Herkese merhaba,
Bu yazı benim hayata tutunuşumun yazısı. Onca olaydan, intihar planlarımdan sonra bu kadar çabuk iyi olmam beni şaşırtmıyor hatta korkutmuyor değil. Şunu fark ettim ki ben abimin tacizleri sırasında kendimi daha güçlü sanıyormuşum. Hâlbuki değilmişim, insan yalnız kalınca, kaybedecek bir şeyi kalmayınca kendine duvarlar örüyormuş ve en güçlü kendisini zannediyormuş. Ben o duvarları öyle sağlam kurmuşum ki yıllar sonra ancak sarsıldı. Duvarlarım sarsılınca gücümü kaybettim gibi geldi. Aslında tam tersiydi. O duvarlar benim zırhım değilmiş; Duygularımın, düşüncelerimin önündeki kısıtlayıcı dikenli tellermiş. Zorlandım tabi ki hem de ne zorlanma! Normal değil mi? Bir anda duvarlarımın arasından bir tuğla düşüveriyor. İyi ki de düşmüş. Asıl şuan daha güçlü hissediyorum kendimi. Polyanna olacağım bundan böyle. Bu stres beni tüketti çünkü. Artık her baktığım şeyde hüzünlenmek değil içimin huzur dolmasını istiyorum. İyi olmayı istiyorum bundan böyle yıkılmak istemiyorum herhangi bir çarpışmada. Kabul illa ki olacak üzen olaylar ya da karamsar duygularım. Ağlayayım üzüleyim ama kalkmalıyım ayağa. İç sesimin; ‘Bak Aptal, bak işte ne bekliyordun ki? Neyin düzelmesini bekliyordun?’ demelerinden yoruldum. Mutlu olmak istiyorum bundan ziyade huzurlu olmak istiyorum. Son olarak şunu ekleyeyim insan kesinkes kendine değer vermeliymiş. Sen değerlisin, insanların sana zarar veremeyeceği kadar değerlisin. Gözünü aç, bak etrafına sana değer vermeyen insanları daha fazla çekme. Gerçek sevgi, gerçek değer. Bu süreçte psikoloğa gitmeye devam ediyorum. Psikoloğa gitmek de iyi geldi. Hepinize sevgiler, bir gün duvarlarınızı yıkmanız dileğiyle…
Bu yazı benim hayata tutunuşumun yazısı. Onca olaydan, intihar planlarımdan sonra bu kadar çabuk iyi olmam beni şaşırtmıyor hatta korkutmuyor değil. Şunu fark ettim ki ben abimin tacizleri sırasında kendimi daha güçlü sanıyormuşum. Hâlbuki değilmişim, insan yalnız kalınca, kaybedecek bir şeyi kalmayınca kendine duvarlar örüyormuş ve en güçlü kendisini zannediyormuş. Ben o duvarları öyle sağlam kurmuşum ki yıllar sonra ancak sarsıldı. Duvarlarım sarsılınca gücümü kaybettim gibi geldi. Aslında tam tersiydi. O duvarlar benim zırhım değilmiş; Duygularımın, düşüncelerimin önündeki kısıtlayıcı dikenli tellermiş. Zorlandım tabi ki hem de ne zorlanma! Normal değil mi? Bir anda duvarlarımın arasından bir tuğla düşüveriyor. İyi ki de düşmüş. Asıl şuan daha güçlü hissediyorum kendimi. Polyanna olacağım bundan böyle. Bu stres beni tüketti çünkü. Artık her baktığım şeyde hüzünlenmek değil içimin huzur dolmasını istiyorum. İyi olmayı istiyorum bundan böyle yıkılmak istemiyorum herhangi bir çarpışmada. Kabul illa ki olacak üzen olaylar ya da karamsar duygularım. Ağlayayım üzüleyim ama kalkmalıyım ayağa. İç sesimin; ‘Bak Aptal, bak işte ne bekliyordun ki? Neyin düzelmesini bekliyordun?’ demelerinden yoruldum. Mutlu olmak istiyorum bundan ziyade huzurlu olmak istiyorum. Son olarak şunu ekleyeyim insan kesinkes kendine değer vermeliymiş. Sen değerlisin, insanların sana zarar veremeyeceği kadar değerlisin. Gözünü aç, bak etrafına sana değer vermeyen insanları daha fazla çekme. Gerçek sevgi, gerçek değer. Bu süreçte psikoloğa gitmeye devam ediyorum. Psikoloğa gitmek de iyi geldi. Hepinize sevgiler, bir gün duvarlarınızı yıkmanız dileğiyle…
Yorum