Bir tarafta Kel oğlanlar, bir tarafta Mevlana' lar !!! (S.K.)
Bir tarafta alimler, bir tarafta bilim adamları !!
Yok mu giyotinine güvenen, yok mu gereksiz fazlalıkları kesecekler !!
Ada sahillerinde bekliyorum,
Tarihleri ip ile çekiyorum,
Bir geliyorum, bir gelmiyorum,
Ben de ne yaptığımı bilmiyorum...
Krallar arasında aralardan sıvışan bir bücür gibi derinden gidiyorum...
Alttan görmek, yukarıdan bakmanın ötesinde daha reel diye şükür ediyorum...
Cihanda üç şey manevi ise; Onur, Huzur, Gurur !! (S.K.)
Gerisi sokaktaki kedi de bile olabilecek özellikler, köpek demek istemem şiddetle kınanır, kedi daha sempatik kaçar. Uysal ama bir köpeği bile boğazına yapışarak boğabilecek kapasitede....
Biri çıksın da bir kere de olsa had.dini bilip, sınırını korusun.
Biri çıksın da bir kere de olsa kendini bilip, düşüncelerine mana koysun...
Bir kere de şu insanlara olumlu mesaj, umut verelim. Bir kere de nefsimizle boy boy gazetelere resimlerimizi vermeyelim...
Boş yere kalmayalım, boş yere gitmeyelim.
Dram ile komedi arasında rızkını farklı mecralarda arayanların rüyasında kara bulut gibi dolaşmak istemem. Adım gerçek, düşüncelerim ise gelecek...
Yiğidi öldür hakkını ver,
Samanı sakla geri kaç,
Hep bana hep bana, biraz da ver,
Egoların için yolma bu kadar baş saç.. !!
Haydi nefsini okşat şahlansın biraz, iki poh poh tavan yapsın egoların, ondan sonra perdeler kapansın...
Kendi evinin yolunu bilmeyen çocuk, tarif ile nereye gider ?
Kendini çözememiş bebe ne kadar başkasına artistik hareket çekebilir ?
Krizlerdeyim ilacımı getir
Kontrolden çıktım, gölgemi kaçır
Bir muamma yaşananlar psikolojik baba
Yoldan çıkanların rayları değiştirilir zamanla tıkır tıkır
İster inan, ister inanma cezası peşinde hazır.
Kendini imha etmekle meşgul insanların varlığını bilerek
Patlayacı fitili olarak bir kelam yeter, bellekte yerini kazır..
Bilip bilmeden konuşanların geyik merkezi haline getirdiği başlık
Herkes el sıkışırken arka cebinde sapan için taşlık
Hangi birine vurasın ki kelamında bir onuru var
Ortalık savaş alanı, yarılmasın kafan al tak bir başlık....
Sayfalar ister yaz yaz diye, veri tabanı çığlık atar yeter mübarek diye...
Dudaklar katılır, gönüller küfür eder fesatlık hali ile.
Biri maşallah der, biri lanet okur yazabildiklerimiz adına...
Herkese bir istidat verilmiş;
Biri derinden yazar,
Biri fesatlık yapar,
Biri arayı düzeltir,
Diğeri ise bozar,
Biri manevidir,
Diğeri ise menfaat ile coşar...
Herkes bir konuda uzmandır...
Masumiyeti altında şeytanlıkları saklayanların, maskelerinin altından akan kötü düşüncelerini görebilmek çok zor değil. Yeter ki insana yakışmayan at gözlüklerini kaldırmak, yeter ki arkadaşın menfaati korunacak diye bile bile yanlışlara evet demek anlamsız...
Herkes insandır !
Herkese saygı duymak zorunludur (istisnalar kaideyi bozmaz)....
Duyuru
Collapse
No announcement yet.
Bereketsiz Topraklar...
Collapse
X
-
Guest replied
-
Guest repliedDünya düzeni, değişmeyen kurallar ile değiştirilebilecekler arasında mücadele vermek...
Kötü insanların bulunduğu yüzyıl içinde iyi olanları bile bile kaybetmenin verdiği sancı iki taraflı...
Dokunmasın kimse;
Ne kelamıma,
Ne selamıma,
Ne de yaralanan dünyama....
Sabırı silah bilenlerin umut vermek için yarıştığı ahir zamanda, kendi sabrı ile kendini vuranların tezatlıklar içinde yok olması...
Kolay değil elbet, her insan her duyguyu kaldıramaz, bazılarını ise zamanla çözer eğer beklemesini bilirse. Yoksa gerisi hatıra veya pişmanlık vesilesi bir masal...
İlk defa derinlere inebildiğimden, yüreklere dokunabildiğimden ve böylesi tekerrürlerin meydana gelmesinden pişmanlık duydum...
Bizim pişmanlıklarımızın getirisi ağır sancıdır, biraz kayıp biraz da tecrübelere fazlalık katan artılardır...
Başkasının ızdırabı ile huzur bulandır mutsuz insan ! (S.K.)
Bu şekilde mutlu olmayı denemedik hiç, mutlu insan olarak başkasının ızdırabı ile bizde dertlendik zaman zaman...
Duaya inanan, sabıra güvenen, zamanı bekleyenlerdik biz !!
Şimdi kırıklarımız sebebi ile alçılara alınmış ruhumuzu bu ızdıraptan nasıl kurtaracağız diye yine düşünce içinde boğuluyoruz. Tahminlerden daha fazla derindim, başkasının dünyama girmesinde boğulma riskinin fazla olacağından emindim...
Bir akşam yelinde dalından kopacak kadar hassas olmamalı yaprak,
Yaşam denen hortumun içinde ne yapar yoksa insan ?
Yalana resti çekerken, güvene kapıları açmak.
Karanlıkları geriye atarken, yarına umut bırakmak....
Doğru mu ?
Yanlış mı ?
Düşünür oldum...
Yoksa herkesi kendi haline salmak mı ?
Kırıldı kalemim,
Kilitlendi düşüncelerim,
Dağıldı gülüşlerim ve bir o kadar ayaza esir kaldı titreyen yüreğim....
İşte sana hayat, kaset bitti al yine baştan
Boş koltuklara selam ver sallayarak baştan,
Hatıraların kaçta kaçı silindi bilinmez
Elbet koyar bazı şeyler, değil di hiç bir insan taştan.
Koşabildiğin kadar koş, durduğunda düşersin
Düşünebildiğin kadar düşün, durulunca kitlenirsin...
Kelamlarımı altından kılıfa soksan artar mı değeri ?
Yada tezekler içinde yaksan düşer mi kıymeti ?
Değere değer katan insanın düşünceleri, gerisi kitaplardan yapılan boş alıntılar gibidir hayat.
Hayata sen katarsın birşeyler yolu bulabilmek için,
Eğer hayatın sana katmasını beklesersen yaşamının tadı olur bayat...
Gazı biten bir lambanın ucundaki fitildik belkide
Birimiz ateşi korumaya çalıştı sert rüzgarlara set çekerek,
Diğerimiz ise koruyayım derken nefessiz bıraktı ve söndü.
İşte orada dugular ve anlamlar öldü.
Daha aydınlığın ne olduğunu anlayamadan
Kendimize gelemeden güneş bize sırtını döndü...
Kaldık karanlıklar içinde ellerimizden kayarken ışık
Manası kendi içinde saklı bir yoldu aynı adımları attığımızda
Son gün geldiğinde, kalmadı bize seçecek fazla bir şık...
Kendi başıma öğrendim değerleri
Kendi başıma dertlerime merhem diye acıları gömdüm.
Bugüne huzur var ise yürekte
Yeri geldiğinde en kabus günleri gördüm.
Pes etmedik yılmadan yırtarcasına anlamsızlıkları
Kırmak için mücadele verirken sert duvarları
Bir bakmışım kan revan içinde acıyan ellerim,
Meğer duvar diye kırmaya çalışmışım çelik kapıları...
İşte hikayedir yürekten geçen,
Belki gerçek belki sahte,
Belki başına gelmiştir belki gelecek...
Umudun gerçek olduğuna inandığımız kadar acıya da inandık inkar yok
Bugüne varız, yarına yok, elbet her kul bu kapıdan geçecek...
"Muhammed FURKAN"
Leave a comment:
-
Guest repliedAnlamlarıma anlam katıp, yüreğinden geçenleri dökebilenler sağolsun Mor_krizantem...
Kumlar içinde zerredir garip yüreğim
Yazarız, yazdırırlar...
Bugüne varız yarına ise yok, bilirim
Gelir geçer zaman durmaz yerinde
Çektiğim çizgiler kadar derinim,
Bilmez sırtı sıcak yataktan çıkmayanlar olmadıkça ayazın dibinde,
Bugüne sır, yarına ise toprakta çiceğim...
Saygılarımla...
Leave a comment:
-
her ne kadar çetin gelse de ,
toslasam da bir o kadar ..
tebessüm yayıyorsun.. keyfim geliyor..
şöyle kana kana bir oh be! diyorum..
dedirtiyorsun..
"sen" ile beslenen yüreğine sağlık ..
Leave a comment:
-
Guest repliedBir seni, bir beni, bir onu anlatır yazılanlar Azemarenc...
Anlatmak zor da uygulaması daha kolaydır bazen,
Üzerine daha da anlam katabilmek ve yaşayabilmek dilekleriyle...
Duygularım sukünette...
Hisselerim tavan yapmış, muallak ve ahmak hallerinde karşılıklı ok atma yarışı. Kim kimin gözüne saplarsa +100 puan..
Alırsın.. :idea:
7 günlük durgunluğun bir yıllık getirisi ile yazdıran ALLAH' a sonsuz şükürler olsun... Utanmıyorum şükür etmekten, gurur duyuyorum...
Aslımı inkar edecek kadar,
Olduğum halimden utanacak kadar,
Düşüncelerimden çekinecek kadar şerefsizliği benimseyemedim...
Böyle geldim, böyle deli giderim ben ki Küheylan !! Önüme çıksa dünya ne işe yarar. Bir hareket ile yerde mevta...
Bağıra bağıra adalete inananların, demokrasi kavramı içinde sefa botunu yüzdürenlerin zoruna giden nedir ki... ?
Çaçaronluk krizim tutarken, yüreğini bir hamle ile söküp yerinden ne için attığını görmek var ki ah diyorum ah...
Anlamsız kelimelerin tecavüzüne uğrayan kulakların ve düşüncelerin içinde sağlıklı bir tavır takınabilmek mümkün mü ?
Her taraf alim, her taraf bilim adamı, her taraf zalim...
Nerede ne yapılacağı hakkında kesin bir tavır takınamayıp ileri geri şahsi fikirleri yüzünden değerlere gelen kötü sözlerin vebaline kim ortak olabilir ?
Alicenaplik ile serkeşlik arasında gidip gelmelerim var..
Hangisine denk gelirsen bahtına,
Basarsan Küheylan' ın mahaline,
O zaman dua et inandığın Allah' a !!!
Farkettiklerim kadar farkındalığı olmayan bireylerin nefsi savaşı arasında cereyan eden elektriklenme, arada bir keserim..
Gerilim hattı üzerine oturmuş insanlar, akımlar arasında yanmama çabası...
Umut veriyorum;
Beyni, ruhu, kalbi, çuval dolusu gerekli gereksiz laflar ile saldırıya maruz kalmışlar için...
Varabildiğin,
Yazabildiğin,
Konuşabildiğin,
Görebildiğin,
Duyabildiğin,
Adam gibi adam olabildiğin kadar varsın.
Yoksa sadece ölümü bekleyen yaşayan bir cesetsindir...
Onca kelle içinde binbir firikikli düşünceler arasında meydan muhaberesi çıkarmak isteyenlerin bahanesine bak, hizaya gel... :idea:
Ülke elden gidiyor Allah' ım, haberimiz yokmuş.
Her sabah doğan güneş, kalbi karaya dönenlere bile fayda veremez olmuş...
Kem gözlere,
Boş sözlere,
Sallamasyon bireylere yeter de artar kelam.
Mumdur eriyen, insan ise gömülen...
Dünya bir okyanus, bense içinde bir kum zerresi...
Sen de zannetme kendini denizin perisi...
Fark var ise kapasiteye bakar,
Gerisi sadece fazlalıktır, görünüşü, giydiği elbisesi,
Beyni olmayana giydirsen en güzel kıyafeti anlamı olur mu ?
Yüreğinde ışık olana çuval giydirsen değeri kaybolur mu ?
Ha suratında bir sivilce olmuş,
Ha ayna gibi pürüssüzmüş.
Gözündeki fesatlığı örter mi ?
Kral ile kraliçe olmuşsun
Dünyanın her nimetine konmuşsun
Yüreğine sevgi yerine kibiri koymuşsun
Bırak mübarek suyun ismini anmayı !!!
70 defa Hacca gitsen faydası olur mu ?
Çökmüş ruhuna kasvet denen feraset
Gözüne dünyanın doğrusunu soksalar fayda vermez
Kapılmış gidiyorsun delicesine mal peşine
Yoksa kalbinde temizlik adına bir perde,
Kozmetik dükkanı geçse üzerinden alınmaz yüzdeki kara leke...
Bilindik kalıplar ile ne kadar ilerleyebilirsin ?
Olduğun yerde ne kadar sabit kalabilirsin ?
Ya herru Ya merru derler.
Elbet sende birgün beyaz çarşaf ile sarılıp şekillenirsin...
Hiç birşeyim yok dünyadan isteğim olarak.
Ne köpeğim olsun, ne HD kaliteli TV im
Ne de güzel giyinen bir sevgilim,
Ne de çağdaşlık dersi verecek bir yoldaşım,
Ne de yobazlık edecek bir dostum...
Bir dilim bir düşüncem var kendime yetenim...
Fazlası zarardır çok iyi bilirim...
Farkedebilmek, zalimlik etmeden letafet hallerini
Yok fazla düşüncem derinine inersem çıkamayız içinden
Ben dünyaya gelirken kırıldı kalemim ruhum yolun sonunda beklerken
Bedenim geride kaldı hep düşüncelerimle hücum ederken yarına
Vehimlere bırakmadım hiç boşta kalan yüreğimi,
Hep umut ettim aydınlık yarınları korkmadan
Her ne kadar mahzurluk hallerinde olsa da insanlar...
Gerçekleri silmek için çırpınanların aksine nefes almak istiyorum
Dünyaya tapanların yirmibeş ! kürek toprak altındaki hallerini hatırlatmek derdi,
Ne geriye dönmek yakışır, ne olduğu yerde saymak ileri koşmak istiyorum
Boşversene babacan !!
Elalemin derdi seni mi gerdi :?:
Hayrım var,
Yanında şerrim,
Hayrıma şahit olan mutluluk pozu verirken
Şerrime ortak olan bitik hallerde...
İhanetim yok, yalan yakışmaz,
Her ne kadar taşlaşmış beyinleri kırmaya yetmesede kelamlar
Aynı mekanda olsa, yolum yine ş.... çakışmaz....
Alicenap : Koruyan, merhamet eden.
Serkeş : Asi, dik kafalı.
YOBAZ : İslam' ın gerektirdiği gibi yaşayanlara denmez, İslam' ı yanlış anlayıp, yanlış uygulayıp doğruymuş gibi gösterenlere denir.
Letafet : Güzellik.
Vehim : Vesvese.
Mahzur : Ayak bağı, engellemek için var olan.
"Muhammed FURKAN"
Leave a comment:
-
Guest repliedOrjinal yazı sahibi: babaNe oldu ?
Anlayamadım...
Ne başladı ?
Farkına varamadım...
Ne bitti ?
Anlam veremedim...
Çok karışığım çok, yazıyorum işte. Yine bir parça ödün vererek, görüyorum işte görmem gerektiği kadar...
Üç yanlış mı yaptım bir doğrum gitti !
Ne yarı yolda bırakmak, ne sırtından vurmak, ne de istismar... Hiç ama hiç geçmez akıldan ki yazdıklarımız kendi öz yüreğimizden...
Can çekişir elim telefonda ama nafile, sessizliği bozmak istemem. Hayatları karartmak için değil, aydınlatmak için yola çıktım kellemi koyarak...
Kendi dertlerim altında bir hamal gibi ezilirken acaba neden kapıları açık bıraktım ?
Olumlu düşündükçe acaba neyin içinde kayboldum ?
Hayat dediğin nasip ile kaderden ibaret ince bir çizgi, ne benim duvarım, ne senin duvarın, ne de başkasının duvarı güçlü kalamaz olacaklar önünde. Yarı yolda bırakmak mı ?
2008, Kötü İnsanları Tanıma Senesi - (Kajmer) İyileri kaybetmemek adına...
Yürekte dökülecekler çoktur da lakin derman yoktur, verilecek umutlar hala vardır da kaybetmeksizin fakat yüreğimde sızı çoktur...
Seçeneklerden ibarettir yaşam;
Ya korkuların ile başbaşa kalırsın ve dünyaya karşı kilitlenir kapıların.
Ya barikatlarını parçalarsın ve görürsün iyi niyetlerin sıcaklığını.
Ya da muammalar içinde bir yaşam sürersin, iyi ve kötüye tam karar verilemeyen...
Kapılar açık yürek ile paralel...
İsimsiz değildir hiç bir kahraman...
Bilemiyoruz ki, neler gösterir zaman ?
Bizi zora sokan, anlamsızlaştırmak için uğraşıp vesvese veren İblis mi kazansın ? Zordur bereketsiz topraklarda umut ekip yetiştirmek bilirim...
Zordur korkular ile yüzleşmek, bir o kadar zor olan ise, korkularınla yaşamak için bir ömür verilen mücadeledir... Boşa gider, insan dediğin olur derbeder...
Zamansız tövbelerin,
Amansız dönemlerin içinde
Al alabilirsen nefes boğazımda kalan yarım düğüm
Ne bugüne belli halim
Ne de geleceği belirsiz ömrüm
Denizde bir karaltı görsem sızlar yüreğim
Düşünürüm acaba ayıp nedir ?
Korkuların getirisi sığınak mıdır ?
Yoksa içinden çıkılamayan bir kördüğüm..?
Daha ne kadar kabuklar içinde duracaksın
Bak mevsimler bile değişti ayazlarda kaldık
Kötülük mü ettik, inandıklarımızla devam ederken yollara
Gidenler gitti, bak biz iyilerin gerisinde kaldık..
Döküversem sayfalara yetmez adım gibi eminim
Yanlış birşey olmadığını gün gibi bilirim
Her yanda bir hüsran yolcusu var iken
Ağır geldik farkındayım.
Olmasaydı bu ağırlık sanki çok mu iyi olurduk ?
İnsanın güçlüsü, anlamlısı ve sağlamı zordur bulunmaz
Sayılı günler işte ne diyeyim,
Son nefes versen bile dünyanın umurunda olmaz...
Zordur hayatın bazı kareleri, içinden çıkılamaz bir hal alır
Ben bir çok şeyden vazgeçtim artık sorun değil
Bırak kopsun, ne kopacaksa fırtınanın içinden...
Dokunur mu yazılanlar bilemem şu an, yüreğim sızlayınca anlarım
Derman vermeye çalıştıklarımızın yanında derdi kendi yanıma alırım
Ne değişmedi ki hayatta şimdiye kadar
Bir kere de korkular değişsin....
ne çok beni anlatmışsınız...
Leave a comment:
-
Sayın baba ve asiyim. Ben ikinizinde bu siteden gitmesini istemiyorum. Ve eminimki birçok kişide istemiyordur. Her ikinizinde yazıları ayrı bir değer. Her sözünüzde mana var, manasızlık yok. Dolusunuz sizler, dolu insanlara ihtiyacımız var...
Leave a comment:
-
Guest repliedBir kaostu yaşanan olaylar mecrasında.
İçimizdekilerin dışa vurumuydu belkide bir umut.
Kayaların dibindeki su olukları gibi akmaya çalıştık basamak basamak.
Bazen kayalardan billur gibi nur akar bazende kir.
Yapmak istesende hayat süren leşler hala dirilmedi.
Yıllar yılı iman yoksulluğundan inledik.
Bu portal bozkırında sürekli kağnı sesi dinledik.
Hainlerde varmış içerimizde bilemedik.
Baba her zaman dehaydın.
Tarihte o dehalardan kahraman çıktımı hiç.
Sen öyle bir dehasınki,
Kaderi bir insanın kaderiyle çakışan
Ölüme bir santimden fazla yaklaşan.
Temalli meak
Hadi Figo kardeşimsin gidelim beraber buradan ....
Beraberiz her zaman ..
Leave a comment:
-
Guest repliedNe oldu ?
Anlayamadım...
Ne başladı ?
Farkına varamadım...
Ne bitti ?
Anlam veremedim...
Çok karışığım çok, yazıyorum işte. Yine bir parça ödün vererek, görüyorum işte görmem gerektiği kadar...
Üç yanlış mı yaptım bir doğrum gitti !
Ne yarı yolda bırakmak, ne sırtından vurmak, ne de istismar... Hiç ama hiç geçmez akıldan ki yazdıklarımız kendi öz yüreğimizden...
Can çekişir elim telefonda ama nafile, sessizliği bozmak istemem. Hayatları karartmak için değil, aydınlatmak için yola çıktım kellemi koyarak...
Kendi dertlerim altında bir hamal gibi ezilirken acaba neden kapıları açık bıraktım ?
Olumlu düşündükçe acaba neyin içinde kayboldum ?
Hayat dediğin nasip ile kaderden ibaret ince bir çizgi, ne benim duvarım, ne senin duvarın, ne de başkasının duvarı güçlü kalamaz olacaklar önünde. Yarı yolda bırakmak mı ?
2008, Kötü İnsanları Tanıma Senesi - (Kajmer) İyileri kaybetmemek adına...
Yürekte dökülecekler çoktur da lakin derman yoktur, verilecek umutlar hala vardır da kaybetmeksizin fakat yüreğimde sızı çoktur...
Seçeneklerden ibarettir yaşam;
Ya korkuların ile başbaşa kalırsın ve dünyaya karşı kilitlenir kapıların.
Ya barikatlarını parçalarsın ve görürsün iyi niyetlerin sıcaklığını.
Ya da muammalar içinde bir yaşam sürersin, iyi ve kötüye tam karar verilemeyen...
Kapılar açık yürek ile paralel...
İsimsiz değildir hiç bir kahraman...
Bilemiyoruz ki, neler gösterir zaman ?
Bizi zora sokan, anlamsızlaştırmak için uğraşıp vesvese veren İblis mi kazansın ? Zordur bereketsiz topraklarda umut ekip yetiştirmek bilirim...
Zordur korkular ile yüzleşmek, bir o kadar zor olan ise, korkularınla yaşamak için bir ömür verilen mücadeledir... Boşa gider, insan dediğin olur derbeder...
Zamansız tövbelerin,
Amansız dönemlerin içinde
Al alabilirsen nefes boğazımda kalan yarım düğüm
Ne bugüne belli halim
Ne de geleceği belirsiz ömrüm
Denizde bir karaltı görsem sızlar yüreğim
Düşünürüm acaba ayıp nedir ?
Korkuların getirisi sığınak mıdır ?
Yoksa içinden çıkılamayan bir kördüğüm..?
Daha ne kadar kabuklar içinde duracaksın
Bak mevsimler bile değişti ayazlarda kaldık
Kötülük mü ettik, inandıklarımızla devam ederken yollara
Gidenler gitti, bak biz iyilerin gerisinde kaldık..
Döküversem sayfalara yetmez adım gibi eminim
Yanlış birşey olmadığını gün gibi bilirim
Her yanda bir hüsran yolcusu var iken
Ağır geldik farkındayım.
Olmasaydı bu ağırlık sanki çok mu iyi olurduk ?
İnsanın güçlüsü, anlamlısı ve sağlamı zordur bulunmaz
Sayılı günler işte ne diyeyim,
Son nefes versen bile dünyanın umurunda olmaz...
Zordur hayatın bazı kareleri, içinden çıkılamaz bir hal alır
Ben bir çok şeyden vazgeçtim artık sorun değil
Bırak kopsun, ne kopacaksa fırtınanın içinden...
Dokunur mu yazılanlar bilemem şu an, yüreğim sızlayınca anlarım
Derman vermeye çalıştıklarımızın yanında derdi kendi yanıma alırım
Ne değişmedi ki hayatta şimdiye kadar
Bir kere de korkular değişsin....
Leave a comment:
-
Guest repliedHer sözcük bir okyanus gibi , durup durup düşünmekten kendini alamıyor insan.
Yazdıklarını okuyunca sesiz bir çığlık oluyor insanın içinde.
Sözcükler gelip adeta insanın o içindeki bam telini bulup titretiyor.
Yüreğine sağlık demek bile az geliyor.
Leave a comment:
Leave a comment: