Duyuru

Collapse
No announcement yet.

EVLİLİK TERAPİLERİ

Collapse
X
  • Filtrele
  • Zaman
  • Göster
Clear All
new posts

  • #16
    Selamlar;buradaki tespitlere katılmamak elde değil.Ben şunu öğrenmek isterim:Ailede sorumluluk duygusu bütündür değil mi?Yani istediğiniz kadar değil almanız gerektiği kadar sorumluluk almak durumundasınızdır.Çocuğunuz var,eşinizin çocuğunuza davranışlarındaki bazı yanlışlıkları söylediğiniz de"o benim çocuğum değil mi,istediğim gibi davranırım"diyor ama iş mali sorumluluğa geldiğinde bu işi çözmenin bizim görevimiz(çocuk ve annenin)olduğunu söylüyor.(Çocuk henüz bekar)Bu düşüncenin yanlış olduğunu söylüyorsunuz, o an için kabul ediyor,konu tekrar açıldığında bakıyorsunuz eşiniz ilk başladığı noktada.Bu,ortak yaşamınızın her alanında böyle.Aşırı yüzeysel bakış açısı,sorumluluğunu anlattığınızda o anlık kabul,akabinde yada uygulama safhasına gelindiğinde yine kendi görüşünde diretiyor.Yani çok sıkıcı bir kısır döngü yaşıyorsunuz.
    Benim görüşüm eşlerin kıırıcı olmadan,kibar ve empatik tavırla birbirlerini eğitebileceği(değiştirebileceği değil)yönünde idi.Ama öğrendim ki,karşınızdaki insan da eğitilmeye müsait olmalı.Uğraşlarınızın boşa çıktığını göre göre sizde yoruluyor,tükeniyor ve hayatı akışına bırakıyorsunuz.Ama sahip olduğunuz değerlerden ve yaşam kalitesinden ödün veremiyorsunuz.İsterseniz buna eğitmek,değiştirmek,zorlamak gibi kesin ve katı anlamları yüklemeyelim.Yumuşak ama kararlı bir tavrınız var,çevrenizdeki bazı insanlara anlatabildiğiniz şeyleri eşinize anlatamıyorsunuz.Bunu izah ettiğinizde " ne yapayım ben böyleyim,değişemem ki" diyor...
    Yani ben dediğiniz gibi eşimi aile terapistine gitmeye ikna edebilirim,ama eşime yararı olacağına inancım yok. O an uzmana "tamam,haklısınız,sözünüzü tutacağım" der ama biliyorum ki,yine kendi bildiğini yapar.(Uzun yılların deneyimine dayanarak söylüyorum,peşin hükümlü olmamak gerekir diyebilirsiniz,haklısınız da ama sonuç böyle olur diye düşünüyorum,belki de her şeye rağmen denemekte fayda vardır)
    Bu tabloda ne önerirsiniz Saygıdeğer İyimser...Şimdiden teşekkür ediyorum.

    Yorum


    • #17
      Re: EVLİLİK TERAPİLERİ

      Orjinal yazı sahibi: iyimser
      Evlilik çatışması insan yaşamındaki problemlerin en rahatsız edici olanlarından biridir. Her evlilikte problemler yaşanır ancak kimi zaman problem durumları, çiftlerin derin bir hayal kırıklığı yaşadıkları boyuta gelip evliliğin devamını sorgulamaya kadar varabilir. Bu olumsuz gidişi durdurmak mümkündür. Çiftler bunu bazen kendi problem çözme becerileri ile profesyonel bir yardım almaksızın başarabilir, bazen de bir evlilik terapisine ihtiyaç vardır.


      Hangi noktada terapiste başvurmak gerekir?

      Hiçbir evlilik mükemmel değildir. Hemen her çift evliliği boyunca zaman zaman yardıma ihtiyaç duyabilir. Evlilik terapisi almak için mutlaka sıkıntılı bir evlilik içinde olmak da gerekmez. Bizim ülkemizde henüz pek alışılmış olmamakla birlikte, yurt dışında evlilikleri sağlam olan bir çok çift ilişkilerini daha da geliştirmek ya da çıkabilecek sorunları önlemek amacıyla evlilik danışmanlığı almakta ya da ilişki geliştirme programlarına katılmaktadır.

      Çatışmalı evlilikler çoğu insanın evlilik yaşamındaki iniş çıkışlardan farklı bir durum arz eder. Sorunlu evliliklerde ilişkideki hayal kırıklığı bir gelip bir gitmez, süreğendir ve kişiler evliliklerinden derin bir tatminsizlik duyarlar. Bu tür evliliklerde sık ve giderek şiddeti artan kavgalar yaşanır. Kavgalar çözüme götürmez, sadece tükenmişlik hissi yaratır. Sorunlu evliliklerde de bazen çiftler kavga etmez. Ama kavgalı olmamakla birlikte ilişki kaliteli değildir, eşler birbirlerinden tamamen kopukturlar; birbirleri için bir şeyler yapmayı ve iletişimi tamamen keserler, bu durumda evlilik yaşamında işler daha da kötüye gitmeye başlar.
      bence evlilik bir dansa benziyor... karşılıklı adımların çok iyi bilinmesi ve dengelenmesi gerekiyor... özellikle evliliklerde insnlar birbirlrini tanımadan evleniyorlar... buna ailelerin çocuklarını yetştirmedeki etkiler,i de ekleniyor... evlendikten sonra eşler ortak noktalarının ne kadar az olduğunu görüyorlar... paylaşımlar çok az oluyor... elektrik veren biri aranırken insanlar elektrik aldığı kişiden çarpılıyorlar... trapi yeterli mi
      toplumdaki çok az insan objektif olarak kendini yargılıyorlar... oysa evliliklerde ve hayatta insanlar karşısındakilere kızıp tepki vermek yerine o tepkiyi zamanın olayı soğutmasından sonra 24 saat sonra verseler kavgalar yüzde doksan azalır...

      Yorum


      • #18
        egunes,evliliği dansa benzetmene katılabilirim.Ama, tanıma konusunda sana biraz hak vermekle birlikte tamamen katılmam mümkün değil.Yıllarca flört ederek,yani birbirini tanıyarak evlenen çiftlerde neden daha fazla sorun yaşandığı tespit ediliyor dersin.Çocukluğu ve gençliği beraber geçmiş insanların evliliklerinde neden ağır sorunlar yaşanıyor.Demekki bazı sorunların yaşanması kaçınılmaz.Objektif olmak çok önemli,empati yapmak çok önemli,ama hiç bir şey tek taraflı olmuyor.Umutsuzluk yok,önemli olan sorunları tespit edip,çözüm bularak,mutlu yaşamak.Kavga meselesine gelince;hiç hoş bir şey değil,kendime ve insanoğluna yakıştırmıyorum,çok kaba buluyorum.Belki kavga edebilsem(etmiyor olmaktan mutluyum)rahatlar mıyım onu da bilmiyorum,ama sanmıyorum.En iyisi hayatı tüm gerçekliğiyle kabullenip,en mantıklı çözümleri bulmaya çalışmak.Hayat engelleriyle güzel.Aşma ve başarma mutluluğu yaşatıyor insana.

        Yorum


        • #19
          Orjinal yazı sahibi: anabella
          Selamlar;buradaki tespitlere katılmamak elde değil.Ben şunu öğrenmek isterim:Ailede sorumluluk duygusu bütündür değil mi?Yani istediğiniz kadar değil almanız gerektiği kadar sorumluluk almak durumundasınızdır.Çocuğunuz var,eşinizin çocuğunuza davranışlarındaki bazı yanlışlıkları söylediğiniz de"o benim çocuğum değil mi,istediğim gibi davranırım"diyor ama iş mali sorumluluğa geldiğinde bu işi çözmenin bizim görevimiz(çocuk ve annenin)olduğunu söylüyor.(Çocuk henüz bekar)Bu düşüncenin yanlış olduğunu söylüyorsunuz, o an için kabul ediyor,konu tekrar açıldığında bakıyorsunuz eşiniz ilk başladığı noktada.Bu,ortak yaşamınızın her alanında böyle.Aşırı yüzeysel bakış açısı,sorumluluğunu anlattığınızda o anlık kabul,akabinde yada uygulama safhasına gelindiğinde yine kendi görüşünde diretiyor.Yani çok sıkıcı bir kısır döngü yaşıyorsunuz.
          Benim görüşüm eşlerin kıırıcı olmadan,kibar ve empatik tavırla birbirlerini eğitebileceği(değiştirebileceği değil)yönünde idi.Ama öğrendim ki,karşınızdaki insan da eğitilmeye müsait olmalı.Uğraşlarınızın boşa çıktığını göre göre sizde yoruluyor,tükeniyor ve hayatı akışına bırakıyorsunuz.Ama sahip olduğunuz değerlerden ve yaşam kalitesinden ödün veremiyorsunuz.İsterseniz buna eğitmek,değiştirmek,zorlamak gibi kesin ve katı anlamları yüklemeyelim.Yumuşak ama kararlı bir tavrınız var,çevrenizdeki bazı insanlara anlatabildiğiniz şeyleri eşinize anlatamıyorsunuz.Bunu izah ettiğinizde " ne yapayım ben böyleyim,değişemem ki" diyor...
          Yani ben dediğiniz gibi eşimi aile terapistine gitmeye ikna edebilirim,ama eşime yararı olacağına inancım yok. O an uzmana "tamam,haklısınız,sözünüzü tutacağım" der ama biliyorum ki,yine kendi bildiğini yapar.(Uzun yılların deneyimine dayanarak söylüyorum,peşin hükümlü olmamak gerekir diyebilirsiniz,haklısınız da ama sonuç böyle olur diye düşünüyorum,belki de her şeye rağmen denemekte fayda vardır)
          Bu tabloda ne önerirsiniz Saygıdeğer İyimser...Şimdiden teşekkür ediyorum.
          Çocuğumuza istediğimiz gibi davranamayız. Çocuk da bir bireydir ve saygıyı haketmektedir. Eşlerden biri yanlış yaptığında diğeri ona yanlış yapıyorsun da dememelidir. Burda hemen savunma mekanizması çalışacaktır çünkü: "o benim de çocuğum" gibi... Bütün olay kaliteli bir iletişimde aslında. BEN dili diye birşey var sevgili anabella. Bu dili kullanmayı başarabilisek her türlü sorunu çözebiliriz. Yeterli ve kaliteli bir iletişim olmadığında ise kısırdöngü kaçınılşmaz olarak yaşanır. O anda kabul edilmiş gibi görünen fikirler aslında gerçekte kabul edilmemiştir. sadece geçiştirilmiştir çünkü. Eşle oturup konuşmak lazım. Çocuğun sorumluluğu ne ölçüde kimde, ben böyle düşünüyorum, ya sen? hatta konuşulanları bir kağıda yazıp imzalamak bile lazım (ola ki inkar eder diye, ben öyle demedim şeklinde).

          Bir terapiste gitmenin kesinlikle faydası olacaktır. Hiç tahmin etmediğiniz ölçüde hem de çünkü terapistler hiç akla gelmeyen yollar öneriyorlar ve aaa ben bunu hiç düşünmemiştim diyebiliyorsunuz.

          Sevgili anabellla, denemekten birşey kaybetmezsiniz hatta kazanırsınız. Sevgiyle kalın.

          Yorum


          • #20
            Teşekkür ederim Sevgili iyimser,önerinizi dikkate alacağım.Sizde sevgiyle kalın.

            Yorum

            İşleniyor...
            X