4 yıldır evliyim,henüz çocuğum yok.Niye yok?Çocuğu çok önemsediğim için yok.Yıllarca annemi beni ve ikizimi yanlış metotlarla terbiye etmekle suçladım.Şartlar öyleydi,diyor.O zaman doğurmasaydın,diyorum.Annem bize çok ağır şeyler yapmamış,hani tv'de falan izliyorum,yine de şükür,diyorum.Ama cehalet ,şimdiki yetişkini öyle dönülmez acılarla boğuşturuyor ki...
Lütfen çocuğunuza kendisini değerli hissettirin.Kendini güvende hissetsin.Seviliyorum,arkamdalar,desin.
Annem çalıştığı için kardeşimle bana köyde babaannem bakmış.Hafta sonları babam ve annem yanımıza gelirlermiş,biz de ayrılırken ağlarmışız ortalığı birbirine katarak.Babaannem çocuklar ağlamasın,unutsun! diye 'Bak,anneniz kötü,iyi olsa sizi atıp gider miydi?' diyerek bizi avutmaya çalışırmış.Niyet iyi ve babaannemle annem arasında da bir sorun yok.Biz ,aşırı korumacı bir tavırla yetiştiriliyoruz ve okul çağımız geliyor.Artık o kötü annenin! yanına geliyoruz ve sorunlar başlıyor...Okula alışamıyoruz,sosyal ortamlardan kaçıyoruz,güvensiziz,birbirimize yetiyoruz.
Ergenlik de sorunlarla geçiyor.Sosyal fobi teşhisi koyuyor rahmetli Atalay Yörükoğlu.Ünv. bitiyor.İş bulmak zor ya,ne iş olsa yaparız,diyoruz.Ne iş olsa yaparım,masum bir laf değil mi?Değil,şimdi anlıyorum ki (kendi açımdan) bu, kendine değer biçmemekmiş.Ne haddime benim gönlümdeki,bana uyan mesleği seçmek.Okuduğum alanının çok uzağında,babamın yönlendirdiği bir işe yıllarımı verdim.Çok mücadele verdim,ama olmadı.
Evlilik kararı...O çok mu farklıydı?Evet,kendi seçtiğim kişiyle evlendim ama aynı saplantılı,çarpık düşüncelerle.Sen çok önemli,değerli biri misin ki, mesleği ve tahsili senden üstte(o zamanki bakışım bunların önemli olmadığı şeklindeydi.Bu,savunma mekanizması gibi bir şeymiş meğer.Yanlış anlaşılmasın şekli hallere takılmıyorum ama bunun yanlış benlik algımdan kaynaklanması çok acı) ve en önemlisi ailene layık ve senin değerini bilecek ailesi olan birini talep ediyorsun?
Şu an yıllarını, daha iyi olur diyerek yanlış bir mesleğe vermiş ve eşi tarafından kısmen,eşinin ailesi tarafından da hiç ama hiç değeri bilinmeyen,aşağılanan,orda burda iftiralar atılan,nasıl ayırırız bunları diye planlar yapılan bir kişiyim.Ailem bu konuda hiç bir zaman beni desteklemedi.Hatta eşim beni anneme şikayet etme küstahlığına sahip.Sanki beni değil de eşimi doğurdu kendisi.
Velhasıl,ben bunlardan çok dersler çıkardım.Hepsinin kaynağı kendine değer biçmemek.Bunun adı şımarıklık,kendini beğenmişlik değil.Bunu yapmalıyız.Ayrıca küçükken hatırlıyorum,küçükken ev gezmelerine gittiğimizde çocuklar hep birbirlerini şikayet ederler ya;biz hep(ikizim ve ben) şikayet edilen taraf olurduk.Demek şikayet etmişiz,etmemeyi öğrenmişiz,çünkü hep biz şuçlu görülmüşüz.
Ne olur çocuklarınıza kendilerini değerli, sahipli hissettirin....
Lütfen çocuğunuza kendisini değerli hissettirin.Kendini güvende hissetsin.Seviliyorum,arkamdalar,desin.
Annem çalıştığı için kardeşimle bana köyde babaannem bakmış.Hafta sonları babam ve annem yanımıza gelirlermiş,biz de ayrılırken ağlarmışız ortalığı birbirine katarak.Babaannem çocuklar ağlamasın,unutsun! diye 'Bak,anneniz kötü,iyi olsa sizi atıp gider miydi?' diyerek bizi avutmaya çalışırmış.Niyet iyi ve babaannemle annem arasında da bir sorun yok.Biz ,aşırı korumacı bir tavırla yetiştiriliyoruz ve okul çağımız geliyor.Artık o kötü annenin! yanına geliyoruz ve sorunlar başlıyor...Okula alışamıyoruz,sosyal ortamlardan kaçıyoruz,güvensiziz,birbirimize yetiyoruz.
Ergenlik de sorunlarla geçiyor.Sosyal fobi teşhisi koyuyor rahmetli Atalay Yörükoğlu.Ünv. bitiyor.İş bulmak zor ya,ne iş olsa yaparız,diyoruz.Ne iş olsa yaparım,masum bir laf değil mi?Değil,şimdi anlıyorum ki (kendi açımdan) bu, kendine değer biçmemekmiş.Ne haddime benim gönlümdeki,bana uyan mesleği seçmek.Okuduğum alanının çok uzağında,babamın yönlendirdiği bir işe yıllarımı verdim.Çok mücadele verdim,ama olmadı.
Evlilik kararı...O çok mu farklıydı?Evet,kendi seçtiğim kişiyle evlendim ama aynı saplantılı,çarpık düşüncelerle.Sen çok önemli,değerli biri misin ki, mesleği ve tahsili senden üstte(o zamanki bakışım bunların önemli olmadığı şeklindeydi.Bu,savunma mekanizması gibi bir şeymiş meğer.Yanlış anlaşılmasın şekli hallere takılmıyorum ama bunun yanlış benlik algımdan kaynaklanması çok acı) ve en önemlisi ailene layık ve senin değerini bilecek ailesi olan birini talep ediyorsun?
Şu an yıllarını, daha iyi olur diyerek yanlış bir mesleğe vermiş ve eşi tarafından kısmen,eşinin ailesi tarafından da hiç ama hiç değeri bilinmeyen,aşağılanan,orda burda iftiralar atılan,nasıl ayırırız bunları diye planlar yapılan bir kişiyim.Ailem bu konuda hiç bir zaman beni desteklemedi.Hatta eşim beni anneme şikayet etme küstahlığına sahip.Sanki beni değil de eşimi doğurdu kendisi.
Velhasıl,ben bunlardan çok dersler çıkardım.Hepsinin kaynağı kendine değer biçmemek.Bunun adı şımarıklık,kendini beğenmişlik değil.Bunu yapmalıyız.Ayrıca küçükken hatırlıyorum,küçükken ev gezmelerine gittiğimizde çocuklar hep birbirlerini şikayet ederler ya;biz hep(ikizim ve ben) şikayet edilen taraf olurduk.Demek şikayet etmişiz,etmemeyi öğrenmişiz,çünkü hep biz şuçlu görülmüşüz.
Ne olur çocuklarınıza kendilerini değerli, sahipli hissettirin....
Yorum