, hızlı göz devinimleri (REM) uykusu sırasında olur, bu yüzden genellikle uykunun başlamasının ardından 90 dakikadan daha uzun bir süre geçtikten sonra ortaya çıkar ve uyku evresinin daha sonraki bölümlerinde daha sık görülür ,ve sık olmasa da gündüz kestirmelerinde de ortaya çıkar.
  3. Kişi, bu dönemlerden uyandığında tam olarak uyanık olur, şaşkınlık içinde olmaz ya da yönelim bozukluğu olmaz.
  4. Aşağıdakilerden biri vardır:
  5. Polisomnografi incelemesinde kas gerilimi yokluğu (atoni) olmayan REM uykusu.
  6. REM uykusu davranış bozukluğunu düşündüren bir öykü ya da bir sinükleinopati tanısı konmuş olması (örn. Parkinson hastalığı, çoğul dizge atrofisi).
  7. Bu dönemler, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olur (kendini ya da birlikte yattığı kişiyi yaralamayı da kapsayabilir).
  8. Bu bozukluk, bir maddenin (örn. kötüye kullanılabilen bir madde, bir ilaç) ya da başka bir sağlık durumunun fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamaz.
  9. Eşzamanlı ruhsal bozukluklar ya da sağlık durumları bu dönemleri açıklamaz.

“Huzursuz Bacaklar Sendromu”nun da tanı ölçütleri şöyledir:

  1. Aşağıdakilerin tümü ile belirli, genellikle bacaklarda, rahatsız eden ve hoş olmayan birtakım duyumların eşlik ettiği ya da bunlara bir tepki olarak ortaya çıkan, bacaklarını hareket ettirmeye zorlanma itkisi:
  2. Bacakları hareket ettirmeye zorlanma itkisl, dinlenildiği ya da etkinlik gösterilmediği zamanlarda başlar ya da kötüleşir.
  3. Bacakları hareket ettirmeye zorlanma itkisi, hareket ettirmeyle birlikte belirli bir ölçüde azalır ya da tümüyle ortadan kalkar.
  4. Bacakları hareket ettirmeye zorlanma itkisl, gündüz olduğundan daha çok akşamları ya da geceleri kötüleşir ya da yalnızca akşamları ya da geceleri ortaya çıkar.
  5. A tanı ölçütündeki belirtiler, en az haftada üç kez ortaya çıkar ve en az üç aydır vardır.
  6. A tanı ölçütündeki belirtilere klinik açıdan belirgin bir sıkıntı ya da toplumsal, işle ilgili, okulla ilgili, davranışsal işlevsellik alanlarında ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşme eşlik eder.
  7. A tanı ölçütündeki belirtiler, başka bir ruhsal bozukluğa ya da sağlık durumuna (örn. artrit, bacak ödemi, periferik iskemi, bacak kasınçları) bağlanamaz ve davranışsal bir durumla (örn. konumsal rahatsızlık, ayaklarını yere vurma alışkanlığı) daha iyi açıklanamaz.

E.Bu belirtiler kötüye kullanılabilen bir maddenin ya da bir ilacın (örn. akatizi) fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamaz.

Değişikliğin Gerekçeleri

Son dönemdeki fizyolojik araştırmalar bu iki bozukluğun diğerlerinden farklı tanı özelliklerinin olduğunu göstermektedir. Öte yandan bu yeni bozuklukların eklenmesiyle DSM-4-TR’deki “Başka Türlü Adlandırılmayan Dissomnia” tanılarının azaltılması da hedeflenmiştir.

     50- DSM-5’te “Madde Kötüyekullanımı” ile “Madde Bağımlılığı”, “Madde Kullanım Bozukluğu” biçiminde birleştirilmiştir.

DSM-4-TR’de “Madde Kötüyekullanımı” ile “Madde Bağımlılığı” farklı bozukluklar olarak değerlendirilmekteydi. Halbuki DSM-5’te bunlar birleştirilmiştir. Yani DSM-5’teki “Madde Kullanım Bozukluğu” adeta DSM-4-TR’deki “Madde Kötüyekullanımı” ve “Madde Bağımlılığı”nın birleştirilmiş halidir. Ancak DSM-5’te “sürekli yasal problemler oluşturma” cümlesi kaldırılmış onun yerine “ısrarlı bir biçimde sürdürme” cümlesi eklenmiştir.

Değişikliğin Gerekçeleri

Madde kötüyekullanımı ve madde bağımlılığı birbirine benzer kavramlardır ve bunların arasında kesin bir sınır çizme konusunda bir sorun bulunmaktadır. Bu da tanı güvenilirliğini ve geçerliliğini azaltan bir unsur olarak görülmüştür. Bu iki bozukluk birleştirilerek tanı güvenilirliğinin ve geçerliliğinin ve stabilitesinin artırılacağı düşünülmüştür.

Kaynakça

American Psychiatric Association. (2000). Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (4th ed., text rev.). Washington, DC.

American Psychiatric Asociation. (2007). Ruhsal Bozuklukların Tanımsal ve Sayımsal Elkitabı. (Çeviri Editörü: E. Köroğlu). Ankara: Boylam Psikiyatri Enstitüsü.

American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (5th ed.). Washington, DC.

American Psychiatric Association. (2014). Highlights of Changes From DSM-4-TR to DSM-5. American Psychiatric Publication.

Köroğlu, E. (2013). DSM-5 Tani Ölçütleri. Ankara: Boylam Psikiyatri Enstitüsü.

Öztürk, O. (2014). DSM-5 Türkçe Çevirisi Üzerine. Türk Psikiyatri Dergisi.

(Bu makale İstanbul Arel Üniversitesi Klinik Psikoloji Doktora Programında Doç. Dr. (Md) Mazlum Çöpür tarafından verilen “İleri Psikopatoloji” dersi için final ödevi olarak hazırlanmıştır)

Kaan Aslan

Kaynak: http://www.psikopatoloji.info/?p=9

Psk.Dr.Sezai Kalafat hakkında 35 makale
Psk. Dr. Sezai KALAFAT 1967 Karadeniz Ereğli doğumludur. İlk, orta ve lise eğitimini burada tamamlamıştır. 1993 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Psikoloji bölümünden Psikolog unvanıyla mezun olmuştur. Doktorasını İstanbul Üniversitesinde tamamlamıştır. Üniversitede akademik personel olarak görev yaptıktan sonra Ereğli Cogito Danışmanlığı kurmuştur. Psk. Dr. Sezai KALAFAT halen Ereğli Cogito Danışmanlık’ta çalışmalarına devam etmektedir. Aldığı Eğitimler (Eğitimi Veren, Eğitimin Konusu, Eğitimci, Eğitim Tarihi sırasında verilmiştir): 1- PSİKONET, Şema Terapi: Model ve Teknikler eğitimi, Psikiyatrist Dr. H. Alp Karaosmanoğlu, Ekim 2013; 2- CBTISTANBUL, Kognitif Terapi İlkeleri & Depresyon Tedavisinde Uygulanması, Dr. Emel Stroup, Kasım 2013; 3- CBTISTANBUL, Kognitif Terapinin Anksiyete Tedavisinde Uygulanması, Dr. Emel Stroup, Aralık 2013; 4- CBTISTANBUL, Kognitif Terapi Yönelimli Klinik İlk Görüşme & Terapi Becerileri, Dr. Emel Stroup, Eylül 2014.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*