Duyuru

Collapse
No announcement yet.

Şimdi stresle ilgili yazıma geldi...

Collapse
X
  • Filtrele
  • Zaman
  • Göster
Clear All
new posts

  • Şimdi stresle ilgili yazıma geldi...

    Sonsuz isteklerim vardı. Bir evim, bir eşim, bir kariyerim, bir çocuğum, bir babam, bir annem, bir ailem, bir kentim, bir inancım, bir hobim, bir param, bir arkadaşım, bir dostum, bir hayvanım, bir ağacım vs. baktım ki birlerim BİN olmuş ve hepsi omuzuma yük olmuş. Belimi doğrultmak istiyorum, hayata karşı dimdik durmak istiyorum ama yükümden doğrulacak halim yok.

    Bu hayattan ben ne istiyordum ve bu hayat benim beklentilerimin ne kadarını karşılıyabilirdi? Her bir isteğim olduğunda bana bir sevinç verirken, BİNLER elem olarak geri dönüyordu. Beş dakikalık mutluluk için beş yılım bana zindan oluyordu.

    Yanlışlık bunun neresinde idi?

    Amaç odaklı mı yaşıyordum acaba? Gözüm hep menzilde idi. Beş yıl sonra gerçekleşecek amacımı düşünürken, bu araç olarak kullandığım beş yılı onurlandıramıyordum. Hayat bana istediğimi sevinç içinde sonar mıydı? Tabiki koca bir hayır. Çünkü onun beş yılını beş dakikaya tercih ediyordum. Bir nevi ona vefasızlık yapıyordum. Vefasızlığın karşılığında vefasızlık alacaktım. Geriye dönüp baktığım beş yılımda bütün günü stres içinde geçen, ailesine yaşamı zehir eden, arkadaşlarını ve rakip oalrak düşündüğü insanları ezip geçen, onlara dönüp bakmayan, daima yüzünde bir dünya telaşesi olan biri vardı. Temeli bozuk bina gibi, hayatımın temelide bozuktu. Yapının ayakta sağlam durma şansı var mı? En sonunda bu kadar biriktirdiği olumsuz duygular, bir gün dayanılmaz bir hal alacaktı. Ve o büyük gün yakındı. Artık uyanma zamanı gelmişti.

    Ne yapıyorum ben? İsteklerim oluyordu; fakat ben mutlu değildim. mutluluk neydi? Bunca şeyi hayattan niye istiyorum? ve büyük söz birden aklıma geldi.

    "Kalpler ancak Allahı anmakla mutmain olur." Evet. Hayattan sonsuz isteklerim vardı. ama beni mutlu etmiyorladı. Geçici dünyanın süslenmiş eşyalar mı bana mutluluk verecekti? Asla. Peki ben niçin bu kadar eziyete ve strese katlandım? Mutluluk için. Mutlu muyum? Hayır.

    Bir şeyleri düzeltme vakti gelmişti. Herşey bana stres veriyordu. Bu işin doğrusu ne idi? Hayatımda neler eksikti?

    Kabullenme, zevk ve coşku tabiki.

    Kabullenme, zor anlar için işe yarardı. Örneğin yağmurlu havada arabam bozulduğunda, öfkelenmeyip herşeyi olduğu gibi kabul etmem gerekirdi. Sadece üstüme düşeni yapmam gerekirdi.

    Sevmediğim iş içinde sevmediğim iş olsa da her seferinde haykırmanın bir alemi yoktu. Şimdi için işim buydu ve onu onurlandırmam gerekir. Bu bir nevi kabullenmekti.

    Zevk de yaptığım iş için lazımdı. Ben yaptığım işten hiç zevk almıyordum. Sadece birilerini memnun etmek için uğraşıyordum. İstekler dediğim şeyler benim miydi yoksa birileri istediği için mi yapıyordum? Herşey başkaları içindi. Amacımı hayal etmekten, araçları ezip geçiyordum. Onlardan hiç zevk almıyordum. Artık onlardan zevk almayı, onlarla eğlenmeyi öğrenmem gerekir. Zevk insanın içinden mi gelirdi? Yoksa amaç ve araçlarımdan mı gelirdi? Aslında zevk insanın içinden gelirdi. Araç ve amaçlar sadece bu dünyanın biçimsel kavramlarıydı.

    Coşku da yaptığımız işe kalite katardı. İçsel bir olumlu bir yaşam enerjisi ile yapılamayacak iş yoktu.

    Sonuç olarak ;Sonsuz İstekler yerine gerçekçi hedefim olmalıydı. ama asla amaca odaklanmamalıydım. Amaç olmasa da olmasın. Amaç benim zorunluluğum değil. En önemlisi ŞİMDİYİ ONURLANDIRMAKTIR. Eğer şimdi yaptığım şeyleri kabul ediyor, zevk alıyor ve coşku hissediyorsam doğal olarak sonucuda öyle olacak. Ama illede sonuç gerçekleşmek zorunda değil...

  • #2
    arkadaşlar bir soru soracağım. yani çok merak ettiğim bir konudur hep. Kör bir insan için düşünme ve algı ne demektir? Bu dünyadaki biçimsel şekiller ne anlam ifade ediyor? onların bizim gibi sonsuz istekleri var mıdır? Birisi bana bunu açıklayabilir mi?

    Yorum


    • #3
      Orjinal yazı sahibi: mustafatoprak
      arkadaşlar bir soru soracağım. yani çok merak ettiğim bir konudur hep. Kör bir insan için düşünme ve algı ne demektir? Bu dünyadaki biçimsel şekiller ne anlam ifade ediyor? onların bizim gibi sonsuz istekleri var mıdır? Birisi bana bunu açıklayabilir mi?
      düşünme beş duyu organdan alınan metaryallerle olur.... gören insanların baskın duyu organı göz olduğu için düşünceleri imgesel ve görüntüsel düşünme şeklinde oluyor.... körlerin baskın organları ise kulakları ve dokunmadır.... bu yüzden dokunma ve sessel bir düşünme tarzları vardır... onlarda o şekilde düşünür....

      Yorum

      İşleniyor...
      X