Duyuru

Collapse
No announcement yet.

Depresyon Sosyal Fobili Şizofreni vb....rahatsızlıklar neden ?

Collapse
X
  • Filtrele
  • Zaman
  • Göster
Clear All
new posts

  • Depresyon Sosyal Fobili Şizofreni vb....rahatsızlıklar neden ?

    birkaç düşüncem var affınıza sığınarak paylaşmak istiyorum
    pskoloji ile nedensiz bir ilgi alaka içindeyim
    neyse
    birkaç merak ettiğim şey var sizlerede sormak istiyorum aslında...

    böyle rahatsızlıkları olan bir çok insan genelde sosyal ortamında insanlar arasinda bir muhabbet dönerken hatta daha doğrusu, o ortamın her saniyesini yaşarken genelde bu tür ortamlarda insanları bakışları kelımeleri yanlış anlarız... bozuluruz belkide paranoya kurar her insan onun neden onu bozduguna dair ama söylemez aklından geçirir ses çıkarmaz Unutur gider...
    ama size şu acı gerceği söyleyim o sizi devamlı bozacaktır... neden mi bozulmak isteyen odur çünkü ...
    Genelde bu tür bozuklugu olan insanlar fazla göz teması kurmaz veya kurdugundada anlamsız bir dikkatle kurar o göz temasını ...
    bazıları bozulma sıkılma gıbı şeylerden bıkmıstır. ve farkında olmadan insanlardan soğumuşlardır bakışları bile küçümseyici olabılır
    genelde depresif ruh halınde olan insanların algılarındada oynama olmuştur
    bu insanlar kimseye yalan söyleyemezler ilk denemelerinde inandırıcı degillerdir ama sonradan hep toparlarlar ve karşıdakının inanmaktan başka çağre bırakmazlar ve karşıdakı neyse bakım hadi oyle olsun gibisinden takılır..
    işin daha büyük boyutu algiların değişmesi nedir ?
    halüsülasyon görmekmi ?
    ses duymakmı ?
    algıda bozulma bu değil bu algida bozulmanın sebep oldugu birkaç semptom
    algıda bozulma en çok kendını sosyal ortamlarda belli eder
    kımse anlamaz sadece sizi değerlendirirler
    pskoloji si bozuk olan adamın biyerini açıp işemesi kafasına huni takması gerekir anlamalari için veya görsel işitsel halusulasyon gördügünü söylemesi görürken birinin onu görmesi gibi veya kişinin kendini açıklaması
    açıklasanızda bazı garıp hareketlerinızı sadece değerlendirirler
    akıllarına pskolojisimi bozuk ondan demez aklından geçmez geçmesi imkansızdır o an yaşanır ve aynı hızda geçer gider
    sosyal bir ortamda algilari bozulmuş birisi orda değilmiş gibi davranır ...
    aklı hep başka yerlerdeymış gibi aklıda başka yerdedir aslında
    bu tur insanlar sözlere mımıklere onların anlam kattıgı insanların birbirlerine birşey anlatırken göz kırpması lafı bitince bir tarz ile sığaranın külünü dökmesi bir agız hareketı yapması hata bu daha daha ince seçimi anlam yüklemesi en zor olan algılara kadar uzanır sacını düzeltmesi gibi şeyleri algılayarak sosyallıge devam etmeye çalışırlar.. bir kişinin yapmacık oldugunu ufak yalanlarla kendini övdügünü anlarlar bunu o hareketlerınden anlayabılırsınız.. %100 dogrudur o kışının yalan soylediği ben bu algı tarzına içgüdüsel bakiş diyorum
    içgudusel baktıgınız gibi içgudusel agilarsınız... düşünürsünüz
    içgudu nedir...
    İçgüdüyü öğrenmeye bağlı olmayan hayvan ya da insan davranışlarının tümü şeklinde tanımlayabiliriz.
    normal insan içgüdü ve düşüncelerinin birbirinden ayırmıstır içgüdülerı yalan söylüyor demez beyni ve düşüncelerinde birbirini tutmayan veya sahte yalan söyleyen kişilerin yalan söyledıgını anlarlar
    ama rahatsız ınsanlarda söyledıgı kelımelerın önemı yoktur onları dinlemezler bile kulaklarını tıkamıs gibilerdir ama 2 kelam ederken kı kısının içsel hareketleri dir birşeyler anlatan düşünceleri değil onlar çoktan atılmıştır bir kenara lafta dınlıyor gibi yapılır hatta bağzıları bunu bıle yapamaz... direk kestırıp atar...
    çünkü içgudusel bir algılama tarzına sahiptir çevrede var olmayanan algılar değil içgüdüsel algilardır. ön plana çıkan
    aynen şudur içgudusel hareket
    hayvanlar düşünme yeteneklerı olmadıgı için harekete baglı içgudusel beden dili okuyabılırler ve içgüdüler asla yalan söylemez düşünmeye baglı bir algi bicimi degildir
    rahatsız bireylerde vucut dilini %100 kusursuz okurlar
    ama karşıdakı bunu anlayamaz çünkü o farklı bir algı tarzındadır
    belkı o an sadece yalanını nasıl anlatacagıyla meşguldur. bir insan düşünsel boyutta süper yalanlar uydurabılır kelime ve ikna kabiliyeti %100 kusursuz olabılır ama içguduleri algilayan bir bireyi kandıramaz düşüncenin ön planda oldugu bireyi ise parmağında bile oynatır...
    ama bu iyi birşey gibi gözüksede degildir çünkü herşeye bu bakısla bakacagınız ıcın normal insanların anlaşma biçiminden kopar ve oyle bir hal alırkı sizin arkanızdan gülerler hatta yüzünüze karşı ortamlarda aklınız başka yerlerde oldugu için normal insanların anlaşma biçimindeki puff noktaları kaçırırsınız bakışları ne düşündükleri kaçırırsınız iş işten geçince farkına varirsiniz belki aptal bi gulumseme belki salakca birkac hareket ile geçiştirirsiniz coğu zaman süratsız bir yüz takınır... onların sızden gıcık aldıgını düşünürsünüz veya bozmaya çalıştıklarını aslında o sadece beden dili okur düşünceleri okumuş gibi yapar okuyamaz algilari daha baskın gelir algilama tarzı aynı şekilde devam eder değişmez
    neşelide olabilirsiniz mutluda olabılırsınız sorun bunlar değil
    sorun ne ruh durumunda olursanız olun bu algılama bıcımı her ruh halınde yanliş bir tarzdır aslında dogrudur ama diger insanlar sizden üstün oldugunu anlarsınız çoğu konuda ama sizden gerçekten üstünmüdür hayır degıldır onu orda lafları oturtturup pat diye bozabılırsınde bunu yaparkende sende aşiri bir üstünlük içgudusuyle yapacaksındır hareketlerin okadar kesin ve igneleyiçi olacaktır ki... ama bu senın oyle biri oldugundan degil senin algi tarzının düşünmeye değil içgudusel algilama tarzı olduğundandır ama
    düşünme içgüdüden daha üstün bir sistemdir daha havalıdır cool dur...
    cevresınde dönenleri birkaç hareket olarak değil küçük hareketlerden içgudusel anlamlar çıkarıp ona göre tepki vererek DEĞiL... bütün olarak algılarlar.
    olumlu bir gözteması veya bakış kullanılamaz kullandıkca karŞı dakının olumsuz düşük enerjili ve açayip bakişları hatta yüzünüze bile bakmamalarıyla ödüllendirilirsiniz :S çünkü onlar gibi bakmıyor onlar gibi hareket edip onlargibi algılayamıyosunuzdur...

    ama rahat hareket edip bütün olarak değerlendirebildiginizde böyle olmicaktir normal insanlarda içgudu 2. plandadır düşünce ve içgudulerin bir arada kullanılmasıdır aslında ama önce düşünerek ve içguduleri uyaracak bir yargıya varana dek sadece düşünceleriyle anlaşırlar..
    o yüzden rahatsız birey için dış dünya korkutucu ve anlamsızdır..
    çogu rahatsız birey
    anlam yükleyemezler hareketlere onları içgüdüsel algilamaya çalısırlar
    düşünmeye bağlı olmayan bir içgudusel harekettleri algıladıkları için . aslında anlatabılecegım o kadar çok şey varkı çoğunuz bu yazdıgımdan birşeyler çıkaramıçaktır eminim..
    ama

    ilaçlara inanmıyorum ilaçlar uç derecedeki rahatsızlıgı olan bireyler için biraz da olsa etkılidir
    ama igleştirmek gibi bir vazfı yoktur
    çünkü su ana kadar okudugum pskolojik rahatsızlıklar sadece buz dagının görünen küçük bolumu onuda zaten cevrede var olamayan uyaranlar algılama diye kestırıp atıyorlar sorunun oldugu bölümü atlıyorlar aslında... sorunun kaynagına inilecek bölümü
    cevrede var olmayan uyaran yok bilader
    halusulasyonlar sesler ise
    var olan algı uyarıcılarının yani yanlıs algı tarzının nedeni olan semptomlar
    insan içgudusel olarak birşeye inanıyorsa %100 inaniyor demektır kımse onu geri donduremez
    ve beyin düşülsel boyutta bu yüksek hise karsi bir anlam yukleyerek sesleri görüntüleri yaratır...
    Last edited by Phonema; 13-12-2010, 01:48 AM.
    Never Back Down

  • #2
    içgüdü = algı
    bu iki kelimeyi aynı anlamda mı kullanıyorsunuz bu yazıda?

    aslında "algı" kelimesinin en iyi karşılığı tasavvurdur.
    tasavvur düşüncedende önce gelir.mesela bir düşünceye bağlanmadan önce bilinçaltı veya üstünde o konu hakkında kafamızda oluşturduğumuz kalıplar.bunlar değişkende olabiliyor.yani sabit şeyler değil.

    ben psikoz gibi ağır durumlar yaşamadım ama uzun süre depresyon ve buna bağlı takıntılı düşüncelerle savaştım.sanırım bu yüzden algılarım yani tasavvurum bayağı bozuldu.olaylar karşısında hep toplumun genelinden farklı ve garip düşünceler geçiriyorum kafamdan.normal olmadığımı eşimde söyler.
    "Eleştirilmekten korkuyorsan doğrularını kendine sakla" felsefemle yaşıyorum artık.
    garip fikirlerimi kendime saklıyorum.böylece toplum içinde acayip karşılanmıyorum.

    bunun dışında birileriyle konuşurken çok fazla analiz yapmam.çünkü karşımdakinin beyninden neler geçtiğini asla tam olarak bilemem.bu çok karmaşık bir süreç.kendimden biliyorum.birisi bana kendisi hakkında birşey söylediğinde bile ben hemen kendimi düşünürüm.bu olayın -eğer kendi hayatımda gerçekleşseydi- olabilecek yansımalarına falan bakarım.
    bu böyledir.insanlar her an heryerde kendilerini düşünür.başkalarını umursamaz.

    birde göz temasından bahsetmişsiniz.insanlar sokakta yürürken neden gözlerinin içine bakar?bunu hep düşünürüm.madem konuşmayacaksın veya selamlaşmayacaksın. ne diye benimle gözgöze gelmeye çalışıyorsun?bunun altında yatanı hep merak eder dururum.
    Last edited by junkdarc; 13-12-2010, 03:57 PM.

    Yorum


    • #3
      bu yazı çok uzun. okuyamadım.

      Yorum


      • #4
        Ben acikcasi nedenlerini ve nasillarini hic arastirmadim, hep hem belirli bir yatkinligin hemde cevresel faktörlerin etkisinin oldugunu düsünmüsümdür. Yapi olarak sosyal fobik olmaya müsayittim bunda birde ailede sevgisizlik, iletimsizlik ve korumacilik eklenince ortaya cikti saniyorum. Bu cevresel faktörlerin genetikten daha agir bastigina da var gücümle inaniyorum. Gecen sene sosyal fobiklerin beyin aktivitesini resmetmeyi hedefleyen bir arastirmaya katildim, MRI'ye girdim. Icinde bir monitör vardi, gülen yüzler ve kizgin suratlar gösteriliyordu, suan testin detaylarini hatirlayamiyorum maalesef. Elime birsey vermistiler ve benim ona ne kadar hizli basabildigim yani reaksiyon hizim ölcülüyordu, tabii dogru yerde basmam gerekiyordu. Ayni zamanda beynimin detayli resimleri cekiliyordu. Ara ara da 'Su an ne kadar korkuyorsun/kaygilaniyorsun? diye soruluyordu ve bende notlandiriyordum. Ayrica birde oyuna geldim Bana denildi ki, "MRI cekimleri bittikten sonra odada 4-5 kisiye 10 dakika sürecek bir prezentasyon vereceksin, ondan önce sana 10-15 dk bir konu bulup hazirlanman icin zaman verecegiz". Nasil korktum o an, icim icimi yedi. Sonra ne kadar korktugum soruldu, 8 dedim. "Rahat ol" dediler, "sadece beyin aktivitenin o an nasil ve ne denli degistigini resmetmek icin bunu yapmak gerekliydi." Gercekten inanip inanmadigimi da bilmek istediler. Evet inanmistim, 8 siddetinde korkum bu yüzdendi zaten Bu aylarda arastirmanin sonuclari cikiyor, geldiginde ise yarar bir bilgi olursa sizinle paylasirim
        İki yıldız arası göğe asılı hamak...Uyku, uyku...Zamansız ve mekansız, uyumak.

        Yorum


        • #5
          Onu bende biliyorum. Demek istedigim paylasmaya deger bilgiler varsa eger buraya aktarabilirim, benim gibi merak edenler icin.
          İki yıldız arası göğe asılı hamak...Uyku, uyku...Zamansız ve mekansız, uyumak.

          Yorum

          İşleniyor...
          X